Yenişehir Wiki
Advertisement

Hz. İsa'ya verilen ilâhî ve Kutsal Kitâbın Kur'ân-ı Kerim'deki ismidir. İncil kelimesi; iyi haber ve müjde anlamına gelir. Latinceye: "Evangelium" olarak geçmiştir.

Hristiyan dünyasında genel kabul gören; Matta, Markos, Luka ve Yuhanna incillerinden başka; Barnaba İncili ve Saint Thomas İncili de meşhur İncil metinleridir. (İ.U.) Havariler, va'zlarında ve göndermiş oldukları mektuplarda, Hz. İsa'nın hayatını ve sözlerini nakletmişlerdir. Hz. İsa'nın öğretilerini yazan pek çok risale yazılmıştır. Miladî 325 yılında toplanan İznik Konsülü'nün kararıyla incelemeye tabi tutulan bu risalelerden, yeni ahdi (Ahd-i Cedîd) oluşturan dört kitap seçilmiştir. Bunlar Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'dır. Bu incillere çeşitli din, kültür ve felsefelerden pek çok şey girmiştir. Bununla birlikte, bu incillerde Hz. İsa'nın öğütleri, güzel sözleri ve prensipleri de bulunmaktadır. Kuzey Türk devletıkuzey Türk devletı

İncil - İncil Nedir - İncil Hakkında

İncil (Arapça: إنجيل kısmının ilk dört bölümünün her birine verilen isim. ), Hıristiyanliğin kutsal kitabı olan Kitab-ı Mukaddes'in, Yeni Ahit Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış olan dört İncil yazarlarının adıyla anılır. İnciller İsa'nın hayatını ve öğretilerini anlattığına inanılır.

Kökenbilim

Türkçeye Arapçadan geçen kelimenin aslı Yunanca "Ευαγγελιον" (Evangelion) şeklindedir ve 'iyi haber, müjde' anlamına gelir.

İncil kelimesi gerçekte Yeni Antlaşma'nın ilk dört kitabını (bölümünü) karşıladığı halde, bazen Yeni Antlaşma'nın tamamı için de kullanıldığı olur.

Bazen ise, hatalı olarak, Kitab-ı Mukaddes'in tümü yerine kullanılır.

Yeni Ahit'in ilk dört kısmını oluşturan kanonik İncil'ler: Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleridir.

Tarihçe

Hıristiyanlar, çok sayıda incil arasından sadece dört tanesinin ilahi vahiy sonucu yazıldığına inanır ve Yeni Ahit'in bir parçası olarak kabul eder. Bunlar Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'dır. Bunlara Kanonik İnciller de denir. Bunlar dışındaki çok sayıda İncile ise apokrif denir.

İsa'nın hayatı

İncil'ler Celile'li bir marangoz, öğretmen ve şifa dağıtıcı olan İsa'nın hayatını özetle anlatırlar. İsa bir Yahudi olarak Roma İmparatorluğu'nda dünyaya geldi (M.Ö. 8-M.Ö. 2). Hıristiyan ve İslami kaynaklara göre bir mucize eseri olarak Bakire Meryem'den babasız dünyaya geldi. Yahudilerin yüzyıllardır beklediği Mesih olduğunu ileri süren İsa, dini öğretilerini yaydı ve geniş bir kitleyi peşinden sürükledi. Bazı Yahudi din adamlarının teşviki ve Roma'nın Yahudiye eyaletinin valisi Pontius Pilatus'un emri ile Kudüs'te çarmıha gerildi (M.S. 29-M.S.36). İslamiyet'e göre çarmıha gerilen kişi İsa değildir ve tanrı tarafından İsa gibi gösterilmiştir. Bununla birlikte az sayıda tarihçi ve araştırmacı İncil'ler ve Kur'an'da bahsi geçen ve tarihi dökümanlarda ismine rastlanılmayan İsa'nın mitolojik bir karakter olabileceğini düşünmektedir.

