30.cüz/17.sayfa

←30.Cüz 16.Sayfa/Elmalı Orijinal

30.Cüz 17.sayfa/Elmalı Orijinal

30.Cüz 18.Sayfa/Elmalı Orijinal→

2010 Kur'an Yılında Mersin Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün Dünyanın En Kapsamlı Kur'an Portali Projesidir.

Ayet No	Ayet Metni	Elmalı Meali (Orijinali)	İngilizce Meali (M. Pickthall (English))
95/6	إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ	Ancak iyman edip yarar ameller yapan kimseler başka, onlar için kesilmez bir ecir vardır.	Save those who believe and do good works, and theirs is a reward unfailing.
95/7	فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ	O halde sana dîni ne tekzîb ettirir?	So who henceforth will give the lie to thee about the judgment?
95/8	أَلَيْسَ اللَّهُ بِأَحْكَمِ الْحَاكِمِينَ	Allah «Ahkemülhâkimîn» değil mi?	Is not Allah the most conclusive of all judges?
96/1	اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ	Oku ismiyle o rabbının ki yarattı	Read: In the name of thy Lord who createth,
96/2	خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ	İnsanı bir alaktan yarattı	Createth man from a clot.
96/3	اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ	Oku, o keremine nihayet olmıyan rabbındır	Read: And thy Lord is the Most Bounteous,
96/4	الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ	Kalem ile öreten de	Who teacheth by the pen,
96/5	عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ	O insana bilmediği şeyleri öğretti	Teacheth man that which be knew not.
96/6	كَلَّا إِنَّ الْإِنْسَانَ لَيَطْغَىٰ	Sakın okumamak etme, çünkü insan muhakkak tuğyan eder	Nay, but verily man is rebellious
96/7	أَنْ رَآهُ اسْتَغْنَىٰ	Kendini müstağni görmekle	That he thinketh himself independent!
96/8	إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الرُّجْعَىٰ	Her halde nihayet rabbınadır dönüş	Lo! unto thy Lord is the return.
96/9	أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَىٰ	Baksan a: o nehyedene	Hast thou seen him who dissuadeth
96/10	عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰ	Bir kulu namaz kıldığında	A slave when he prayeth?
96/11	أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ عَلَى الْهُدَىٰ	Baksan a o hidayet üzere giderse	Hast thou seen if he (relieth) on the guidance (of Allah)
96/12	أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَىٰ	Yâhud takva ile emrederse fenâ mı?	Or enjoineth piety?
96/13	أَرَأَيْتَ إِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ	Baksan a: tekzîb eder, aksine giderse iyi mi?	Hast thou seen if he denieth (Allah's guidance) and is froward?
96/14	أَلَمْ يَعْلَمْ بِأَنَّ اللَّهَ يَرَىٰ	Her halde Allahın görüyorduğunu bilmiyor mu?	Is he then unaware that Allah seeth?
96/15	كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ	Sakın, Celâlim hakkı için eğer (akıllanıp) vaz geçmezse muhakkak sürükleyeceğiz elbet biz o alnı	Nay, but if he cease not. We will seize him by the forelock
96/16	نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ	Yalancı, câni bir alnı	The lying, sinful forelock
96/17	فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ	O vakıt çağırsın o kurultayını, meclisini	Then let him call upon his henchmen!
96/18	سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ	Biz, çağıracağız zebanileri	We will call the guards of hell.
96/19	كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ	Sakın onu dinleme de secde et ve yaklaş	Nay! Obey not thou him. But prostrate thyself, and draw near (unto Allah).

Şablon:Sadeleştirilmiş ET