قَالُواْ بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلاَ تَكُن مِّنَ الْقَانِطِينَ
Kâlû beşşernâke bil hakkı fe lâ tekun minel kânıtîn(kânıtîne).
1. | kâlû | : dediler |
2. | beşşernâ-ke | : biz seni müjdeledik |
3. | bi el hakkı | : hak ile |
4. | fe lâ tekun | : artık sen olma |
5. | min el kânıtîne | : ümidi kesenlerden |
Diyanet İşleri | : | “Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma” dediler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Sana öyle bir müjde veriyoruz ki gerçektir bu, sakın ümîdini kesenlerden olma demişlerdi. |
Adem Uğur | : | Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler. |
Ahmed Hulusi | : | Dediler ki: "Seni Hak olarak müjdeliyoruz! Sakın ümitsizliğe düşme!" |
Ahmet Tekin | : | Melekler: 'Seni kesinlik kazanan bir hakikatle, doğru bir haberle müjdeledik. Sakın ümitsizliğe düşenlerden olma.' dediler. |
Ahmet Varol | : | 'Seni hak ile müjdeledik. Şu halde ümit kesenlerden olma' dediler. |
Ali Bulaç | : | Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." |
Ali Fikri Yavuz | : | Onlar: “- Seni hak ve gerçekle müjdeledik, onun için Allah’ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma” dediler. |
Bekir Sadak | : | «eni gercekten mujdeliyoruz, umutsuzlardan olma» demislerdi. |
Celal Yıldırım | : | Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik. Artık sen ümitsizlerden olma !» |
Diyanet İşleri (eski) | : | 'Seni gerçekten müjdeliyoruz, umutsuzlardan olma' demişlerdi. |
Diyanet Vakfi | : | Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler. |
Edip Yüksel | : | 'Sana gerçeği müjdeledik, umudunu kesme,' dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Seni dediler: emri hakkile tebşir ettik, onun için ümidi kesenlerden olma |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Onlar: «Biz seni gerçek şeyle müjdeledik; onun için ümidini kesenlerden olma!» dedi. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Melekler: «Seni gerçekle müjdeliyoruz. Sakın Allah'ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma!» dediler. |
Fizilal-il Kuran | : | Onlar dediler ki «Sana bu müjdeyi gerçeğe dayanarak veriyoruz, sakın umutsuzlardan olma.» |
Gültekin Onan | : | Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." |
Hasan Basri Çantay | : | Dediler: «Seni hak olarak muştuluyoruz. O halde ümîdini kesenlerden olma». |
Hayrat Neşriyat | : | (Melekler:) 'Seni hak ile (muhakkak olacak bir şeyle) müjdeledik; onun için ümîdi kesenlerden olma!' dediler. |
İbni Kesir | : | Dediler ki: Seni gerçekten müjdeliyoruz, öyleyse ümidini kesenlerden olma. |
Muhammed Esed | : | "Seni gerçekleşmesi kaçınılmaz olan bir şeyle müjdeliyoruz; onun için sakın umut kesenlerden olma!" dediler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik, artık sen ümitsizliğe düşmüş olanlardan olma.» |
Ömer Öngüt | : | Dediler ki: “Sana hakkı müjdeledik, sakın ümit kesenlerden olma!” |
Şaban Piriş | : | -Seni gerçekten müjdeliyoruz. Ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler. |
Suat Yıldırım | : | "Sana gerçeği müjdeledik, onun için ümit kesenlerden olma!" dediler. |
Süleyman Ateş | : | "Sana gerçeği müjdeledik, umut kesenlerden olma!" dediler. |
Tefhim-ul Kuran | : | Dediler ki: «Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma.» |
Ümit Şimşek | : | 'Biz seni hak ile müjdeliyoruz,' dediler. 'Sakın ümit kesenlerden olma.' |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Dediler: "Hakk'a dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma." |