TÜRK MEDENÎ KANUNU
- Kanun Numarası: 4721
Kabul Tarihi: 22/11/2001
Yayımlandığı R.Gazete Tarihi : 8/12/2001
- Sayı : 24607
Yayımlandığı Düstur : Tertip, 5 Cilt, 41
BAŞLANGIÇ
II. Resmî belgelerle ispat
Madde 7 - Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir.
BİRİNCİ KİTAP
KİŞİLER HUKUKU
BİRİNCİ KISIM :GERÇEK KİŞİLER
BİRİNCİ BÖLÜM :KİŞİLİK
A. Genel olarak
I. Hak ehliyeti
Madde 8- Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.
II. Fiil ehliyeti
1. Kapsamı
Madde 9 - Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
2. Koşulları
a. Genel olarak
Madde 10 - Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
b. Erginlik
Madde 11- Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar.
c. Ergin kılınma
Madde 12 - Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.
d. Ayırt etme gücü
Madde 13- Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.
III. Fiil ehliyetsizliği
1. Genel olarak
Madde 14- Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.
2. Ayırt etme gücünün bulunmaması
Madde 15- Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.
3. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar
Madde 16- Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.
IV. Hısımlık
1. Kan hısımlığı
Madde 17- Kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur.Biri diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de, ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı vardır.
2. Kayın hısımlığı
Madde 18- Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur.Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesiyle ortadan kalkmaz.
V. Yerleşim yeri
1. Tanım
Madde 19-Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz.
2. Yerleşim yerinin değiştirilmesi ve oturma yeri
Madde 20-Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır. Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye'de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır.
3. Yasal yerleşim yeri
Madde 21- Velâyet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hâllerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir.
4. Kurumlarda bulunma
Madde 22- Bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz.
B. Kişiliğin korunması
I. Vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı
Madde 23- Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamaz.Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik Maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak,biyolojik Madde verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddî ve manevîtazminat isteminde bulunulamaz.
II. Saldırıya karşı
1. İlke
Madde 24- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşıkorunmasını isteyebilir.Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha stün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırıhukuka aykırıdır.
2. Davalar
Madde 25-Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini,sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmi olankazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
- III. Ad üzerindeki hak
1. Adın korunması
Madde 26-Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararınıngiderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir.
- 2. Adın değiştirilmesi
Madde 27- Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez.Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir.
C. Kişiliğin başlangıcı ve sonu
I. Doğum ve ölüm
Madde 28- Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.
- II. Sağ olmanın ve ölümün ispatı
1. İspat yükü
Madde 29- Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda yada başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır.Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır.
2. İspat araçları
a. Genel olarak
Madde 30- Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlükanıtla ispat edilebilir.
b. Ölüm karinesi
Madde 31- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.
III. Gaiplik kararı
1. Genel olarak
Madde 32- Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan birkimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkemebu kişinin gaipliğine karar verebilir.Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
2. Yargılama usulü
Madde 33-Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son habertarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgivermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırır.Bu süre, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.
3. İstemin düşmesi
Madde 34- Gaipliğine karar verilecek kişi, ilân süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi düşer.
4. Hükmü
Madde 35- İlândan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır.Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.
'İKİNCİ BÖLÜM : 'KİŞİSEL DURUM SİCİLİ
A. Genel olarak
I. Sicil
Madde 36- Kişisel durum, bu amaçla tutulan resmî sicille belirlenir. Bu sicilin tutulmasına ve zorunlu bildirimlerin yapılmasına ilişkin esaslar, ilgili kanunda gösterilir.
II. Görevliler
Madde 37- Kişisel durum sicili, Devletçe atanan memurlar tarafından tutulur. Sicil kayıtlarını tutmak ve örnek vermek bu memurların görevidir.Yabancı memleketlerdeki Türkiye temsilcilerine, Dışişleri Bakanlığının önerisi, İçişleri Bakanlığının katılması ve Başbakanlığın onayı ile nüfus memurluğu yetkisi verilebilir.
III. Sorumluluk
Madde 38- Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla,Devletçe tazmin edilir.Tazminat ve rücu davaları, kişisel durum sicilinin tutulduğu yer mahkemesinde açılır.
IV. Düzeltme
1. Genel olarak
Madde 39- Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz.
2. Cinsiyet değişikliğinde
Madde 40- Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet
değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.
Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı
gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.
B. Doğum kütüğü
I. Bildirme
Madde 41- Doğumlara ilişkin bildirimler ve kimliği bilinmeyen bulunmuş çocuklar hakkındaki işlemler ilgili kanun hükümlerine göre yapılır.
