Cenab-ı Hak'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek. Tevbe etmek. Yalvarmak. " Estağfirullâh" demek.
(Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennem'in tehdidatını işittikçe istiğfar ile ona karşı siper almazsa bütün ruhiyle Cehennem'in ademini arzu ettiğinden küçük bir emare ve bir şüphe Cehennem'in inkârına cesaret veriyor. L.)
(Şeytanın mühim bir desisesi:
İnsana kusur unu itiraf ettirmemektir.
Tâ ki, istiğfar ve istiaze yolunu kapasın.
Hem nefs-i insaniyenin enaniyetini tahrik edip, tâ ki, nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin; âdeta taksiratdan takdis etsin.
Evet şeytanı dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez; görse de, yüz te'vil ile te'vil ettirir.
$ sırriyle:
Nefsine nazar-ı rıza ile baktığı için ayıbını görmez.
Ayıbını görmediği için itiraf etmez, istiğfar etmez, istiaze etmez; şeytana maskara olur.
Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir Peygamber-i Alişan, dediği halde, nasıl nefse itimad edilebilir.
Nefsini ittiham eden, kusurunu görür.
Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder.
İstiğfar eden, istiaze eder. İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur.
Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur.
Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır.
Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstahak olur. L.)
NEDEN TEVBE İSTİĞFAR EDİLİR?[]
Tevbe; kulun günahını ve hatasını terk edip, dua ve niyaz ile Rab’binden bağışlanma dileyip O’na dönmesi, Cenab ı Hak’kın da kuluna af ve mağfiretle mukabelede bulunmasıdır.
Günahlar, Rab’bimizle aramızdaki sevgi bağını zayıflatır; O’nun ihsanına ve rahmetine perde olur. Manevi kişiliğimizi zedeler, gönül dünyamızı karartır. Bu bakımdan tevbe, Allah ile sevgi bağlarımızı yeniden tesis eder, günah ile zedelenen gönül dünyamızı onarır.
Yüce Allah’ın kuluna tevbe etme fırsatı bahşetmesi O’nun sonsuz rahmetinin bir ifadesidir. Çünkü kullarının işledikleri günahlar yüzünden onları hemen cezalandırmamakta, bağışlanma dilemeleri için mühlet vermekte ve rahmet kapısını günün her anında açık tutmaktadır.
istiğfar etmek[]
İstiğfar etmek, (estağfirullah) demektir. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.) [İ.Ahmed]
Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir.
Naslarda Tevbe[]
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’a tevbe edin!) [Nur 31]
(Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever.) [Bakara 222]
(Allah’a tevbe-i nasuh yapınız!) [Tahrim 8]
TEVBE İLE İSTİĞFAR ARASINDAKİ FARK NEDİR?[]
- Tevbe; kalp ile olur. İstiğfar; dil ile olur.
- Tevbe; kalbi günah kirlerinden temizler. İstiğfar; amel defterini günahlardan temizler.
- Tevbe; insanın yalnız kendi nefsi içindir. İstiğfar; hem kendisinin hem de başkasının nefsi için olur.
- Tevbe; geçmişte olan günahından nadim olup, gelecekte olacaktan sakınmaya azmetmektir. İstiğfar; işlenmiş olan günahlardan bağışlama dilemektir.
- Tevbe; zordur. İstiğfar; kolaydır.
TEVBENİN ŞARTLARI NELERDİR?[]
Tevbenin üç şartı vardır:
-Kalpden büyük bir pişmanlık duymak.
-Dil ile Allah-u Zülcelal' e tevbe etmek.
-Âzâları günahların üzerinden çekmektir.
-İnsan pişman olmuş bir kalp, tevbe eden bir dil ve günahlardan korkan ve uzak durmaya gayret eden bir vücut ile Allah-u Zülcelal' in huzuruna çıkarsa, Allah-u Zülcelal de ona merhamet ederek, af ve mağfiret eder
TEVBE İSTİĞFAR DUASI NASIL EDİLİR?[]
"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm."
"Yâ Settere'l uyûb, Yâ gaffare'z-zünûb! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine nadim oldum, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında sayılarını bilemeyeceğim kadar çok Peygamber gelmiş, İlâhi kitapları tebliğ etmişlerdir. Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır."
"Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve Rusulihi ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi, hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve'l-bâsü bade'l-mevt. Hakkun, eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh."
