Yenişehir Wiki
Advertisement


هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا السَّاعَةَ أَن تَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

Hel yenzurûne illes sâate en te’tiyehum bagteten ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).


1. hel : mi
2. yenzurûne : bekliyorlar
3. illâ : den başka, ancak
4. es sâate : o saat
5. en te'tiye-hum : onlara gelmesi
6. bagteten : ansızın
7. ve hum : ve onlar
8. lâ yes'urûne : onlar farkında değiller


Diyanet İşleri : Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, hâlbuki bunun farkında değillerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, kıyâmetin kopmasından başka bir şey mi bekliyorlar ki ansızın kopuverir başlarına ve onlar, anlamazlar bile.
Adem Uğur : Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
Ahmed Hulusi : Onlar farkında olmadıkları hâlde iken, o saatin (ölümün - kıyametin) ansızın kendilerine gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar!
Ahmet Tekin : Onlar farkında değillerken, ille Kıyametin kopacağı ânın kendilerine, ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
Ahmet Varol : Onlar sırf, kendileri farkında değilken, kıyametin ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
Ali Bulaç : Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
Ali Fikri Yavuz : Onlar farkında değillerken ansızın başlarına gelsin diye, hep o kıyametin kopmasını bekliyorlar.
Bekir Sadak : Onlar farkinda degillerken kiyamet gununun kendilerine ansizin gelmesini mi bekliyorlar?
Celal Yıldırım : Onlar ancak beklenen o saatin, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelmesini bekliyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
Diyanet Vakfi : Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
Edip Yüksel : Onlar, farkında değilken, Saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
Elmalılı Hamdi Yazır : Hep o saate, hiç farkında değillerken ansızın onun başlarına gelivermesine bakıyorlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hep kıyamete, hiç farkında değillerken onun ansızın başlarına gelivermesine bakıyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar kendileri farkına varmadan ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
Fizilal-il Kuran : Onlar illa o saatin kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
Gültekin Onan : Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
Hasan Basri Çantay : Onlar, kendileri farkında olmayarak, (başlarına) gelecek o sâatden başkasını mı gözetliyorlar?
Hayrat Neşriyat : Onlar farkında değillerken kıyâmetin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
İbni Kesir : Onlar, farkında değillerken kendilerine ansızın o saatın gelmesini mi bekliyorlar?
Muhammed Esed : Onlar, (günaha batmış olanlar) (oturup) Son Saat'i mi bekliyorlar; onun (yaklaştığı) fark edilmeden başlarına ansızın gelmesini mi?
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, kendilerine farkında olmadıkları halde ansızın gelecek olan o saatten başkasını mı gözlüyorlar?
Ömer Öngüt : Onlar hiç ummadıkları bir sırada kıyamet zamanının ansızın başlarına gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
Şaban Piriş : Onlar, farkında olmadıkları bir anda, ansızın kendilerine gelecek kıyametten başka bir şey mi bekliyorlar?
Suat Yıldırım : İnsanlar, hiç farkında değillerken o kıyametin ansızın başlarına gelivermesini mi bekliyorlar?
Süleyman Ateş : Onlar ille o sâ'atin, kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?
Tefhim-ul Kuran : Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?
Ümit Şimşek : Onlar, hiç ummadıkları bir sırada kıyametin ansızın başlarına gelmesinden başka birşey mi bekliyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk : Hiç farkında olmadıkları bir sırada o saatin birdenbire kendilerine gelmesinden başka neyi bekliyorlar?
Advertisement