Yenişehir Wiki
Advertisement

Kuran-ı Kerim » 10 / Yunus - 61
Sonraki Ayet : 62
Ayetin Tefsiri :

وَمَا تَكُونُ فِي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُو مِنْهُ مِن قُرْآنٍ وَلاَ تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ إِلاَّ كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُودًا إِذْ تُفِيضُونَ فِيهِ وَمَا يَعْزُبُ عَن رَّبِّكَ مِن مِّثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاء وَلاَ أَصْغَرَ مِن ذَلِكَ وَلا أَكْبَرَ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ

Ve mâ tekûnu fî şe'nin ve mâ tetlû minhu min kur'ânin ve lâ ta'melûne min amelin illâ kunnâ aleykum şuhûden iz tufîdûne, fîh(fîhi) ve mâ ya'zubu an rabbike min miskâli zerretin fîl ardı ve lâ fîs semâi ve lâ asgare min zâlike ve lâ ekbere illâ fî kitâbin mubîn(mubînin).

 

1. ve mâ tekûnu : ve olmazsınız (olmanız yoktur ki)
2. fî şe'nin : bir halde, iş üzerinde, bir durumda
3. ve mâ tetlû : ve okumazsınız (okumanız yoktur ki)
4. min-hu : ondan
5. min kur'ânin : Kur'ân'dan
6. ve lâ ta'melûne : ve yapmazsınız (yapmanız yoktur ki)
7. min amelin : amelden bir şey, bir amel, bir iş
8. illâ : ancak, ...den başka olmasın
9. kunnâ : biz olduk
10. aleykum : sizin üzerinize
11. şuhûden : şahitler
12. iz tufîdûne : daldığınız zaman
13. fî-hi : onda, ona
14. ve mâ ya'zubu : ve gizli kalmaz
15. an rabbi-ke : Rabbinden
16. min miskâli : ağırlığından
17. zerretin : bir zerre
18. fî el ardı : yeryüzünde
19. ve lâ : ve olmaz
20. fî es semâi : gökte, semada
21. ve lâ asgare : ve daha küçüğü yoktur (olmaz)
22. min zâlike : bundan
23. ve lâ ekbere : ve daha büyüğü yoktur (olmaz)
24. illâ : ancak, yalnız, hariç, ...den başka olmasın
25. fî kitâbin mubînin : kitab-ı mübînde

İmam İskender Ali Mihr

: Ve bir iş ile meşgul olmanız, Kur'ân'dan bir şey okumanız ve

yaptığınız bir amel yoktur ki, ona daldığınız zaman sizin üzerinize şahitler olmayalım. Yeryüzünde ve semada zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden gizli kalmaz. Ve ondan daha büyüğü ve daha küçüğü yoktur ki,

Kitab-ı Mübîn'de olmasın.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan

ne okursan oku ve (ey insanlar, sizler de) hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir

kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı)dır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Hiçbir işe girişmezsin, onun vahyettiği Kur'ân'dan hiçbir âyet

okumazsın ve siz hiçbir iş işlemezsiniz ki o işe koyulduğunuz zaman biz, sizi görmeyelim, tanık olmayalım ve yeryüzünde ve gökte zerre miktârı bir şey bile yoktur ki Rabbinden gizli kalsın; bundan daha da küçük, daha da büyük hiçbir şey yoktur ki apaçık kitapta tespît edilmiş

olmasın.
Adem Uğur : Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur'an'dan bir şey okusan

ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü

yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.
Ali Bulaç : Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan

okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık

bir kitapta (kayıtlı) olmasın.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), sen herhangi bir işde bulunsan, Kur’an’dan her ne

okusan, sen ve ümmetin herhangi bir amel yapsanız, siz ona dalıp dururken, muhakkak biz üzerinizde şâhid bulunuruz. Ne yerde, ne gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinizden gizli kalmaz; ne bundan daha küçük, ne de daha büyük... Ancak bunların hepsi LEVH-İ MAHFUZ’da

yazılıdır.
Bekir Sadak : Ne is yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursaniz okuyun;

ne yaparsaniz yapin; yaptiklariniza daldiginiz anda, mutlaka Biz sizi goruruz. Yerde ve gokte hicbir zerre Rabbinden gizil degildir. Bundan

daha kucugu veya daha buyugu suphesiz apacÙk bir Kitap'dadÙr.
Celal Yıldırım : (Ey sânı yüce Peygamber !) Hiçbir durumda bulunmazsın, onunla ilgili

Kur'ân'dan bir şey okumazsın ve hiçbir iş yapmazsınız ki yaptıklarınıza dalarken üzerinizde hazır olmayalım. Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığınca hiçbir varlık Rabbinizden uzak (ve örtülü) kalmaz. Bundan

daha küçüğü de, daha büyüğü de yok ki, o açık kitabda (yazılı) olmasın.
Diyanet İşleri (eski) : Ne iş yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursanız okuyun;

ne yaparsanız yapın; yaptıklarınıza daldığınız anda, mutlaka Biz sizi görürüz. Yerde ve gökte hiçbir zerre Rabbinden gizli değildir. Bundan

daha küçüğü veya daha büyüğü şüphesiz apaçık bir Kitap'dadır.
Diyanet Vakfi : Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan bir şey okusan

ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü

yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.
Edip Yüksel : Ne durumda bulunursanız bulunun, Kuran'dan ne okursanız okuyun,

hangi işi yaparsanız yapın, siz onlarla uğraşırken biz mutlaka size tanık oluruz. Göklerde ve yerde bulunan bir atom ağırlığı bile Rabbinin kontrolünün dışına çıkamaz. Atomdan da küçük olsun büyük olsun, her şey

apaçık bir kitapta kayıtlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her hangi bir şe'nde bulunsan, Kur'andan her ne okusan ve her hangi

bir amel yapsanız, siz ona dalıb coşarken mutlak biz üzerinizde şahid bulunuruz, rabbından ne Yerde ne Gökte zerre miskali ve ondan ne daha

küçük ne daha büyük hiç bir şey kaçmaz hepsi bir kitabı mübîndedir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hangi durumda bulunsan, Kur'an'dan her ne okusan ve her ne iş

yapsanız, siz ona dalıp coşarken Biz üzerinizde şahidiz. Rabbinden ne yerde, ne gökte zerre kadar; ondan ne küçük, ne büyük hiçbir şey kaçmaz.

Bunların hepsi apaçık bir Kitaptadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hangi işi yaparsan yap, Kur'ân'dan ne okursan oku, ne işte

çalışırsan çalış, unutmayın ki, siz ona dalıp gitmişken, biz sizin üzerinizde şahidiz. Ne yerde, ne de gökte zerre kadar hiç bir şey Rabbinin gözünden kaçmaz. Ne zerreden daha küçük, ne de ondan daha

büyük! Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.
Fizilal-il Kuran : Ne ile uğraşırsan uğraş. Kur'an'dan hangi parçayı okursan oku, hangi

işi yaparsanız yapınız, işinize daldığınızda mutlaka davranışlarınızın tanığı, gözeticisiyiz. Ne yerde ve ne de gökte bulunan zerre ağırlığınca bir şey Rabbinizden saklı kalmaz. Gerek bundan daha küçüğü ve gerekse

daha büyüğü mutlaka apaçık bir Kitap'ta yeralır.
Gültekin Onan : Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kuran'dan

okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık

bir kitapta (kayıtlı) olmasın.
Hasan Basri Çantay : Sen her hangi bir işde bulunmaya dur, onun hakkında Kur'andan bir

şey okumayadur ve sizler de hiç bir iş işlemeye durun ki onun içine daldığınız vakit biz başınızda şâhidizdir. Ne yerde, ne gökde zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de haaric olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçık bir

kitabda (yazılı) dır.
İbni Kesir : Ne işte bulunsan, Kur'an'dan ne okusan ve siz ne iş yaparsanız;

yaptıklarınıza daldığınızda mutlaka Biz üzerinizde şahidiz. Yerde ve gökte hiç bir zerre Rabbından gizli değildir. Bundan daha küçüğü de,

daha büyüğü de şüphesiz apaçık kitabdadır.
Muhammed Esed : Ve (sen, ey Peygamber) hangi koşullarda olursan ol, bu (ilahi

kitaptan) okunacak hangi konuyu dile getirirsen getir ve (siz ey insanlar) hangi işi yaparsanız yapın, (unutmayın ki) siz bu işlere giriştiğiniz an(dan itibaren) Biz üzerinizde gözlemci bulunuyoruz: çünkü ne yerde, ne de gökte tartıya gelmeyecek kadar küçük şeyler bile senin Rabbinin bilgisinden kaçamaz; ne bundan daha da küçüğü, ne de bundan

büyüğü yoktur ki (O'nun) apaçık takdirinde kaydedilmiş olmasın.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sen bir işte bulunmazsın ve ondan, Kur'an'dan bir şey okumazsın

ve sizler de amelden bir şey yapmazsınız ki, illâ Biz sizin üzerinize o işe daldığınız zaman şahitleriz. Ve Rabbinden ne yerde ve ne de gökte zerre miskali bir şey gaib bulunmaz ve ondan ne daha küçük ve ne de daha

büyük bir şey yoktur ki, illâ apaçık olan bir kitapta (yazılıdır).
Şaban Piriş : Ne durumda olursan ol, Kur’an’dan ne okursanız okuyun ve ne

yaparsanız yapın; yaptıklarınıza daldığınız anda kesinlikle biz sizin üzerinizde şahit olmuşuzdur. Yerde ve gökte zerre kadar bir şey; bundan

küçüğü de büyüğü de Rabbinden gizli değildir, apaçık bir kitaptadır.
Suat Yıldırım : Herhangi bir işte bulunsan, onun hakkında Kur’ân’dan herhangi bir

şey okusan,Sen ve ümmetinin fertleri her ne iş yapsanız, siz o işe dalıp coştuğunuzda, mutlaka Biz her yaptığınızı görürüz. Yerde olsun, gökte olsun, zerre ağırlığınca bir varlık bile Rabbinin ilminden kaçamaz. Ne bundan küçük, ne bundan büyük hiçbir şey yoktur ki, hepsi apaçık bir

kitapta olmasın.
Süleyman Ateş : Ne işte bulunsan, Kur'ân'dan ne okusan ve siz ne iş yapsanız mutlaka

biz, içine daldığınız an üzerinizde şâhidiz (her yaptığınızı görürüz). Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığınca bir şey, Rabbin(in bilgisin)den kaçmaz. Ne bundan küçük, ne de büyük hiçbir şey yoktur ki, hepsi apaçık

bir Kitapta olmasın.
Tefhim-ul Kuran : Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan

okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık

bir kitapta (kayıtlı) olmasın.
Ümit Şimşek : Sen hangi işte olsan, o işe dair Kur'ân'dan ne okuyacak olsan, yahut

siz ne iş yapsanız, siz ona dalıp gittiğinizde Biz size şahidizdir. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca birşey bile Rabbinden gizli kalmaz. Bundan küçük olsun, büyük olsun, ne varsa hepsi apaçık bir

kitapta yazılmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir

iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha

büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement