Yenişehir Wiki
Advertisement
27.Cüz 7.Sayfa/Elmalı Orijinal 27.Cüz 8.sayfa/Elmalı Orijinal 27.Cüz 9.Sayfa/Elmalı Orijinal
2010 Kur'an Yılında Mersin Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün Dünyanın En Kapsamlı Kur'an Portali Projesidir.
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali
خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌ
Gözleri düşgün düşgün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler
With downcast eyes, they come forth from the graves as they were locusts spread abroad,
54/8
مُهْطِعِينَ إِلَى الدَّاعِ ۖ يَقُولُ الْكَافِرُونَ هَٰذَا يَوْمٌ عَسِرٌ
Gibi çağırana koşarak, der ki kâfirler: bu pek zorlu bir gündür
Hastening toward the Summoner; the disbelievers say: This is a hard day.
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَكَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ
Onlardan evvel Nuh kavmı tekzib etti yalancı dediler o kulumuza, mec'nun dediler, çok incittiler
The folk of Noah denied before them, yea, they denied Our slave and said: A madman; and he was repulsed.
فَدَعَا رَبَّهُ أَنِّي مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ
O da nihayet rabbına duâ etti, ben dedi, mağlûbum, hemen nusratını ver
So he cried unto his Lord, saying: I am vanquished, so give help.
54/11
فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُنْهَمِرٍ
Bunun üzerine Göğün kapılarını açtık dökülen bir su ile şakır şakır
Then opened We the gates of heaven with pouring water
وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاءُ عَلَىٰ أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ
Yeri de fışkırtık kaynaklar halinde, derken su birleşti bir emr üzerine ki olmuştu öyle mukadder
And caused the earth to gush forth springs, so that the waters met for a predestined purpose.
وَحَمَلْنَاهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلْوَاحٍ وَدُسُرٍ
Onu ise taşıdık elvahlı ve kenetli bir hamule üzerinde ki akar
And We carried him upon a thing of planks and nails,
تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا جَزَاءً لِمَنْ كَانَ كُفِرَ
Nezaretimizle giderdi o nankörlük edilen zata bir mükâfat olarak
That ran (upon the waters) in Our sight, as a reward for him who was rejected.
وَلَقَدْ تَرَكْنَاهَا آيَةً فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ
Celâlim hakkı için bıraktık ta onu bir âyet olarak, fakat düşünen mi var?
And verily We left it as a token; but is there any that remembereth?
54/16
فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Ki nasıl azâbım ve inzarlarım?
Then see how (dreadful) was My punishment after My warnings!
54/17
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ
Şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?
And in truth We have made the Qur’an easy to remember; but is there any that remembered?
كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Tekzib etti de Âd nasıl oldu azâbım ve inzarlarım?
(The tribe of) Aad rejected warnings. Then how dreadful) was My punishment after My warnings.
54/19
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي يَوْمِ نَحْسٍ مُسْتَمِرٍّ
çünkü salıverdik üzerlerine müstemirr, nühusetli bir günde bir soğuk rüzgâr ki sarsar
Lo! We let loose on them a raging wind on a day of constant calamity,
54/20
تَنْزِعُ النَّاسَ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُنْقَعِرٍ
İnsanları kökünden devrilen hurma kütükleri gibi yolar
Sweeping men away as though they were uprooted trunks of palm trees.
فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Bak nasılmış azâbım ve inzarlarım?
Then see how (dreadful) was My punishment after My warnings!
54/22
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ
Şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?
And in truth We have made the Qur’an easy to remember; but is there any that remembereth?
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ
Semûd o inzarları tekzib ettiler
(The tribe of) Thamud rejected warnings
فَقَالُوا أَبَشَرًا مِنَّا وَاحِدًا نَتَّبِعُهُ إِنَّا إِذًا لَفِي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ
Şöyle dediler: içimizden bir beşere mi tabi' olacağız? Şübhesiz biz o vakıt şaşkınlık içinde kalır ateşlere yanarız
For they said: Is it a mortal man, alone among us, that we are to follow? Then indeed we should fall into error and madness.
54/25
أَأُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِنْ بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ
O zikir aramızdan ona mı bırakıyorlar? Belki o bir şimarık yalancıdır
Hath the remembrance been given unto him alone among us? Nay, but he is a rash liar.
54/26
سَيَعْلَمُونَ غَدًا مَنِ الْكَذَّابُ الْأَشِرُ
İleride bilecekler o şimarık yalancı kimdir?
(Unto their warner it was said): Tomorrow they will know who is the rash liar.
54/27
إِنَّا مُرْسِلُو النَّاقَةِ فِتْنَةً لَهُمْ فَارْتَقِبْهُمْ وَاصْطَبِرْ
İşte biz onlara bir fitne olmak üzere o Nâkayı (o dişi deveyi) salıyoruz. Onun için gözet onları ve sabırlı ol
Lo! We are sending the she camel as a test for them; so watch them and have patience;
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement