Yenişehir Wiki
Advertisement
Bakınız

D. HAK:İhkak-ı hak . Meşru müdafaa . İstihkak

Cübbeli_Ahmet_Hoca_Kadın_Erkek_Hakları-2

Cübbeli Ahmet Hoca Kadın Erkek Hakları-2

kadın erkek hakları . Köse İmam. Şakadan anlamıyorsun

Bakınız

D: Şablon:Hak bakınız


Hak (c Haklar)
Hakkı ile verir hukuk-u nâsı Muallim Cudi
Hakim bey sizin hakimliğiniz hakkında hukuk-u nası hakkıyla veriyor, diyebilir miyiz?
Aslında Hak kelimesiTürkçede arabi huruftan latino hurufa gecerken q harfi bilinçli olarak alınmadığından yanlış yazılmaktadır. Şayet q harfi, latin harfleri alınırken eksik kalmayıp alınsa idi, şimdi yazdığımız gibi hak değilde Azeriler gibi Haq yazacaktık.
Eski harflerimizde حق yazılırdı. Hakk .
Hâk ise toprak anlamında q ile değil k ile yani kef harfi ile yazılır.حك.
Hâketmek. Haklamak. Haklarında. Hakka Suresi/Elmalı Orijinal. Haklarında koruma, bakım veya barınma kararı verilen çocuklar
Hakikat. حقيقة
Müştakları İhkak احقاق
İhkak-ı hak
İstihkak
استحقاق
Tahkikتحقيق
Tahakkukتحقق

Terimler
İnsan hakları.
Hukuk-u insaniye.
Human rights.
حقوق الالانساني

Hak hukuk
Allah'ın hakkını kullarının hukukunu gözet

Hukuk terimleri
Anne baba hakkı
Hukuk-u amme
Hak ehliyeti
Hak ehliyeti pasiftir
Hak ehliyeti, medeni haklardan yararlanma ehliyetidir
Temel haklar
Temel insan hakları
Temel insan hakları ve özgürlükleri
İnsan hakları
Özgürlük hakkı
Savunma hakkı
Yaşam hakkı
Mülkiyet hakkı

Terkipler
Hukuk-u insaniye
İhkak-ı hak

Deyimler
Emr-i Hak gelince
Emr-i Hak vaki olunca
Hak ehliyeti pasiftir

Allah.Hakkın ta kendisi. Tam doğrusu. Tam gerçekten.
* Hakkı, hakkı ile izhar ve beyan eden.
* Varlığı hiç değişmeyen, ibadete lâyık ve her hakkın sahibi, Allah (C.C.) Âdil-i Mutlak ve Vacib-i lizâtihi.
*HAK (Bak: Hakk)
*HÂK Vasat. Vasatî. Orta.
*HÂK f. Toprak. Turab.
(Hâk ol ki, Hüdâ mertebeni eyleye âli.
Tâc-ı ser-i âlemdir o kim hâkk-ı kademdir.)
*HÂK-İ MEZAR Mezar toprağı.
*HÂK-İ PÂK Temiz toprak.
*HÂK-İ VATAN Vatan toprağı.
*HAKAİD (Hakd. C.) Kinler, garezler, hasedler.
*HAKAİK (Hakayık) (Hakikat. C.) Hakikatler.
*HAKAİK-I NİSBİYE Nisbete, ölçüye göre olan hakikatlar.
(Hakaik-ı nisbiye denilen şeyler, kâinatın eczası arasında bulunan rabıtalardır. Ve kâinattaki nizam, ancak hakaik-ı nisbiyeden doğmuştur. Ve hakaik-ı nisbiyeden kâinatın envaına bir vücud-u vahid in'ikas etmiştir. Hakaik-ı nisbiye, büyük bir ölçüde hakaik-i hakikiyeden çoktur. Hattâ bir zatın hakaik-ı hakikiyesi yedi ise, hakaik-ı nisbiyesi yediyüzdür. Binaenaleyh kubuh ve şerde, şer varsa da, kalildir. İ.İ.)

