Yenişehir Wiki
Advertisement
İstiğrak Safahat Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
hasbihal
Mehmet Akif'in en çok sevdiği şiirdir. Tekrarlanması usanç değil;bilakis "zevk" veriyor. Eskiden çocukların ilk okula başladığı gün yapılan merasime "Âmin Alayı" denirdi.

Eşref Edip den bir alıntı:Mehmet Akif Ersoy, hüzzam makamında olan bu ilahiyi hiç dilinden düşürmezdi. Fuad Şemsi Akif'in vefatından 3-4 gün evvel en çok sevdiği şiiri sordum: Yine bunu okudu. Öyle bir nefesle okudu ki ...inşâdında bile iman vardı.

Düz lise seviyesinde Safahat sunumu

“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim? Şarâbı neyliyeyim?
"Gözüm ki kana boyandı, şarabı neyleyeyim? Şarabı neyleyeyim?
Ciğer ki odlare yandı kebabı neyliyeyim? Kebabı neyliyeyim?
Ciğer ki ateşlere yandı .Kebabı neyliyeyim?Kebabı neyliyeyim?
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
İlahi, ben bu bir avuç türabı neyliyeyim? Türabı neyliyeyim? Amin Amin!
İlahi, ben bir avuç toprağı neyliyeyim? Toprağı neyliyeyim?
En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
En önde, rahlesini saygıyla kucağına almış,Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,
Beş on adım geriden, ihtişamı önünde
Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek
Kadar latif, iki masumu bir açık payton
Vakaar u naz ile çekmekte, arkasında bunun,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
Şafağın ışıkları neredeyse sönüp gidecek
Kadar güzel, iki masumu açık bir fayton
Gurur ve naz ile çekmekte, bunun arkasında,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,
O ruhtan daha saf olan yüreklerden,
Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;
Zaman zaman bir ilâhî nağme yükseliyor;
Bu cûş-i saffetin aksiyle tâ meleklerden
Bu temiz coşkunun yankısıyla tâ meleklerden,
Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.
Zemine doğru bir "amin!" sesidir geliyor .
Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,
Her biri çevresine bir sabah aydınlığı saçarak,
Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,
Bütün kafile fertleri, sevinç şarkıları söyleyerek,
Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor
Yarıp önünde duran halkı sürekli gidiyor,
Bu bir ketîbe-i ma'sûmedir ki, ey millet: Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;
Bu bir masumlar kafilesidir ki ey millet: Selâma durmalısın şanlı yolu üzerinde
Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket
Bu öyle bir kol ki: Gelecekte bir küçük hareket
Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!
Yapıp dünyaları yerinden oynatacak kuvvette!
Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak'ta bir gün, bu,
Allah'ın yardımı sayesinde bir gün gelir de bu,
Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.
Girer yüksek bir diyara doğrudan doğru.
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,
Evet, gençlik kervanı ilerlemek isterse,
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmayarak,
Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;
Geleceğin ebedi sabahına koşmakta
O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!
O çünkü isteyemez bugüne katlanıp durmak!
Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,
Naz dolu gelecek güzeli, onun gelişine kucağını açmışken,
Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl?
Açar da sine, o kavuşmaya şahit olmaz mı?
Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl?
Durur mu artık onun karşısında mâzî, hâl?
Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...
Fakat o ilâhiler uçtu hep dudaklardan...
Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!
Sevinç şarkıları bu âlemde pek süreksizdir!
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;
Heybetli görünüşöyle bir anlı şanlı araba;
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:
Yol açtı bir iri ses, alayın geçip önüne:
- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,
Siz ey geçmiş zamanın ruhsuz heykelleri ,
Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;
Gelecek kervanının yoluna dikilmeyin;
Nedir tarîkını kesmekte böyle isti'câl?
Nedir yolunu kesmekte böyle acele etmek?
Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.
Durun, ilerlesin Allah için şu gelecek.


Amin Alayı şiirinin Anadolu Liseleri ve İngilizce eğitim veren Üniversiteler için sunumu

Âmin Alayı
Âmin Alayı
İngilizce Tercüme
“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim? Şarâbı neyliyeyim?
"Gözüm ki kana boyandı, şarabı neyleyeyim? Şarabı neyleyeyim?
My eyes became bloody red, what shall I do with wine?

What shall I do with wine?

