
D: Şablon:Hak bakınız Hak aslında Türkçede arabi huruftan latino hurufa gecerken q harfi alınmadihindan yanlış yazılmaktadır. Şayet q harfi latin harfleri alınırken eksik kalmayıp alınsa idi, şimdi yazdığımız gibi hak değilde Azeriler gibi Haq yazacaktık, eski harflerimizde حق yazmak yerine . Hakk . Hâk ise toprak anlamında q ile değil k ile yani kef harfi ile yazılır.حك. Hâketmek. . Hakikat. حقيقة
Müştakları İhkak احقاق İhkak-ı hak İstihkak استحقاق Tahkikتحقيق Tahakkukتحقق İnsan hakları Hukuk-u insaniye Hak hukuk [[Allah'ın hakkını kulların hukukunu gözet]]




Bu gün Allah için ne yaptın? - Allah'ın dediği olur - Adalet mülkün temelidir - Tayyip mülkün temelidir - Tayyibin dediği olur - Bugün Tayyip için ne yaptın?
Hak . HAK. حق (cemi Ahkak احقاق)- Hâk (حك)- Haq - Hakk - حَقَّ - Hakka - Haqqa - hak oldu ,
(has) proved true - حَقَّ. Hak kavramı - the Right . Enfal suresi ilk ayetleri kelimenin ihlak-i hakki, mücadele-i hak Tevbe suresi, 29 ve 33 ayetleri din-i hak dan yani hakkin hukuku veya Hak hukukunu hukuk edinmiyorsunuz (ve la yedinune) diyor. | |
---|---|
Guardian'ın tarihinde en uzun süre görev yapan Genel Yayın Yönetmeni CP Scott'ın deyimiyle 'Gerçekler kutsaldır'. Siyasetçilerin de kelimelerini seçerken çok dikkatli olmaları, bahsettikleri gerçeklerin doğru olması gerekir. Sayın Erd hem kelimelerini yanlış seçmiş, hem de gerçeklerden bahsederken kötü bir şekilde yanılmıştır. Belki de özür dileyecektir". | |
Vasat | HÂK Vasat. Vasatî. Orta. |
Toprak | HÂK f. Toprak. Turab.(Hâk ol ki, Hüdâ mertebeni eyleye âli. Tâc-ı ser-i âlemdir o kim hâkk-ı kademdir.) - HÂK-İ MEZAR Mezar toprağı. - HÂK-İ PÂK Temiz toprak. - HÂK-İ VATAN Vatan toprağı. - |
Kin garaz | HAKAİD (Hakd. C.) Kinler, garezler, hasedler. |
Gerçek | HAKAİK (Hakayık) (Hakikat. C.) Hakikatler. HAKAİK-I NİSBİYE Nisbete, ölçüye göre olan hakikatlar.(Hakaik-ı nisbiye denilen şeyler, kâinatın eczası arasında bulunan rabıtalardır. Ve kâinattaki nizam, ancak hakaik-ı nisbiyeden doğmuştur. Ve hakaik-ı nisbiyeden kâinatın envaına bir vücud-u vahid in'ikas etmiştir. Hakaik-ı nisbiye, büyük bir ölçüde hakaik-i hakikiyeden çoktur. Hattâ bir zatın hakaik-ı hakikiyesi yedi ise, hakaik-ı nisbiyesi yediyüzdür. Binaenaleyh kubuh ve şerde, şer varsa da, kalildir. İ.İ.) |
Diğer anlamlar | HAKALLED Dar gönüllü, bahil kimse.
HAKAN Eski Türklerde hükümdar mânasınadır. HAKAN-I MAĞFUR Ölmüş hükümdar. |
Batılın zıddı | HAKK (Bâtılın zıddı) Doğru. Gerçek. Vâcib ve lâzım olan. Her sâbit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki mâlikiyyeti.
Dâva ve iddia. Hakikate uygunluk. Geçmiş, harcanmış emek. Pay, hisse. Münasib
Vukuu vâcib, geleceği şüphesiz olan. Kıyamet. Mahz-ı hakikat. Yapacağını yalansız yapan kimse. Musibet. |
Terkipler | HAKK-I ÂMİRİYYET Âmirlik hakkı.
HAKK-I İHTİTAB Ormana yakın olan kimselerin ormandan odun kesmek hakkı. HAKK-UL YAKÎN (Hakk-al yakîn) Mârifet mertebesinin en yükseği. En yakînî bir surette hakikatı müşahede edip yaşamak hali. Ateşin yakıcı olduğunu bütün hislerimizle yakından duyup yaşadığımız gibi. (Bak: Yakîn) |
Kazıma | Sözlükte "inkârı caiz olmayan sabit şey, doğru, doğruluk, adalet, hikmet, hikmete uygun vuku bulan hüküm, görev, gerekli, ahenk, uyum, uygunluk, pay, hisse, kısmet ve vâr olma" anlamlarına gelir. |
Esmaül hüsna | Allah'ın isim-sıfatı olarak; gerçekten var olan, varlığında şüphe bulunmayan, varlığı, ilah ve rab oluşu hak olan, eşyayı vâr eden, gerçek anlamda mülk sahibi olan, yok olmayan hakkı ızhar eden ve âdil olan demektir. |
Ayetler | Kur'ân'da 221 defa geçer.
"... Gerçekten ancak Allah hak'tır..." (Hac, 22/6, 62, Lokmân, 31/30); "...Gerçekten ancak Allah apaçık hak'tır." (Nûr, 24/25). "Eğer, hak, onların arzularına uysaydı gökler, yer ve bunların içinde bulunanlar bozulur giderdi..." (Mü'minûn, 23/71); "(Allah) buyurdu ki; Hak (benim adımdır) ve ben gerçeği söylerim." (Sâd, 38/84)
Hakk, "gerçek" anlamında Allah'ın isimlerine sıfat olarak da kullanılmıştır: "İşte gerçek Rabbiniz Allah budur..." (Yûnus, 10/32); "Gerçek melik olan Allah yücedir..." (Tâ-hâ, 20/114); "...O'nun sözü haktır..." (En'âm, 6/73); "Bilin ki gerçekten Allah'ın va'di haktır." (Yûnus, 10/55); "Allah, gökleri ve yeri gerçek olarak yarattı..." (Câsiye, 45/22). Hakk ismi, Tirmizî ve İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde de geçmiştir (Tirmizî, Deavat, 83, İbn Mâce, Dua, 10). (İ.K.) |
Hak (Bak: Hakk) Hâk Vasat. Vasatî. Orta. Hâk Farsça |