İncil'lerin yazım süreci

Hıristiyan kaynaklarına göre, İsa'nın çarmıhta öldüğü ve üç gün sonra dirildiği inancı havarileri ve diğer öğrencileri arasında büyük etki yarattı. Havariler İsa'nın göğe alınışından sonra bir süre Filistin'de kaldılar. Ancak hem YahudiRomalılar'dan gördükleri baskılar nedeniyle dünyanın değişik yerlerine göç etmek zorunda kaldılar. Bunun sonuçlarından biri de Hıristiyanlığın yayılması oldu. Havarilerden Petrus Roma'da, BartalmayYehuda (Taday) ve Yurtsever Simun Pers topraklarında öldürülmüşlerdir muhafazakarlar hem de Ermenistan'da, Hıristiyan kaynaklarının aktardığına göre, İsa'nın havarileri ve onların yakın çevresinde yer alan kişiler İsa'nın öğretilerini anlatmayı sürdürdüler. Öğrencilerin önderi konumundaki Petrus Roma'da yaşamaktaydı. Onun yakın çalışma arkadaşı Markos büyük olasılıkla Petrus'un anlattıklarını bir araya getirerek İsa'nın yaşamını anlatan en eski İncil kitapçığını yazmıştır (M.S. 50-60 yılları). Diğer İncil yazarları İsa'nın öğrencisi Matta Levi ve Pavlus'un yakın çalışma arkadaşı doktor Luka, Markos'un yazdığı metni geliştirerek değişik alıcılara göndermek üzere İsa'nın yaşam öyküsünden kesitleri yazmışlardır. Her iki kitapçığın da 70 yılları dolayında yazıldığı düşünülmektedir. Yine İsa'nın öğrencisi olan Yuhanna ise İncil'ini 85 yılından sonra kaleme almıştır. İncil'lerin yazım tarihleri ile hangi dilde yazıldığına dair güvenilir bir bilgi yoktur. Yeni Antlaşma 27 kitapçıktan oluşmaktadır. İsa'nın yaşamını anlatan ilk dört kitapçığa İncil denilmektedir. Sonraki kitapçıkların büyük bir bölümü ise İsa'nın öğrencilerinin (elçilerinin) kiliselere yazdığı mektupları içerir.

Dört kanonik İncilin belirlenmesi

İsa'dan sonraki ilk iki yüzyılda çok sayıda İncil ortaya çıkmıştır. Başlangıçta bunların hangilerinin "kutsal" ve "kanonik" kabul edilmesi gerektiği konusunda bir görüş birliği yoktu. Dört İncil olması gerektiğini savunan ilk belge M.S. 180 yılında Piskopos Irenaeus tarafından yazılmıştır. Dört İncil konusunda Hıristiyanların bir görüş birliğine varması bu tarihten de daha ileride gerçekleşmiştir. M.S. 397'deki Üçüncü Kartaca Konsili, günümüzdeki haliyle Yeni Ahit'in onaylandığı ilk büyük Hıristiyan kuruludur.

Sinoptik İnciller

Kitabı Mukaddes'teki İncillerin üçü; Matta, Markos ve Luka'nınkiler, gerek verdikleri bilgi gerekse üslup açısından birbirini andırır. Bunlara sinoptikler denir. Yuhanna'nın incili, diğerlerinden farklıdır. Sinoptik İncillerin ortak bir kaynaktan (Q metni) kaynaklandığı öne sürülmüştür.

Kanonik İnciller


Matta İncili

Matta İncili, İsa'nın oniki havarisinden biri olan, Roma vergi memuru Celile'li Matta tarafından yazıldığı kabul edilen incildir. Yeni Ahit'in ilk bölümünü meydana getirir. Kelime anlamı olarak Matta, İbranice "efendimizin (tanrımızın) hediyesi" anlamına gelmektedir. M.S. 52 - 68 yılları arasında, Kudüs düşmeden önce yazıldığı tahmin edilmektedir. Matta İncili, İsa'nın soyağacı ile başlar, hayatını ve dinî faaliyetlerini özetler. Havarilerin seçimini ve İsa'ya katılışlarını anlatır. Muhtemelen ilk olarak İbraniceMarkos İncili temel alınmıştır. Diğer üç kanonik incilden çok daha fazla Eski Ahit referansı içermektedir. İsa'nın da mensubu olduğu Yahudi toplumunu hedeflediği düşünülmektedir. Yahudileri, Nasıra'lı İsa'nın yüzyıllardır bekledikleri Mesih (kurtarıcı) olduğuna inandırmayı amaçlar. İsa'nın kral olduğu belirtilir. Yahudilerin fizikî ve materyalist bir kurtarıcı ve krallık beklemelerinden ötürü Matta İncili'nde İsa'nın manevî krallığı vurgulanır. yazılmıştır.

Markos İncili

Markos İncili, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü oluşturan kanonik incillerdenEvanjelist Markos" olarak da bilinen Yuhanna Markos tarafından yazılmıştır. Markos, Barnabas'ın kuzeni ve İsa'nın havarisi Petrus'un (Simun) yakın arkadaşıdır. Markos'un incili Petrus'a dayanarak yazdığı kabul edilir. M.S.Matta ve LukaVaftizci Yahya'dan İsa'nın göğe yükselişine kadar olan kısmı anlatır. Kısa versiyonunda İsa'nın boş mezarına kadar olan kısmı anlatır. 60'lı yılların sonlarında veya 70'li yılların başlarında yazılmıştır. İncillerine kaynak teşkil ettiği ve incillerin en eskisi olduğuna inanılır. ikincisidir. "

Kelime olarak "nazik ve parlayan" anlamlarına gelen Markos İncili'nin Roma'da yazıldığına inanılır. Diğer kanonik incillere kıyasla çok fazla Latince kelime içerir. İsa'nın gösterdiği mucizeler en fazla bu incilde örneklenir. Yahudisikkelerinden ve Aramice deyimlerden bahsedilir. Bu yönleriyle Markos İncili'nin Romalılara hitaben yazıldığı düşünülebilir. İsa'nın "Tanrı'nın Oğlu" ve "Seçilmiş Kişi" olduğu vurgulanır. geleneklerinden, yaşadıkları yerlerden,

Luka İncili

Luka İncili, Vaftizci Yahya'nın doğumundan İsa'nın göğe yükselişine kadar olan yaklaşık 35 yılı kapsar. M.S. 60'lı yıllarda yazıldığı tahmin edilmektedir. Markos İncili'ni baz aldığı kabul edilir. Karakteristikleri, dönemin Yunanlılarına hitap ettiğini düşündürür. İncilin yazıldığı dönemlerde Romalılar askerlikte ustalaşmış iken, Yunanlılar bilgelikleriyle meşhurdurlar. Bu nedenle Luka İncili İsa'yı kusursuz bir insan ve tanrının bilgeliğinin insan şekline bürünüşü olarak resmeder. İsa'nın ibret verici kısa hikayelerine geniş yer verir. İsa'nın Kutsal Ruhkilisesini kurduğunu ve Kutsal Ruh'tan akan sözlerini, vaatlerini anlatır. ile olan bağlantısını anlatır. Kutsal Ruh'un doğmuş şekli olduğunu, Kutsal Ruh'un gücü sayesinde

Yuhanna İncili

Yuhanna İncili, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü meydan getiren kanonik incillerden sonuncusudur. Kelime anlamı olarak "sevgili" veya "sevilen" demektir. Balıkçılık yaparak geçinen, "Evancelist Yuhanna" olarak da bilinen, havari Yuhanna tarafından yazılmıştır. M.S. 90'lı yıllarda yazıldığı tahmin edilmektedir. Vaftizci Yahya'nın (Yahya Peygamber) dini faaliyetlerinden, İsa'nın göğe yükselişine kadar olan zaman aralığını kapsar. Yuhanna İncili, İsa'nın kilisesinin oluşumunu anlatır. Cennetteki krallığından insanlığa yol göstermeye devam edeceği vurgulanır. Bu anlamda, diğer inciller doktrinlerine geniş yer ayırır. gibi belirli bir kesimi değil, tüm insanlığı hedeflediği düşünülebilir. "Dünya" kelimesi birçok yerde tekrarlanır. Diğer incillerde vurgulanan İsa'nın insanî veya dünyevî faaliyetlerinden ziyade

İncillerin mesajı

İncil'in mesajı İsa'nın kimliği ve eylemleridir. Hıristiyanlar için insanlığın temel sorunu günahtır. Günahkar insan kutsal tanrı ile ilişki kuramaz. Günah insana ölüm getirir ve herkes bu ölümü hak etmektedir. Dünyada yaşamış tek günahsız kişi olan İsa ise insanların günahlarını bağışlatan bir kurban olarak çarmıhta ölmüştür. Tanrı bu kurbanı kabul ederek, İsa'yı ölümden diriltmiştir. Eğer bir insan İsa'nın ölümü ve dirilişine ve bu gerçeklerin onun yaşamındaki etkilerine iman ederse (güvenirse) günahlarından ve sonuçlarından kurtulacaktır. İsa'nın ölümü günahları bağışlatan bir kurban (kefaret kurbanı) işlevi görmüştür. Bu nedenle Hıristiyanlar kurban kesmezler. Dört kanonik incilde sık sık İsa'nın Mesih olduğu belirtilir.

İslamiyet açısından İncil

İslamiyet'te İncil'ın Tanrının kelamı olduğu ve İsa'ya Cebrail aracılığıyla geldiği kabul edilir. Hıristiyanlığın kutsal kitabının bir kısmını oluşturan İncil'lerin, İsa'nın ölümünden sonra, iddia edildiğine göre havariler veya onların arkadaşları tarafından yazılmış olması müslümanların nazarında İncil'lerin doğruluğuna gölge düşürür. Müslümanlara göre İncil, doğrudan Tanrı sözü olarak İsa'ya vahyedilmiş, ancak kısa süre içinde tahrif edilmiş, ortaya sahte kitaplar çıkmıştır. Müslümanlar, bugünkü İncil kopyalarının gerçek İncil'den bilgiler, hatta kısımlar içerebileceğine inanır, bu nedenle İncil'e (ve Kitabı Mukaddes'in diğer bölümlerine) saygı gösterirler.


