Yenişehir Wiki
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
 
{{Bakınız|İstiklal Marşı | İstiklal Marşı Oratoryosu/Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi|İstiklal Marşı Oratoryosu/Şevket Pozcu Lisesi|İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Müftülüğü|İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Dumlupınar Lisesi|İstiklal Marşı Oratoryosu/linkler|İstiklal Marşı Oratoryosu/A4|İstiklâl Marşı Oratoryosu/Yenişehir Mehmet Adnan Özçelik Anadolu Lisesi|}}
 
{{Bakınız|İstiklal Marşı | İstiklal Marşı Oratoryosu/Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi|İstiklal Marşı Oratoryosu/Şevket Pozcu Lisesi|İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Müftülüğü|İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Dumlupınar Lisesi|İstiklal Marşı Oratoryosu/linkler|İstiklal Marşı Oratoryosu/A4|İstiklâl Marşı Oratoryosu/Yenişehir Mehmet Adnan Özçelik Anadolu Lisesi|}}
İKİ YILLIK ÖZLEM BİTİYOR; GELİŞTİRİLEN METNİ VE YENİLENENEN KADROSU İLE eski-özgün tadına yeni hazlar katılan, yeni hızlar verilen: {'''İstiklal Marşı Oratoryosu/2011'''}
+
İKİ YILLIK ÖZLEM BİTİYOR; GELİŞTİRİLEN METNİ VE YENİLENENEN KADROSU İLE eski-özgün tadına yeni hazlar katılan, yeni hızlar verilen: '''İstiklal Marşı Oratoryosu/2011/linkler'''
   
   

22.47, 6 Şubat 2011 tarihindeki hâli

İKİ YILLIK ÖZLEM BİTİYOR; GELİŞTİRİLEN METNİ VE YENİLENENEN KADROSU İLE eski-özgün tadına yeni hazlar katılan, yeni hızlar verilen: İstiklal Marşı Oratoryosu/2011/linkler


[[Video:BARIŞ MANÇO - ESTERGON KALESİ ♫|thumb|400px|right|BARIŞ MANÇO - ESTERGON KALESİ ♫

Mehter Marşı - Estergon Kalesi - Sözler

ESTERGON KAL’ASI

Estergon Kâl’ası bre dilber aman

Su başı durak aman

Kemirir gönlümü bre dilber aman

Bir sinsi firak.


Gönül yar peşinde bre dilber aman

Yar ondan ırak aman

Akma Tuna akma bre Şahin aman

Ben bir dertliyim.


Yar peşinden amanda gezer

Koşar yandım kara bahtlıyım.


Hicaz / Kemal ALTINKAYA


Diğer versiyonu

Estergon Kâl’ası su başı durak aman

Kemirir gönlümü bir sinsi firak.

Gönül yar peşinde yar ondan ırak

Akma Tuna akma ben bir dertliyim.

Yar peşinden koşan kara bahtlıyım.

Estergon Kâl’ası subaşı kaya

Kemirir gönlümü aşk denen bir bela

Üftadeni hoş gör gel etme cefa

Akma Tuna akma ben bir dertliyim.

Yar peşinden koşan kara bahtlıyım.


Estergon Kâl’ası subaşı hisar

Baykuşlar bağırır, bülbüller susar

Kafir bayrağını burcuna asar


Akma Tuna akma ben bir dertliyim.

Yar peşinden koşan kara bahtlıyım.


Estergon Kalesi subaşı kale

Göklere ser çekmiş surları hele

Biz bu kaleyi vermezdik kefereye


Estergon kalesi papazla doldu

Ay tutuldu güneş buluta girdi

Neneler karadan yaslar bağladı


Tuna nehri marşı


Tuna Nehri - Kürdi Kahramanlık Türküsü


Tuna Nehri


Tuna nehri akmam diyor

Kenarımı yıkmam diyor

Ünü büyük Osman Paşa

Pilevne'den çıkmam diyor


Düşman Tuna'yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa'nın kolundan

Beş bin top birden patladı


Kılıncımı vurdum taşa

Taş yarıldı baştan başa

Ünü büyük Osman Paşa

Askerinle binler yaşa

]]

İstiklal Marşı oratoryo A-4 sf 2

İstiklal Marşı oratoryo kitapçık A-4 - sf 2

İstiklal Marşı oratoryo A-4 sf 3

İstiklal Marşı oratoryo kitapçık A-4 - sf 3

İstiklal Marşı oratoryo A-4 sf 4

İstiklal Marşı oratoryo kitapçık A-4 - sf 4

Özet bilgi:

  • Bu oratatoryo İstiklal Marşı için ilk ve tek yazılan oratoryodur.
  • İstiklal Marşı oratoryosu fikri, 2008 Mersin Devlet Opera ve Balesi'nin Saraydan Kız Kaçırma Oratoryosunu Kaymakam Eyıup Sabri Kartal'ın izlemesi sonucunda ilk fikir olarak ortaya çıktı.
  • Nevit Kodallı Lisesine görev verildi.
  • Bizzat Sayın Kaymakamımız Eyüp Sabri Kartal tarafından metin dikte ettirildi. Oratoryonun nasıl olması gerketiği ve nelerin ilave edilmesi gerektiği sahne teferruatına kadar ayrıntılı komiteye verildi. Oratoryonun telif hakları Yenişehir Kaymakamı Eyüp Sabri Kartal'a ait olup, kaynak gösterilerek alınabilir.

