[[Video:BARIŞ MANÇO - ESTERGON KALESİ ♫|thumb|300px|right|BARIŞ MANÇO - ESTERGON KALESİ ♫
Mehter Marşı - Estergon Kalesi - Sözler
Estergon Kâl’ası bre dilber aman
Su başı durak aman
Kemirir gönlümü bre dilber aman
Bir sinsi firak.
Gönül yar peşinde bre dilber aman
Yar ondan ırak aman
Akma Tuna akma bre Şahin aman
Ben bir dertliyim.
Yar peşinden amanda gezer
Koşar yandım kara bahtlıyım.
Hicaz / Kemal ALTINKAYA
Diğer versiyonu
Estergon Kâl’ası su başı durak aman
Kemirir gönlümü bir sinsi firak.
Gönül yar peşinde yar ondan ırak
Akma Tuna akma ben bir dertliyim.
Yar peşinden koşan kara bahtlıyım.
Estergon Kâl’ası subaşı kaya
Kemirir gönlümü aşk denen bir bela
Üftadeni hoş gör gel etme cefa
Akma Tuna akma ben bir dertliyim.
Yar peşinden koşan kara bahtlıyım.
Estergon Kâl’ası subaşı hisar
Baykuşlar bağırır, bülbüller susar
Kafir bayrağını burcuna asar
Akma Tuna akma ben bir dertliyim.
Yar peşinden koşan kara bahtlıyım.
Estergon Kalesi subaşı kale
Göklere ser çekmiş surları hele
Biz bu kaleyi vermezdik kefereye
Estergon kalesi papazla doldu
Ay tutuldu güneş buluta girdi
Neneler karadan yaslar bağladı
Tuna Nehri - Kürdi Kahramanlık Türküsü
Tuna Nehri
Tuna nehri akmam diyor
Kenarımı yıkmam diyor
Ünü büyük Osman Paşa
Pilevne'den çıkmam diyor
Düşman Tuna'yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa'nın kolundan
Beş bin top birden patladı
Kılıncımı vurdum taşa
Taş yarıldı baştan başa
Ünü büyük Osman Paşa
Askerinle binler yaşa
]]
Özet bilgi:
- Bu oratatoryo İstiklal Marşı için ilk ve tek yazılan oratoryodur.
- İstiklal Marşı oratoryosu fikri, 2008 Mersin Devlet Opera ve Balesi'nin Saraydan Kız Kaçırma Oratoryosunu Kaymakam Eyıup Sabri Kartal'ın izlemesi sonucunda ilk fikir olarak ortaya çıktı. Oratoryo hazırlaması için *Nevit Kodallı Lisesine görev verildi. *Bizzat Sayın Kaymakamımız Eyüp Sabri Kartal tarafından metin dikte ettirildi. Oratoryonun nasıl olması gerketiği ve nelerin ilave edilmesi gerektiği sahne teferruatına kadar ayrıntılı komiteye verildi. Oratoryonun telif hakları Yenişehir Kaymakamı Eyüp Sabri Kartal'a ait olup, kaynak gösterilerek alınabilir.
Oratoryo hazırlama heyeti
- Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi: Edebiyat öğretmen
- Mersin Sosyal Bilimler Lisesi Edebiyat Öğretmeni M.Mürşit Tekin
Neden İstiklal Marşı Oratoryosu hazırlandı?
Bunun binlerce sebebi var, Bunlardan bir kaçını verelim.
- Birincisi: Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy için ülkemizde maalesef tek bir oratoryo bile hazırlanmamıştır.
- İkincisi: İstiklal marşının kabulü maalesef gereği gibi anılmamaktadır
- Üçüncüsü: İstiklal Marşımızda içerisinde geçen sancak al vs gibi kelimeleri ne askimiz ne de edebiyat öğretmenimiz bilebilmektedir. Al sancağı bayrak sanmakta, Al kelimesini ise sadece kırmızı olarak algılamaktadırlar.
İstiklal Marşı Oratoryosu - YENİŞEHİR 2009 İCRASI
Giriş
Sahne
Sahne Anadolu’dan bir köy meydanını andırır. Bir tarafta bir kağnı, diğer tarafta harap bir ev görüntüsü ve kuyu çıkrığı görünmektedir. Sahne açıldığı zaman Anadolu’nun işgal günlerini hatırlatan bir müzik duyulur.
(Sahne fonunda Osmanlı haritasının en geniş şekli vardır. Koro sahneye aşağıdaki bölümü parça parça söyleyerek girer. Her öğrenci bir cümle okur. Osmanlının hakim olduğu devletlerin isimlerinden kolaj olabilir.)
