فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
1. | fe | : o zaman |
2. | men | : kim |
3. | sekulet | : ağır geldi |
4. | mevâzînu-hu | : onun mizanı, tartıları |
5. | fe | : o zaman |
6. | ulâike | : işte onlar |
7. | hum | : onlar |
8. | el muflihûne | : felâha, kurtuluşa erenlerdir |
Diyanet İşleri | : | Artık kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Kimin iyilikleri ağır gelirse o çeşit kişilerdir kurtulanlar, muratlarına erenler. |
Adem Uğur | : | Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. |
Ahmed Hulusi | : | Kimin ölçüm değerleri (tartısı) ağır gelirse, işte onlar kurtulacakların ta kendileridir. |
Ahmet Tekin | : | Hayırlı amellerinin, sevaplarının kefeleri ağır basanlar, onlar, işte onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir. |
Ahmet Varol | : | Kimlerin tartıları ağır gelirse işte onlar kurtulanlardır. |
Ali Bulaç | : | Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
Ali Fikri Yavuz | : | O zaman (kıyamette) kimin hasenat tartıları ağır gelirse, işte onlar zafere kavuşacaklardır. |
Bekir Sadak | : | Tartilari agir gelenler, iste onlar kurtulusa ermis olanlardir. |
Celal Yıldırım | : | (102-103) Artık kimin terazide tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir. Kimin de terazide tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerine zarar verenlerdir; Cehennem'de devamlı kalıcılardır. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır. |
Diyanet Vakfi | : | Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. |
Edip Yüksel | : | Tartıları ağır gelenler, işte onlar kazanacaklardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | O zaman her kimin tartıları ağır gelirse işte onlar o felâh bulanlardır |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O zaman her kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar o kurtuluş bulanlardır. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Böylece kimlerin tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. |
Fizilal-il Kuran | : | Kimlerin tartıları ağır gelirse onlar kurtuluşa ermişlerdir. |
Gültekin Onan | : | Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
Hasan Basri Çantay | : | Artık kimin (sevab) tartıları ağır gelirse onlar korkduklarından emîn, umduklarına nail olanların ta kendileridir. |
Hayrat Neşriyat | : | Artık (sevab cihetiyle) kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar gerçekten kurtuluşa erenlerdir! |
İbni Kesir | : | Tartıları ağır gelenler; işte onlar, felaha ermiş olanların kendileridir. |
Muhammed Esed | : | Ve (o Gün, iyi eylem ve davranışları) tartıda ağır gelen kimseler; işte kurtuluşa erişecek olanlar böyleleridir. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Artık kimin tartıları ağır gelirse işte felâh bulmuş olanlar, onlardır. |
Ömer Öngüt | : | Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir. |
Şaban Piriş | : | Kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa ermişlerdir. |
Suat Yıldırım | : | O gün kimin iyilikleri mizanda ağır basarsa onlar kurtulacaklar. |
Süleyman Ateş | : | Kimlerin (eylemlerinin) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
Tefhim-ul Kuran | : | Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
Ümit Şimşek | : | Kimin tartısı ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır. |