II. Doğum kütüğünde değişiklikler
Madde 42- Kişisel durumdaki değişiklikler, özellikle evlilik dışı bir çocuğun tanınması veya hâkimin babalığa karar vermesi, soybağının düzeltilmesi, evlât edinme ya da bulunmuş bir çocuğun soybağının belli olması, ilgili kanun hükümlerine göre kütüğe işlenir.
C. Ölüm kütüğü
I. Ölümün bildirilmesi
Madde 43- Ölümlere ilişkin bildirimler ilgili kanun hükümlerine göre yapılır.
II. Cesedi bulunamayan kişi
Madde 44- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde ortadan kaybolursa cesedi bulunamamış olsa bile, o yerin en büyük mülkî amirinin emriyle kütüğe ölü kaydı düşürülür. Bununla birlikte her ilgili, bu kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebilir.
III. Gaiplik kararı
Madde 45- Gaiplik kararı, hâkimin bildirmesi üzerine, ölüm kütüğüne kaydolunur.
IV. Değişikliklerin kütüğe geçirilmesi
Madde 46- Tescile esas olan bir bildirimin doğru olmadığının tespit edilmesi veya kime ait olduğu bilinmeyen cesedin kimliğinin belli olması ya da gaiplik kararının kaldırılması sebepleriyle zorunlu olan değişiklikler, ilgilinin kütükteki kaydının düşünceler sütununa yazılarak yapılır.
İKİNCİ KİTAP : AİLE HUKUKU
BİRİNCİ KISIM EVLİLİK HUKUKU
BİRİNCİ BÖLÜM EVLENME
BİRİNCİ AYIRIM NİŞANLILIK
A. Nişanlanma Madde 118- Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur. Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.
B. Nişanlılığın hükümleri
I. Dava hakkının bulunmaması
Madde 119- Nişanlılık, evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez. Evlenmeden kaçınma hâli için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı dava edilemez; ancak yapılan ödemeler de geri istenemez.
II. Nişanın bozulmasının sonuçları
1. Maddî tazminat
Madde 120- Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.
Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler.
2. Manevî tazminat
Madde 121- Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
III. Hediyelerin geri verilmesi
Madde 122- Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
IV. Zamanaşımı
Madde 123- Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
İKİNCİ AYIRIM : EVLENME EHLİYETİ VE ENGELLERİ
A. Ehliyetin koşulları
I. Yaş
Madde 124- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
II. Ayırt etme gücü
Madde 125- Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.
III. Yasal temsilcinin izni
1. Küçükler hakkında
Madde 126- Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.
2. Kısıtlılar hakkında
Madde 127- Kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.
3. Mahkemeye başvurma
Madde 128- Hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir.
B. Evlenme engelleri
- I. Hısımlık
Madde 129- Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:
- 1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
- 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,
- 3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.
- II. Önceki evlilik
1. Sona erdiğinin ispatı
a. Genel olarak
Madde 130- Yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır.
b. Gaiplik durumunda
Madde 131- Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez.
Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir.
Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir.
2. Kadın için bekleme süresi
Madde 132- Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez.
Doğurmakla süre biter.
Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
- III. Akıl hastalığı
Madde 133- Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM EVLENME BAŞVURUSU VE TÖRENİ
- A. Başvuru
I. Başvuru makamı
Madde 134- Birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar. Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır.
II. Şekli
Madde 135- Başvuru, evlenecekler tarafından yazılı veya sözlü olarak yapılır.
III. Belgeler
Madde 136- Erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneğini, önceki evliliği sona ermiş ise buna ilişkin belgeyi, küçük veya kısıtlı ise ayrıca yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.
IV. Başvurunun incelenmesi ve reddi
Madde 137- Evlendirme memuru, evlenme başvurusunu ve buna eklenmesi gereken belgeleri inceler. Başvuruda bir noksanlık görürse bunu tamamlar veya tamamlattırır. Başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığı veya evleneceklerden birinin evlenmeye ehil olmadığı ya da evlenmeye yasal bir engel bulunduğu anlaşılırsa, evlenme başvurusu reddolunur ve durum evleneceklere yazıyla hemen bildirilir.
V. Redde itiraz ve yargılama usulü
Madde 138- Evleneceklerden her biri evlendirme memurunun ret kararına karşı mahkemeye başvurabilir. İtiraz, evrak üzerinde incelenip kesin karara bağlanır. Ancak, mutlak butlan sebeplerinden birinin bulunduğuna ilişkin ret kararlarına karşı açılan davalar, basit yargılama usulüyle ve Cumhuriyet savcısının hazır bulunmasıyla görülür.