*HAKALLED Dar gönüllü, bahil kimse.
*HAKAN Eski Türklerde hükümdar mânasınadır.
*HAKAN-I MAĞFUR Ölmüş hükümdar.
*HAKK حڨ (Bâtılın zıddı) Doğru. Gerçek. Vâcib ve lâzım olan. Her sâbit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki mâlikiyyeti.
* Dâva ve iddia. * Hakikate uygunluk. * Geçmiş, harcanmış emek. Pay, hisse. * Münasib * Din. İslâmiyyet. * Kur'an. * Vukuu vâcib, geleceği şüphesiz olan. * Kıyamet. * Mahz-ı hakikat. * Yapacağını yalansız yapan kimse. * Musibet. * Ölüm
*HAKK-I ÂMİRİYYET Âmirlik hakkı. *Hakk-ı intihab seçim hakkı *HAKK-I İHTİTAB Ormana yakın olan kimselerin ormandan odun kesmek hakkı. *HAKK-UL YAKÎN (Hakk-al yakîn) Mârifet mertebesinin en yükseği. En yakînî bir surette hakikatı müşahede edip yaşamak hali. Ateşin yakıcı olduğunu bütün hislerimizle yakından duyup yaşadığımız gibi. (Bak: Yakîn) *HAKK حاك , Kazıma. Oyma. Maden üzerine yazı işlemek. *HAKK *Sözlükte "inkârı caiz olmayan sabit şey, doğru, doğruluk, adalet, hikmet, hikmete uygun vuku bulan hüküm, görev, gerekli, ahenk, uyum, uygunluk, pay, hisse, kısmet ve vâr olma" anlamlarına gelen hakk kavramı, Allah'ın isim-sıfatı olarak; gerçekten var olan, varlığında şüphe bulunmayan, varlığı, ilah ve rab oluşu hak olan, eşyayı vâr eden, gerçek anlamda mülk sahibi olan, yok olmayan hakkı ızhar eden ve âdil olan demektir. *"... Gerçekten ancak Allah hak'tır..." (Hac, 22/6, 62, Lokmân, 31/30);
"...Gerçekten ancak Allah apaçık hak'tır." (Nûr, 24/25).
"Eğer, hak, onların arzularına uysaydı gökler, yer ve bunların içinde bulunanlar bozulur giderdi..." (Mü'minûn, 23/71); "(Allah) buyurdu ki; Hak (benim adımdır) ve ben gerçeği söylerim." (Sâd, 38/84)

Kur'ân'da 221 defa geçen "hak" kavramı ayrıca şu anlamlarda da kullanılmıştır: * Kur'ân (Kasas, 28/48), vahiy (Enfâl, 8/5), risalet (Bakara, 2/109), İslâm (Nisâ, 4/170), adalet (A'râf, 7/89), tevhid (Kasas, 28/75), doğru-gerçek (Yûnus, 10/4), gereklilik (Ahkâf, 46/18), ihtiyaç (Hûd, 11/79), mal (Bakara, 2/252), nasip (Me'âric, 70/24-25), beyan (Bakara, 2/71), zekat (En'âm, 6/141), doğru haber (Âl-i İmrân, 3/60), Ka'be'nin kıble olması (Bakara, 2/147), batılın zıddı (İsrâ, 17/81)....
*Hakk, "gerçek" anlamında Allah'ın isimlerine sıfat olarak da kullanılmıştır: "İşte gerçek Rabbiniz Allah budur..." (Yûnus, 10/32); "Gerçek melik olan Allah yücedir..." (Tâ-hâ, 20/114); "...O'nun sözü haktır..." (En'âm, 6/73); "Bilin ki gerçekten Allah'ın va'di haktır." (Yûnus, 10/55); "Allah, gökleri ve yeri gerçek olarak yarattı..." (Câsiye, 45/22).
*Hakk ismi, Tirmizî ve İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde de geçmiştir (Tirmizî, Deavat, 83, İbn Mâce, Dua, 10). (İ.K.) *Hak (Bak: Hakk) *Hâk Vasat. Vasatî. Orta.

Hak hukuk adalet

Hak -Hukuk- Adalet

Yalakalık

Yalakalık

YSK başkanı seçime girecek
Tayyipin dediği olur

Bu gün Allah için ne yaptın? - Allah'ın dediği olur - Adalet mülkün temelidir - Tayyip mülkün temelidir - Tayyibin dediği olur - Bugün Tayyip için ne yaptın?

  • Bir şeyin hak yani doğru olduğunu delilleri ile ispat veya bir şeyin hak yani doğru olduğuna karar vermek
  • O halde Peygamber'e ya da diğer kutsallara yapılacak menfur saldırılara ihkak-ı hak yoluyla karşılık vermek Müslümanlara her zaman zarar verecektir. İslam dünyası bu tür hareketlerden artık bitap düştü. İhkak-ı hak, kişinin hakkı olduğunu düşündüğü bir şeyi kendi yöntemleriyle elde etmeye çalışmasıdır.

Gerçek anlamda, yani hem ilmi hem de meşru yönetimi birlikte elinde tutanlar anlamında ulü’l-emrin bulunmadığı zamanlar ulu’l-emr ulemadır. Ulû ’ kelimesi çoğuldur ve tek bir âlimin de bu işi üstlenemeyeceğini gösterir. O halde ulemanın onayı olmayan hareketler İslamî de olamazlar. Kur'an-ı Kerim’de, ‘Allah’a, Peygamber'e ve sizden olan ulü’l-emre itaat edin’ açık emri var.
Müslümanlar bu türden her çirkin olay karşısında yüzlerce binlerce gencini kaybetme yerine, ilave binlercesini kazanmanın yollarını bulmalıdır artık. Cehaletten kurtulma bu yolların başında gelir. Bu da yine ulemaya bağlıdır.
Tiwitter.com@farukbeser


İHKAKI HAK[]

(Hukuk) Hakkını zorla elde etme

ihkak-ı hak[]

Bir hakkı usulünce yerine getirme

Eşi sözlük[]

kanun nizam tanımadan hakkını zor kullanarak alma eylemi.

