Yenişehir Wiki
Advertisement
  • Zikirden yüz çevirerek... [81]Ferra, Meani. [1955]. c.2 s.216.
  • Senyül atfı: Kibir ve böbürlenmekten ibarettir.
  • Yüzün kibirli bir tavır takınması (tas'iyrü'l-hadd) ve boynun eğilip bükülmesi
  • (leyyü'l-ciyd) gibi.
  • Zikirden yüz çevirmek anlamına geldiği de söylenmiştir.
  • Hasan'dan "kalbini/ilgisini/sevgisini engellemek" anlamında olduğu rivayet edilmiştir.
  • 82 Zemahşeri Keşşaf, 1997. c. 3 s. J47.
  • (Saniye 'ıtfîhi): Boynunu/unuk imandan çevirir, demektir.
  • Bu, kinaye tarzındadır. Anlamı: (o), Allah hakkında bilmeden, büyüklenerek mücadele eder.
  • "Saniye ıtfi": "ondan yüz çevirerek" anlamına gelir, diyenler de olmuştur. 83
  • Se-
  • merkandi, B. Ulum, 1996, c. 2 s.469.
  • (Saniye 'ıtfîhi): İnkar ve yüz çevirmekten ibarettir. 84İsfahanı, Müfredat,
  • tsz., s. 82.
  • (Saniye 'ıtfihi): Boynunu/unuk çevirir, geri çeker. Tekebbür anlamındadır. Şimah85
  • Şimah, (? - 651) Şimah b. Dırar b. Sinan b. Umame. Şimah lakabıdır, ismi Me'kil'dir.
  • Cahiliyye dönemi ve İslami dönem şairlerindendir, İslam'ı kabul ettikten sonra iyi bir
  • müslüman oldu. Kadisiyye savaşına şahit oldu. Hz. Osman zamanında. Hicri
  • 30'dan sonra vefat etti. İbn-i Selam onun Cahiliyye dönemi şairlerinin üçüncü tabakasından olduğunu söyler.
  • [[(Dr. Afif Abdurrahman, Mu'cemu'ş-Şuara)]]. s. 124/125 Darü'l-Menahil,
  • Beyrut 1996, 1 Baskı) bir şiirinde şöyle demektedir:
  • Bana bildirildi ki Rabi deve güdüyor.
  • Develerin en kötüsünü bana hediye ederken (nefretle) böbürleniyor (saniye'l-ciydi).
  • 86Nisaburi, Burhan, 1996, c. 2 s.81.
  • (Saniye 'ıtfihi): Yanını/canibehu büyüklenerek büktü, engelledi; yani yüz çevirdi. Bu,
  • "Levvev ruusehum"87Mülekkin, Garib, 1987, s. 260.Münafıkun:
  • 63/5. gibidir. [88]Mülekkin, Garib, 1987, s. 260.
  • "Saniye 'ıtfihi": Bu terkib, kibirlenme ve böbürlenmeden kinayedir. 89Sabuni,
  • Safvet, 1995, c. 4, s. 124
  • Naklettiğimiz görüşlerden de anlaşılacağı üzere bu terkib;
  • a- yüz çvirmek;
  • b- böbürlenmek, büyüklük taslamak anlamındadır ve terkibi oluşturan kelimeler mecazi anlamlar ihtiva etmektedir.
  • Ancak Kur'an çevirilerinin tümünde de bu gerçeğin dikkate alındığını söylemek imkansızdır.
  • Elmalı: ...yanını bükerek (böbürlenerek...)
  • Çantay: ... (kibir ve azametle) yanını eğip bükerek ...
  • D.İ.B.: ...büyüklük taslayarak ...
  • Bilmen.. Boynunu böbürlenip bükerek ...
  • Yavuz: .....(azamet ve kibirle) boynunu bükerek...
  • Davudoğlu: ... (kibrinden) yanını büker, çevirir.
  • Ateş: ... boynunu döndürerek (kabara kabara tartışmasını sürdürür) ...
  • Bulaç: ..."gururla salınıp kasılarak" ...
  • T.D.V.....yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) ...
