وَاجْعَل لِّي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ
Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn(âhırîne).
1. | vec'al (ve ic'al) | : ve kıl, yap |
2. | lî | : beni |
3. | lisâne | : konuşulan, lisan |
4. | sıdkın | : doğru, sadık |
5. | fî | : içinde, arasında |
6. | el âhırîne | : sonrakiler |
Diyanet İşleri | : | “Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Sonra gelenler arasında da güzel bir ad, san ver bana, doğrulukla andır beni. |
Adem Uğur | : | Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle! |
Ahmed Hulusi | : | "Arkamdan geleceklere de hakikati iletmemi sağla!" |
Ahmet Tekin | : | 'Bana, gelecek nesiller içinde sadakatle dinini tebliğ eden halefler, iyi bir namla anılmak nasip eyle.' |
Ahmet Varol | : | Sonra gelenler arasında benim için bir doğruluk dili ver. [1] |
Ali Bulaç | : | "Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver." |
Ali Fikri Yavuz | : | Benden sonra gelecek ümmetler içinde, hayırla anılacak bana güzel bir yad kıl. |
Bekir Sadak | : | (84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti. |
Celal Yıldırım | : | Sonra gelenler arasında doğru bir dil ile (anılmamı) bana sağla. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti. |
Diyanet Vakfi | : | Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle! |
Edip Yüksel | : | 'Beni, sonraki nesiller için iyi bir örnek kıl.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve bana sonrakiler içinde bir «lisanı sıdık» tahsıys eyle |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ve bana gelecekler içinde güzel bir nam tahsis eyle! |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | «Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!» |
Fizilal-il Kuran | : | İlerdeki kuşaklar arasında doğruluğun sözcüsü olmamı nasip eyle. |
Gültekin Onan | : | "Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver." |
Hasan Basri Çantay | : | «(Benden) sonrakiler içinde benim için (bir) lisân-ı sıdk ver». |
Hayrat Neşriyat | : | 'Sonraki (ümmet)ler içinde benim için bir lisân-ı sıdk (güzel bir medihle anılmayı)nasîb eyle!' |
İbni Kesir | : | Ve sonrakiler içinde bana doğru söyler bir dil ihsan et. |
Muhammed Esed | : | ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana; |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Ve sonrakiler arasında benim için bir yâd-ı cemil nâsip kıl!» |
Ömer Öngüt | : | “Benden sonra geleceklerin beni hayırla anmalarını nasip eyle!” |
Şaban Piriş | : | ..Ve beni, sonrakiler içinde “doğrunun sözcüsü” yap! |
Suat Yıldırım | : | Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasib eyle bana. |
Süleyman Ateş | : | "Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!" |
Tefhim-ul Kuran | : | «Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver.» |
Ümit Şimşek | : | 'Bana, arkamdan hayırla anılmayı nasip et. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | "Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur." |