Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Disambig Bakınız: İnsan Suresi/WP, İnsan Suresi/VP
Kıyame Suresi İnsan Suresi Mürselat Suresi
2010 Kur'an Yılında Mersin Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün Dünyanın En Kapsamlı Kur'an Portali Projesidir.
Disambig Bakınız: İnsan suresi/MEAL, İnsan suresi/VİDEO, İnsan suresi/TEFSİR, İnsan suresi/TEZHİB, İnsan suresi/HAT, İnsan suresi/FAZİLETİ, İnsan suresi/HİKMETLERİ, İnsan suresi/, İnsan suresi/KERAMETLERİ, İnsan suresi/AUDİO, İnsan suresi/HADİSLER, İnsan suresi/Elmalı orijinali, İnsan suresi/Transkriptleri, İnsan Suresi/NAKİLLER, İnsan Suresi/Elmalılı Tefsiri


Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
Japonca [1]
İngilizce Meali (M. Pickthall)
76/0
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
慈悲あまねく慈愛深きアッラーの御名において。
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
هَلْ أَتَىٰ عَلَى الْإِنْسَانِ حِينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْئًا مَذْكُورًا
Fil'hakîka geldi insan üzerine dehirden bir müddet o anılır bir şey olmadı
人間には,なにものとも呼べない,長い時期があったではないか。
Hath there come Upon man (ever) any period of time in which he was a thing unremembered?
إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمِيعًا بَصِيرًا
Çünkü biz yarattık o insanı bir takım katgılarla mezcedilmiş (emşac) bir nutfeden, evire çevire mübtelâ kılmak üzerede onu bir semî' basîr yaptık
本当にわれはかれを試・るため混合した一滴の精液から人間を創った。それでわれは聴覚と視覚をかれに授けた。
Lo! We create man from a drop of thickened fluid to test him; so We make him hearing, knowing.
إِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا
Her halde biz ona yolu gösterdik, ister şâkir olsun ister nankör kâfir
われは,人間に(正しい)道を示した。感謝する者(信じる者)になるか,信じない者になるか,と。
Lo! We have shown him the way, whether he be grateful or disbelieving.
إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَلَاسِلَ وَأَغْلَالًا وَسَعِيرًا
Çünkü biz, kâfirler için, zincirler, tomruklar, bir de Seıyr hazırladık
不信心者には,われは鎖と首枷と烈火を準備して置いた。
Lo! We have prepared for disbelievers manacles and carcans and a raging fire.
إِنَّ الْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
Haberiniz olsun ebrar (hayır sabihi iyi insanlar) öyle dolgun bir kadehten içeceklerdir ki mizacı olmuştur kâfur
(信者の)善行者は,カーフールを混ぜた杯(の飲物)を飲むであろう。
Lo! the righteous shall drink of a cup whereof the mixture is of water of Kafur,
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا
Bir çeşme, ondan Allahın kulları içer, güzel, yollar açarak akıtırlar onu akıtırlar
(それは)アッラーのしもべたちが飲む泉のことで,われは思いのままに滾々と(泉を)涌き出させる。
A spring wherefrom the slaves of Allah drink, making it gush forth abundantly,
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطِيرًا
Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar
かれら(善行者)は誓いを果し,災厄の広がる日を恐れている。
Because they perform the vow and fear a day whereof the evil is wide spreading,
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا
Miskîne, yetîme, esire seve seve yemek yedirirler
またかれらは,かれを敬愛するために,貧者と孤児と捕虜に食物を与える。
And feed with food the needy wretch, the orphan and the prisoner, for love of Him,
إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنْكُمْ جَزَاءً وَلَا شُكُورًا
Size ancak «livechillâh» it'am ediyoruz, sizden ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür
(そして言う。)「わたしたちは,アッラーの御喜びを願って,あなたがたを養い,あなたがたに報酬も感謝も求めません。
(Saying): We feed you, for the sake of Allah only. We wish for no reward nor thanks from you;
إِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا
Çünkü biz rabbımızdan korkarız, bir suratsız kara günden (derler)
わたしたちは,主の苦渋に満ちた御怒りの日を恐れます」。
Lo! we fear from our Lord a day of frowning and of fate.
فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
Allah da onları o günün şerrinden korur ve kendilerini bir parlaklıkla bir sürûre indirir
それでアッラーは,その日の災厄からかれらを守り,素晴しい喜びを与えられる。
Therefor Allah hath warded from them the evil of that day, and hath made them find brightness and joy;
وَجَزَاهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَرِيرًا
Ve sabırlarına mukabil onlara bir Cennet ve bir harîr verir
かれらが耐え忍んだので,かれは楽園と絹(の衣)でかれらに報われ,
And hath awarded them for all that they endured, a Garden and silk attire;
مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ ۖ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا
Orada erîkeler üzerine dayanmışlardır ne Güneş görürler onlarda ne de zemherîr
その(楽園の)中で,寝床の上にゆったりと身を伸ばし,かれらは酷暑の太陽も,水る寒気もおぼえないであろう。
Reclining therein upon couches, they will find there neither (heat of) a sun nor bitter cold.
وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا
Üzerlerine o Cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri mebzûl mebzûl önlerine konmuştur
(樹木の)木陰はかれらの上を覆い,(果実の)房は慎ましく垂れ下る。
The shade thereof is close upon them and the clustered fruits thereof bow down.
وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِآنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا
Hem dolaşılır üzerlerine gümüşten kaplar ve küplerle ki billûrlar
銀の水差しとガラスの杯は,かれらの間に回されよう。
Goblets of silver are brought round for them, and beakers (as) of glass
قَوَارِيرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا
Gümüşten billûrlar, onları türlü türlü biçime koymuşlardır
ガラス(の杯と見えたの)は銀で造られていて,かれらは好・の量をそれに満たす。
(Bright as) glass but (made) of silver, which they (themselves) have measured to the measure (of their deeds).
وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَبِيلًا
Ve orada bir kadeh sunulur ki katgısı olmuştur zencefil
かれらはそこて,生姜を混ぜた杯の飲物を与えられよう。
There are they watered with a cup whereof the mixture is of Zanjabil,
عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلْسَبِيلًا
Bir çeşme ki denir selsebîl
そこに,サルサビールと名付けられる泉がある。
The water of a spring therein, named Salsabil.
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَنْثُورًا
Ve dolanır etraflarına muhalled evlâdlar, görünce onları sanırsın saçılmış inciler
また永遠の少年たちがかれらの間を往米し,あなたがかれらを見ると,(捲?)き散らされた真珠であると思うであろう。
There serve them youths of everlasting youth, whom, when thou seest, thou wouldst take for scattered pearls.
وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا
Ve gördüğün zaman orada bir na'îm ve pek büyük bir mülk görürsün
あなたは視線を向けると至福の壮大な三国を認めるであろう。
When thou seest, thou wilt see there bliss and high estate.
عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ ۖ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا
Üstlerinde bir sündüs esvab yem yeşil ve kalın istebrak, gümüşten bileziklerle süslenmişler, rabları onlara bir şarabı tahûr sonmaktadır
かれらは美しい緑色の絹と錦の外衣を纒い,銀の腕輪で飾られ,主はかれらに純良な飲物を飲ませられる。
Their raiment will be fine green silk and gold embroidery. Bracelets of silver will they wear. Their Lord will slake their thirst with a pure drink.
إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُورًا
Şöyle diye ki işte bu sizin bir mükâfatınızdı, sa'yiniz meşkûr oldu
「本当にこれはあなたがたに対する報奨である。あなたがたの努力が受け入られたのである。」(と仰せられよう)。
(And it will be said unto them): Lo! this is a reward for you. Your endeavour (upon earth) hath found acceptance.
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ تَنْزِيلًا
Filhakika biz indirdik biz sana Kur'anı ceste ceste
われこそは,段階をおってあなたにクルアーンを下したものである。
Lo! We, even We, have revealed unto thee the Qur’an, a revelation;
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ آثِمًا أَوْ كَفُورًا
O halde sabret rabbının hukmünü vermesi için de itaat etme onlardan bir âsime veya nanköre
だから(伝道に専念し),あなたの主の審判を耐え忍んで待て。かれらの中の罪ある者や,不信心者に従ってはならない。
So submit patiently to thy Lord's command, and obey not of them any guilty one or disbeliever.
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve rabbının ismini an hem irken hem ikindiyin
朝な夕な,あなたの主の御名を唱念しなさい。
Remember the name of thy Lord at morn and evening.
وَمِنَ اللَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا
Giceden de ona secde et ve tesbih et ona uzun gece
そして夜の一部をかれにサジダし,長夜のしじまに,かれを讃えなさい。
And worship Him (a portion) of the night. And glorify Him through the livelong night.
إِنَّ هَٰؤُلَاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءَهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا
Çünkü onlar pîşini severler ve önlerindeki ağır bir günü bırakırlar
本当にこれらの者は,束の間の生活を愛し,重大な日を背後に捨て去る。
Lo! these love fleeting life, and put behind them (the remembrance of) a grievous day.
نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ ۖ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا أَمْثَالَهُمْ تَبْدِيلًا
Biz yarattık onları ve kundaklarını biz bağlâdık, dilediğimiz vekıt de kılıklarını tebdil ederiz.
かれを創り,その四肢を堅く縛ぎ止めたのはわれである。われが欲するならば,かれらと類似の外のもので置き替えることも出来るのである。
We, even We, created them, and strengthened thee frame. And when We will, We can replace them, bringing others like them in their stead.
إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا
İşte bu bir tezkiredir, dileyen rabbına bir yol tutar
本当にこれは一つの訓戒である。だから誰でも望む者には,かれの主への道をとらせなさい。
Lo! this is an Admonishment, that whosoever will may choose a way unto his Lord.
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ ۚ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا
Maamafih Allah dilemeyince dilemezsiniz, çünkü yegâne alîm, hakîm Allahdır
だがアッラーが御望・にならなければ,あなたがたは欲しないであろう。アッラーは全知にして英明であられる。
Yet ye will not, unless Allah willeth. Lo! Allah is Knower, Wise.
يُدْخِلُ مَنْ يَشَاءُ فِي رَحْمَتِهِ ۚ وَالظَّالِمِينَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
O dilediğini rahmeti içine kor, zalimlere ise elîm bir azâb hazırlamıştır
かれは,御心に適う者を慈悲に浴させ,また不義の徒に対しては痛烈な懲罰を備えられる。
He maketh whom He will to enter His mercy, and for evil doers hath prepared a painful doom.


Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Sure Formülleri

Sure Formülleri

Advertisement