Yenişehir Wiki
Advertisement


Ve yes’elûneke anil cibâli fe kul yensifuhâ rabbî nesfâ(nesfen).


1. ve yes'elûne-ke : ve sana soruyorlar
2. an el cibâli : dağlar hakkında, dağ(lar)dan
3. fe kul : o zaman, de
4. yensifu-hâ : onu savurup atacak
5. rabbî : Rabbim
6. nesfen : savurarak


Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.”
Abdulbaki Gölpınarlı : O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları un ufak eder, kuma döndürür de savurur.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.
Ahmed Hulusi : Sana dağlardan sorarlar. . . De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak. "
Ahmet Tekin : Sana dağlarla ilgili sualler soruyorlar.

'Rabbim onları temelinden sökerek ufalayıp toz duman halinde savuracak' de.

Ahmet Varol : Sana dağlardan soruyorlar. De ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak,
Ali Bulaç : Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak"
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), sana dağların kıyâmetteki halini sorarlar(sa), de ki: “- Rabbim onları ufalayıp savuracak.
Bekir Sadak : (105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»
Celal Yıldırım : (105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin.
Diyanet İşleri (eski) : (105-108) Sana dağları sorarlar; de ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin.'
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.
Edip Yüksel : Senden dağları sorarlar. De ki, 'Rabbim onları ufalayıp savuracak.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de sana dağlardan soruyorlar, binaenaleyh de ki: rabbım onları un ufra edip savuracak da
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Rabbim, onları un ufak edip savuracak!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Ey Muhammed!) Sana dağlar(ın kıyametteki durumunu) sorarlar, de ki: «Rabbim onları ufalayıp savuracak.»
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, sana dağlara ilişkin soru sorarlar. De ki; Rabb'im onları ufalayıp havada savurur.
Gültekin Onan : Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim rabbim, onları darmadağın edip savuracak"
Hasan Basri Çantay : Sana dağları (n kıyamet günündeki haalini) sorarlar. De ki: «Rabbim onları ufalayıb savuracak».
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Sana (kıyâmet gününde) dağlar(ın nasıl olacağın)dan soruyorlar; de ki: 'Rabbim (o gün) onları ufalayıp savuracak!'
İbni Kesir : Ve sana dağlardan sorarlar. De ki: Rabbım, onları ufalayıp savuracak.
Muhammed Esed : Ve sana (Kıyamet Günü'nde) dağları(n ne olacağını) soracaklar. O zaman (onlara) de ki: "Rabbim onları toza toprağa çevirip savuracak,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.»
Ömer Öngüt : Resulüm! Sana dağlardan (kıyamet günü ne olacağından) sorarlar. De ki: “Rabbim onları kül gibi ufalayıp savuracak!”
Şaban Piriş : Sana dağlardan soruyorlar de ki: -Rabbim onları un ufak edecektir.
Suat Yıldırım : (105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."
Süleyman Ateş : Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak!
Tefhim-ul Kuran : Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.»
Ümit Şimşek : Sana dağları soruyorlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.
Yaşar Nuri Öztürk : Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları un ufak edecektir."
Advertisement