- B. Evlenme töreni ve tescil
I. Koşulları
1. Evlenme izni
Madde 139- Evlendirme memuru, evlenme koşullarının varlığını tespit ederse veya ret kararı mahkemece kaldırılırsa, evleneceklere evlenme gün ve saatini bildirir veya isterlerse evlenme izni belgesini verir. Evlenme izni belgesi, verildiği tarihten başlayarak altı ay içinde evleneceklere herhangi bir evlendirme memuru önünde evlenebilme hakkı sağlar.
2. Evlenmenin yapılamaması
Madde 140- Evlenme koşullarının bulunmadığının anlaşılması veya belgelerin verilmesinden başlayarak altı ayın geçmesi hâlinde, evlendirme memuru evlenme törenini yapamaz.
II. Yapılışı
1. Tören yeri
Madde 141- Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilir.
2. Törenin şekli
Madde 142- Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar.
3. Aile cüzdanı ve dinî tören
Madde 143- Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.
- C. Yönetmelik
Madde 144- Evlenme işlemi, evlenme kütüğü, evlenmeye ilişkin yazışma ve evlenme ile ilgili diğer konular yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM BATIL OLAN EVLENMELER
- A. Mutlak butlan
I. Sebepleri
Madde 145- Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır: 1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.
II. Dava açma görevi ve hakkı
Madde 146- Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılır. Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir.
III. Dava hakkının sınırlanması veya kalkması
Madde 147- Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir. Ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir.
Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez.
- B. Nisbî butlan
I. Eşlerin dava hakkı
1. Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk
Evlenme sırasında geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.
2. Yanılma
Madde 149- Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
2. Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse.
3. Aldatma
Madde 150- Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir
başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
2. Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.
4. Korkutma
Madde
151- Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.
5. Hak düşürücü süre
Madde 152- İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı
tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
II. Yasal temsilcinin dava hakkı
Madde 153- Küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadan evlenirse, izni alınmayan yasal temsilci
evlenmenin iptalini dava edebilir.
Bu suretle evlenen kimse sonradan onsekiz yaşını doldurmak suretiyle ergin olur, kısıtlı olmaktan çıkar
veya karı gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.
C. Butlanı gerektirmeyen sebepler
I. Bekleme süresine uymama
Madde 154- Kadının bekleme süresi bitmeden evlenmesi, evlenmenin butlanını gerektirmez.
II. Şekil kurallarına uymama
Madde 155- Evlendirmeye yetkili memur önünde yapılmış olan bir evliliğin kanunun diğer şekil
kurallarına uyulmaması sebebiyle butlanına karar verilemez.
D. Butlan kararı
I. Genel olarak
Madde 156- Batıl bir evlilik ancak hâkimin kararıyla sona erer. Mutlak butlan hâlinde bile evlenme,
hâkimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.
II. Sonuçları
1. Çocuklar yönünden
Madde 157- Mahkemece butlanına karar verilen bir evlilikten doğan çocuklar, ana ve baba iyiniyetli
olmasalar bile evlilik içinde doğmuş sayılırlar.
Çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
2. Eşler yönünden
Madde 158- Evlenmenin butlanına karar verilirse, evlenirken iyiniyetli bulunan eş bu evlenme ile
kazanmış olduğu kişisel durumunu korur.
Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler
uygulanır.
E. Mirasçıların dava hakkı
Madde 159- Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılar açılmış olan
davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal
mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da
kaybeder.
F. Yetki ve yargılama usulü
Madde 160- Evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin
hükümler uygulanır.
İKİNCİ BÖLÜM BOŞANMA
IV. Boşanan kadının kişisel durumu Madde 173- Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.
====ÜÇÜNCÜ BÖLÜM EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ====
A. Haklar ve yükümlülükler
I. Genel olarak
Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine
beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
II. Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma
Madde 186- Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.
Birliği eşler beraberce yönetirler.
Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.
III. Kadının soyadı
Madde 187- Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra
nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce
iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.
B. Birliğin temsili
I. Eşlerin temsil yetkisi
Madde 188- Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik
birliğini temsil eder.
Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hâllerde temsil edebilir:
1. Diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa,
2. Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması
veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.
II. Sorumluluk
Madde 189- Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen
sorumlu olurlar.
Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur.
Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması hâlinde eşler müteselsilen
sorumludurlar.
III. Temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması
Madde 190- Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim,
diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin
kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.
Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması,
durumun hâkimin kararıyla ilân edilmesine bağlıdır.
IV. Temsil yetkisinin geri verilmesi
Madde 191- Temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ilişkin karar, koşullar değiştiğinde
eşlerden birinin istemi üzerine hâkim tarafından değiştirilebilir.
