ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِن بَعْضٍ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Zurriyyeten ba’duhâ min ba’d(ba’din), vallâhu semîun alîm(alîmun).
1. | zurriyyeten | : zurriyyet olarak, nesil olarak |
2. | ba'du-hâ | : onun bazıları |
3. | min ba'din
(ba’du-hâ min ba’din) |
: bazılarından
|
4. | ve allâhu semîun | : ve Allah en iyi işiten |
5. | alîmun | : en iyi işiten bilen |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Bir zürriyyet olarak; biribirinden (hep tevhid dininden), ve Allahdır işiden; bilen |
Diyanet İşleri | : | (33-34) Şüphesiz Allah, Âdem’i, Nûh’u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı. Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Birbirlerinden türemiş bir soydur onlar ve Allah duyar, bilir. |
Adem Uğur | : | Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir. Allah işiten ve bilendir. |
Ahmed Hulusi | : | Birbirinden gelme, tek bir nesil olarak. . . Allâh Semi'dir, Aliym'dir. |
Ahmet Tekin | : | Bunlar birbirinden gelmiş bir sülâledir. Allah her şeyi işitir, her şeyi hakkıyla bilir. |
Ahmet Varol | : | Bunlar birbirlerinin soylarından gelen bir nesildir. Allah duyandır, bilendir. |
Ali Bulaç | : | Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir. |
Ali Fikri Yavuz | : | Bu Peygamberlerin hepsi de birbirinden gelme tek zürriyettir. Allah semî’dir= her şeyi işitir, Alîm’dir= her şeyi bilir. |
Bekir Sadak | : | (33-34) Allah, Adem'i, Nuh'u, Ibrahim ailesini, Imran ailesini birbirinin soyundan olarak alemlere tercih etti. Allah isitendir, bilendir. |
Celal Yıldırım | : | (33-34) Şüphesiz ki Allah, Âdem'i, Nuh'u, İbrahim hanedanını ve İmrân ailesini seçip (kendi çağlarındaki) hanedan ve milletlere üstün kıldı. Bunlar birbirinden gelme aynı soydandır. Allah işiten ve bilendir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (33-34) Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini birbirinin soyundan olarak alemlere tercih etti. Allah işitendir, bilendir. |
Diyanet Vakfi | : | (33-34) Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir. |
Edip Yüksel | : | Birbirlerinin soyundan olarak... ALLAH İşitir, Bilir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Bir zürriyyet olarak; biribirinden (hep tevhid dininden), ve Allahdır işiden; bilen |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Birbirinden gelen bir zürriyet olarak; Allah işitendir, bilendir. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir. Allah her şeyi işitendir, bilendir. |
Fizilal-il Kuran | : | Bunlar birbirinden türemiş tek bir kuşaktır. Hiç şüphesiz Allah işiten ve bilendir. |
Gültekin Onan | : | Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Tanrı işitendir, bilendir. |
Hasan Basri Çantay | : | (33-34) Gerçek, Allah Âdemi, Nuhu, İbrahim haanedânını, Imrân ailesini — hepsi de birbirinden (gelme) tek bir zürriyyet olarak — âlemlerin üzerine mümtaz kıldı. Allah hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir. |
Hayrat Neşriyat | : | (33-34) Muhakkak ki Allah, Âdem’i, Nûh’u ve İbrâhîm hânedânı ile Âl-i İmrân’ı(İmran kızı Meryem ve Îsâ’yı) birbirinden gelen bir zürriyet olarak âlemler üzerine seçkin kıldı. Allah ise, Semî' (hakkıyla işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir. |
İbni Kesir | : | Onlar, birbirlerinden türemiş bir soydur. Allah, Semi'dir, Alim'dir. |
Muhammed Esed | : | Tek bir soy zinciri halinde. Allah, her şeyi işiten, her şeyi bilendir. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Bazıları bazılarından bir zürriyet olarak neşet etmiştir. Ve Allah Teâlâ semîdir, alîmdir. |
Ömer Öngüt | : | Hepsi de birbirinin zürriyetinden gelen bir nesildir. Allah işitendir, bilendir. |
Şaban Piriş | : | (33-34) Allah; Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini (birbirlerinin soyu olarak) toplumlar üzerine seçkin kıldı. Allah, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir. |
Suat Yıldırım | : | (33-34) Gerçek şu ki Allah Âdem’i, Nûh’u, İbrâhim ailesi ile İmran ailesini, birbirinden gelen tek zürriyet halinde bütün insanlardan süzüp onlara üstün kılmıştır. Allah semî’dir, alîmdir (her şeyi hakkıyla işitir, mükemmel tarzda bilir). |
Süleyman Ateş | : | (Bunlar) Birbirinden türeyen nesil(ler)dir. Allâh işitendir, bilendir. |
Tefhim-ul Kuran | : | Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir. |
Ümit Şimşek | : | Onlar birbirinden gelen tek bir soy idi. Allah ise herşeyi işiten, herşeyi bilendir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Birbirinden gelen soylar halinde. Allah, hakkıyla işiten, gereğince bilendir. |