Yenişehir Wiki
Advertisement
23.Cüz 5.Sayfa/Elmalı Orijinal 23.Cüz 6.sayfa/Elmalı Orijinal 23.Cüz 7.Sayfa/Elmalı Orijinal
2010 Kur'an Yılında Mersin Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün Dünyanın En Kapsamlı Kur'an Portali Projesidir.
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali
مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ
Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz?
What aileth you that ye help not one another?
37/26
بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ
Hayır bu gün onlara teslim olmuşlardır
Nay, but this day they make full submission.
37/27
وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Ve ba'zısına dönmüş soruyorlardır:
And some of them draw near unto others, mutually questioning.
قَالُوا إِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ
Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz
They say: Lo! ye used to come unto us, imposing, (swearing that ye spoke the truth).
37/29
قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِنِينَ
Yok, diyorlardır: siz inanmamıştınız
They answer: Nay, but ye (yourselves) were not believers.
37/30
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ ۖ بَلْ كُنْتُمْ قَوْمًا طَاغِينَ
Ve bizim size karşı cebredebilecek bir saltanatımız yoktu, fakat siz azmış bir kavm idiniz
We had no power over you, but ye were wayward folk.
37/31
فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا ۖ إِنَّا لَذَائِقُونَ
Onun için üzerimize rabbımızın kavli hakk oldu, her halde hepimiz tadacağız
Now the Word of our Lord hath been fulfilled concerning us. Lo! we are about to taste (the doom).
37/32
فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ
Evet biz sizi kışkırttık, çünkü biz azgındık
Thus we misled you. Lo! we were (ourselves) astray.
37/33
فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ
O halde hepsi o gün azâbda müşterektirler
Then lo! this day they (both) are sharers in the doom.
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ
İşte biz mücrimlere böyle yaparız
Lo! thus deal We with the guilty.
37/35
إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ
Çünkü onlar «la ilahe illallah» denildiği zaman kafa tutuyorlardı
For when it was said unto them, There is no god save Allah, they were scornful
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُو آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍ
Ve «hiç biz mecnun şâır için ilâhlarımızı bırakır mıyız?» diyorlardı
And said: Shall we forsake our gods for a mad poet?
37/37
بَلْ جَاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ
Hayır o hakk ile geldi ve bütün Peygamberleri tasdık eyledi
Nay, but he brought the Truth, and he confirmed those sent (before him).
37/38
إِنَّكُمْ لَذَائِقُو الْعَذَابِ الْأَلِيمِ
Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız
Lo! (now) verily ye taste the painful doom
وَمَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Maamafih başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalanacaksınız
Ye are requited naught save what ye did
37/40
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Müstesnâ ancak Allahın ıhlâs verilmiş kulları
Save single minded slaves of Allah;
37/41
أُولَٰئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌ
Onlar için bir «ma'lûm rızık» var
For them there is a known provision,
37/42
فَوَاكِهُ ۖ وَهُمْ مُكْرَمُونَ
Meyveler, ve onlar hep ikram olunurlar
Fruits..And they will be honoured
37/43
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Naîm Cennetlerinde
In the Gardens of delight,
37/44
عَلَىٰ سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ
Karşılıklı tahtlar üzerinde
On couches facing one another
37/45
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ
Maînden bir ke's ile üzerlerine pırlanılır
A cup from a gushing spring is brought round for them,
بَيْضَاءَ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ
Bembeyaz, içenlere lezzet
White, delicious to the drinkers,
37/47
لَا فِيهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ
Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur
Wherein there is no headache nor are they made mad thereby.
37/48
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ
Yanlarında iri gözlü nazarlarını kasretmiş nazenînler
And with them are those of modest gaze, with lovely eyes,
كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ
Sanki saklı yumurtalar
(Pure) as they were hidden eggs (of the ostrich).
37/50
فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Derken ba'zısı ba'zısına dönmüş soruyorlardır:
And some of them draw near unto others, mutually questioning.
37/51
قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٌ
İçlerinden bir söyliyen «benim der: bir karînim vardı
A speaker of them saith: Lo! I had a comrade
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement