Yenişehir Wiki
Advertisement

عَلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ


Türkçe Okunuş: Alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).

Meal: Sıratı Mustakîm üzerinde(sin).

1. alâ  : üzerinde

2. sırâtın : yol

3. mustekîmin : istikamet verilmiş, yönlendirilmiş

Cenâb-ı Hakk´ın "Dosdoğru bir yol üzeresin" ifadesi, haberden sonra gelen ikinci haberdir, yani "Sen dosdoğru bir yol üzeresin" demektir. "Müstakim", maksada (gayeye, hedefe) ulaştıran en kısa yol demektir. Din de böyledir. Çünkü din, Allah´a yönelip, başkasından yüz çevirmek demektir. Zaten maksad da Altah´dır. Maksada yönelen ise, ondan yüzçevirip kaçandan, O´na daha yakındır.

Hiç kimse, Allah Teâlâ´nın, "O peygamberlerden olarak sen, dosdoğru bir yol üzeresin" ifadesinden Hz. Muhammed (s.a.s)´i o peygamberlerden ayırdığı manasını çıkaramaz. Çünkü bu ifade, "İnsanlardan Muhammed (s.a.s) seçilmiştir" cümlesi gibidir. Binâenaleyh bundan bu mana çıkmaz, çünkü bütün peygamberler, dosdoğru yol üzeredirler. Bu ifadenin maksadı, Hz. Muhammed (s.a.s)´in, diğer peygamberlerin de üzerinde bulundukları o dosdoğru yolda oluşunu anlatmaktır. Ayetteki bu ifadede, mükelleflerin, hakka ulaşması halinde, üzerlerinde bir mükellefiyet ve zorluğun katmayacağını söyleyen "İbahiyye"nin inancının yanlışlığını ortaya koyan bir İncelik var: Çünkü Allah Teâlâ, peygamberlerin, dünyada oldukları sürece hak yolda olup, onun üzerinde gittiklerini, hidayeti bulduklarını ve dosdoğru yolu takib ettiklerini beyan etmiştir. Ya bu âciz ve câhil insan (kul) niçin böyle olmasın? (Fahruddin Er-Razi; Tefsir-i Kebir) 

Advertisement