Ciğer ki odlare yandı kebabı neyliyeyim? Kebabı neyliyeyim?
Ciğer ki ateşlere yandı .Kebabı neyliyeyim?Kebabı neyliyeyim?
I suffer .What should I do with more?What should I do with more?,
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
I am neither useful for my lover nor me.I am not wise!
İlahi, ben bu bir avuç türabı neyliyeyim? Türabı neyliyeyim? Amin Amin!
İlahi, ben bir avuç toprağı neyliyeyim? Toprağı neyliyeyim?
God.What should I do with a handful soil?with a handful soil?Amen-amen!
En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
En önde, rahlesini saygıyla kucağına almış,Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
Most front, a nine-year-old angel handed his lectern with respect and walked slowly
Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,
Beş on adım geriden, ihtişamı önünde
sumptuously five or ten steps from back following
Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek
Kadar latif, iki masumu bir açık payton
Vakaar u naz ile çekmekte, arkasında bunun,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
Şafağın ışıkları neredeyse sönüp gidecek
Kadar güzel, iki masumu açık bir fayton
Gurur ve naz ile çekmekte, bunun arkasında,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
The lights of dawn will fade away almost as good as going a coach on two innocent suffering with pride and affectation
A battalion of small-step egregious following them
O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,
O ruhtan daha saf olan yüreklerden,
From the hearts those are purer than those souls.
Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;
Zaman zaman bir ilâhî nağme yükseliyor;
From time to time a divine chant rises
Bu cûş-i saffetin aksiyle tâ meleklerden
Bu temiz coşkunun yankısıyla tâ meleklerden,
From the angels with the echo of this cleanenthusiasm
Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.
Zemine doğru bir "amin!" sesidir geliyor .
A sound of Amen is heard through the floor
Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,
Her biri çevresine bir sabah aydınlığı saçarak,
Each of them around the scattering light of a morning
Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,
Bütün kafile fertleri, sevinç şarkıları söyleyerek,
All members of the convoy, saying that the songs of joy,
Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor
Yarıp önünde duran halkı sürekli gidiyor,
Constantly breaking through the people standing in the front
Bu bir ketîbe-i ma'sûmedir ki, ey millet: Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;
Bu bir masumlar kafilesidir ki ey millet: Selâma durmalısın şanlı yolu üzerinde
This is an innocent convoy my nation: on the road to glory You've got to greet
Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket
Bu öyle bir kol ki: Gelecekte bir küçük hareket
This is a branch so that: a small movement in the future
Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!
Yapıp dünyaları yerinden oynatacak kuvvette!
can move the world with its strength
Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak'ta bir gün, bu,
Allah'ın yardımı sayesinde bir gün gelir de bu,
With the help of Allah comes a time in this,
Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.
Girer yüksek bir diyara doğrudan doğru.
straightly reaches to a high place
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
This is only work, if any, A glorious army!
Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,
Evet, gençlik kervanı ilerlemek isterse,
Yes, the youth wants to move the caravan,
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmayarak,
One shouldn't stop.Without stopping,it
Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;
Geleceğin ebedi sabahına koşmakta
Running to the morning of the eternal future
O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!
O çünkü isteyemez bugüne katlanıp durmak!
Since he may want to fold because they stand!
Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,
Naz dolu gelecek güzeli, onun gelişine kucağını açmışken,
Full of affectation future beauty, you open embrace of his advent,
Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl?
Açar da sine, o kavuşmaya kanat açan olmaz mı?
Does not the wings reach the youth?
Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl?
Durur mu artık onun karşısında mâzî, hâl?
Does the past or the situation stand in the face of it anymore, ?
Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...
Fakat o ilâhiler uçtu hep dudaklardan...
But those hymnodies he flew away...
Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!
Sevinç şarkıları bu âlemde pek süreksizdir!
Many songs of joy discontinuity in this realm !
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Procession passing slowly from the streets,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Revenue at the mouth of the street sewn,
Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;
Heybetli görünüşöyle bir anlı şanlı araba;
A glimpse of the imposing appearance of the glorious car;
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
Three bloody powdered face in it! Anyway, again,
Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:
Yol açtı bir iri ses, alayın geçip önüne:
Led to a big sound, whether in front of the regiment:
- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,
Siz ey geçmiş zamanın ruhsuz heykelleri ,
You, O soulless statues in the past period,
Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;
Gelecek kervanının yoluna dikilmeyin;
Dont stand in the path of the caravan of future;
Nedir tarîkını kesmekte böyle isti'câl?
Nedir yolunu kesmekte böyle acele etmek?
Why do you hurry to cut the path
Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.
Durun, ilerlesin Allah için şu gelecek.
Stop.Let the future progress .for God's sake