İNCİL NEDİR?

KELİMENİN MENŞEİ

İncil kelimesi Yunanca "Euangelion"dan gelmekte olup, "eu" iyi", angelion"da haber ma'nasma gelmektedir. Euan-gelion kelimesi, zamanla Evangelion ve Evangile şeklinde değişime uğramıştır. İslâm kaynaklarında kullanılan "İncil" kelimesi, Yunanca "Evangile"den alınmıştır. Kelimenin İngilizce karşılığı "Gospel"dir. Eski İngilizcede "God Spell", Tanrı sözü anlamına gelmektedir. Sözlükte "iyi haber" ve "müjdeli haber" ma'nasma gelen İncil kelimesi ile, Hristiyan Kitâb-ı Mukaddesinin Yeni Ahid bölümünde yer alan ve Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılan dört kitap kastedilmektedir. Bazı Hristiyan bilim adamlarına göre "İncil" kelimesi ile, "İnciller" kelimesini birbirinden ayırmak gerekir. Yeni Ahid metinlerinde geçen İncil kelimesi, bir kitaba isim olarak verilen ve bu ma'nada kullanılan bir isim değildir. O, iyi haber anlamında, Hz. İsa tarafından sağlanan kurtuluş mesajı ma'nasında kullanılmaktadır. "İnciller" (Gospels) kelimesi ise, Hz. İsa'nın bu mesajını anlatan ve dört ayrı yazar tarafından kaleme alınan eserler anlamına gelmektedir. Hristiyan inancına göre İnciller, Tanrı'nın yönetmesi ile, İncil yazarları tarafından hatasız olarak yazılmış olmak özelliğini korumaktadırlar. Havariler ve İncil yazarları, konuşurken ve yazarken tamamı ile Tanrı'nın iradesi ile konuşmuş ve yazmışlardır. Kutsal ruh'un Hz.İsa ile bütünleşmesi ile, Hz İsa'da ortaya çıkan müjdeli haber ve vahiy için hiçbir sınırlama yoktur.

İslâm kaynaklarına göre İncil, Allah (C.C.) tarafından, Hz. İsa'ya vahyedilen kitabın adıdır. Nasıl diğer peygamberlere vahiy yolu ile kitaplar gönderilmiş ise, Hz.İsa'ya da kendisi dünyada olduğu sırada vahiy yolu ile İncil gönderilmiştir. İslâmî inanca göre Hz. İsa bir peygamberdir, İncil de ona vahyedilen kitabın ismidir. Hristiyan inancına göre, Hz.İsa dünyada iken, ona İncil adı ile müstakil bir kitap nazil olmamıştır. Aslında onun böyle bir kitap meydana getirme gayesi de yoktu. O, kimseden İncil adı ile bir kitap yazmasını istememiş ve bu yolda herhangi bir emir veya talimat vermemiştir. Hz. İsa, halkın arasında dolaştığı üç yıl boyunca sadece konuşmuş, insanlara hitâb etmekle yetinmiştir. O, dünyadan ayrıldığı zaman, arkasında İncil adı ile bir eser bırakmamıştır. Hz. İsa'nın dünyadan ayrılışından sonra talebeleri, onun halka öğrettiği şeyleri onlara öğretmeye devam etmişler, birçok ülkeye gidip bu görevi yerine getirmeye çalışmışlardır. Bunlar, gidip dolaştıkları yerlerde özellikle Hz.İsa'nın öğretilerini anlatmakla beraber, onunla birlikte oldukları sırada görmüş oldukları mucizeleri, onda müşahede ettikleri olağanüstü halleri, onun çarmıha gerildikten sonra yeniden dirilerek göğe çıkışını ve hayatının diğer safhalarını insanlara izah etmişlerdir. Tebliğ hayatının ilk günlerinden itibaren, Hz.İsa ile beraber olan bu kimseler Havarilerdir. Havariler, başından itibaren onu takip etmiş, onunla beraber yaşamış ve ona öğrencilik yapmışlardır. Bu öğrencilerden bazıları, tebliğ görevinin daha iyi yapılabilmesi ve kendilerinden sonra bu görevi ifa edeceklere rehber olması için, Hz.İsa'dan duydukları, gördükleri şeyleri yazmışlardır. Bu yazılara, zamanla bir takım ilâveler yapılmak sureti ile günümüzde mevcut olan İnciller meydana gelmiştir.