Eşin var aşiyanın var baharın vardı yani cihan hakimi olduğun günlerin sahnede konuşmacılarca anlatımı
- Ana madde: Bülbül
Biz dünyaya adaletimizle ve merhametimizle nam salmış bir milletiz. (3 Kız-3 Erkek)
Dağlar önümüzde diz çöker, kıtalar atlarımızın terleriyle ıslanırdı. (3 Kız-3 Erkek)
Dünyaya medeniyeti biz anlatır ve biz yaşatırdık. (4 Kız-Erkek)
Gün ağardığı zaman sefere çıkar, akşamları zafer sevinciyle dönerdik otağımıza. (3 Kız-2 Erkek)
Fermanlar yayınlar ve bir sözümüzle zalimlere baş eğdirirdik. (3 Kız-2 Erkek)
Ama kıymetini bilemedik. (3 Kız-2 Erkek)
Yenilgiler geldi sonra. (Tüm Kızlar)
Halkın arasında müthiş bir ümitsizlik hâkimdi. (Tüm Erkekler)
Vatanımız, can topraklarımız gitmeye başladı birer birer elimizden. (Tüm Koro)
Viyana: Kara talihin başlaması:Kara Mustafa Paşa (Merzifonlu) ile başladı
[[Video:Arda boyları -Şükriye Tutkun|thumb|400px|right|Deli Orman'da Arda nehri düştü,;Arda boyları gitti mi ? Evet gitti.Hem de nasıl gitti?Ebediyyen gelmez artık..]]
- Ana madde: Estergon türküsü
- Ana madde:Kızıl elma
- Ana madde:Viyana - II. Viyana muhasarası - Kara Mustafa Paşa
Erkek
— Her şey kara bir günde kara bir talihle, Avrupa karasında ve Kara Mustafa Paşa’yla başladı.
SENE 1683.
O gün bu gündür daha ileri gidemedik.
Talihimiz seninle beraber karardı Merzifonlu. Hiç savaşta sağ döner mi? Ordunun başı, mağlup olurken ordusu.
Keşke, Merzifonlu, kara haberler gelmeyeydi de AL KANLAR İÇİNDE ŞEHİT HABERİN GELEYDİ.
Kızıl elmamız Viyana’da gitti.
O gün bu gündür her şey gitti gider. (Burada Mehmet Akif Ersoydan bir şiir ) Hem nasıl gitti, bir daha gelmez ebediyyen)
Canımızı almazlar, ciğerimizden parçalar kopar.
Sırtlanlar sarar her tarafımızı.
VATAN TOPRAĞI CANDAN AZİZDİR.
Peşinden şanlı bir tarih gider.
Erkek
Kız
Kız
Erkek
== Viyana maglubiyeti ve Kerbela benzetmesi==
Ciğerdelen muharebesi ile ciğerimiz delinmiş ve ordu Yanık kale'ye (yani Raab kalesine yanık türkülerle çekilmişti. Bu Şeyhi'nin tasvirimnden sonrada söylenebilir.Ardından yanık ifadeler ve dert ifadeleri olan yanık bir türkü söylenebilir.
II.Viyana muhasarası muharebesinde bulunan Şeyhi İbrahim Efendi askerin perişanlığını şu şekilde tasvir eder;
'"Gerçi evâil-i tarih te daha nice inhizam lar olduğu mukarrerdir. Velakin cemî'-i ezmân da arese-i Kerbelâ 'dan sonra böyle bir inhizam, mirât-ı Felek 'ten suret-peyan olmamıştır ve hakikat-ül hali mâverâ-i kale-i mezbur muhas deşt-i Kerbela 'dan nişan verdiği vücûd-i lâşe-i insan ve seyl-i hun , Benî âdem ile m.t.-i ı zemin-i surh-i rîk olup,ve sahray-ı bî-pâyân nümâyiş-i şakayık ve mimân kılıp ve dâir-i tahsîs-i aklâm ve beyân a ihtimam eylese mümten'ül efhâm olup harâb ve vîran olan kusur ve hânumânı mümkün -i takrîr-i lisan değildir."'
Kitab-ı Tevârih-i Osmaniye , Şeyhî İbrahim Efendi , yazma nüsha
Şeyhi iBrahim Efendi, Muharbeden evvel ordunun umumi vaziyeti hakkında şu suretle malumat veriyor:
"Ol vezir-i kâm-kâr ( Kara Mustafa Paşa ) gerçi bu veçhile tama'dâ r olup fe emma sâir ubbâdın dahî efâl-i nâ-hemvârları hâric-i iş'ân idi. Bundan mülahaza ve fehm olunur ki mâ-verây-ı behiç (Beçmi?) de mevsim mâh-ı siyam iken katresi mü'minin üzerine nass-ı kât'ı ile haram kılınan murdâr şârabı leyl-ü nehâr şurb edip ve ahz olunan üserânın hata-i İslam'da dahi istibrâ sı şart iken mukayyed olmayıp müzekker müennes in ve tay' edip af'âl-i kabihalar irtikabıyla vülûle endaz olmuşlardı. Hakikat-ül hâl nâ -şâyeste ef'al-i dâir kıyâs değil idi."
Raşid de ordudaki temassızlığı şöyle anlatır:
"
Yeniçeri gazeli - Munir Nurettin Selçuk
thumb|300px|right|[http://www.youtube.com/watch?v=K_Dyg3uwpW8&feature=related]
Estergon Kal'ası gitti
Macaristan’ın neredeyse tamamı düştü, Erdel düştü, Estergon DÜŞTÜ, (Burada Barış Manço dan veya çok sesli korodan Estergon Kal'ası türküsü söylenir. Duvarda yazılarla estergon türksü sözleri altta terihi resimlerle akar)
Malazgirt’i bize hediye eden Gagauzlar veya Uzlar diyarı Ukrayna DÜŞTÜ, Burada Büyük gagauz Barbaros Hayreddin Paşa resmi ve Tarihçi Cevdet Paşa (Alt yazıda tarihimizin en büyük yazarı, medresenin son yetiştirdiği deha vs yazısı Cemil Meriç'den alıntılar...
