حَتَّى إِذَا أَخَذْنَا مُتْرَفِيهِم بِالْعَذَابِ إِذَا هُمْ يَجْأَرُونَ
Hattâ izâ ehaznâ mutrafîhim bil âzâbi izâ hum yec’erûn(yec’erûne).
1. | hattâ izâ | : olunca, olduğu zaman |
2. | ehaznâ | : biz aldık |
3. | mutrafî-him | : onların refahta olanları |
4. | bi el âzâbi | : azap ile |
5. | izâ | : o zaman |
6. | hum | : onlar |
7. | yec'erûne | : yalvarıp bağırarak yardım isterler |
Diyanet İşleri | : | Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Sonunda nîmet içinde yaşayanlarını azâba uğrattığımız zaman feryâda ve yalvarmaya başlarlar. |
Adem Uğur | : | En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya (veya azaba) uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar. |
Ahmed Hulusi | : | Nihayet onların pişmanlıktan doğan itirafları içinde azaplarıyla yakaladığımızda, hemen yalvara-yakara feryat ederler. |
Ahmet Tekin | : | Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya, cezaya maruz bıraktığımızda, bakarsın ki, onlar feryad-ü figan ederek yalvarırlar. |
Ahmet Varol | : | Nihayet onların refah içinde olanlarını azapla yakaladığımızda derhal feryat ederler. |
Ali Bulaç | : | Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini azab ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basacaklar. |
Ali Fikri Yavuz | : | Nihayet onların (zevke düşkün) elebaşlarını azab ile yakaladığımız zaman, çığlık kopararak yardım istiyeceklerdir. |
Bekir Sadak | : | Sonunda simarik varliklarini azabla yakaladigimiz zaman feryat ederler. |
Celal Yıldırım | : | Ne vakit ki, refah içinde yüzen ileri gelenlerini azâb ile yakalarız, o zaman sızlanıp yardıma çağırırlar. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Sonunda şımarık varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryat ederler. |
Diyanet Vakfi | : | En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya (veya azaba) uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar. |
Edip Yüksel | : | Varlıklılarını cezaya çarptığımızda, yakınmaya başlarlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Nihayet refahlı olanlarını azâba çekiverdiğimiz zaman hemen feryada başlıyacaklardır |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Nihayet, refah içinde olanlarını azaba çektiğimiz zaman, hemen feryada başlayacaklardır. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar. |
Fizilal-il Kuran | : | Ama onların azılı elebaşlarının yakasına azabımızla yapıştığımızda hemen feryadı basarlar. |
Gültekin Onan | : | Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini azab ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basacaklar. |
Hasan Basri Çantay | : | Nihayet refah içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız vakit onlar hemen feryâd ve istimdâd edeceklerdir. |
Hayrat Neşriyat | : | Nihâyet onların ni'met içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar feryâd ederler. |
İbni Kesir | : | En sonunda onların refahla şımaranlarını azabla yakaladığımız zaman hemen feryad ederler. |
Muhammed Esed | : | öyle ki, sonunda, onların arasından bolluk, genişlik içinde dalıp gitmiş olanları azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman yalvarıp yakarmaya başlayacaklar. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Nihâyet Biz onların ileri gelenlerini azap ile yakaladığımız zaman onlar o an bağırıp yalvarmağa başlarlar. |
Ömer Öngüt | : | Nihayet onların refah ve bolluk içinde olanlarını azap ile yakaladığımız zaman, hemen feryadı basarlar. |
Şaban Piriş | : | En sonunda onların zenginlerini ve liderlerini azapla yakaladığımız zaman, hemen feryadı basarlar. |
Suat Yıldırım | : | En nihâyet onların refaha dalıp gitmiş olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımızda birden feryadı basarlar. |
Süleyman Ateş | : | Nihâyet varlıklılarını azâb ile yakaladığımız zaman, hemen feryâda başlarlar. |
Tefhim-ul Kuran | : | Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini azab ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basacaklar. |
Ümit Şimşek | : | Nihayet onların refah içinde yüzenlerini azapla yakalayıveririz; işte o zaman feryada başlarlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Sonunda, servet ve refahla şımarmışlarını azapla yakaladığımızda, hemen bağırıp dövünmeye başlarlar. |