Görüldüğü gibi Hristiyan kaynaklar, Hz. İsa'ya vahiy yolu ile nazil olmuş bir İncilin varlığını kabul etmemektedir. Kitap olarak bugün elde mevcut olan İnciller, Hz İsa'nın her hangi bir emir ve direktifi olmadan, onun öğrencileri tarafından yazılmışlardır. Bunlar, Yahudilikteki Tevrat ve İslami- yetteki Kur'an-ı Kerim gibi vahiy yolu ile nazil olmuş kitaplar değildir.

Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılan dört kitaba İncil adı verilmekle beraber, bazen bu "İncil" sözü ile, bu kitapların yanısıra Yeni Ahidin diğer yirmiüç kitabı da kastedilmektedir. Hristiyanlıkta hemen hemen her kavramda görülen karışıklık ve muğlaklık, İncil kelimesinde de görülmektedir. Bir yandan, yazılmamış durumda olan Hz. İsa'nın topyekûn mesajının adı İncil, öbür yandan dört Evan-gelist'in yazmış olduğu dört ayrı hayat hikayesinin isimleri İncil, diğer yandan bu dört hayat hikayesi ile beraber, Resullerin İşleri, yirmibir Mektup ve bir Vahiy'den müteşekkil yir-miyedi kitabın isimleri de İncil oluyor! Dördüncü asrın ortalarından günümüze kadar intikal etmiş dört İncil metni bulunduğu ve bu dört ayrı metinde büyük farklılıklar görüldüğü halde, yine İncilin bir olduğundan bahsedilebiliyor! İslâm kaynaklarına göre İncil bir tanedir ve Hz. İsa dünyada olduğu sürece onu insanlara tebliğ etmiştir. Ancak bu İncilin, Hz. İsa zamanında yazılı halde bulunup bulunmadığı konusunda bir açıklık yoktur. Tevratın, Hz. Musa zamanında levhalara yazılarak Ahid Sandığında muhafaza edilmesi, Kur'ân ayetlerinin vahiy katipleri tarafından yazılması ve Hz. Muhammed'in vefatından sonra, onların toplanarak tasnif edilmesi gibi, acaba İncil de bu tarzda yazılmış ve toplanarak bir kitap halinde Hz.Isa zamanında tasnif edilmiş midir? Onun yazılı olarak muhafazası yapılamamış ise, eksiksiz olarak hafızalarda tutulabilmiş midir? Hz. İsa'nın, kavmi arasında çok kısa bir süre kalması (en iyimser bir tahminle üç yıl), bu dönemde mevcut olan baskı ve zulüm, İncilin sağlıklı bir şekilde yazılıp toplanmasını oldukça güçleştirmiş olmalı-dır. En fazla üç sene süren tebliğ döneminde bir yandan, müstemlekeci Putperest Roma yönetiminin baskısı, öbür yandan, hilekâr ve kıskanç Yahudi hahamlarının entrika ve jurnalleri, Hz.İsa ve Havarilerine İncil ayetlerini yazma ve toplama hususunda büyük güçlük çıkarmış olmalıdır. O dönemde İncil ayetlerinin yazılması mümkün olmuşsa bile, bunların muhafazası, toplanması ve yeni nüshalarının yazılması, gitgide artan zulüm ve baskı yüzünden adeta imkânsız hale gelmiştir.

Bazı Hristiyan araştırmacıların, Hz.İsa zamanında yazılı bir İncil'in bulunmadığı şeklindeki beyanlarına rağmen, M.S. ikinci yüzyılın başlarında yaşamış olan Papias ve İreneaus gibi Hristiyan müellifler, elde mevcut olan dört İncil ortaya çıkmadan önce, Hristiyanların elinde Matta tarafından yazılmış ve sözler ma'nasma gelen "Logia" isimli bir metnin bulunduğunu, Matta'nın bunu İbranice-Aramice yazdığını, şimdi elde mevcut olan Matta İncilini, bu Logia'yı genişleterek Yunanca olarak kaleme aldığını ifade etmektedirler. Bir kısım Hristiyan müelliflere göre, Logia'nın metni oldukça kısa olup, fazla önemli değildir. Papias'ın verdiği habere göre Matta, Logia'yı Hz. İsa daha dünyada iken İbranice olarak yazmıştır. Logia'da sadece Hz.îsa'nın sözleri vardır. Bu yönü ile Logia'nın değeri daha da artacakken, onun fazla önemli olmadığı nasıl söylenebilir? Malesef bugün bu Logia'nm ne aslî nüshası, ne de aslî nüshadan yapılmış kopyaları vardır. Dolayısı ile onun muhtevası hakkında yeterli bir bilgiye sahip olmak mümkün değildir. Durum böyle iken, onun önemsiz olduğunu bu müellifler nereden anlıyorlar?