Oratoryo hazırlama heyeti

  • Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi: Edebiyat öğretmeni
  • Özel Yıldırımhan LisesiEdebiyat Öğretmeni
  • Dumlupınar Lisesi Edebiyat öğretmeni
  • Pozcu Lisesi Edebiyat Öğretmeni

Neden İstiklal Marşı Oratoryosu hazırlandı?

Bunun binlerce sebebi var, Bunlardan bir kaçını verelim.

  • Birincisi: Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy için ülkemizde maalesef tek bir oratoryo bile hazırlanmamıştır.
  • İkincisi: İstiklal marşının kabulü maalesef gereği gibi anılmamaktadır
  • Üçüncüsü: İstiklal Marşımızda içerisinde geçen sancak al vs gibi kelimeleri ne askimiz ne de edebiyat öğretmenimiz bilebilmektedir. Al sancağı bayrak sanmakta, Al kelimesini ise sadece kırmızı olarak algılamaktadırlar.

İstiklal Marşı Oratoryosu - YENİŞEHİR 2009 İCRASI

Giriş

Sahne

Sahne Anadolu’dan bir köy meydanını andırır. Bir tarafta bir kağnı, diğer tarafta harap bir ev görüntüsü ve kuyu çıkrığı görünmektedir. Sahne açıldığı zaman Anadolu’nun işgal günlerini hatırlatan bir müzik duyulur.

(Sahne fonunda Osmanlı haritasının en geniş şekli vardır. Koro sahneye aşağıdaki bölümü parça parça söyleyerek girer. Her öğrenci bir cümle okur. Osmanlının hakim olduğu devletlerin isimlerinden kolaj olabilir.)

Eşin var aşiyanın var baharın vardı yani cihan hakimi olduğun günlerin sahnede konuşmacılarca anlatımı

Biz dünyaya adaletimizle ve merhametimizle nam salmış bir milletiz. (3 Kız-3 Erkek)

Dağlar önümüzde diz çöker, kıtalar atlarımızın terleriyle ıslanırdı. (3 Kız-3 Erkek)

Dünyaya medeniyeti biz anlatır ve biz yaşatırdık. (4 Kız-Erkek)

Gün ağardığı zaman sefere çıkar, akşamları zafer sevinciyle dönerdik otağımıza. (3 Kız-2 Erkek)

Fermanlar yayınlar ve bir sözümüzle zalimlere baş eğdirirdik. (3 Kız-2 Erkek)

Ama kıymetini bilemedik. (3 Kız-2 Erkek)

Yenilgiler geldi sonra. (Tüm Kızlar)

Halkın arasında müthiş bir ümitsizlik hâkimdi. (Tüm Erkekler)

Vatanımız, can topraklarımız gitmeye başladı birer birer elimizden. (Tüm Koro)

Kara talihin başlaması:Kara Mustafa Paşa ile başladı

[[Video:Arda boyları -Şükriye Tutkun|thumb|400px|right|Deli Orman'da Arda nehri düştü,;Arda boyları gitti mi ? Evet gitti.Hem de nasıl gitti?Ebediyyen gelmez artık..]]

  • Ana madde:Kızıl elma

Erkek

— Her şey kara bir günde kara bir talihle, Avrupa karasında ve Kara Mustafa Paşa’yla başladı.

SENE 1683.

O gün bu gündür daha ileri gidemedik.

Talihimiz seninle beraber karardı Merzifonlu. Hiç savaşta sağ döner mi? Ordunun başı, mağlup olurken ordusu.

Keşke, Merzifonlu, kara haberler gelmeyeydi de AL KANLAR İÇİNDE ŞEHİT HABERİN GELEYDİ.

Kızıl elmamız Viyana’da gitti.

O gün bu gündür her şey gitti gider. (Burada Mehmet Akif Ersoydan bir şiir ) Hem nasıl gitti, bir daha gelmez ebediyyen)

Canımızı almazlar, ciğerimizden parçalar kopar.

Sırtlanlar sarar her tarafımızı.

VATAN TOPRAĞI CANDAN AZİZDİR.

Peşinden şanlı bir tarih gider.

Erkek

Kız

Kız

Erkek

Estergon Kal'ası gitti

Macaristan’ın neredeyse tamamı düştü, Erdel düştü, Estergon DÜŞTÜ, (Burada Barış Manço dan veya çok sesli korodan Estergon Kal'ası  türküsü söylenir. Duvarda yazılarla estergon türksü sözleri altta terihi resimlerle akar)

Malazgirt’i bize hediye eden Gagauzlar veya Uzlar diyarı Ukrayna DÜŞTÜ, Burada Büyük gagauz Barbaros Hayreddin Paşa resmi ve Tarihçi Cevdet Paşa (Alt yazıda tarihimizin en büyük yazarı, medresenin son yetiştirdiği deha vs yazısı Cemil Meriç'den alıntılar...

Mora Dalmaçya gitti

Mora ve Dalmaçya DÜŞTÜ. (Resimleri ekrana yansıtılır. Harita mutlaka olmalı)

Burçin

—Topraklarımız değil canımızın parçaları gidiyordu sanki. Bir talihsiz anlaşmayla kopmaya başladı dört yüz yıllık vatan topraklarımız olan Balkanlar.

Şumnu, Deliorman gitti

Erkek

— Düşman pehlivanlar diyarı Şumnu’ya girdi.

Erkek

Ezanlar sustu... Çanlar inletip durmakta âfâkı.

Yazık: Şark'ın semâsından Hilâl'in geçti işrâkı! (yani doğuşu)

Sivastopol gitti

Sivastopol (Akyar) gitti.

(Müzik: Sivastopol Önünde yatar gemiler)

Asker dağıldı. Ordu yalnız on bin kişi kaldı. KIRIM GİTTİ.

5

Kız

Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla vatan topraklarında yaşayanlar düşmanın zulmü altında eziliyordu. Gazi Giray’ın gözyaşı çeşmesinden kan akıyor artık. Gözyaşı çeşmesi yok.


Erkek


Muhîtin hâli "insâniyyet"in timsâlidir, sandım;

Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!

Kız

(Slayt: Türk Bayrağının doğuşu)

Bu bayrak, Yüce Türk Bayrağı nerde doğdu? (seyircilere dönerek sorulur). Bunu bile bilmiyoruz ,değil mi? (hüzünlü bir sesle denir.)

Türk bayrağının doğduğu , tek şehir padişamız Hudavendiğar'ın kanı üzerine doğan ve ebediyyen Türk Bayrağı olarak kalacak olan bayrağımızın doğduğu yer ;

Evet,KOSOVA GİTTİ! Hemde nasıl gitti gelmez ebediyyen.

Burada "Evet ben ki Arnavud'um işte perişan yurdum" şiirinden mısralar eklenecek. Sahneye 1990larda sırpların Arnavut katliamları resimleri gelecek. Arnavutların Osmanlıya başkaldırısı resmedilecek. Asilerden resimler konacak

Türk bayrağının doğduğu can topraklarımız Aslen Arnavutların gega tabir edilen ovalı veya güneyli arnavut denilen huyu, suyu ve yüzü güzel olan aranavutlardan, osmanlıya en sadık kalan arnavutlardan Akif ağlıyor ; Evet gitti, gitti elimizden.


Erkek

  • Ana madde:

Nerde olsam çıkıyor karşıma BİR KANLI OVA...

Sen misin, yoksa hayâlin mi? VEFÂSIZ KOSOVA!

Hani, binlerce mefâhirdi senin her adımın?

HANİ, SÎNENDE YARIP GEÇTİĞİ YOL "YILDIRIM "IN?


Kız

Evet, milletlerin en kahbesinden, ÜÇ LEÎM ORDU,

Gelip tâ sînemizden vurdu, seyret HEM, NASIL VURDU:

İstikbâl için çarpan yürekler ANSIZIN DURDU!

Tuna gitti

Bir dönemler şarkın doğunun başladığı yer denilen tuna gitti. Müzik: Tuna Nehri akmam diyor konuşmaya fon olacak)

Erkek

— Osman Paşa canı pahasına korudu Tuna’yı.(Tokat'lı Gazi Osman Paşa'nın resmi duvara getiriliyor) Tuna kana boyandı. Kopmak istemiyordu sanki Tuna Türkün bağrından. Bir matem havasındaydı bütün marşlarımız.

Kız

Erkek

Erkek

(Koro)

12 ADALAR GİTTİ

Cezayir gitti

,

Süveyş Kanalı

,

Gümrü

,

Arnavutluk

Kız

Üç beyinsiz kafanın(Talat Cemal Enver kastediliyor) derdine, ÜÇ MİLYON HALK

Bak nasıl doğranıyor? KALK, BABA, KABRİNDEN KALK!

Diriler koşmadı imdâdına, SEN BÂRİ YETİŞ...

ARNAVUTLUK YANIYOR... Hem bu sefer pek müdhiş!

Erkek

Tek kıvılcım kabarıp öyle cehennem kustu:

Ki hemen kol kol olup sardı bütün bir yurdu.

O ne yangın ki: Ocak kalmadı söndürmediği!

O ne tûfan ki: Yakıp yıktı bütün vâdîyi!

Kız

— Karnımızda altın aradı hainler.

Teselya

,

Hicaz

,

MEKKE GİTTİ

.

Irak,

Suriye

,

Yemen gitti.

Ata diyince aklımıza gelen yer Selanik gitti.

(Müzik: “Çalın Davulları Çaydan Aşağıya”)

thumb|400px|right|Selanik icinde sela okunur (SILA)

Arda boyları gitti

Arda boyları türküsü konur. Eğer söyleyecek yoksa Hatice ..icrası konur...

Çanakkale Geçilmez

Çanakkale Türküsü konur.

Erkek bir öğrenci:

— Ve yıl 1915 tarihin dilsiz kaldığı Çanakkale’de metrekareye düşen 6000 mermi konuştu. 15 yaş ile 60 yaş arası seferberlikte askere alındı. Üniversitelerimizdeki tüm öğrencilerimiz gitti. Ümitlerin dirilip istikbalin gömüldüğü yerdir Çanakkale. Kayıtlı253 bin vatan evladıyla beraber bir milletin istikbali gitti. Kayıtsız da en az bir milyon insan gitti. Süngü savaşı yapmayan ve silah üstünlüğü olan ingilizler bile çeyrek milyon vermişse, bizden gidenlerin hesabına akıl dayanmaz.

(Burada asker türküsü okunur :—Eledim Eledim—)

ÇANAKKALE GEÇİLDİ

3 yıl sonra 1918'de Mondros Mütarekesiyle DÜŞMAN ÇANAKKALEYİ GEÇTİ: Hem de elini kolunu sallayarak geçti.

SEVR ANLAŞMASI İMZALANDI. MAĞARAYA HAPSEDİLDİK. POLATLIYA KADAR ÇEKİLDİK.

[[Video:SEVR mağarasında Hz Peygamber ve Arkadaşı|thumb|300px|right|Sevr mağarasında Hz Peygamber ve Arkadaşı [1]]]

EVET DURUM O KADAR VAHİM Kİ TOPLUM her şeyini kaybetmiş. Kutsallarını kaybetmiş. Kutsal kabe gitmiş Kud-u şerif, şam-ı şerif gitmiş. İstanbul gitmiş..

Sevr Antlaşması ile bitmiştir, Türkler. (Burada Türkler politik anlamda Türktür. Ansiklopedik anlamda 1911 Ansiklopedia Brittanicaya göre Türk deyince politik anlamda kullanılır ve Arnavutlar, Kürtler, Araplar, Gürcüler vs bu tanımlama içerisinde verilir. Bizim Osmanlı Rus savaşı dediğimize İngiliz parlementosu kayıtlarında Türk -Rus savaşı denir.)

Sevr muahedes,adeta HZ Peyğamberin SEVR mağarasında sıkışması gibidir. Ankara sıkışmıştır, Alem-i İslam sıkışmıştır.[2]

Son sığınılacak kale Ankara Kalesidir. O da düşerse bütün coğrafya düşecektir.

Yunanlılar İzmir'e çıktı, İzmir gitti

Bursa gitti

Aydın gitti

Polatlı gitti,

Düşmanın top seseleri Ankaradan duyulur, Ankara boşalmaktadır. Akif istiklal Marşı şiirini kahraman askerimize yazar==

Bir öğrenci:

Hayır, mâtem senin hakkın değil... MÂTEM BENİM HAKKIM:

Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!

Erkek

Ne haybettir ki: Vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,

Kız

Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!

Yıkılmış hânümanlar yerde işkenceyle kıvransın;

Erkek

Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!

Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...

BENİM HAKKIM, SUS EY BÜLBÜL, SENİN HAKKIN DEĞİL MÂTEM!

(Sahne Kararır “Çanakkale içinde aynalı çarşı” türküsü bitiminde sahne aydınlanır.)

KORO

Kız

Kız

Kızlar K

—Eşin var, âşiyânın var, bahârın var ki, beklerdin;

KIYÂMETLER KOPARMAK NEYDİ EY BÜLBÜL, NEDİR DERDİN?

KORO

O zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;

Erkek K

CİHÂNIN YURDU HEP ÇİĞNENSE, ÇİĞNENMEZ SENİN YURDUN.

Tükenmeyen savaşlarda tükenmişti anaların gözündeki yaş

Kız

Kundaktaki bebelerin yerindeki bu mermiler de ne?

Ve çocuklar, hangisi tanımıştı ki babalarını,

Işıltılı gözlerin yerindeki kefende,

Söyle ey memleketim SÖYLE SANA NE OLDU?

İlâhî, altı yüz bin Müslüman birden boğazlandı...

Erkek

Yanan can, yırtılan ismet, akan seller bütün kandı!

Ne masûm ihtiyarlar süngüler altında kıvrandı!

Ne bîkes hânümanlar işte, yangın verdiler, yandı!

ŞU KÜLLENMİŞ YIĞINLAR HEP BİRER İNSAN, BİRER CANDI!

Kız

— Zalimler Anadolu topraklarına göz dikmişti artık. Zulümden kaçabilen Türkler Ana Vatan’a doğru ümitsizce koşuyordu.

Erkek

CEBREN VE HİLE İLE aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş.

(Türkünün ilk dörtlüğünün sonunda seyircilerin arasından asker kıyafetinde biri elinde Türk bayrağı ile koşar adımlarla sahneye gelir. Sahnede bir tur atar. Durduğu yerde Türk Bayrağını beklerken silah ve top sesleri arasında bayrağı taşıyan asker vurulur. Yere düşer ama bayrağı bırakmaz. Sahne kararmaya başlar.

(Müzik: —Eledim Eledim — Melek Berna İPEK)

Kız K

Erkek

Kız K

thumb|300px|right|Işık yok yolcu yok oratoryo nevit kodallı - [http://www.dailymotion.com/video/x9pkxy_turkiyede-ilk-kez-stiklal-mar-orato_school]

Işık yok, yolcu yok, ses yok, BÜTÜN HİLKAT KESİLMİŞ LÂL...

Vefâsız yurd! Öz evlâdın için olsun, vefâ yok mu?

Erkek

Neden kalbin kararmış? Bin ocaktan bir ziyâ yok mu?

İlâhî, kimsesizlikten bunaldım, âşinâ yok mu?

Vatansız, hânümansız bir garîbim... Mültecâ yok mu?

Bütün yokluk mu her yer? BÂRİ BİR "YOK!" DER SADÂ YOK MU?

Erkek

— Allaha isyan sayılacak cümleler dökülür, Mehmet Akif’in dudaklarından. Küfür sözlerdi bunlar aslında. Ama cezbe halinde söylenen bu sözlerden sorumlu değildi Akif. Bir çaresizliğin ifadesiydi bunlar sadece:

Kız

Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?

Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!

Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!

" YANDIK!" DİYORUZ... BOĞMAYA KAN GÖNDERİYORSUN!

Bu düzen Bizans keşişlerinin çorlu düzeni

Erkek

Hamitlere karşı acımasızdır Hamit

Sen tekbirlerle, salâvatlarla yürüdün toprağına

Gönlümdeki künyede adın şehit

KANIN SICAKTI VAY...

( Sahne aydınlanır. Yere düşen askerin elinden bir kişi düşmekte olan şehidin elinden bayrağı alır ve keskin bakışlarla önce sahneyi, sonra seyircileri süzer)

U. M. Güneş

“Korkma, Allah bizimle beraber.”

(ışık söner ve sahne tekrar aydınlanır.)

KORKMA!

Şehitler tepesi boş değil,

Erkek

BİRİ VAR BEKLİYOR

Ve bir bayrak dalgalanmak için,

RÜZGÂR BEKLİYOR.

Erkek

— Dünyaya istiklali tanıtan millet, kendi istiklalinin derdine düşmüştü. Âşığı olduğu bayrağını ve istiklalini “tek dişi kalmış canavar”lara terk edemezdi elbette. Düşman Polatlı önlerine kadar gelmiş, Anadolu’nun büyük bir bölümü işgal altındayken gür bir ses ve sarsılmaz bir imanla haykırıyordu Mehmet Akif.

Erkek

KORKMA!

Fıtrat değişir sanma, BU KAN GENE O KANDIR.

Kız

— Kuruluşun rengidir ak. Selçuklu’dan Osman Gazi’ye gönderilir Ak Sancak. Yavuz ak sancağa al sancağı Mısır’ı fetih sırasında yaraştırır.

Erkek

Engin mavilere yeşil yakışır. Denizlerde yeşil sancak kullanılır. Ancak Al Sancağın bizde yeri başkadır.

KORKMA! Sönmez bu şafaklarda yüzen AL SANCAK;

Erkek

Sönmeden yurdumun üstünde tüten EN SON OCAK.

O benim milletimin yıldızıdır, PARLAYACAK;

O benimdir, o benim MİLLETİMİNDİR ANCAK.

Kız

Milletlerin en kahbesinden, ÜÇ LEÎM ORDU,

Gelip tâ sînemizden vurdu, seyret HEM, NASIL VURDU:

Işıl ışıl parlayan o gözler

Soldu anam babam HEM DE NE SOLDU!

Erkek

Kederli, kırgın bakıp orduma;

Ve kızdı bayrağım, çatıp kaşlarını yurduma:

Erkek

ÇATMA, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!

Kahraman ırkıma bir gül! NE BU ŞİDDET, BU CELAL?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...

Hakkıdır, Hakk’a tapan, MİLLETİMİN İSTİKLAL!

Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım

Kız

Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım

Ah! Karşımda vatan namına

Bir kabristan yatıyor şimdi

Nasıl yerlere geçmez insan

Erkek

Tutsak edeceğini sanan aymaz canavarlar, Aldı gerçek sandığı medeniyetini; Topunu, tankını, tüfeğini ve daha nesini. Geldi esareti tatmamış canım ülkeme. Parçalayayım, yıkayım, yok edeyim diye.

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER.

Kız K

Erkek K

BİLENLERE SORUP SORUŞTUR DA GÖR

Kız K

DÜN İLE BU GÜNÜ BARIŞTIR DA GÖR

KORO

SOĞUMUŞ KÜLLERİ KARIŞTIR DA GÖR

KAÇ MANGAL KÜL ÇIKAR OCAĞIMIZDAN

Kız

Ben ezelden beridir hür yaşadım, HÜR YAŞARIM.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? ŞAŞARIM!

Erkek

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, AŞARIM.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, TAŞARIM.

Türkü (Şu Kışlanın Kapısına)

Kız

Bu askerler bizim askerlerimiz. Güneş altında, yağmur altında, kar altında Gökyüzüne çekilmiş kılıçlardır. Yemeden içmeden kesilmişse eğer, eğer dağlar gibi susuyorsa, bir bildiği vardır.

İşte düşman karşıda hazır silah

Beran

ARŞ YİĞİTLER VATAN İMDADINA

Arş ileri arş bizimdir felah

ARŞ YİĞİTLER VATAN İMDADINA

Erkek

Bitiş

Muhteşem bir istiklal marşı icrasıyla orotorya biter

thumb|300px|right|İstiklal Marşı en güzel icrası Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi [http://www.dailymotion.com/video/x9t266_ystiklal-maryy-en-guzel-ycrasi_music]

(Marş: Yürü Bu Yol Şeref Zafer Yolu)

Çelik medeniyetinin çelik ruhlu insanları, çelikten silahlarıyla geldiler. Ölüm yağdırdılar garbın afakından.İRİYDİLER

Kız

Besili ve gürbüzdüler

Ezeriz, geçeriz, yakarız, yıkarız.

Biz en büyüğüz dediler.

Kız

Çelik medeniyetinin çelik ruhlu insanları, çelikten silahlarıyla geldiler. Ölüm yağdırdılar garbın afakından.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Kız

Benim imân dolu göğsüm gibi SERHADDİM VAR.

Ulusun, KORKMA! Nasıl böyle bir imânı boğar,

“Medeniyet!” dediğin TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR?

Erkek

Cehennem olsa gelen, GÖĞSÜMÜZDE SÖNDÜRÜRÜZ.

Bu yol ki Hak yoludur, DÖNME BİLMEYİZ YÜRÜRÜZ

Düşer mi, tek taşı sandın harîm-i nâmusun,

Meğerki harbe giden SON NEFER ŞEHİT OLSUN.

Buğday tanelerini yediler

Kız

Atların gübrelerindeki buğday tanelerini

Birikmiş suları içtiler

Atların ayak izlerindeki birikmiş suları

Erkek

Kurşun yediler, özgürlüğe değer dediler. Süngü parçaladı yüreklerini. Kiminin kolu koptu, kiminin bacağı. Aldırmadılar bile. Vatan sağ olsun dediler.

CİHÂN YIKILSA, EMİN OL BU CEPHE SARSILMAZ.

TÜKÜRÜN Ehl-i Salîb'in o hayâsız yüzüne!

Erkek

TÜKÜRÜN onların aslâ güvenilmez sözüne!

Medeniyyet denilen maskara mahlûku görün:

TÜKÜRÜN MASKELİ VİCDÂNINA ASRIN, TÜKÜRÜN!

Kız

Kanımla suladığım, ilmik ilmik ördüğüm,

Taşına toprağına, KURBANIM BEN YURDUMUN.

Onun için yaşayıp, onun için öldüğüm,

Sonuna dek askeri, NEFERİYİM ORDUMUN.

Savaşırken yaşamak,

Kız

Anam sütü kadar helal gibi.

Ölüm hem büyük, hem kolaydı,

MUSTAFA KEMAL GİBİ.

Bre koç yiğitler, bre kocalar,

Beran

Bir destan söyleyeyim, DİVAN KURULSUN!

Böylesi destanı yazmaz heceler,

Meydan sazlarına MEYDAN VERİLSİN!

Kız

Namus ve şeref diyarıydı bu diyarlar. Namuslu ve şerefli insanlar yaşardı. Herkes içindi özgürlük, adalet, hürriyet. Şimdi ise dünyanın dört bir yanından Yurdumu kuşatmaya gelmişti alçaklar. Yurdumu kuşatmaya gelmişti alçaklar.

Erkek

ARKADAŞ! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...

Kim bilir, belki yarın, BELKİ YARINDAN DA YAKIN.

Türk çocuğu sahip çık vatana,

Kız

Bu toprak bildiğin gibi değil.

Bir karışını sakın verme düşmana,

Bu toprak herhangi bir toprak değil.

Hâlâ Memet’imin kanı kokmakta.

Erkek

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır

TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR

Erkek

Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!

Kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi

Okşayarak gülümseyen bıyığını

Seyrediyordu Kocatepe’den

Kız

DÜNYANIN EN YILDIZLI KARANLIĞINI

Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

Güzel ve rahat günlere inanıyordu

Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak

Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

KOCATEPE’DEN AFYON OVASINA ATLAYACAKTI

Beran

İçine, çiçeklerin, ulusların, yıldızların içine gir

Geceden gündüze, eskiden yeniye YÜRÜ SEN, YÜRÜ SEN

Erkek

İtiraz etmediler, hayatlarının baharında tomurcuk bir gonca gibi düştüler toprağın kara bağrına. Kana kana içtiler şehadet şerbetini.

(Türkü: Kışlalar doldu bu gün)

Kız

BASTIĞIN YERLERİ “TOPRAK!” DİYEREK GEÇME, TANI:

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

SEN ŞEHİT OĞLUSUN, incitme, yazıktır, atanı:

Verme: dünyaları alsan da, BU CENNET VATANI.

Nerde o yiğitler ki gür

Erkek

Sesleri ülkeyi bürür

YÜRÜ DESE DAĞLAR YÜRÜR

DUR DESE KALPLER DURURDU

Yurda baş dedikleri

Deniz

Bir ağır adakla geldiler

Ve şu bayraksız dünyaya

BAYRAKLA GELDİLER

Kız

Yurdumun taşından toprağından

Sürüp gelir nakışlarım

Taşıma toprağıma toz konduranın

ALNINI KARIŞLARIM

Beran

Türkler vermeyecekti artık bir karış toprak

Canını verirdi de ELDE KALIRDI BAYRAK

Erkek

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

BU MEMLEKET BİZİM

Erkek

Sanmıştı ki tek dişi kalmış canavar, Sahipsizdi bu topraklar. Elini kolunu sallayarak gelecek, şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklara sahip olacak. Sanmıştı ki kalmamıştı bu cennet vatanın uğruna feda olacak.

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar

Erkek

O rükû olmasa DÜNYÂDA EĞİLMEZ BAŞLAR,

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor

Bir hilâl uğruna yâ Rab, NE GÜNEŞLER BATIYOR.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,

Kız

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi

BEDRİN ARSLANLARI ANCAK BU KADAR ŞANLI İDİ.

KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDÂ?

Kız

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, ŞÜHEDÂ!

Cânı, cânânı, bütün varımı ALSIN DA HUDÂ,

ETMESİN TEK VATANIMDAN BENİ DÜNYADA CÜDÂ

Biz biliriz bizim işlerimizi

Erkek

İŞİMİZ KİMSEDEN SORULMAMIŞTIR.

Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle

BAŞIMIZ BİR KERE EĞİLMEMİŞTİR.

İdil

Kuzumuz var, yaylalarda meleşir

Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir,

Yazımız var, pehlivanlar güreşir

BU TOPRAĞA KİMSE GİREMEMİŞTİR.

Davranı da deli gönül davranı!

Dilek

Kemal Paşa dinlemiyor Fermanı!

Anası, bacısı, kızı kızanı

BİZİM MİLLET GİBİ GÖRÜLMEMİŞTİR.

Kız

Şehit kanlarıyla suladık biz bu toprağı, bu toprak kolaylıkla vatan olmadı. Bedeli ödendi sayısız canla, namusum, şerefim vatan olmalı.

Samsun’dan Anadolu’ya

Erkek

Başlıyordu kurtuluş

Yürek imanla dolu

Artık dinlemez yokuş”

(Kucağında bebekle giren bir kız)

(Türkü: Kırmızı gül demet demet)

[[Video:Sevenload : Yavuz Bingöl - Kırmızı gül demet demet|thumb|300px|right|Sevenload : Yavuz Bingöl - Kırmızı gül demet demet - İstiklal Marşı Oratoryosu -Kerem ile Aslı

Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Balam nenni yavrum nenni
Gitti gelmez o muhannet
Şol Revanda balam kaldı
Yavrum kaldı balam nenni
Kırmızı gül her dem olmaz
Yaralara merhem olmaz
Balam nenni yavrum nenni
Ol tabipten merhem gelmez
Şol Revanda balam kaldı
Yavrum kaldı balam nenni ]]

[[Video:Kırmızı Gül Demet Demet|thumb|300px|right|Kırmızı Gül Demet Demet]] thumb|300px|right|zara - eledim eledim ( tanri misafiri ) thumb|300px|right|ZARA - DERDIM COKTUR HANGISINE YANARIM 1 thumb|300px|right|ZARA - SARI GELIN thumb|300px|right|Zara - muhur gozlum thumb|300px|right|Sibel Pamuk-Eledim Eledim thumb|300px|right|Mehtap - Eledim Eledim Höllük Eledim

Ninni değil dinlediğin velvele

Kız

Kükreyerek akmada müstakbele

Bir ebedi sel ki zamandır adı

Haydi, katıl sen de o coşkun sele

Kız

Ruhumun senden, İlâhî, ŞUDUR ANCAK EMELİ:

Değmesin mâbedimin göğsüne NÂMAHREM ELİ.

Bu ezanlar —ki şahadetleri dinin temeli—

EBEDÎ YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ.

Erkek

Ezanıma sahip çıkarım, dinimi yüceltirim.

Mazluma el kaldırmam, düşeni gözetirim.

Kız

Yükseliyor önümde, büyüyor medeniyet,

Medeniyet yolunda durmadan devam ederim.

Bu kabarmış toprağa yüzünü sür kucakla

Kız

Elbette bağı vardır olmuşun olacakla

Dudağa değer gibi şimdi alnı her erin

Bu havada ruhları dolaşır şehitlerin.

Şühedâ gövdesi bir baksana dağlar taşlar

Erkek

O rükû olmasa DÜNYADA EĞİLMEZ BAŞLAR

Çöz de artık ruhumun kör düğüm olmuş bağını

Bana çok görme ilahi bir avuç toprağını

DURDU SALİH,

Erkek

Yaman esti gâvurun ateşi yaman

Bir ayağı her zamankinden diri,

YÜZÜ MAHZUN,

BİR ELİ KOCAMAN.

ÇÖKTÜ SALİH,

Erkek

Hemen olduğu yere.

Kopmuştu elinin, ayağının biri,

Başını çevirdi dalgın,

ARTIK BAKMADI DÖĞÜŞENLERE.