  • Y. Öztürk: ... yanım eğip bükerek ...
  • Atay: ... büyüklük taslayarak yanını eğip büker.
  • A. Öztürk: Omuz bükerek...
  • Koçyiğit: ... büyüklük taslayarak ...
  • Hizmetli: ... büyüklük taslayarak ...
  • Varol: ... (kibirle) kasılarak ...
  • Piriş.....gururla salınıp, kasılır.
  • Kanaatimizce söz konusu deyimin en doğru tercümesini yapanlar, bunu, Türkçe'de mevcut deyimlerle ifade edenlerdir.
  • Buna binaen; D.İ.B., Koçyiğit, Bulaç, Varol, Hizmetli ve Piriş'in tercümeleri gayet yerinde tercümelerdir.
  • Elmalı, Çantay, Yavuz, Davudoğlu, Ateş ve T.D.V.'nin tercümeleri ise parantez içi ifadelerle anlaşılır hale gelmiştir ki bu da metnin anlaşılması açısından olumlu bir yaklaşımdır.
  • Ancak Elmalı'nın tercümesinde yer alan parantez içi ifadenin kendisine ait olmadığını bilmekte yarar vardır.
  • Bilmen'in tercümesi ise kelimelerin sıralanışı (cümle kuruluşu) itibariyle karışıklık
  • arzetmektedir.
  • durumda parantez kullanılsaydı daha açıklayıcı olurdu.
  • Atay'ın tercümesinde ise, anladığımız kadarıyla, "Saniye 'ıtfihi" terkibinin tercümesinde tekrara düşülmüş.
  • Çünkü "yanını eğip bükmek" zaten "büyüklük taslamak" demektir.
  • Dolayısıyla; "Büyüklük taslayarak yanını eğip büker." şeklindeki bir tercüme kanaatimizce hatalıdır.
  • Bu durumda, birinin diğerinin tercümesi (açıklayıcısı) olduğunu hissettirecek bir alamete *(belirleyici ipucuna) ihtiyaç vardır.
  • Y. Öztürk'ün "yanını eğip bükerek" şeklindeki tercümesi hiçbir açıklayıcı bilgi ihtiva etmediği için anlaşılmaktan uzaktır. Çünkü "yanını eğip bükme"nin Türkçe'de ifade ettiği belirli bir anlam yoktur.
  • A. Öztürk'ün "omuz bükerek
  • " şeklindeki çevirisi de yine deyimin anlamını vermekten uzaktır.
  • Zira Türkçe'de, "omuz bükmek" şeklindeki bir ifade, "gurur, kibir, büyüklük taslamak" anlamında kulanılmamaktadır. Mütercim, bunun yerine; "omuz silkmek" gibi bir deyimi tercih etseydi mezkur terkibin anlamına belki bir şekilde yaklaşmış olurdu.
  • Bu tür deyimsel ifadelerin tercümesinde lafza bağlı kalındığında bazı problemlerle karşılaşılmaktadır.
  • Mesela "Saniye "itfihi" deyiminin lafzi çevirilerine tekrar göz attığımızda kiminin bunu "yanını bükmek" kiminin de "boynunu bükmek" şeklinde tercüme ettiğini görürüz.
  • Oysa burada önemli olan yanın veya boynun bükülmesi değil, takınılan tavırdır.
  • Bu tavrı en güzel şekilde ifade etmek için, tercüme edilen dilde söz konusu tavır için kullanılan deyimler tercih edilmelidir.
  • Sonuç olarak, deyimin aşağıdaki tercümelerinin daha müstefid olduğunu düşündüğümüzü belirtmek istiyorum.
  • - Büyüklük taslayarak
  • - Böbürlenerek
  • - Gururla salınıp kasılarak
  • - Yüz çevirerek [vb].
  • Örnek
  • Allah yolundan saptırmak için büyüklük taslar.90Abdulcelil Bilgin, Kur'an'da Deyimler ve Kur'an'ın Anlaşılmasındaki Rolü, Pınar Yayınları, İstanbul, 2003: 39/42.
Advertisement