İlk dönem Hristiyan müelliflerin, Logia'nın varlığını haber vermelerinin yamsıra, XVIII. yüzyıldan itibaren İnciller üzerinde araştırma yapmaya başlayan bazı Batılı ilim adamları, halen elde mevcut dört İncil daha ortaya çıkmadan önce, tek bir İncil'in mevcut olduğunu, mevcut incillerin bu İndiden istifade edilerek yazıldığını haber vermektedirler. Bu araştırmacılardan Lessing, XVIII. yüzyılın sonlarına doğru ortaya attığı bir tez ile dört İndiden önce, aslî bir İncil'in var olduğunu, bunun dilinin Aramice olduğunu, Matta, Markos ve Luka'nın, İncillerini yazarken bundan istifade ettiklerini söylemiştir. J. G. Eichhon da bu ilk aslî nüshanın varlığını haber vermektedir. J. Wellhausen'e göre, bu ilk aslî nüsha Markos'a aittir. Markos Aramice olarak bu ilk nüshayı yazmış, bilâhere bunu genişleterek Yunancaya çevirmiştir. Ona göre, Matta ve Luka incilleri, bu Aramice aslî nüsha ile, bunun Yunancaya tercüme edilen nüshasından istifade edilerek yazılmışlardır. Zahn'a göre, bu aslî nüsha, Markos'a değil, Matta'ya aittir. Halen elde mevcut olan Matta ve Markos, bu aslî nüshadan istifade edilerek yazılmışlardır. L. Waganay ise, aslî nüshanın Markos'a ait olduğunu söylemekte ve Mar-kos'un bunu, Petrus'un vaazlarından istifade derek yazdığını ileri sürmektedir. Ona göre bu Aramice aslî nüshadan, Aramice olarak Matta kopya edilmiştir. Yunanca yazılmış olan Matta ile Luka, bu Aramice yazılı olan Markos ve Mat-ta'ya dayanılarak kaleme alınmıştır.


Yine bazı İncil araştırmacılarına göre, halen elde mevcut olan İncillerden önce Hz.İsa'nın sözlerini ve mucizelerini ihtiva eden yazılı küçük ve müstakil parçalar vardı. Mevcut İncillerin yazarları, eserlerini kaleme alırken bu parçalardan istifade etmişlerdir.

Yukarda verilen bu bilgilerden daha da önemlisi, bizzat İncillerde bulunan bazı ifadelerdir. İncillerde ve Yeni Ahidin diğer kitaplarında, gerek Hz.İsa'nın ve gerekse Havarilerin, tekil sığası ile bir İncil'in varlığından sözettiklerini görmekteyiz. Bunlardan sunacağımız iki örnek, İncil kelimesinin, Hz. İsa'nın mesajı ma'nasma gelmesinden çok, Allah(C.C.)'m Hz. İsa'ya vahyettiği İncil kitabı ma'nasma geldiğini ispatlar niteliktedir. Bunlardan bir tanesi, "Yahya ele verildikten sonra İsa, Allah'ın İncilini vaaz ederek Galile(Celile)'ye gelip dedi: Vakit tamam oldu. Allah'ın melekûtu yakındır. Tevbe edin ve İncile iman eyleyin! " şeklindedir. Burada Hz.İsa, Allah (C.C.)'m İncilini vaaz etmektedir. Yani İncil Allah'ındır, İsa sadece onu vaaz etmektedir. İkinci örnek, Yahya'nın adamlarının gelip Hz.İsa ile konuşmaları sırasında, Hz. İsa'nın onlara söylemiş olduğu şu sözdür: "Yahya'ya bildirin! Körlerin gözleri açılıyor, topallar yürüyor, cüzzamlılar temizleniyor, sağırlar işitiyor, ölüler kıyam ediyor ve fakirlere İncil vaaz olunu-yor". Bu ifadede Hz.İsa'nm, İncili vaaz ettiği açıkça görülüyor. Eğer İncil ile kastedilen ma'na, Hz.İsa'nın hayat hikayesi ve sözleri ise, bu iki parçada böyle bir anlam çıkarmaya imkân yoktur. Bu ifadelere göre Hz.İsa, bir vaiz olup Allah'ın İncilini vaaz etmektedir, kendi hayat hikayesini ve sözlerini değil, Allah'tan vahiy yolu ile aldığı İncil'i insanlara tebliğ etmektedir. "Allah'ın İncili" ifadesi, bütün diğer anlamları ortadan kaldırmakta, sadece vahiy mahsûlü olan ilâhî emir ve yasaklar ma'nasını akla getirmektedir. Ayrıca bu ifade, Petrus ve Pavlos'un mektuplarında da yer almak-tadır.