Mora Dalmaçya gitti
Mora ve Dalmaçya DÜŞTÜ. (Resimleri ekrana yansıtılır. Harita mutlaka olmalı)
Burçin
—Topraklarımız değil canımızın parçaları gidiyordu sanki. Bir talihsiz anlaşmayla kopmaya başladı dört yüz yıllık vatan topraklarımız olan Balkanlar.
Şumnu, Deliorman gitti
Erkek
— Düşman pehlivanlar diyarı Şumnu’ya girdi.
Erkek
Ezanlar sustu... Çanlar inletip durmakta âfâkı.
Yazık: Şark'ın semâsından Hilâl'in geçti işrâkı! (yani doğuşu)
Sivastopol gitti
thumb|300px|right|[http://www.dailymotion.com/video/x3x224_sivastopol-marsi-ruhi-su_music]
Sivastopol (Akyar) gitti.
(Müzik: Sivastopol Önünde yatar gemiler) -Sivastopol - Sivastopol Marşı - Sivastopol marşı Asker dağıldı. Ordu yalnız on bin kişi kaldı. KIRIM GİTTİ.
thumb|300px|right
Kız
— Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla vatan topraklarında yaşayanlar düşmanın zulmü altında eziliyordu. Gazi Giray’ın gözyaşı çeşmesinden kan akıyor artık. Gözyaşı çeşmesi yok.
Erkek
Muhîtin hâli "insâniyyet"in timsâlidir, sandım;
Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
Kız
(Slayt: Türk Bayrağının doğuşu)
Bu bayrak, Yüce Türk Bayrağı nerde doğdu? (seyircilere dönerek sorulur). Bunu bile bilmiyoruz ,değil mi? (hüzünlü bir sesle denir.)
Türk bayrağının doğduğu , tek şehir padişamız Hudavendiğar'ın kanı üzerine doğan ve ebediyyen Türk Bayrağı olarak kalacak olan bayrağımızın doğduğu yer ;
Evet,KOSOVA GİTTİ! Hemde nasıl gitti gelmez ebediyyen.
Burada "Evet ben ki Arnavud'um işte perişan yurdum" şiirinden mısralar eklenecek. Sahneye 1990larda sırpların Arnavut katliamları resimleri gelecek. Arnavutların Osmanlıya başkaldırısı resmedilecek. Asilerden resimler konacak
Türk bayrağının doğduğu can topraklarımız Aslen Arnavutların gega tabir edilen ovalı veya güneyli arnavut denilen huyu, suyu ve yüzü güzel olan aranavutlardan, osmanlıya en sadık kalan arnavutlardan Akif ağlıyor ; Evet gitti, gitti elimizden.
Erkek
- Ana madde:
Nerde olsam çıkıyor karşıma BİR KANLI OVA...
Sen misin, yoksa hayâlin mi? VEFÂSIZ KOSOVA!
Hani, binlerce mefâhirdi senin her adımın?
HANİ, SÎNENDE YARIP GEÇTİĞİ YOL "YILDIRIM "IN?
Kız
Evet, milletlerin en kahbesinden, ÜÇ LEÎM ORDU,
Gelip tâ sînemizden vurdu, seyret HEM, NASIL VURDU:
İstikbâl için çarpan yürekler ANSIZIN DURDU!
Tuna gitti
Bir dönemler şarkın doğunun başladığı yer denilen tuna gitti. Müzik: Tuna Nehri akmam diyor konuşmaya fon olacak)
Erkek
— Osman Paşa canı pahasına korudu Tuna’yı.(Tokat'lı Gazi Osman Paşa'nın resmi duvara getiriliyor) Tuna kana boyandı. Kopmak istemiyordu sanki Tuna Türkün bağrından. Bir matem havasındaydı bütün marşlarımız.
Kız
Erkek
Erkek
(Koro)
12 ADALAR GİTTİ
Cezayir gitti
,
Süveyş Kanalı
,
Gümrü
,
Kız
Üç beyinsiz kafanın(Talat Cemal Enver kastediliyor) derdine, ÜÇ MİLYON HALK
Bak nasıl doğranıyor? KALK, BABA, KABRİNDEN KALK!
Diriler koşmadı imdâdına, SEN BÂRİ YETİŞ...
ARNAVUTLUK YANIYOR... Hem bu sefer pek müdhiş!
Erkek
Tek kıvılcım kabarıp öyle cehennem kustu:
Ki hemen kol kol olup sardı bütün bir yurdu.
O ne yangın ki: Ocak kalmadı söndürmediği!
O ne tûfan ki: Yakıp yıktı bütün vâdîyi!
Kız
— Karnımızda altın aradı hainler.
Teselya
,
Hicaz
,
MEKKE GİTTİ
.
Irak,
Suriye
,
Yemen gitti.
Ata diyince aklımıza gelen yer Selanik gitti.
(Müzik: “Çalın Davulları Çaydan Aşağıya”)
thumb|400px|right|Selanik icinde sela okunur (SILA)
Arda boyları gitti
Arda boyları türküsü konur. Eğer söyleyecek yoksa Hatice ..icrası konur...
Çanakkale Geçilmez
Çanakkale Türküsü konur.
Erkek bir öğrenci:
— Ve yıl 1915 tarihin dilsiz kaldığı Çanakkale’de metrekareye düşen 6000 mermi konuştu. 15 yaş ile 60 yaş arası seferberlikte askere alındı. Üniversitelerimizdeki tüm öğrencilerimiz gitti. Ümitlerin dirilip istikbalin gömüldüğü yerdir Çanakkale. Kayıtlı253 bin vatan evladıyla beraber bir milletin istikbali gitti. Kayıtsız da en az bir milyon insan gitti. Süngü savaşı yapmayan ve silah üstünlüğü olan ingilizler bile çeyrek milyon vermişse, bizden gidenlerin hesabına akıl dayanmaz.
(Burada asker türküsü okunur :—Eledim Eledim—)
ÇANAKKALE GEÇİLDİ
3 yıl sonra 1918'de Mondros Mütarekesiyle DÜŞMAN ÇANAKKALEYİ GEÇTİ: Hem de elini kolunu sallayarak geçti.
SEVR ANLAŞMASI İMZALANDI. MAĞARAYA HAPSEDİLDİK. POLATLIYA KADAR ÇEKİLDİK.
- Ana madde:Sevr - Sevr Antlaşması - Sevr mağarası - Gar-ı Hira - Gar-ı Sevr -
[[Video:SEVR mağarasında Hz Peygamber ve Arkadaşı|thumb|300px|right|Sevr mağarasında Hz Peygamber ve Arkadaşı [1]]]
EVET DURUM O KADAR VAHİM Kİ TOPLUM her şeyini kaybetmiş. Kutsallarını kaybetmiş. Kutsal kabe ve Mekke-i mükerreme gitmiş Kuds-u şerif, Şam-ı şerif gitmiş. İstanbul, Belde-i tayyibe ayetinin ebced hesabıyla fetih tarihini verilen "Tayyip şehir", "temiz şehir" gitdi..
Sevr Antlaşması ile bitmiştir, Türkler. (Burada Türkler politik anlamda Türktür. Ansiklopedik anlamda 1911 Ansiklopedia Brittanicaya göre Türk deyince politik anlamda kullanılır ve Arnavutlar, Kürtler, Araplar, Gürcüler vs bu tanımlama içerisinde verilir. Bizim Osmanlı Rus savaşı dediğimize İngiliz parlementosu kayıtlarında Türk -Rus savaşı denir.)
Sevr muahedes,adeta HZ Peyğamberin SEVR mağarasında sıkışması gibidir. Ankara sıkışmıştır, Alem-i İslam sıkışmıştır.[2]
Son sığınılacak kale Ankara Kalesidir. O da düşerse bütün coğrafya düşecektir.
Yunanlılar İzmir'e çıktı, İzmir gitti
Bursa gitti
Aydın gitti
Polatlı gitti,
Düşmanın top seseleri Ankaradan duyulur, Ankara boşalmaktadır. Akif istiklal Marşı şiirini kahraman askerimize yazar
Bir öğrenci:
Hayır, mâtem senin hakkın değil... MÂTEM BENİM HAKKIM:
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
Erkek
Ne haybettir ki: Vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Kız
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânümanlar yerde işkenceyle kıvransın;
Erkek
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
BENİM HAKKIM, SUS EY BÜLBÜL, SENİN HAKKIN DEĞİL MÂTEM!
(Sahne Kararır “Çanakkale içinde aynalı çarşı” türküsü bitiminde sahne aydınlanır.)
KORO
Kız
Kız
Kızlar K
—Eşin var, âşiyânın var, bahârın var ki, beklerdin;
KIYÂMETLER KOPARMAK NEYDİ EY BÜLBÜL, NEDİR DERDİN?
KORO
O zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
Erkek K
CİHÂNIN YURDU HEP ÇİĞNENSE, ÇİĞNENMEZ SENİN YURDUN.
Tükenmeyen savaşlarda tükenmişti anaların gözündeki yaş
Kız
Kundaktaki bebelerin yerindeki bu mermiler de ne?
Ve çocuklar, hangisi tanımıştı ki babalarını,
Işıltılı gözlerin yerindeki kefende,
Söyle ey memleketim SÖYLE SANA NE OLDU?
İlâhî, altı yüz bin Müslüman birden boğazlandı...
Erkek
Yanan can, yırtılan ismet, akan seller bütün kandı!
Ne masûm ihtiyarlar süngüler altında kıvrandı!
Ne bîkes hânümanlar işte, yangın verdiler, yandı!
ŞU KÜLLENMİŞ YIĞINLAR HEP BİRER İNSAN, BİRER CANDI!
Kız
— Zalimler Anadolu topraklarına göz dikmişti artık. Zulümden kaçabilen Türkler Ana Vatan’a doğru ümitsizce koşuyordu.