Sosyal Bilimler Lisesi Sunumu

................................
Güncel Türkçesi
................................
İngilizce Tercüme
............................
Osmanlıca
آمين آلاى
“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim? Şarâbı neyliyeyim?
"Gözüm ki kana boyandı, şarabı neyleyeyim? Şarabı neyleyeyim?
My eyes became bloody red, what shall I do with wine?

What shall I do with wine?

كوزم كه قانه بوياندى ، شرابى نىليه ىم
شرابى نيليه يم
Ciğer ki odlare yandı kebabı neyliyeyim? Kebabı neyliyeyim?
Ciğer ki ateşlere yandı kebabı neyleyeyim?Kebabı neyleyeyim?
I suffer .What should I do with more?What should I do with more?,
جكر كه اودلره ياندى ، كبابى نيليه يم
كبابى نيليه يم
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
I am neither useful for my lover nor me.I am not wise!
نه ياره يارادى جسمم ، نه باكه ، بيلمم هيچ
İlahi, ben bu bir avuç türabı neyliyeyim? Türabı neyliyeyim? Amin Amin!
İlahi, ben bir avuç toprağı neyleyeyim? Toprağı neyleyeyim?
God.What should I do with a handful soil?with a handful soil?Amen-amen!
ايلهى بن بو آوج ترابى نيليه يم
ترابى نيليه يم
آمين! آمين!
En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
En önde, rahlesini saygıyla kucağına almış,Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
Most front, a nine-year-old angel handed his lectern with respect and walked slowly
اك اوكده، رحلهسى آغوش احترامنده،
آغير آغير يوروين بر طوقوزياشنده ملك
Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,
Beş on adım geriden, ihtişamı önünde
sumptuously five or ten steps from back following
örnek osmanlıca مقدمة
Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek
Kadar latif, iki masumu bir açık payton
Vakaar u naz ile çekmekte, arkasında bunun,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
Şafağın ışıkları neredeyse sönüp gidecek
Kadar güzel, iki masumu açık bir fayton
Gurur ve naz ile çekmekte, bunun arkasında,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
The lights of dawn will fade away almost as good as going a coach on two innocent suffering with pride and affectation
A battalion of small-step egregious following them
شفق ضيالرى حتى افول ايدوب كيدهجك
قدر لتيف، ايكىمعصومى برآچيق پايطون
وقار وناز ايله چكمكده؛ آرقهسنده بونك
كوچوك آديملى يامان بوطابوركه خيلى اوزون
O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,
O ruhtan daha saf olan yüreklerden,
From the hearts those are purer than those souls.
او روهدن دها صافى اولان يوركلردن
Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;
Zaman zaman bir ilâhî nağme yükseliyor;
From time to time a divine chant rises
زمان زمان برالهى ترانه يو كسليور
Bu cûş-i saffetin aksiyle tâ meleklerden
Bu temiz coşkunun yankısıyla tâ meleklerden,
From the angels with the echo of this cleanenthusiasm
بوجوش صفوتك عكسيله نا ملكلردن
Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.
Zemine doğru bir "amin!" sesidir geliyor .
A sound of Amen is heard through the floor
زمينه طوغرو بر -آمين- ضداسيدر كليور
Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,
Her biri çevresine bir sabah aydınlığı saçarak,
Each of them around the scattering light of a morning
محى طى هربرينك بر صباح نورانور
Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,
Bütün kafile fertleri, sevinç şarkıları söyleyerek,
All members of the convoy, saying that the songs of joy,
بوتونبوقافله افرادى، پرسرود سرور
Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor
Yarıp önünde duran halkı sürekli gidiyor,
Constantly breaking through the people standing in the front
ياروب اوكنده طورانخلقى متصل كيدييور
Bu bir ketîbe-i ma'sûmedir ki, ey millet: Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;
Bu bir masumlar kafilesidir ki ey millet: Selâma durmalısın şanlı yolu üzerinde
This is an innocent convoy my nation: on the road to glory You've got to greet
بو بر كتيبهٔ معصومه در كه اى ملت:
سلامه طورمليسك شانلى رهكزارنده؛
Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket
Bu öyle bir kol ki: Gelecekte bir küçük hareket
This is a branch so that: a small movement in the future
