Arapça harfli ayet metni
- 48-انظُرْ كَيْفَ ضَرَبُواْ لَكَ الأَمْثَالَ فَضَلُّواْ فَلاَ يَسْتَطِيعْونَ سَبِيلاً
Latin harflerine transcriptli metin
- 48-Unzur keyfe darabû lekel emsâle fe dallû fe lâ yestetîûne sebîlâ(sebîlen).
Kelime anlamlı meal
- 1. unzur : bak
- 2. keyfe : nasıl
- 3. darabû : (misal) getirdiler, vurguladılar
- 4. leke : sana, senin için
- 5. el emsâle : örnekler, misaller, benzetmeler
- 6. fe : böylece
- 7. dallû : dalâlette kaldılar
- 8. fe lâ yestetîûne : artık güç yetiremezler, güçleri yetmez
- 9. sebîlen : bir yol
Abdülbaki Gölpınarlı
- 48-Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.
Ali Bulaç Meali
- 48-Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
Ahmet Varol Meali
Diyanet İşleri Meali(Eski)
- 48-Sana nasıl misaller verdiklerine bir bak! Bu yüzden sapmışlardır, artık bir yol da bulamamaktadırlar.
Diyanet İşleri Meali(Yeni)
- 48-Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar.
Diyanet Vakfı Meali
- 48-Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.
Edip Yüksel Meali
- 48-Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar
Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş metin)
- 48-Bak seni nelerle mukayese ettiler de nasıl sapıklığa düştüler, onun için bir yol bulmaya da güçleri yok.
Elmalılı Meali (Orjinal)
- 48-Bak seni nelere kıyas ettiler de nasıl dalâlete düştüler, onun için bir yol bulmağa tab-ü tüvanları yok
Ömer Nasuhi Bilmen
- 48-Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış oldular, artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler.
Muhammed Esed
- 48-Seni benzettikleri şeye bak (ey Peygamber!) Bir kere yoldan çıkmış bunlar ve bu yüzden (hakka çıkan) bir yol da bulacak durumda değiller artık!