Yenişehir Wiki
Register
Advertisement


خَالِدِينَ فِيهَا لاَ يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلاَ هُمْ يُنظَرُونَ

Hâlidîne fîhâ, lâ yuhaffefu anhumul azâbu ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).

1. hâlidîne fîhâ : onun içinde ebedi kalacak olanlar
2. lâ yuhaffefu : hafifletilmez
3. an-hum : onlardan
4. el azâbu : azap
5. ve lâ hum yunzarûne : ve onlara nazar edilmez, bakılmaz
Elmalılı Hamdi Yazır : Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez
Diyanet İşleri : Onun (lânetin) içinde ebedî kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bu lânette ebedî kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Adem Uğur : Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Ahmed Hulusi : Sonsuza dek bu şartlarda kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez ve onlarla ilgilenilmez.
Ahmet Tekin : O lânet içinde ebedî kalırlar. Onların cezası hafifletilmez, özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, merhamet nazarıyla bakılmaz, onlara göz açtırılmaz.
Ahmet Varol : Onlar orada (lanette) sonsuza kadar kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
Ali Bulaç : İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.
Bekir Sadak : Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onlarin azabi geciktirilmez.
Celal Yıldırım : Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır.
Diyanet İşleri (eski) : Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.
Diyanet Vakfi : Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Edip Yüksel : Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonsuza kadar o lanetin içindedirler, azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Fizilal-il Kuran : Onların bu cezaları süreklidir. Ne azapları hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.
Gültekin Onan : İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Hasan Basri Çantay : Onlar bunun (bu lâ'netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.
Hayrat Neşriyat : (Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler.
İbni Kesir : Ebediyyen onun içindedirler. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz.
Muhammed Esed : Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.
Ömer Öngüt : Bu lânete ebediyyen gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.
Şaban Piriş : O lanette daimidirler. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.
Suat Yıldırım : Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
Süleyman Ateş : O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azâb hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.
Tefhim-ul Kuran : İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Ümit Şimşek : Ebediyen de bu lânet içindedirler; ne azapları hafifler, ne yüzlerine bakan olur.
Yaşar Nuri Öztürk : O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.
Advertisement