أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ
Ettehaznâhum sıhriyyen em zâgat anhumul ebsâr(ebsâru).
1. | ettehaznâ-hum | : onları ittihaz ettik, onları ..... edindik |
2. | sihriyyen | : sihir, alay, eğlence |
3. | em | : veya, yoksa |
4. | zâgat | : meyletti, kaydı |
5. | an-hum | : onlardan |
6. | el ebsâru | : bakışlar |
Diyanet İşleri | : | “(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Onları alaya alır dururduk, yoksa gözümüzden mi kaçtılar? |
Adem Uğur | : | Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık? |
Ahmed Hulusi | : | "Biz onları alaya alırdık. . . Yoksa gözlerimiz onları göremiyor mu ortalarda?" |
Ahmet Tekin | : | 'Alay konusu yaptıklarımız onlar değil miydi? Yoksa buralarda onları gözden mi kaçırdık?' |
Ahmet Varol | : | Biz onları alaya almıştık. Yoksa gözler onlardan kaydı mı? |
Ali Bulaç | : | Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?" |
Ali Fikri Yavuz | : | Biz onları eğlenceye (alaya) alırdık. Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı (da kendilerini göremiyoruz)?” |
Bekir Sadak | : | «nlari alaya alirdik; yoksa simdi gozlere gorunmezler mi?» |
Celal Yıldırım | : | Onları alay ve eğlence edinirdik ; yoksa gözler onlardan (başka tarafa) kaydı da (onun için mi göremiyoruz) ? |
Diyanet İşleri (eski) | : | 'Onları alaya alırdık; yoksa şimdi gözlere görünmezler mi?' |
Diyanet Vakfi | : | Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık? |
Edip Yüksel | : | 'Onlarla alay edip durduk. Yoksa onları gözlerimizden mi kaçırdık?' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Onları eğlence yerine tuttuktu ha! yoksa onlardan kaydı mı bu gözler? |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Onları alaya aldıydık ya! Yoksa gözler kendilerinden kaydı mı?» |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | «Onları eğlence yerine tutmuştuk ha! Yoksa bu gözler onlardan kaydı mı?» |
Fizilal-il Kuran | : | Hani onlarla alay ederdik. Yoksa onları gözden mi kaçırdık? |
Gültekin Onan | : | Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?" |
Hasan Basri Çantay | : | «Biz onları eğlence edinirdik. Yoksa gözler (imiz) onlardan uzaklaşıb kaydı mı»? |
Hayrat Neşriyat | : | 'Onları alaya alıyorduk; yoksa (buradalar da) gözler(imiz) mi onlardan kaydı?' |
İbni Kesir | : | Onları alaya almıştık. Yoksa şimdi gözlere görünmez mi oldular? |
Muhammed Esed | : | (ve) kendileriyle alay ettiklerimizin? Yoksa (onlar burada da) biz mi göremiyoruz? |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Biz onları maskaraya alırdık. Yoksa onlardan gözler kaydı mı?» |
Ömer Öngüt | : | "Onları alaya alırdık. Yoksa gözler şimdi onlardan başka tarafa mı kaymıştır (da onları göremiyoruz)? |
Şaban Piriş | : | Onlarla alay ederdik. Yoksa şimdi gözler mi onları görmek istemiyor? |
Suat Yıldırım | : | (62-63) Azgınlar: "Neden acaba, derler, dünyada kendilerini değersiz saydığımız birtakım adamları burada görmüyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik! Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı da onun için mi kendilerini göremiyoruz?" |
Süleyman Ateş | : | "Hani onlarla alay ederdik. Yoksa gözler(imiz) mi onlardan kaydı, (onları gözden mi kaçırdık)?" |
Tefhim-ul Kuran | : | Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?» |
Ümit Şimşek | : | 'Halbuki biz onlarla eğlenirdik. Yoksa gözümüzden mi kaçtılar?' |
Yaşar Nuri Öztürk | : | "Onları alaya alırdık; yoksa gözler onlardan kaydı mı?" |