İSTİĞFAR ETMEK İLE İLGİLİ BAZI HADİS-İ ŞERİFLER[]
Nasuh kelimesine 23 mana verilmiştir. Bunlardan en meşhuru günahlara pişman olup, istiğfar etmek ve bir daha işlememeye karar vermektir. Nasuh tevbesinin ne olduğunu soran zata Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Tevbe-i nasuh, günahkârın işlediği günahtan pişman olması, Allah’tan mağfiret dilemesi, bir daha böyle bir günah işlememesi demektir.) [Beyheki]
=Naslarda istiğfarın faziletleri[]
İstiğfarın fazileti çok fazladır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İstiğfar okuyun, imdadınıza yetişirim.) [Hud 52]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, günah işleyip pişman olanı, istiğfar etmeden önce affeder.) [Taberani]
(Küçük günahlarda ısrar edilirse küçük kalmaz. Büyük günahlara istiğfar edilirse büyük kalmaz.) [Deylemi]
(İstiğfar eden, günde 70 defa aynı günahı işlese ısrar etmiş sayılmaz.) [Tirmizi]
(Günde 70 defa istiğfar edenin, 700 günahı affolur.) [Beyheki]
(İstiğfara devam edeni, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesai]
(Bir mümin günah işleyince, melek üç saat bekler, eğer o kimse istiğfar ederse, o günahı yazmaz.) [Hakim]
(Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, pişman olunca, Allahü teâlâ, tevbenizi kabul eder.) [İbni Mace]
(Günahlar kalbi paslandırır, karartır. Kalblerin cilası ise istiğfardır.) [Beyheki]
(Derdinizi ve devasını bildireyim. Derdiniz, günahlar, devası da istiğfardır.) [Hakim]
(Bir günahkâr, istiğfar eder, sonra bu günahı tekrar yapar, sonra istiğfar eder. Üçüncüde yine yapar, yine tevbe ve istiğfar ederse, dördüncü defa yapınca, büyük günah yazılır.) [Deylemi]
(Tevbe eden günah işlememiş gibi olur.) [İ.Mace]
(Günaha devam edip, dili ile istiğfar eden, rabbi ile alay etmiş sayılır.) [Beyheki]
(Herkes günah işler. Fakat günahkârların en iyisi tevbe edendir.) [Hakim]
(Günahına pişman olup abdest alıp, namaz kılanı ve günahı için istiğfar edeni, Allahü teâlâ affeder.) [Nesai]
(Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunana müjdeler olsun!) [Beyheki]
Tevbe edebilmek, Hak teâlânın büyük nimetlerinden biridir. Günah işleme korkusu ile tevbeyi asla geciktirmemelidir! Çünkü, hadis-i şerifte (Sonra yaparım diyenler helak oldu) buyuruldu. Yani tevbeyi ve diğer iyi işleri geciktirenler, bu günün işini yarına bırakanlar, aldandı, ziyan etti. (İ.Gazali)
Günah, kulun yanında küçük ve kıymetsiz görününce, Allahü teâlâ katında büyük olur. Kul küçük günahı büyük görünce, o günah Allahü teâlânın katında küçülür. Mümin, iman ve marifetiyle küçük günahları da büyük görür. Her günah işleyişte kalbi sızlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, günahını dağ gibi görüp, üstüne düşeceğinden korkar. Münafık ise, burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür.) Buhari
Estağfurullah - استغفرالله - İstiğfar - Güfran - mağfiret - Gaffar | |
---|---|
Luğatte | Afv dilemek |
Fıkıhta | Tevbenin şartları - Tevbe istiğfar nasıl yapılır? |
Müradifleri | Estağfurullah - استغفرالله - İstiğfar - Güfran - Gaffar - Mağfiret - Mağfur - Mağfir - Mağfûr - ğ-f-r - ğafere GÂFİR - Gufran - Gafûr - Gaffâr - Zü Mağfire - |
Mürekkepleri | Ehlü'l-Mağfire - Vâsiu'l-mağfire - Hayrü'l-ğâfirin - ğâfirü'z-zenb 40/3 |
Müteşabihleri | Tevbe - Tevbe - İstiaze - Euzü besmele |
Ezdadı | Ayıb - Kusur - Hata - Zelle - Günah - Cürm - Kebair -ism, zenb, vizr, cünâh ve hûb -nekes - taği - zulm |
Nass | İstiğfar ayetleri - İstiğfar hadisleri |
Dua | İstiğfar duası Seyyid-ul istiğfar |
Vecize | İstiğfar/Vecize - İstiğfar, meyelan-ı şerri keser |
Sorularla istiğfar |
İstiğfar
. استغفار . Apology .Tevbe istiğfar. Şablon:Estağfirullah | |
---|---|
https://soundcloud.com/fahd-al-omri/at-1 | |
Kaynak | İstiğfar ayetleri
İstiğfar hadisleri İstiğfar/Vecize |
Dua | İstiğfar duası
Abdal istiğfarı Seyyid-ul istiğfar Sorularla istiğfar |
Tevbe | Tevbe
Tevbenin şartları Tevbe istiğfar nasıl yapılır? İstiğfar, meyelan-ı şerri keser |
Mürekkepleri | Türediği kelimeler:
Mağfiret Mağfur Mağfir Mağfûr ğ-f-r ğafere GÂFİR Gufran Gafûr Gaffâr Zü Mağfire Ehlü'l-Mağfire Vâsiu'l-mağfire Hayrü'l-ğâfirin ğâfirü'z-zenb 40/3 |
İstiaze | İstiaze Euzü besmele |
Eşanlamlı | Ayıb Kusur Hata
Zelle Günah Cürm Kebair ismzenb vizr cünâh ve hûb nekes taği zulm |
Estağfirullâh | (Mağfiret) Cenab-ı Hakk'ın kullarının günahlarını örtmesi, affetmesi, rahmeti ile lütfu. |
https://soundcloud.com/fahd-al-omri/at-1 |
Tevbe. 9. Tevbe Suresi .HDKD/Tevbe: Dosya:9-Tevbe.pdf:PDF .Tevbe Suresi/Elmalı Orijinal. HDKD/Tevbe/Sadeleştirilmiş
Tevbe Suresi/1-6. Tevbe Suresi/7-16. . Tevbe Suresi/17-24. Tevbe Suresi/25-29. Tevbe Suresi/30-37. Tevbe Suresi/38-42. Tevbe Suresi/43-59. Tevbe Suresi/60-66. Tevbe Suresi/67-72. Tevbe Suresi/73-80. Tevbe Suresi/81-89. Tevbe Suresi/90-99. Tevbe Suresi/100-110. Tevbe Suresi/111-118. Tevbe Suresi/119-122. Tevbe Suresi/123-129. | |
---|---|
9/1 ● 9/2 ● 9/3 ● 9/4 ● 9/5 ● 9/6 ● 9/7 ● 9/8 ● 9/9 ● 9/10 ● 9/11 ● 9/12 ● 9/13 ● 9/14 ● 9/15 ● 9/16 ● 9/17 ● 9/18 ● 9/19 ● 9/20 ● 9/21 ● 9/22 ● 9/23 ● 9/24 ● 9/25 ● 9/26 ● 9/27 ● 9/28 ● 9/29 ● 9/30 ● 9/31 ● 9/32 ● 9/33 ● 9/34 ● 9/35 ● 9/36 ● 9/37 ● 9/38 ● 9/39 ● 9/40 ● 9/41 ● 9/42 ● 9/43 ● 9/44 ● 9/45 ● 9/46 ● 9/47 ● 9/48 ● 9/49 ● 9/50 ● 9/51 ● 9/52 ● 9/53 ● 9/54 ● 9/55 ● 9/56 ● 9/57 ● 9/58 ● 9/59 ● 9/60 ● 9/61 ● 9/62 ● 9/63 ● 9/64 ● 9/65 ● 9/66 ● 9/67 ● 9/68 ● 9/69 ● 9/70 ● 9/71 ● 9/72 ● 9/73 ● 9/74 ● 9/75 ● 9/76 ● 9/77 ● 9/78 ● 9/79 ● 9/80 ● 9/81 ● 9/82 ● 9/83 ● 9/84 ● 9/85 ● 9/86 ● 9/87 ● 9/88 ● 9/89 ● 9/90 ● 9/91 ● 9/92 ● 9/93 ● 9/94 ● 9/95 ● 9/96 ● 9/97 ● 9/98 ● 9/99 ● 9/100 ● 9/101 ● 9/102 ● 9/103 ● 9/104 ● 9/105 ● 9/106 ● 9/107 ● 9/108 ● 9/109 ● 9/110 ● 9/111 ● 9/112 ● 9/113 ● 9/114 ● 9/115 ● 9/116 ● 9/117 ● 9/118 ● 9/119 ● 9/120 ● 9/121 ● 9/122 ● 9/123 ● 9/124 ● 9/125 ● 9/126 ● 9/127 ● 9/128 ● 9/129 | |
İsimleri | İsimleri - Berâet (Müşrik gibi yaşayana Ultimatom, teberri), tevbe (mümine tevbe), Elmükaşkışe, Elmüba'sire, Elbüşerride, Elmuhziye, Elkadıme, Elmüsiyre, Elhafire (Gömücü), elmünekkile (Sürgün, tenkil), elmüdemdime ve Sûretül'azâb (Azab suresi). Zira bunda müşriklerden bir teberri ve mü'minlere tevbe vardır. Nifak ılletinden beri kılar, Münafıkların esrarını faş eder, onları kaçırır, terzil, berbad eder. Yüreklerini deşer tenkil eder. Üzerlerine hışım yağdırır, Hazreti Sıddık radıyallahü anhden merviydir ki «Buna sûrei Tevbe tesmiye edersiniz. Hakıkaten vallahi dokunmadık bir kimse bırakmadı» demiştir. Bir de bu sûreyi ilk nazarda diğerlerinden fark ettiren bir hususiyyet vardır ki evvelinde besmele olmamasıdır. |
Hadisler | Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Kur'ân-ı kerîm bana âyet âyet, harf harf nâzil oldu. Ancak, Tevbe ve İhlâs sûreleri hâriç. Bunlar bana 70 bin melekle berâber nâzil oldu.”
Hadislerde Enfal ve Tevbe suresini okumanın fazileti: “Enfâl ve Tevbe sûrelerini okuyan kimseye şefâ'atçiyim ve o kimsenin münâfıklıktan uzak olduğuna şehâdet ederim.” Hadislerde Tevbe suresinin son iki ayetinin 7 kere okunması ve Allah'ın o kuluna kafi olması: “Her kim Tevbe sûresinin son âyetini, sabah ve akşam 7 yedişer defa okursa, Allahü teâlâ bütün işlerinde o kuluna kâfi gelir. |
Ayet Ayet KK -Ayet Ayet Kur'an-ı Kerim Sureleri - Şablon:Tevbebakınız |