لَيْسَ لَكَ مِنَ الأَمْرِ شَيْءٌ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ أَوْ يُعَذَّبَهُمْ فَإِنَّهُمْ ظَالِمُونَ
Leyse leke minel emri şey’un ev yetûbe aleyhim ev yuazzibehum fe innehum zâlimûn(zâlimûne).
1. | leyse leke | : senin için yoktur, değildir, olmadı |
2. | min el emri | : emirden, işten |
3. | şey'un | : bir şey |
4. | ev yetûbe aleyhim | : veya, onlara (onlar için) tövbeyi kabul eder |
5. | ev yuazzibe-hum | : veya onları azap eder |
6. | fe inne-hum | : oysa onlar, muhakkak |
7. | zâlimûne | : zalimler, haksızlık edenler |
Hak Dini Kuran Dili | : | Senin elinde emirden bir şey yok, yahud onlara tevbe ettirsin ve yahud azâb etsin çünkü onlar zalimdirler |
Diyanet İşleri | : | Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Senin bu işle ilgin yok bile; o, dilerse tövbelerini kabul eder, dilerse zâlim olduklarından dolayı onları azaplandırır. |
Adem Uğur | : | Ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti). Çünkü onlar zalimdirler. |
Ahmed Hulusi | : | Hüküm vermek sana ait değil; dilerse tövbelerini kabul eder veya azap verir. Gerçekten onlar zâlimlerdir. |
Ahmet Tekin | : | Onlara yapılacak muameleden dolayı seni ilgilendiren bir konu yok. Allah ya onların tevbelerini, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelişlerini kabul eder, yahut onlara azap eder. Çünkü onlar zâlimdirler. |
Ahmet Varol | : | Senin elinde bir şey yoktur. Allah dilerse onların tevbelerini kabul eder dilerse de zalim olmalarından dolayı kendilerine azab eder. |
Ali Bulaç | : | (Allah'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur. |
Ali Fikri Yavuz | : | Senin elinde (onları cezalandırmak veya affetmek hususunda) bir şey yok. Allahı, ya onların tevbesini kabul eder, yahut onları zâlim bulundukları için azâblandırır. |
Bekir Sadak | : | Allah'in, onlarin tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi isiyle senin bir ilisigin yoktur; cunku onlar zalimlerdir. |
Celal Yıldırım | : | Senin elinde emirden bir şey yoktur; Allah ya onların tevbesini kabul eder, ya da onlara azâb eder. Çünkü onlar zâlimlerdir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Allah'ın, onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir. |
Diyanet Vakfi | : | (127-128) Allah, kâfirlerden bir kısmının kökünü kessin veya onları perişan etsin, böylece bozulmuş bir halde dönüp gitsinler -ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur- yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti). Çünkü onlar zalimdirler. |
Edip Yüksel | : | Tevbelerini kabul etmesi veya işledikleri zulümden dolayı onları azaplandırması seni ilgilendirmez. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Senin elinde yapacak bir şey yok. Allah ya onların tevbesini kabul eder ya da onlara azap eder. Çünkü onlar, zalimlerdir. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Bu işten sana hiçbir şey düşmez. (Allah), ya onların tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarından dolayı azab eder. |
Fizilal-il Kuran | : | Bu konuda senin yapabileceğin birşey yok. Allah ya onların tevbelerini kabul eder ya da zalimlikleri yüzünden onları azaba çarptırır. |
Gültekin Onan | : | (Tanrı'nın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azablandırması buyruğundan sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur. |
Hasan Basri Çantay | : | (Kullarımın) iş (in) den hiç bir şey sana âid değildir. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahud onları, kendileri zâlim (kimse) ler oldukları için, azâblandırır. |
Hayrat Neşriyat | : | (Ey Resûlüm!) Bu işte (îman veya inkârlarında) sana düşen bir şey yoktur; ya(îmâna gelirler de Allah) onların tevbelerini kabûl eder veya (küfürde ısrarlarından dolayı)onlara azâb eder; çünki doğrusu onlar zâlimlerdir. |
İbni Kesir | : | Senin elinde emirden bir şey yok. Allah, ya onların tevbesini kabul eder, yahut da zalim oldukları için azablandırır. |
Muhammed Esed | : | Allah'ın onların tevbelerini kabul etmesine yahut onları cezalandırmasına karar vermek senin işin değildir (ey Peygamber,) çünkü onlar zalimlerin ta kendileridir, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Senin için emirden bir şey yoktur, ya onları tevbe ettirsin veya onları muazzeb kılsın, çünkü onlar zalim kimselerdir. |
Ömer Öngüt | : | Bu işten dolayı senin yapacağın hiçbir şey yoktur. Allah ya onların tevbelerini kabul eder, ya da onlara azap eder. Çünkü onlar zâlimdirler. |
Şaban Piriş | : | Senin bu hususta yapacak bir şeyin yoktur. Allah, ya onların tevbesini kabul eder veya onları cezalandırır. Çünkü onlar zalimlerdir. |
Suat Yıldırım | : | Bu hususta sana ait bir iş yoktur: Allah ister onlara tövbe nasib edip bağışlar, ister nefislerine zulmettikleri için onları cezalandırır. |
Süleyman Ateş | : | O konuda senin yapacağın bir şey yoktur. Allâh, ya tevbelerini kabul edip onları affeder, ya da zâlim olduklarından dolayı onlara azâb eder. |
Tefhim-ul Kuran | : | (Allah'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalimler olduklarından dolayı azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur. |
Ümit Şimşek | : | Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana birşey düşmez. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | İş ve hüküm konusunda sana düşen bir şey yoktur. Allah ya tövbelerini kabul ederek onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder. |