Erkek
CEBREN VE HİLE İLE aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş.
(Türkünün ilk dörtlüğünün sonunda seyircilerin arasından asker kıyafetinde biri elinde Türk bayrağı ile koşar adımlarla sahneye gelir. Sahnede bir tur atar. Durduğu yerde Türk Bayrağını beklerken silah ve top sesleri arasında bayrağı taşıyan asker vurulur. Yere düşer ama bayrağı bırakmaz. Sahne kararmaya başlar.
(Müzik: —Eledim Eledim — Melek Berna İPEK)
Kız K
Erkek
Kız K
thumb|300px|right|Işık yok yolcu yok oratoryo nevit kodallı - [http://www.dailymotion.com/video/x9pkxy_turkiyede-ilk-kez-stiklal-mar-orato_school]
Işık yok, yolcu yok, ses yok, BÜTÜN HİLKAT KESİLMİŞ LÂL...
Vefâsız yurd! Öz evlâdın için olsun, vefâ yok mu?
Erkek
Neden kalbin kararmış? Bin ocaktan bir ziyâ yok mu?
İlâhî, kimsesizlikten bunaldım, âşinâ yok mu?
Vatansız, hânümansız bir garîbim... Mültecâ yok mu?
Bütün yokluk mu her yer? BÂRİ BİR "YOK!" DER SADÂ YOK MU?
Erkek
— Allaha isyan sayılacak cümleler dökülür, Mehmet Akif’in dudaklarından. Küfür sözlerdi bunlar aslında. Ama cezbe halinde söylenen bu sözlerden sorumlu değildi Akif. Bir çaresizliğin ifadesiydi bunlar sadece:
Kız
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
" YANDIK!" DİYORUZ... BOĞMAYA KAN GÖNDERİYORSUN!
Bu düzen Bizans keşişlerinin çorlu düzeni
Erkek
Hamitlere karşı acımasızdır Hamit
Sen tekbirlerle, salâvatlarla yürüdün toprağına
Gönlümdeki künyede adın şehit
KANIN SICAKTI VAY...
( Sahne aydınlanır. Yere düşen askerin elinden bir kişi düşmekte olan şehidin elinden bayrağı alır ve keskin bakışlarla önce sahneyi, sonra seyircileri süzer)
U. M. Güneş
“Korkma, Allah bizimle beraber.”
(ışık söner ve sahne tekrar aydınlanır.)
KORKMA!
Şehitler tepesi boş değil,
Erkek
BİRİ VAR BEKLİYOR
Ve bir bayrak dalgalanmak için,
RÜZGÂR BEKLİYOR.
Erkek
— Dünyaya istiklali tanıtan millet, kendi istiklalinin derdine düşmüştü. Âşığı olduğu bayrağını ve istiklalini “tek dişi kalmış canavar”lara terk edemezdi elbette. Düşman Polatlı önlerine kadar gelmiş, Anadolu’nun büyük bir bölümü işgal altındayken gür bir ses ve sarsılmaz bir imanla haykırıyordu Mehmet Akif.
Erkek
KORKMA!
Fıtrat değişir sanma, BU KAN GENE O KANDIR.
Kız
— Kuruluşun rengidir ak. Selçuklu’dan Osman Gazi’ye gönderilir Ak Sancak. Yavuz ak sancağa al sancağı Mısır’ı fetih sırasında yaraştırır.
Erkek
Engin mavilere yeşil yakışır. Denizlerde yeşil sancak kullanılır. Ancak Al Sancağın bizde yeri başkadır.
KORKMA! Sönmez bu şafaklarda yüzen AL SANCAK;
Erkek
Sönmeden yurdumun üstünde tüten EN SON OCAK.
O benim milletimin yıldızıdır, PARLAYACAK;
O benimdir, o benim MİLLETİMİNDİR ANCAK.
Kız
Milletlerin en kahbesinden, ÜÇ LEÎM ORDU,
Gelip tâ sînemizden vurdu, seyret HEM, NASIL VURDU:
Işıl ışıl parlayan o gözler
Soldu anam babam HEM DE NE SOLDU!
Erkek
Kederli, kırgın bakıp orduma;
Ve kızdı bayrağım, çatıp kaşlarını yurduma:
Erkek
ÇATMA, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! NE BU ŞİDDET, BU CELAL?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, Hakk’a tapan, MİLLETİMİN İSTİKLAL!
Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım
Kız
Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım
Ah! Karşımda vatan namına
Bir kabristan yatıyor şimdi
Nasıl yerlere geçmez insan
Erkek
Tutsak edeceğini sanan aymaz canavarlar, Aldı gerçek sandığı medeniyetini; Topunu, tankını, tüfeğini ve daha nesini. Geldi esareti tatmamış canım ülkeme. Parçalayayım, yıkayım, yok edeyim diye.
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER.
Kız K
Erkek K
BİLENLERE SORUP SORUŞTUR DA GÖR
Kız K
DÜN İLE BU GÜNÜ BARIŞTIR DA GÖR
KORO
SOĞUMUŞ KÜLLERİ KARIŞTIR DA GÖR
KAÇ MANGAL KÜL ÇIKAR OCAĞIMIZDAN
Kız
Ben ezelden beridir hür yaşadım, HÜR YAŞARIM.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? ŞAŞARIM!
