Yenişehir Wiki
Register
(Sayfa oluşturdu, içeriği: 'Hz. Yakub'un (A.S.) lâkabı olup sonradan bütün o soydan gelenlere Benî İsrail denmiştir. İsrail oğulları, Yahudiler. "İsrâiliyye" kelimesinin çoğuludur.…')
 
Değişiklik özeti yok
4. satır: 4. satır:
   
 
İsrâiliyyât, senet ve metin yönünden sahîh ve sağlam veya zayıf veya uydurma olabildiği gibi inanç, ibâdet, dinî ahkâm, va'z ve nasihatla ilgili de olabilir. İsrâiliyyât, İslâm'a uyup uymama bakımından üç kısımdır. İslâm'a uygundur veya İslâm'a zıttır veya doğrulama ya da yalanlama imkânı yoktur. İslâm'a uygun olmayan söz, kıssa ve haberlerin değeri yoktur. (İ.K.)
 
İsrâiliyyât, senet ve metin yönünden sahîh ve sağlam veya zayıf veya uydurma olabildiği gibi inanç, ibâdet, dinî ahkâm, va'z ve nasihatla ilgili de olabilir. İsrâiliyyât, İslâm'a uyup uymama bakımından üç kısımdır. İslâm'a uygundur veya İslâm'a zıttır veya doğrulama ya da yalanlama imkânı yoktur. İslâm'a uygun olmayan söz, kıssa ve haberlerin değeri yoktur. (İ.K.)
  +
  +
Âyet-i kerîmede meâlen buyruldu ki:
  +
  +
Mûsâ aleyhisselâm, kendinden önce gönderilen Âdem, Nûh, İdrîs, İbrâhim, İshâk ve Yâkûb (aleyhimüsselâm) gibi peygamberlerin, kendi zamanlarında, kendi kavimlerine öğrettikleri, Allahü teâlânın varlığı ve birliği akîdesini ve îmân edilecek diğer şeyleri İsrâîloğullarına öğretti. Farz olan ibâdetleri ve muâmelâta âit hükümleri de her yere yayarak İsrâîloğullarını şirkten sakındırmaya çalıştı.

20.08, 14 Kasım 2010 tarihindeki hâli

Hz. Yakub'un (A.S.) lâkabı olup sonradan bütün o soydan gelenlere Benî İsrail denmiştir. İsrail oğulları, Yahudiler.

"İsrâiliyye" kelimesinin çoğuludur. Sözlükte "İsrâilî bir kaynaktan aktarılan kıssa veya hâdise" anlamındadır. "İsrâîl" kelimesi İbranice'dir. "İsrâ", kul, "îl" ise Allah demektir. "İsrâîl", Allah'ın kulu anlamına gelir. İsrâîl, Yakup (a.s.)'ın adıdır. Kur'ân, Yahudilerden "Beni İsrâîl" (İsrail oğulları) şeklinde söz eder.Terim olarak İsrâiliyyât; İslâm'a, özellikle tefsîr ve hadis ilmine girmiş olan Yahudi, Hristiyan ve diğer dinlere ait kültür kalıntılarıyla, dinin lehine veya aleyhine uydurulmuş, Peygamber (a.s.)'e, sahâbe ve daha sonra gelen nesillere izâfe edilen her türlü haberlere denir. İslâm'ın özüne ve ilkelerine uymayan her şey bu kelimenin kapsamına girer. Tefsîr ve hadise daha çok Yahûdi kültüründen girdiği için bu kelime kullanılmıştır.

İsrâiliyyât, senet ve metin yönünden sahîh ve sağlam veya zayıf veya uydurma olabildiği gibi inanç, ibâdet, dinî ahkâm, va'z ve nasihatla ilgili de olabilir. İsrâiliyyât, İslâm'a uyup uymama bakımından üç kısımdır. İslâm'a uygundur veya İslâm'a zıttır veya doğrulama ya da yalanlama imkânı yoktur. İslâm'a uygun olmayan söz, kıssa ve haberlerin değeri yoktur. (İ.K.)

Âyet-i kerîmede meâlen buyruldu ki:

Mûsâ aleyhisselâm, kendinden önce gönderilen Âdem, Nûh, İdrîs, İbrâhim, İshâk ve Yâkûb (aleyhimüsselâm) gibi peygamberlerin, kendi zamanlarında, kendi kavimlerine öğrettikleri, Allahü teâlânın varlığı ve birliği akîdesini ve îmân edilecek diğer şeyleri İsrâîloğullarına öğretti. Farz olan ibâdetleri ve muâmelâta âit hükümleri de her yere yayarak İsrâîloğullarını şirkten sakındırmaya çalıştı.