Yenişehir Wiki
Advertisement


وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَى

Ve lekad ereynâhu âyâtinâ kullehâ fe kezzebe ve ebâ.


1. ve lekad : ve andolsun
2. ereynâ-hu : ona gösterdik
3. âyâti-nâ : âyetlerimiz
4. kulle-hâ : onun hepsini
5. fe : böylece, buna rağmen
6. kezzebe : yalanladı
7. ve ebâ : ve diretti


İmam İskender Ali Mihr : Ve andolsun ki; âyetlerimizin (mucizelerimizin) hepsini, ona gösterdik. Buna rağmen yalanladı ve (yalanında) direndi.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz ona (Firavun’a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti.
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdik, yalanladı, çekindi.
Adem Uğur : Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki biz ona (Firavun'a) işaretlerimizin hepsini gösterdik. . . (Fakat o) yalanladı ve kabulden kaçındı.
Ahmet Tekin : Andolsun ki, bütün mûcizelerimizi Firavun’a gösterdik. Yalanladı ve dayattı.
Ahmet Varol : Andolsun ki ona (Firavun'a) ayetlerimizin tümünü gösterdik de o yalanladı ve ayak diretti.
Ali Bulaç : Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.
Ali Fikri Yavuz : Yemin olsun ki, biz, Firavun’a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o, yine mucizelerimizi yalanladı ve hakkı kabulden çekindi.
Bekir Sadak : (56-58) And olsun ki Firavun'a butun delillerimizi gosterdik de yalan sayip kabulden cekindi ve: «Ey Musa! Sihirbazliginla bizi yurdumuzdan cikarmaya mi geldin? simdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana gosterecegiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayin et ki sen de biz de duz bir yerde bulunalim da caymayalim» dedi.
Celal Yıldırım : And olsun ki Fir'avn'a (gereken) bütün belgelerimizi gösterdik, bununla beraber o yalanlayıp kabul etmekten kaçındı.
Diyanet İşleri (eski) : (56-58) And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: 'Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım' dedi.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.
Edip Yüksel : Ona tüm işaret ve delillerimizi göstermemize rağmen yalanlayıp reddetti.
Elmalılı Hamdi Yazır : Kasem olsun biz, ona âyetlerimizin hepsini gösterdik, öyle iken o yine yalan dedi dayattı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki. Biz Firavuna bütün mucizelerimizi gösterdik; öyle iken o, yine yalanladı ve dayattı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : And olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi.
Fizilal-il Kuran : Biz Firavun'a tüm ayetlerimizi gösterdik, fakat o bunları yalanladı, kabul etmeye yanaşmadı.
Gültekin Onan : Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz ona âyetlerimizin hepsini gösterdik de, (Buna rağmen) o, yine tekzîb etdi, dayatdı.
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, (biz) ona (Fir'avun’a, gösterilecek) mu'cizelerimizin hepsini gösterdik; fakat (o) yalanladı ve (hakkı kabûl etmemekte) diretti.
İbni Kesir : Andolsun ki ona bütün ayetlerimizi gösterdik ama yalanlayıp kaçtı.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz Firavun'u mesajlarımızın hepsinden haberdar kıldık; ama o bunları yalan saydı ve kabule yanaşmadı.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kasem olsun ki, Biz âyetlerimizin hepsini ona gösterdik. Böyle iken o tekzîp etti ve kaçındı.
Ömer Öngüt : Andolsun ki ona bütün âyetlerimizi gösterdik. Yine de yalanladı ve diretti.
Şaban Piriş : Ona ayetlerimizin hepsini göstermiştik. Fakat o yalanladı ve kabul etmedi.
Suat Yıldırım : Biz Firavun’a bütün âyetlerimizi, delillerimizi gösterdik, fakat o bunları yalan saydı ve gerçeği kabul etmemekte direndi.
Süleyman Ateş : Andolsun biz o(Fir'av)n'a âyetlerimizin hepsini gösterdik, yine de yalanladı ve dayattı.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.
Ümit Şimşek : Biz Firavun'a bütün âyetlerimizi gösterdik; fakat o yalanladı ve inanmamakta diretti.
Advertisement