Erkek
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, AŞARIM.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, TAŞARIM.
Türkü (Şu Kışlanın Kapısına)
Kız
Bu askerler bizim askerlerimiz. Güneş altında, yağmur altında, kar altında Gökyüzüne çekilmiş kılıçlardır. Yemeden içmeden kesilmişse eğer, eğer dağlar gibi susuyorsa, bir bildiği vardır.
İşte düşman karşıda hazır silah
Beran
ARŞ YİĞİTLER VATAN İMDADINA
Arş ileri arş bizimdir felah
ARŞ YİĞİTLER VATAN İMDADINA
Erkek
Bitiş
Muhteşem bir istiklal marşı icrasıyla orotorya biter
thumb|300px|right|İstiklal Marşı en güzel icrası Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi [http://www.dailymotion.com/video/x9t266_ystiklal-maryy-en-guzel-ycrasi_music]
(Marş: Yürü Bu Yol Şeref Zafer Yolu)
Çelik medeniyetinin çelik ruhlu insanları, çelikten silahlarıyla geldiler. Ölüm yağdırdılar garbın afakından.İRİYDİLER
Kız
Besili ve gürbüzdüler
Ezeriz, geçeriz, yakarız, yıkarız.
Biz en büyüğüz dediler.
Kız
Çelik medeniyetinin çelik ruhlu insanları, çelikten silahlarıyla geldiler. Ölüm yağdırdılar garbın afakından.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Kız
Benim imân dolu göğsüm gibi SERHADDİM VAR.
Ulusun, KORKMA! Nasıl böyle bir imânı boğar,
“Medeniyet!” dediğin TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR?
Erkek
Cehennem olsa gelen, GÖĞSÜMÜZDE SÖNDÜRÜRÜZ.
Bu yol ki Hak yoludur, DÖNME BİLMEYİZ YÜRÜRÜZ
Düşer mi, tek taşı sandın harîm-i nâmusun,
Meğerki harbe giden SON NEFER ŞEHİT OLSUN.
Buğday tanelerini yediler
Kız
Atların gübrelerindeki buğday tanelerini
Birikmiş suları içtiler
Atların ayak izlerindeki birikmiş suları
Erkek
Kurşun yediler, özgürlüğe değer dediler. Süngü parçaladı yüreklerini. Kiminin kolu koptu, kiminin bacağı. Aldırmadılar bile. Vatan sağ olsun dediler.
CİHÂN YIKILSA, EMİN OL BU CEPHE SARSILMAZ.
TÜKÜRÜN Ehl-i Salîb'in o hayâsız yüzüne!
Erkek
TÜKÜRÜN onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyyet denilen maskara mahlûku görün:
TÜKÜRÜN MASKELİ VİCDÂNINA ASRIN, TÜKÜRÜN!
Kız
Kanımla suladığım, ilmik ilmik ördüğüm,
Taşına toprağına, KURBANIM BEN YURDUMUN.
Onun için yaşayıp, onun için öldüğüm,
Sonuna dek askeri, NEFERİYİM ORDUMUN.
Savaşırken yaşamak,
Kız
Anam sütü kadar helal gibi.
Ölüm hem büyük, hem kolaydı,
MUSTAFA KEMAL GİBİ.
Bre koç yiğitler, bre kocalar,
Beran
Bir destan söyleyeyim, DİVAN KURULSUN!
Böylesi destanı yazmaz heceler,
Meydan sazlarına MEYDAN VERİLSİN!
Kız
Namus ve şeref diyarıydı bu diyarlar. Namuslu ve şerefli insanlar yaşardı. Herkes içindi özgürlük, adalet, hürriyet. Şimdi ise dünyanın dört bir yanından Yurdumu kuşatmaya gelmişti alçaklar. Yurdumu kuşatmaya gelmişti alçaklar.
Erkek
ARKADAŞ! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, BELKİ YARINDAN DA YAKIN.
Türk çocuğu sahip çık vatana,
Kız
Bu toprak bildiğin gibi değil.
Bir karışını sakın verme düşmana,
Bu toprak herhangi bir toprak değil.
Hâlâ Memet’imin kanı kokmakta.
Erkek
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR
Erkek
Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!
Kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
Okşayarak gülümseyen bıyığını
Seyrediyordu Kocatepe’den
Kız
DÜNYANIN EN YILDIZLI KARANLIĞINI
Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel ve rahat günlere inanıyordu
Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
KOCATEPE’DEN AFYON OVASINA ATLAYACAKTI
Beran
İçine, çiçeklerin, ulusların, yıldızların içine gir
Geceden gündüze, eskiden yeniye YÜRÜ SEN, YÜRÜ SEN
Erkek
İtiraz etmediler, hayatlarının baharında tomurcuk bir gonca gibi düştüler toprağın kara bağrına. Kana kana içtiler şehadet şerbetini.
(Türkü: Kışlalar doldu bu gün)
Kız
BASTIĞIN YERLERİ “TOPRAK!” DİYEREK GEÇME, TANI:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
SEN ŞEHİT OĞLUSUN, incitme, yazıktır, atanı:
Verme: dünyaları alsan da, BU CENNET VATANI.
Nerde o yiğitler ki gür
Erkek
Sesleri ülkeyi bürür
YÜRÜ DESE DAĞLAR YÜRÜR
DUR DESE KALPLER DURURDU
Yurda baş dedikleri
Deniz
Bir ağır adakla geldiler
Ve şu bayraksız dünyaya
BAYRAKLA GELDİLER
Kız
Yurdumun taşından toprağından
Sürüp gelir nakışlarım
Taşıma toprağıma toz konduranın
ALNINI KARIŞLARIM
Beran
Türkler vermeyecekti artık bir karış toprak
Canını verirdi de ELDE KALIRDI BAYRAK
Erkek
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
BU MEMLEKET BİZİM
Erkek
Sanmıştı ki tek dişi kalmış canavar, Sahipsizdi bu topraklar. Elini kolunu sallayarak gelecek, şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklara sahip olacak. Sanmıştı ki kalmamıştı bu cennet vatanın uğruna feda olacak.
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar
Erkek
O rükû olmasa DÜNYÂDA EĞİLMEZ BAŞLAR,
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna yâ Rab, NE GÜNEŞLER BATIYOR.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Kız
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi
BEDRİN ARSLANLARI ANCAK BU KADAR ŞANLI İDİ.
KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDÂ?
Kız
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, ŞÜHEDÂ!
Cânı, cânânı, bütün varımı ALSIN DA HUDÂ,
ETMESİN TEK VATANIMDAN BENİ DÜNYADA CÜDÂ
Biz biliriz bizim işlerimizi
Erkek
İŞİMİZ KİMSEDEN SORULMAMIŞTIR.
Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle
BAŞIMIZ BİR KERE EĞİLMEMİŞTİR.
İdil
Kuzumuz var, yaylalarda meleşir
Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir,
Yazımız var, pehlivanlar güreşir
BU TOPRAĞA KİMSE GİREMEMİŞTİR.
Davranı da deli gönül davranı!
Dilek
Kemal Paşa dinlemiyor Fermanı!
Anası, bacısı, kızı kızanı
BİZİM MİLLET GİBİ GÖRÜLMEMİŞTİR.
Kız
Şehit kanlarıyla suladık biz bu toprağı, bu toprak kolaylıkla vatan olmadı. Bedeli ödendi sayısız canla, namusum, şerefim vatan olmalı.
Samsun’dan Anadolu’ya
Erkek
Başlıyordu kurtuluş
Yürek imanla dolu
Artık dinlemez yokuş”
(Kucağında bebekle giren bir kız)
(Türkü: Kırmızı gül demet demet)
[[Video:Sevenload_Yavuz_Bingöl_-_Kırmızı_gül_demet_demet|thumb|300px|right|Sevenload : Yavuz Bingöl - Kırmızı gül demet demet - İstiklal Marşı Oratoryosu -Kerem ile Aslı
Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Balam nenni yavrum nenni
Gitti gelmez o muhannet
Şol Revanda balam kaldı
Yavrum kaldı balam nenni
Kırmızı gül her dem olmaz
Yaralara merhem olmaz
Balam nenni yavrum nenni
Ol tabipten merhem gelmez
Şol Revanda balam kaldı
Yavrum kaldı balam nenni
]]
[[Video:Kırmızı Gül Demet Demet|thumb|300px|right|Kırmızı Gül Demet Demet]] thumb|300px|right|zara - eledim eledim ( tanri misafiri ) thumb|300px|right|ZARA - DERDIM COKTUR HANGISINE YANARIM 1 thumb|300px|right|ZARA - SARI GELIN thumb|300px|right|Zara - muhur gozlum thumb|300px|right|Sibel Pamuk-Eledim Eledim thumb|300px|right|Mehtap - Eledim Eledim Höllük Eledim
- Ana madde: Kırmızı gül demet demet
Ninni değil dinlediğin velvele
Kız
Kükreyerek akmada müstakbele
Bir ebedi sel ki zamandır adı
Haydi, katıl sen de o coşkun sele
Kız
Ruhumun senden, İlâhî, ŞUDUR ANCAK EMELİ:
Değmesin mâbedimin göğsüne NÂMAHREM ELİ.
Bu ezanlar —ki şahadetleri dinin temeli—
EBEDÎ YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ.
Erkek
Ezanıma sahip çıkarım, dinimi yüceltirim.
Mazluma el kaldırmam, düşeni gözetirim.
Kız
Yükseliyor önümde, büyüyor medeniyet,
Medeniyet yolunda durmadan devam ederim.
Bu kabarmış toprağa yüzünü sür kucakla
Kız
Elbette bağı vardır olmuşun olacakla
Dudağa değer gibi şimdi alnı her erin
Bu havada ruhları dolaşır şehitlerin.
Şühedâ gövdesi bir baksana dağlar taşlar
Erkek
O rükû olmasa DÜNYADA EĞİLMEZ BAŞLAR
Çöz de artık ruhumun kör düğüm olmuş bağını
Bana çok görme ilahi bir avuç toprağını
DURDU SALİH,
Erkek
Yaman esti gâvurun ateşi yaman
Bir ayağı her zamankinden diri,
YÜZÜ MAHZUN,
BİR ELİ KOCAMAN.