YIKILDI SALİH,

Kız

Kim bilir hangi fâtihayı duymuş,

Sessizliği gövdesi kadar iri,

Of bile demedi, DEDİLER SONRADAN,

OFLUYMUŞ.

Erkek

Kalk yiğidim yine dağ başını duman aldı. Parçalandı bir kıtanın toprakları. Aslan payını, aslan olmayan aldı. Kalk yiğidim yine dağ başını duman aldı.

Kız

Dünyayı âhiretten ayıran

DUVARLARI YIK DA GEL

Ay doğar gibi, gün doğar gibi

ŞU KIPKIZIL UFUKTAN ÇIK DA GEL

Erkek

O sabah pırıl pırıl bir güne uyandılar

Batmayan güneşin batışını seyre daldılar.

O zaman vecd ile bin secde eder —VARSA— TAŞIM,

Kız

Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp KANLI YAŞIM,

Fışkırır rûh-ı mücerred gibi YERDEN NÂŞIM;

O ZAMAN YÜKSELEREK ARŞA DEĞER BELKİ BAŞIM.

Deniz

Gazilerin elinde şehit örtüsüsün sen

Şanla dalgalanmana gökler bile az gelir

Rengine yıldızına göklerden niyaz gelir ...

Erkek

Kız

Ey kanıyla bu toprağı vatanlaştıran erler,

Ey gözlerin ışığı,

Gönüllerin baharı,

Tende can, tarihte şan,

Ezelden er oğlu erler,

Ölümsüz milletimin ölümsüz çocukları.

Tarihe altın sayfa, nakış nakış geçtiniz


Ruhlarınız şâd olsun kutsal yolu seçtiniz.

Kız

Nasılsa öleceklerdi

Oysa şimdi hâlâ yaşıyorlar

Erkek

İstenince yerini doldurmak maksadımız

BUGÜN MEHMETÇİK BİZİM MÜŞTEREK SOYADIMIZ.

Dalgalan sen de şafaklar gibi EY ŞANLI HİLÂL!

Erkek

Olsun artık dökülen kanlarımın HEPSİ HELÂL.

Ebediyyen sana yok, IRKIMA YOK İZMİHLÂL;

HAKKIDIR, HÜR YAŞAMIŞ, BAYRAĞIMIN HÜRRİYET;

HAKKIDIR, HAKK’A TAPAN, MİLLETİMİN İSTİKLAL!

thumb|400px|right|İstiklal Marşı'mız böyle okunur!

İstiklal Marşı oratoryo A-4 sf 1

İstiklal Marşı oratoryo kitapçık A-4 - sf 1

Viyana maglubiyeti ve Kerbela benzetmesi

Ciğerdelen muharebesi ile ciğerimiz delinmiş ve ordu Yanık kale'ye (yani Raab kalesine yanık türkülerle çekilmişti. Bu Şeyhi'nin tasvirimnden sonrada söylenebilir.Ardından yanık ifadeler ve dert ifadeleri olan yanık bir türkü söylenebilir. II.Viyana muhasarası muharebesinde bulunan Şeyhi İbrahim Efendi askerin perişanlığını şu şekilde tasvir eder; "Gerçi evâil-i tarih te daha nice inhizam lar olduğu mukarrerdir. Velakin cemî'-i ezmân da arese-i Kerbelâ 'dan sonra böyle bir inhizam, mirât-ı Felek 'ten suret-peyan olmamıştır ve hakikat-ül hali mâverâ-i kale-i mezbur muhas deşt-i Kerbela 'dan nişan verdiği vücûd-i lâşe-i insan ve seyl-i hun , Benî âdem ile m.t.-i ı zemin-i surh-i rîk olup,ve sahray-ı bî-pâyân nümâyiş-i şakayık ve mimân kılıp ve dâir-i tahsîs-i aklâm ve beyân a ihtimam eylese mümten'ül efhâm olup harâb ve vîran olan kusur ve hânumânı mümkün -i takrîr-i lisan değildir."

Kitab-ı Tevârih-i Osmaniye , Şeyhî İbrahim Efendi , yazma nüsha

Şeyhi iBrahim Efendi, Muharbeden evvel ordunun umumi vaziyeti hakkında şu suretle malumat veriyor: "Ol vezir-i kâm-kâr ( Kara Mustafa Paşa ) gerçi bu veçhile tama'dâ r olup fe emma sâir ubbâdın dahî efâl-i nâ-hemvârları hâric-i iş'ân idi. Bundan mülahaza ve fehm olunur ki mâ-verây-ı behiç (Beçmi?) de mevsim mâh-ı siyam iken katresi mü'minin üzerine nass-ı kât'ı ile haram kılınan murdâr şârabı leyl-ü nehâr şurb edip ve ahz olunan üserânın hata-i İslam'da dahi istibrâ sı şart iken mukayyed olmayıp müzekker müennes in ve tay' edip af'âl-i kabihalar irtikabıyla vülûle endaz olmuşlardı. Hakikat-ül hâl nâ -şâyeste ef'al-i dâir kıyâs değil idi."

Raşid de ordudaki temassızlığı şöyle anlatır:

"

İç linkler

Benzer sayfalar

Birleştirilecek veya bu sayfaya yönlendirilecek

Dış linkler