وَمَا جَعَلْنَاهُمْ جَسَدًا لَّا يَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَمَا كَانُوا خَالِدِينَ
Ve mâ cealnâhum ceseden lâ ye’kulûnet taâme ve mâ kânû hâlidîn(hâlidîne).
1. | ve mâ cealnâ-hum | : ve biz onları kılmadık |
2. | ceseden | : bir ceset, beden |
3. | lâ ye'kulûne | : yemezler |
4. | et taâme | : yemek |
5. | ve mâ kânû | : ve olmadılar, değildirler |
6. | hâlidîne | : halidin, ebedî |
Diyanet İşleri | : | Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve onları yemek yemeyen bir kalıp olarak yaratmamıştık ve onlar, ebedî de değillerdi. |
Adem Uğur | : | Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyada) ebedî de değillerdir. |
Ahmed Hulusi | : | Onları (Nebi/Rasûlleri), yemeğe ihtiyacı olmayan bedenli olarak meydana getirmedik! (Onlar dünyada) ebedî kalıcılar da değillerdi. |
Ahmet Tekin | : | Biz peygamberleri yeyip içmeyen, beşer tabiatından uzak birer varlık haline getirmedik. Onlar bu dünyada ölümsüz, ebedî kalıcı da değiller. |
Ahmet Varol | : | Biz onları yemek yemeyen cesetler kılmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. |
Ali Bulaç | : | Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi. |
Ali Fikri Yavuz | : | Biz peygamberleri yemek yemez birer cesed olarak yaratmadık. Dünyada ebediyyen kalıcı da değildirler. |
Bekir Sadak | : | Biz onlari yemek yemez birer ceset kilmadik ve onlar olumsuz de degillerdi. |
Celal Yıldırım | : | Biz, o peygamberleri yemek yemiyen birer cesed kılmadık ve onlar (Dünya'da) ebedî de değillerdi. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Biz onları yemek yemez birer ceset kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi. |
Diyanet Vakfi | : | Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyada) ebedî de değillerdir. |
Edip Yüksel | : | Onları, yemek yemeyen bedenler olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | biz onları hem yemek yemez bir cesed yapmadık hemde mühalled değildiler |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Biz onları yemek yemez bir ceset yapmadık; ölümsüz de değildiler. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Biz onları yemek yemez birer cesed kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi. |
Fizilal-il Kuran | : | Biz onları yemek yemez organizmalar olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. |
Gültekin Onan | : | Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi. |
Hasan Basri Çantay | : | Biz onları yemek yemez birer cesed olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyâda) ebedî de değillerdi. |
Hayrat Neşriyat | : | Hem onları yemek yemeyen cesedler yapmadık; (onlar) ölümsüz kimseler de değillerdi. |
İbni Kesir | : | Biz onları; yemek yemez bir ceset kılmadık ve onlar, ebedi de değillerdi |
Muhammed Esed | : | (Göreceksiniz ki,) Biz o'nları yiyip içmeye ihtiyaç duymayan bir yapıda yaratmamıştık; o'nlar ölümsüz de değillerdi. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve onları taam yemez birer ceset kılmadık ve onlar bâki kalan kimseler de olmadılar. |
Ömer Öngüt | : | Biz onları yemek yemeyen birer ceset kılmadık. Onlar ebedî de değillerdi. |
Şaban Piriş | : | Biz onlara yemek yemez bir vücut vermedik, onlar ölümsüz de değillerdi. |
Suat Yıldırım | : | Biz onları yiyip içmeyen bedenden ibaret kılmadık; hem dünyada onlar ebedî olarak da kalmadılar. |
Süleyman Ateş | : | Biz onları yemek yemeyen ceset(ler) yapmadık. (Onlar), ölümsüz de değillerdi. |
Tefhim-ul Kuran | : | Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi. |
Ümit Şimşek | : | Biz onları yiyip içmeyen cesetler halinde yaratmadık; onlar ölümsüz de değillerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Biz onları yemek yemez bir ceset olarak yaratmadık. Onlar sonsuza dek kalıcı da değillerdi. |
Community content is available under CC-BY-SA unless otherwise noted.