اذْهَبُواْ بِقَمِيصِي هَذَا فَأَلْقُوهُ عَلَى وَجْهِ أَبِي يَأْتِ بَصِيرًا وَأْتُونِي بِأَهْلِكُمْ أَجْمَعِينَ
Yezhebû bikamîsî hâzâ fe elkûhu alâ vechi ebî ye’ti basîrâ(basîran), ve’tûnî bi ehlikum ecma’în(ecma’îne).
1. | yezhebû
(izhebû) |
: götürün (gidin) |
2. | bikamîsî | : benim gömleğimi |
3. | hâzâ | : bu |
4. | fe | : o zaman |
5. | elkû-hu | : onu atın, ilka edin, sürün |
6. | alâ | : ...a |
7. | vechi ebî | : babamın yüzüne (vechine) |
8. | ye'ti | : gelir |
9. | basîran | : basiret, gözün görme hassası |
10. | ve'tûnî | : ve bana getirin |
11. | bi ehli-kum | : ailenizi |
12. | ecma'îne | : hepsi, tümü |
Diyanet İşleri | : | Bu gömleğimi götürün de babamın yüzüne koyun ki, gözleri açılsın ve bütün ailenizi bana getirin” dedi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Şu gömleğimi alın da götürün, babamın gözlerine sürün, iyileşir, görmeye başlar. Bütün âilenizle gelin buraya. |
Adem Uğur | : | Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, (gözleri) görecek duruma gelir. Ve bütün ailenizi bana getirin. |
Ahmed Hulusi | : | "Şu gömleğim ile (babamıza) gidin. . . Onu (gömleğimi), babamın önüne koyun, gerçeği görür. . . Tüm ailenizi toplayıp bana getirin!" |
Ahmet Tekin | : | 'Benim şu gömleğimi götürün, babamın yüzüne koyun, gözü açılır, görür. Bütün ailenizi buraya, bana getirin.' dedi. |
Ahmet Varol | : | Şu gömleğimi götürüp babamın yüzüne koyun, görmeye başlayacaktır. Ve bütün ailenizle birlikte bana gelin.' |
Ali Bulaç | : | "Bu gömleğimle gidin de, babamın yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin." |
Ali Fikri Yavuz | : | (Sonra babasının durumunu sorup fazla ağlamaktan gözlerinin görmez halde olduğunu öğrenince şöyle dedi:) “ Şimdi siz, benim şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne bırakın; gözü görür hale gelir. Bütün ailenizle toplanıp da bana gelin.” |
Bekir Sadak | : | (92-93) Yusuf: «Bugun azarlanacak degilsiniz, Allah sizi bagislar. O, merhametlilerin merhametlisidir. Bu gomlegimi goturun, babamin yuzune surun, gormege baslar; butun coluk cocugunuzla bana gelin» dedi. * |
Celal Yıldırım | : | «Şimdi şu gömleğimi alıp götürün de babamın yüzüne atıverin, gözü açılıp görmeğe başlar. (Sonra da) bütün aile halkınızla birlikte bana geliniz!» dedi. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (92-93) Yusuf: 'Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi bağışlar. O, merhametlilerin merhametlisidir. Bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün, görmeğe başlar; bütün çoluk çocuğunuzla bana gelin' dedi. |
Diyanet Vakfi | : | «Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, (gözleri) görecek duruma gelir. Ve bütün ailenizi bana getirin.» |
Edip Yüksel | : | 'Bu gömleğimi götürün ve onu babamın yüzüne atın; gözü açılsın. Tüm ailenizle birlikte bana gelin.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Şimdi siz, benim şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne bırakın gözü açılır ve bütün taallükatımızla toplanıb bana gelin |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Şimdi siz benim şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne bırakın, gözü açılır. Ve bütün ailenizle toplanıp bana gelin!» |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Alın şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne sürün, gözü açılır. Ve bütün ailenizle toplanıp bana gelin.» |
Fizilal-il Kuran | : | Şimdi şu benim gömleğimi götürüp yüzüne sürün de gözleri açılsın. Sonra bütün ailenizle birlikte bana geliniz. |
Gültekin Onan | : | "Bu gömleğimle gidin de babamın yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ehlinizi (ailenizi) de bana getirin." |
Hasan Basri Çantay | : | «Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun. İyice görür (bir hale) gelir. Bütün ailenizi de bana getirin». |
Hayrat Neşriyat | : | 'Benim bu gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, (tâ gözleri) görür hâle gelsin. Ve bütün âilenizle birlikte bana gelin!' |
İbni Kesir | : | Şimdi siz, şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne sürün, görmeye başlar. Bütün ailenizi de bana getirin. |
Muhammed Esed | : | (Şimdi artık) gidin ve bu benim gömleğimi de yanınıza alın; onu babamın yüzüne sürün; (o zaman) yeniden ışığa kavuşacaktır. Ve sonra hepiniz ailenizle birlikte bana gelin." |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Şu gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne sürün. Görücü bir hale gelir. Ve bütün ailenizle beraber bana geliniz.» |
Ömer Öngüt | : | “Şu benim gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün, görecek duruma gelir ve bütün âilenizle birlikte bana gelin. ” |
Şaban Piriş | : | Bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün, görmeğe başlar; tüm ailenizle bana gelin, dedi. |
Suat Yıldırım | : | Şu gömleğimi alın, babamın yanına varıp onun yüzüne sürüverin, o zaman gözü açılacaktır. Sonra da bütün çoluk çocuğunuzla buyurun, yanıma gelin." |
Süleyman Ateş | : | "Şimdi benim şu gömleğimi götürün, babamın yüzüne koyun da gözü açılsın. Ve bütün âilenizle birlikte bana gelin." |
Tefhim-ul Kuran | : | «Bu gömleğimle gidin de, babamın yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin.» |
Ümit Şimşek | : | 'Şu gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün de gözü açılsın. Sonra bütün ailenizle beraber gelin.' |
Yaşar Nuri Öztürk | : | "Şu gömleğimi götürün, babamın yüzü üstüne koyun ki, gözü görür hale gelsin. Ve sonra da bütün ailenizle toplanıp bana gelin." |