İstiklal Marşı’nın son kıt’ası hariç diğer kıt’aları işgal dönemini anlatır. Bu nedenle bu kıt’alarda; ümit, teşvik, öğüt gibi milli hisleri güçlendirecek unsurlar vardır. Son kıt’ada, işgalden kurtuluş ve zafere ulaşmış olmanın verdiği coşku ve gurur aktarılır.
1. KIT’A
1.MISRA: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşı “ Korkma!” sözüyle başlar. Türk milletine “Endişen yersiz..”mesajı verilir. Türk milleti endişe içindedir. Tutunacak dal aramaktadır. Çünkü işgal altındadır. Uzun süren savaşlar nedeniyle yetişmiş asker( Sadece Çanakkale’de verdiğimiz şehitleri bile düşünürsek…), silah, cephane, yiyecek, giyecek ve baş(lider) sıkıntısı çekmektedir. Tüm bunların yanında morali çökmüştür. İşgalin verdiği acı onun endişesini artırmaktadır. En büyük korkusu, bağımsızlığını kaybetmektir.
Eyüp Sabri Kartal Yorumu[]
Mehmet Akif aslında burda Korkma şiirine atıfta bulunuyor. Korkma şiirinde Akif, şöyle diyor;
Korkma
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Korkma kelimesi edebiyat literatüründe kutsal metinlerde de geçmektedir.
Örnekler:
1-Kuran da geçen ve Hz. Peygamberin Mekke´den Medine´ye hicretinde ve
Sevr mağarasında sıkıştırıldığı ve her şeyin bittiği sanıldığı anı tablolaştıran Tevbe suresinin 40. ayetinde:´
´ O arkadaşına dedi ki; Korkma, Allah bizimle beraberdir.´´
ayetinden ilham alınarak söylenmiştir. Bundan ilham alındığı düşünüldüğünde korkma kelimesi,
İstiklal Marşı'nda ara cümle olarak bizim yaşadığımız Sevr anlaşması olsa da memleket paramparça edilmişse de Sevr halinde olsakta , Payitaht(başkent) işgal edilse de , Bir devletten bir devlete hicret ediyor olsak da , öz yurdumuz Kosovaları kaybetsek ve hicret hicran sarmalında olsak da,
« Korkma, (Allah bizimle beraberdir) sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak»
denmiş olabilir.
2- Kasas suresi 7.ayette Hz.Musa`yı annesi bir tabuta ( sandık ) koyarak nil nehrine bırakması sahnesinde
`` korkma biz onu sana iade edeceğiz.``
Mehmet Kaplan yorumu - Kelimelerin edebi izahı yerine basit köylüce bir izah var[]
Düşman karşıda bulunduğu için ordu ve millete cesaret vermek isteyen şair, manzumesine "Korkma!" kelimesiyle başlar.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın
mısraları da ümitle bekleyişi ve geleceğe imanı gösterir. Şiirde şanlı mazi ve ebedi bir istikbal fikrine de yer verilmekle beraber, yaşanılan zaman, kan ve barut kokusuyla dolu olan hâlihazırdır.
İstiklâl Savaşı, Türk milletinin ölüm-kalım savaşıdır. Böyle yıllarda milletler kendilerini yaşatan temel kıymetlerin farkına varırlar. Vatan, millet, hürriyet ve istiklâl gibi kavramların önemi, barış devirlerinde pek anlaşılmaz. Hatta onları umursamayanlar bile çıkar. Fakat bir milleti ölüm ile karşı karşıya bulunduran savaş, onların ne kadar hayati olduğunu kuvvetle hissettirir. Bunlar öyle kıymetlerdir ki, onlar olmadan yaşayamaz. Bundan dolayı millet, onlar uğruna ölümü göze alır. Binlerce insan onlar uğruna öldüğü, yaralandığı veya sakat kaldığı için kutsal bir değer kazanırlar.
Akif, İstiklâl Marşı'nda Türk Milleti’nin ne için savaştığını, neye inandığını açık ve seçik bir şekilde ortaya koymuştur. Şiirde bu değerler, bazen sanatkârane bir ifadeye bürünmüşlerdir. Şiiri tahlil ederken bunlar üzerinde de durarak mana ve fonksiyonları açıklanacaktır.
Atakan ALTUNKAYNAK yorumu[]
İstiklal Marşı’nın yazıldığı dönemde Türk ordusu düşmanla savaş hâlindedir. Bu yüzden ordu ve millete cesaret vermek isteyen şair, şiirine “Korkma…” kelimesiyle başlar. Bu, bir sesleniştir. Şair, Türk milletine sesleniyor.
İki türlü korku vardır: Adi korku ve asil korku. İlk korkuda ödleklik anlamı vardır. Ancak, korkmak her zaman ödü patlamak anlamında değildir. Çoğu zaman da asil bir duygudur, insanî bir endişedir. İnsanların kaybetmeyi göze alamayacakları değerleri vardır. Mesela, milletin başına bir şey gelir diye korkmak, istiklalin kaybedileceğinden endişe etmek, asil bir korkunun ifadesidir.
Şairin “Korkma…” diye seslenmesi, asil bir endişenin, kaygının ifadesidir. Milletimiz istiklalini kaybetme korkusu içindedir. Şair, milletin endişe etmemesi gerektiğini; çünkü istiklalin kaybedilmeyeceğini söylüyor.
Birinci dizedeki şafak, güneş battıktan sonraki alaca karanlık zamanı anlatır. Şafağın bir anlamı da güneş doğmadan önceki alaca karanlıktır. İstiklal Marşı, sembolik olarak, iki şafak arasını anlatır. Akşamın şafağı Millî Mücadele’nin başlangıcı, sabahın şafağı ise bitişidir. Akşamın şafağından korkulur; çünkü arkasında karanlık bir gece vardır. Ancak, her gecenin bir sabahı olduğuna göre, içinde bulunulan karanlığın uzun süreceğini sanarak korkuya kapılmamalıdır. Biraz sonra şafak sökecek ve karanlık son bulacaktır. Bu benzetme şairin, Türk milletinin, bağımsızlığına çok kısa sürede kavuşacağı hakkındaki kesin inancını ortaya koyar.
Atatürk devrimleri.com un isimsiz kaynaksız izahı[]
İstiklâl Marşı’nın ilk kıtasında şair Mehmet Akif Ersoy, Türk milletine cesaret vermek ve onda bulunan milli duyguları harekete geçirmek için şiirine “Korkma” diye başlıyor. Göklerde dalgalanan bayrağımızın hiçbir zaman inmeyeceğini, sonsuza dek bu topraklar üzerinde dalgalanacağını belirterek, Türk Devletinin varlığını devam ettireceğine olan yüksek inancını milleti ile paylaşıyor. Türk milletinin en son ferdinin ölmeden bu ülkenin asla teslim alınamayacağını anlatarak, bayrağımızı Türk milletinin varoluş ve bağımsızlık sembolü olarak görüyor. Bayrağa millet adına sahip çıkmakla, ay yıldızlı bayrağın dolayısıyla bu vatanın Türk milletine ait olduğunu ve hiçbir kuvvetin almaya gücünün yetemeyeceğine işaret ediyor.