hukuken yasaktır. devletin güvenlik kuvvetleri, mahkemeleri ne güne duruyor? eski dilde hak alma


bir hakkı usulünce yerine getirme.


http://www.milliyet.com.tr/…/03/07/guncel/agun.html halk mahkemesi adını verdikleri düzen.


hayatimda ilk kez duydugum an, necmettin erbakanin 1991 deki bir meclis konusmasinda orta yere bomba koyacaklar, makinali tufekle tarayacaklar, boyle ihkaki hak olmaz demesi sirasindadir.


hakimin, imtina etmesi yasak olandır.


meşru müdafaa sayılmaz.


hukuken karşılığı ancak çok istisnai durumlarda var olan, hakkını hukuki yollara başvurmadan zor kullanarak aramaktır. önceleri ceza kanununda ayrı bir suç iken artık cezai indirim sebebi bile olabilmekte. örneğin; borcunuzu ödemeyen birini döverek alacağınızı zorla alırsanız bu yağma suçudur. ama olayda alacağınız ispat edilebilir nitelikteyse burada ihkak-ı hak durumu var diyebiliriz. böylece yağmadan değil sadece adam yaralamadan ceza alırsınız. bu da ciddi bir indirimdir. bunların haricinde hakkınızı kendiniz aramaya kalkışırsanız hukuk bunu elbette ki korumayacaktır.


kendi hakkını alma, diğer deyişle kendi adaletini sağlama durumu.

tüm hukuk sistemlerinde açıkça yasaktır. bunun nedeni, insanın duygularına yenik düşerek adaletten şaşmasının kaçınılmaz oluşudur. çünkü kendiliğinden hak alan dünyanın en adil insanı da olsa, mevzu bahis olan kendisi veya yakınları olduğundan aşırıya kaçmaması olanaksızdır. bu yüzden özellikle ceza adaletini tesis edecek tek merci, bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir.

'çekerim emaneti sikerim adaleti' sözünün dayanağı olan durum.

Kendiliğinden ihkak-ı hak[]

Kişinin hakkı olduğunu düşündüğünü hukuk dışı yollarla bizzat elde etmesidir. iki yönlü incelenebilir:

birincisi hiç bir anayasa düzeni ve ceza yasası sistemi, kendi otoritesini hiçe sayan böyle bir fiili hoş görmez. o nedenle tüm hukuk düzenlerinde bireyin çok istisnai haller dışında hakkını bizzat elde etmeye yeltenmesi suç olarak kabul edilir. bu kamu düzeni açısından da zorunludur. her birey kendine has yöntemlerle (ki bunların çoğu şiddet içerir) yola çıkıp hak elde etmeye kalkıştığında ortaya kamu düzenini ciddi biçimde zedeleyebilecek bir kargaşa ortamı çıkabilir. bunun zararını toplum düzeni olduğu kadar bireyler de çekecektir.

Ancak öte yandan yargının da bireyin hakkını iade etmede gereğince çabuk ve pratik davranması mecburiyeti vardir. geciken adalet adalet olmayacağı gibi hakkını meşru yoldan ararken mağdur duruma düşen bireyin de sabrının bir hududu olacaktır. işte bu ortamda adalet mekanizmasının işlemeyişi bireyi meşru yoldan saparak hak arama cihetine sürükleyebilir.


sözkonusu kavram amerikan sinemasının sık sık karşımıza çıkardığı bir kavram olarak sürekli midemi burkmaktadır. içimizde her zaman yeri olan ilkel ve bastırılası arkaik öc alma duygusunu hedef alan yapımcıların şiddet ve seks dürtülerimiz gibi bunun da uyarılmasından zevk aldığımızı fark ettikleri günden beri bu tema bir rant kaynağına dönüşmüş durumdadır.

bu tip bir senaryo kurgusunda daima bir üçleme söz konusudur.

-yetersiz , vurdumduymaz ve hatta suistimal eden, kötülerle iş birliği yapmakta olan otorite (çoğu kez yerel fbi gelene kadar yerel polis gücüne de güvenemezsiniz, bazan fbi bile işin içindedir)

-kötü adamlar.

-hakkını tek başına aramak zorunda kaldığı için silaha sarılan umulmayan yetenekleri birer birer ortaya çıkacak birey. (kahraman)

burada kendini bireyin yerine koyacak izleyicinin şu tersine yorumu yapmayacağı umulur: "gerçek yaşamda herkes "rambo" olamayacağına göre düzen gerçekten böylesine bozulduğunda benim gibi sıradan vatandaşın yaşama şansı kalmayacak." (bkz: rambo)


765 s. eski ceza kanunu'nun 308.maddesinde suç olarak düzenlenmiş olmasına rağmen, 5237 s. yeni türk ceza kanunu'nda ise ayrı bir suç olarak düzenlenmemiştir. ancak 144. ve 150. maddelerin yollamasıyla kendisine ait bir hakkı zorla alan kişilerin bu yüzden işlemiş oldukları tehdit ve kasten yaralama suçlarından dolayı cezalandırılacağı, hırsızlık suçundan ise verilecek cezada indirim yapılacağı öngörülmüştür.

Advertisement