Hz.İsa, babasız olarak dünyaya gelmekle beraber o, Yahudi bir aileden gelmiş ve Yahudi kültürü ile yetişmiş bir kişi idi. Dolayısı ile o, bütün Yahudi ananelerini bilmekte idi. O, Yahudilerin beklemekte oldukları Mesih hakkında fikir sahibi olduğu gibi, Mesihliğin fonksiyonlarından da haberdar idi. Nitekim o, kendisinin Mesih olduğunu ilân ederek ortaya çıkmıştır. İncillere göre kendisine yöneltilen "Sen Mesih misin, İlya mısın, yoksa Yahya mısın?" şeklindeki sorulara o, hep kendisinin Mesih olduğunu açıklamak sureti ile cevap vermiştir. Yani o, Yahudilikteki Mesihliğin ma'na ve fonksiyonunu biliyordu. Kur'an-ı Kerimde de o, "Meryem oğlu Mesih İsa" olarak isimlendirilmekte ve İsrail oğullarına peygamber olarak gönderildiği bildirilmektedir. Yahudi an'a-nesine göre/Mesih derecesinden çok daha aşağıda olan nebilerin dahi kitabı vardır. Hz.İsa, İncillere göre Tevratı bilmekte ve ondan misaller getirmektedir. Demek ki o, Hz. Musa'yı tanımakta ve Tevratı bilmektedir. Yahudi an'anesine göre Hz. Musa, Tevratı hemen yazıp Ahid Sandığında muhafaza ettiğine göre, Hz.İsa'nın bundan da haberi olması gerekir. Bütün bu bilgilerden sonra, nasıl Hz.İsa'nın dünyada iken bir kitap yazdırmadığı ve bunu yapmak gibi bir niyete sahip olmadığı söylenebilmektedir? Hristiyan inancına göre Hz. İsa, Mesih olarak bütün diğer peygamberlerden, dolayısı ile Hz. Musa'dan da üstün olduğuna göre, ondan daha aşağı seviye-dekilerin kitapları olduğu halde onun neden bir kitabı bulunmasın? O, Hz. Musa dahil bütün peygamberlerden üstün olduğuna göre, onun da bir kitabı olmalı ve bu kitap, diğer kitaplardan daha üstün olmalıdır. Bir yandan onu Mesih, hatta Allah'ın oğlu kabul edip, öbür yandan onun dünyada iken bir kitaba sahip olmadığını söylemek büyük bir yanlışlık olur. Zira Mesih demek ıslahçı, bozulan dini ve cemiyeti düzeltici demektir. Hz.İsa hem Mesih olacak, yani bozulmuş İsrail cemiyetini ıslah için gelmiş ve yeni bir din ortaya koymuş olacak, hem de yeni bir dinin ortaya konması için asgari olarak gerekli olan bir kitaba sahip olmayacak, bu mümkün değildir. O, bir yandan "Ben Mesih'im, Allah'ın oğluyum, geçmişteki ve gelecekteki işlenmiş ve işlenecek olan bütün günahların bağışlanması, bütün insanlığın kıyamete kadar kurtuluşu için geldim " diyecek, hem de kendi peşinden gelen insanlara rehber olmak üzere yazılı bir kitap bırakmayacak, bu nasıl mümkün olabilir? Kendisi dünyadan ayrıldıktan sonra, insanlarla bir daha yüzyüze konuşamıyaca-ğına göre, eğer o, arkasında bir kitap bırakmamışsa kıyamete kadar onun peşinden gidecek olan insanlara ne rehberlik edecektir?

Hz.İsa'nın, dünyada iken İncilin yazılması için bir emir ve direktif vermediği şeklindeki Hristiyan görüşünün temelinde, Hristiyanlığın vahiy ve peygamberlik anlayışı vardır. Bu dindeki vahiy ve peygamberlik anlayışı, diğer dinlerdeki, özellikle İslâmiyetteki vahiy ve peygamberlik' anlayışından çok farklıdır. Hristiyan inancına göre İncil yazarları (Evange-listler veya İncilciler), Hz.İsa'nın sözlerini, mucizelerini ve hayatını yazarak, onun dünyada iken insanlara verdiği mesajı, kendisinden sonra gelenlere aktarmak görevini ifa etmişlerdir. Hz.İsa'nın yapmadığı kitap yazma işini, öğrencileri yapmışlardır. Ancak onlar, bu işi yaparken rastgele değil, ilâhî bir görevlendirme sonucu bunu yapmışlar, kitaplarını yazarken kendilerine vahiy ve ilham gelmiştir. Allah'tan gelen ilham, onları her hangi bir hata yapmaktan korumuş-tur.