بو بر جناح كه: آتيده بر اوفاق حركت
Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!
Yapıp dünyaları yerinden oynatacak kuvvette!
can move the world with its strength
يا پوب جهانلرى اويناتنق اقتدارنده
Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak'ta bir gün, bu,
Allah'ın yardımı sayesinde bir gün gelir de bu,
With the help of Allah comes a time in this,
كلير ده سايهٔ امداد حقده بر كون، بو،
Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.
Girer yüksek bir diyara doğrudan doğru.
straightly reaches to a high place
كيرر ديار معالى يه طوغرودن طوغرو
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
This is only work, if any, A glorious army!
بو آنجق ايشته، اكر وارسه، شانلى بر اوردو
Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,
Evet, gençlik kervanı ilerlemek isterse,
Yes, the youth wants to move the caravan,
أوت، ايلرلهمك ايسترسه كاربان شباب
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmayarak,
One shouldn't stop.Without stopping,it
يولنده طورمايهكلمز. او چونكه طورمايه رق
Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;
Geleceğin ebedi sabahına koşmakta
Running to the morning of the eternal future
صباه سرمد آتىيه ايله مكده شتاب؛
O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!
O çünkü isteyemez bugüne katlanıp durmak!
Since he may want to fold because they stand!
او چونكه ايستهيهمز هاله قاتلانوب طورمق
Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,
Naz dolu gelecek güzeli, onun gelişine kucağını açmışken,
Full of affectation future beauty, you open embrace of his advent,
اونك قدومى ايپون نازنين استقبال،
Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl?
Açar da sine, o kavuşmaya kanat açan olmaz mı?
Does not the wings reach the youth?
آچارده سينه، او اولماز مى پركشاى وصال
Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl?
Durur mu artık onun karşısında mâzî, hâl?
Does the past or the situation stand in the face of it anymore, ?
طورورمى آرتق اونك قارشيسنده ماضى، حال
Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...
Fakat o ilâhiler uçtu hep dudaklardan...
But those hymnodies he flew away...
فقط او زمزمهلر اوچدى هپ دوداقلردن
Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!
Sevinç şarkıları bu âlemde pek süreksizdir!
Many songs of joy discontinuity in this realm !
سرود نشوه بو عالمده پك سوركسزدر
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Procession passing slowly from the streets,
آغير آغير كچيوركن آلاى سوقاقلردن
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Revenue at the mouth of the street sewn,
كلير ده جادهنك آغزنده ميخلانير، ديكيلير
Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;
Heybetli görünüş öyle bir anlı şanlı araba;
A glimpse of the imposing appearance of the glorious car;
مهيب منظره بر آنلى شانكى كردونه
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
Three bloody powdered face in it! Anyway, again,
ايچنده پودرهلى اوچ قانلى چهره! نهيسه ينه
Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:
Yol açtı bir iri ses, alayın geçip önüne:
Led to a big sound, whether in front of the regiment:
يول آچدى بر ايرى سس موكبك كچوب اوكنه
- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,
Siz ey geçmiş zamanın ruhsuz heykelleri ,
You, O soulless statues in the past period,
سز اى هياكل بىروحى دوماضينك
Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;
Gelecek kervanının yoluna dikilmeyin;
Dont stand in the path of the caravan of future;
ديكيلمه يك يولنه كاربار آتينك
Nedir tarîkını kesmekte böyle isti'câl?
Nedir yolunu kesmekte böyle acele etmek?
Why do you hurry to cut the path
نهدر طريقنى كسمكده بويله استعجال
Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.
Durun, ilerlesin Allah için şu gelecek.
Stop.Let the future progress .for God's sake
طوروك، ايلرلسون الله اي.ون، شو استقبال


Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

0

Mehmet Akif Ersoy'un Amin Alayı şiiri

Amin alayı 1

Mehmet Akif Ersoy'un Amin Alayı şiiri

Amin alayı 2

Mehmet Akif Ersoy'un Amin Alayı şiiri

Advertisement