ÇÖKTÜ SALİH,
Erkek
Hemen olduğu yere.
Kopmuştu elinin, ayağının biri,
Başını çevirdi dalgın,
ARTIK BAKMADI DÖĞÜŞENLERE.
YIKILDI SALİH,
Kız
Kim bilir hangi fâtihayı duymuş,
Sessizliği gövdesi kadar iri,
Of bile demedi, DEDİLER SONRADAN,
OFLUYMUŞ.
Erkek
Kalk yiğidim yine dağ başını duman aldı. Parçalandı bir kıtanın toprakları. Aslan payını, aslan olmayan aldı. Kalk yiğidim yine dağ başını duman aldı.
Kız
Dünyayı âhiretten ayıran
DUVARLARI YIK DA GEL
Ay doğar gibi, gün doğar gibi
ŞU KIPKIZIL UFUKTAN ÇIK DA GEL
Erkek
O sabah pırıl pırıl bir güne uyandılar
Batmayan güneşin batışını seyre daldılar.
O zaman vecd ile bin secde eder —VARSA— TAŞIM,
Kız
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp KANLI YAŞIM,
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi YERDEN NÂŞIM;
O ZAMAN YÜKSELEREK ARŞA DEĞER BELKİ BAŞIM.
Deniz
Gazilerin elinde şehit örtüsüsün sen
Şanla dalgalanmana gökler bile az gelir
Rengine yıldızına göklerden niyaz gelir ...
Erkek
Kız
Ey kanıyla bu toprağı vatanlaştıran erler,
Ey gözlerin ışığı,
Gönüllerin baharı,
Tende can, tarihte şan,
Ezelden er oğlu erler,
Ölümsüz milletimin ölümsüz çocukları.
Tarihe altın sayfa, nakış nakış geçtiniz
Ruhlarınız şâd olsun kutsal yolu seçtiniz.
Kız
Nasılsa öleceklerdi
Oysa şimdi hâlâ yaşıyorlar
Erkek
İstenince yerini doldurmak maksadımız
BUGÜN MEHMETÇİK BİZİM MÜŞTEREK SOYADIMIZ.
Dalgalan sen de şafaklar gibi EY ŞANLI HİLÂL!
Erkek
Olsun artık dökülen kanlarımın HEPSİ HELÂL.
Ebediyyen sana yok, IRKIMA YOK İZMİHLÂL;
HAKKIDIR, HÜR YAŞAMIŞ, BAYRAĞIMIN HÜRRİYET;
HAKKIDIR, HAKK’A TAPAN, MİLLETİMİN İSTİKLAL!
thumb|400px|right|İstiklal Marşı'mız böyle okunur!
İç linkler
- İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Güzel Sanatlar Lisesi
- İstiklal Marşı Oratoryosu/Şevket Pozcu Lisesi
- İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Müftülüğü
- İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Dumlupınar Lisesi
- İstiklal Marşı Oratoryosu/linkler
Benzer sayfalar
Birleştirilecek veya bu sayfaya yönlendirilecek
- İstiklal Marşı Oratoryosu
- İstiklal marşı oratoryosu
- İstiklâl Marşı/Oratoryosu
- İstiklal Marşı/Oratoryosu
Dış linkler
- http://www.eyupsabrikartal.com/2009/03/istiklal-mars-oratoryosu.html
- http://knol.google.com/k/eyüp-sabri-kartal/-/2ogcv1509lz03/15
- http://www.dailymotion.com/video/x4ovz4_istiklal-marsi_news en iyi okuma en iyi fon müziği ve görsel efekt uzun zamandır bu kadar etkilecisini dinlememiştim.
İstiklal Marşı - İzahı
BİR RİCA: TÜRK KAVRAMININ İZAHI hakkında
Akif "milletim" derken neyi kasdediyor? Lütfen 1911 Ansiklopedia Britanicanın aşağıfaki metnini okuyalım ve tercüme ederek oradan oratorya ekleyelim:
- Turks
- From LoveToKnow 1911
TURKS. The words "Turk" and "Turkish" are used in three senses, political, linguistic and ethnological.
- Politically, Turk means a Mahommedan subject of the sultan of Turkey. In the East at any rate it is not employed in speaking of Christians, and its application to Arabs, Albanians, Kurds, &c., living in Turkey, though not unusual, is hardly correct.
- The linguistic use of the name, by which it designates a well-marked division of the Ural-Altaic languages and their speakers, is the most satisfactory. The languages in question are easily identified and defined (see below), and there can be little doubt that they were spoken by the vast majority of the people called Turks since the 6th century of theChristian era.
- Ethnographically, the use of the word presents difficulties, for it is not easy to differentiate the Turks by physique or customs from allied tribes such as the Finno-Ugrians, Mongolians and Manchus. The Bashkirs, who are probably of Finno-Ugrian stock, speak a Turkish language, and the Magyars, who speak a Ugrian language, have many Turkish characteristics.
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px
thumb |400px