Hz.İsa'nın dünyada iken ihmal ettiği kitap yazma işini, öğrencilerine bırakması doğru olabilir mi? O, bir yandan kendisinden sonra Havarilerini yönetecek olan kişiyi dahi seçerken, öbür yandan, Havarilerine, öğrencilerine ve kendisi dünyadan ayrıldıktan sonra onu tâkib edecek olan kişilere rehber olacak bir kitabı neden onlardan esirgeyip bu işi öğrencilerine bırakıyor? Hz. İsa dünyada iken İncil yazacak olan kişileri seçmemiştir. Bu iş, Havarilerin başkanlığı kadar da mı önemli değildi ki, o bu işi yapmamıştır? Acaba Petrus'a, "Kuzularımı sana emanet ediyorum" diyen Hz.İsa, neden İncili yazacak olan kişilere, "Ben sizi kitap yazmak üzere görevlendiriyorum" diyerek onları seçmemiştir? İlerde daha açık şekilde göreceğimiz gibi, kimliği, mesleği, hatta yaşadığı çağı meçhul pekçok kişi İncil yazmış, ortaya büyük bir kaos çıkmıştır. Şayet Hz.îsa zamanında yazılı bir İncil yok idi ise, onun, İncil yazarlarını mutlaka tayin etmesi gerekirdi. Eğer o, ismen yazarları tayin etse idi, bu kargaşa ortaya çıkmazdı.

LUKA İNCİLİ

Dört İncil’den biridir. Yazarı Luka, Antakyalı Yahudi olmayan bir aileden gelir. Luka’nın kaynakları hem yazılı kaynaklardır hem de İsa ile birlikte bulunmuş olanların sözlü şahitliğidir. Antakya’daki bir çok Hıristiyanın sözleri Onun için belirleyici olmuştur. Luka’nın yazdığı İncil, daha çok Yahudi kökenli olmayan Hıristiyanlar içindir. Bunun için inananları cezbedecek öykülere yer vermiştir. Hıristiyan görüşüne göre, Luka ve diğer İncil yazarları, bu metinleri kaleme alırlarken, Kutsal Ruh’dan ilham almışlardır. Bu İncillerin kıymeti de buradan kaynaklanır.

MATTA İNCİLİ

Bu İncili havari Matta’nın yazdığı düşünülmektedir. Matta aslında bir vergi memurudur ve İsa’nın ilk havarilerinden biridir. Matta İncilinin 65 yılları dolaylarında yazıldığı sanılmaktadır. Önce Aramice yazılmıştır ve sonra Yunanca’ya tercüme edilmiştir.

Matta İncili’nin en büyük özelliği sık sık Tevrat’a göndermeler yapması, onu kendisine kaynak olarak göstermesi, ona karşı haklı olma çabası içinde olması ve İsa’nın şeriatı değiştirmek için değil de onu geliştirmek için geldiğini belirtmesidir. sponsor

MARKOS İNCİLİ

Markos, havari Petrus’un şakirdidir. Pavlus’a birinci seyyahatinde eşlik etmiştir. İskenderiye Hıristiyan Cemaati’nin kurucusudur. İsa ile ilgili bilgilerini Petrus’un vaazlarından öğrenmiştir. İncilini 63-70 yıllarında Roma cemaatının yoğun isteği üzerine yazmıştır. İncil yazarları arasında anlatım kalitesi en düşük olan yazar Markos’dur. Bir çok cümleyi ‘ve’ bağlacıyla bağlayıp geçirir. Sözcük dağarcığı çok küçüktür.

YUHANNA İNCİLİ

On iki havariden biridir. Havarilerin en genç olanıdır. 90-110 tarihleri arasında Efes ya da Antakya’da yazdığı tahmin edilmektedir. Yuhanna, İsa’nın öğretisini mistik bir şekilde anlatır. Örneğin girişteki ilk cümlesi “önce söz vardı” çok tartışmalar yaratan, bir çok değişik yoruma götüren bir cümledir. İsa’nın mucizelerinden çok az söz eder. Sadece yedi tanesinden. Felsefi olarak yeni Platonculukla yakınlığı göze çarpmaktadır.

Yuhanna İncili özellikle İsa’nın tanrılığına vurgu yapar. Bir çok yorumcu İsa’nın tanrılığını kabul etmeyenleri ikna etmek için yazıldığını düşünmektedir.

Advertisement