İlk karar ilân edilmiş ise, değişikliğe ilişkin karar da ilân olunur.
E. Birliğin korunması
III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi
Madde 197 - Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî
biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin
diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin
önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka
bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen
hükümlere göre gereken önlemleri alır.
İKİNCİ KISIM
HISIMLIK
BİRİNCİ BÖLÜM
SOYBAĞININ KURULMASI
BİRİNCİ AYIRIM
GENEL HÜKÜMLER
A. Genel olarak soybağının kurulması
Madde 282- Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.
Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur.
Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.
B. Davada yetki ve yargılama usulü
I. Yetki
Madde 283 - Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri
mahkemesinde açılır.
II. Yargılama usulü
Madde 284- Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu uygulanır:
1. Hâkim maddî olguları re'sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike
yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve
incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş
sayabilir.
İKİNCİ AYIRIM
KOCANIN BABALIĞI
A. Babalık karinesi
Madde 285 - Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan
çocuğun babası kocadır.
Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının
ispatıyla mümkündür.
Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden
işlemeye başlar.
B. Soybağının reddi
I. Dava hakkı
Madde 286 - Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve
çocuğa karşı açılır.
Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.
II. İspat
1. Evlilik içinde ana rahmine düşme
Madde 287- Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek
zorundadır.
Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en
fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.
2. Evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşme
Madde 288 - Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının
başka bir kanıt getirmesi gerekmez.
Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar
varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.
III. Hak düşürücü süreler
Madde 289- Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek
ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl
içinde açmak zorundadır.
Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.
Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
C. Karinelerin çakışması
Madde 290- Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğmuş ve ana da bu arada
yeniden evlenmiş olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır.
Bu karine çürütülürse ilk evlilikteki koca baba sayılır.
D. Diğer ilgililerin dava hakkı
Madde 291- Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da
sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia
eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik
kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.
Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her
hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar.
Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
E. Sonradan evlenme
I. Koşulu
Madde 292- Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden
evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur.
II. Bildirim
Madde 293- Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden
sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar.
Bildirimin yapılmamış olması, çocuğun evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olmasını
engellemez.
Daha önce tanıma veya babalığa hükümle soybağı kurulmuş çocukların ana ve babası birbiriyle evlenince,
nüfus memuru re'sen gerekli işlemi yapar.
III. İtiraz ve iptal
Madde 294- Ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla
soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.
Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması hâlinde
itiraz hakkına sahiptir.
Tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
TANIMA VE BABALIK HÜKMÜ
A. Tanıma
I. Koşulları ve şekli
Madde 295- Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette
veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.
Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.
Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.
II. Bildirim
Madde 296- Beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkim,
tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir.
Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet altında ise
vesayet makamına bildirir.
III. İptal davası
1. Tanıyanın dava hakkı
Madde 297- Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir.
İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır.
2. İlgililerin dava hakkı
a. Genel olarak
Madde 298- Ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer
tanımanın iptalini dava edebilirler.
Dava tanıyana, tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
b. İspat yükü
Madde 299- Davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.
Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın,
gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra
doğar.
3. Hak düşürücü süreler
Madde 300- Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı
tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten
başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından
başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
B. Babalık hükmü
I. Dava hakkı
Madde 301- Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.
Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım
tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.
II. Karine
Madde 302- Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana
ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.
Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit
edilirse aynı karine geçerli olur.
Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının
kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.
III. Hak düşürücü süreler
Madde 303- Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı,
doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği
tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar.
Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte
işlemeye başlar.
Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından
başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
IV. Ananın malî hakları
Madde 304- Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki
giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
1. Doğum giderleri,
2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.
Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde
tazminattan indirilir.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM
EVLÂT EDİNME
A. Küçüklerin evlât edinilmesi
I. Genel koşulları
Madde 305- Bir küçüğün evlât edinilmesi, evlât edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş
olması koşuluna bağlıdır.
Evlât edinmenin her hâlde küçüğün yararına bulunması ve evlât edinenin diğer çocuklarının yararlarının
hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir.
II. Birlikte evlât edinme
Madde 306- Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler.
Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir.
Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması
koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir.
III. Tek başına evlât edinme
Madde 307- Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir.
Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı
aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden
ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına
evlât edinebilir.
IV. Küçüğün rızası ve yaşı
Madde 308- Evlât edinilenin, evlât edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır.
Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez.
Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin
izniyle evlât edinilebilir.
V. Ana ve babanın rızası
1.Şekil
Madde 309- Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.
Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak
tutanağa geçirilir.
Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi
geçerlidir.
2. Zamanı
Madde 310- Rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez.
Rıza, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir.
Geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir.
3. Rızanın aranmaması
a. Koşulları
Madde 311- Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz:
l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli
olarak yoksun bulunuyorsa,
2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa.
b. Karar
Madde 312- Küçük, gelecekte evlât edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin
rızası eksik olursa, evlât edinenin veya evlât edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak
küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir.
Diğer hâllerde, bu konudaki karar evlât edinme işlemleri sırasında verilir.
Ana ve babadan birinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmemesi sebebiyle
rızasının aranmaması hâlinde, bu konudaki karar kendisine yazılı olarak bildirilir.
B. Erginlerin ve kısıtlıların evlât edinilmesi
Madde 313- (Değişik birinci cümle: 3/7/2005-5399/1 md.) Evlât edinenin altsoyunun açık
muvafakatiyle ergin veya kısıtlı aşağıdaki hallerde evlât edinilebilir.
1. Bedensel veya zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlât edinen tarafından en az
beş yıldan beri bakılıp gözetilmekte ise,
2. Evlât edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise,
3. Diğer haklı sebepler mevcut ve evlât edinilen, en az beş yıldan beri evlât edinen ile aile hâlinde birlikte
yaşamakta ise.
Evli bir kimse ancak eşinin rızasıyla evlât edinilebilir.
Bunlar dışında küçüklerin evlât edinilmesine ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
C. Hükümleri
Madde 314 - Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer.
Evlâtlık, evlât edinenin mirasçısı olur.
Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan
evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana
ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır.
Evlâtlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlâtlığın naklen
geldiği aile kütüğü ile evlât edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur. Ayrıca evlâtlıkla ilgili
kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir.
Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe
hiçbir şekilde açıklanamaz.
D. Şekil ve usul
I. Genel olarak
Madde 315- Evlât edinme kararı, evlât edinenin oturma yeri; birlikte evlât edinmede eşlerden birinin
oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlâtlık ilişkisi kurulmuş olur.
Evlât edinme başvurusundan sonra evlât edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer
koşullar bundan etkilenmediği takdirde evlât edinmeye engel olmaz.
Başvurudan sonra küçük ergin olursa, koşulları daha önceden yerine getirilmiş olmak kaydıyla küçüklerin
evlât edinilmesine ilişkin hükümler uygulanır.
II. Araştırma
Madde 316- Evlât edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde
araştırılmasından, evlât edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün
alınmasından sonra karar verilir.
Araştırmada özellikle evlât edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik
durumları, evlât edinenin eğitme yeteneği, evlât edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım
ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Evlât edinenin altsoyu varsa, onların evlât edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir.
E. Evlâtlık ilişkisinin kaldırılması
I. Sebepleri
1. Rızanın bulunmaması
Madde 317- Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler, küçüğün
menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hâkimden evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını
isteyebilirler.
2. Diğer noksanlıklar
Madde 318- Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her
ilgili evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir.
Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın
menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez.
II. Hak düşürücü süre
Madde 319- Dava hakkı, evlâtlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl ve
her hâlde evlât edinme işleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
F. Evlâtlık işlemlerinde aracılık
Madde 320- Küçüklerin evlât edinilmesine ilişkin aracılık faaliyetleri, ancak Bakanlar Kurulunca yetki
verilen kurum ve kuruluşlarca yapılır.
Aracılık faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin hususlar tüzükle düzenlenir.
BEŞİNCİ AYIRIM
SOYBAĞININ HÜKÜMLERİ
A. Soyadı
Madde 321- Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki
evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.
B. Karşılıklı yükümlülükler
Madde 322- Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım
etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler.
C. Çocuk ile kişisel ilişki
I. Ana ve baba ile
1. Kural
Madde 323- Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile
uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.
2. Sınırları
Madde 324- Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun
eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada
öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer
önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.
II. Üçüncü kişiler ile
Madde 325- Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel
ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir.
Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.
III. Yetki
Madde 326- Kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de
yetkilidir.
Boşanmaya ve evlilik birliğinin korunmasına ilişkin yetki kuralları saklıdır.
Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velâyet hakkına sahip veya çocuk
kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz.
ALTINCI AYIRIM
VELÂYET
A. Genel olarak
I. Koşullar
Madde 335- Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet
ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında
kalırlar.
II. Ana ve baba evli ise
Madde 336- Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.
Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.
Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa
aittir.
III. Ana ve baba evli değilse
Madde 337- Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.
Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi
atar veya velâyeti babaya verir.
IV. Üvey çocuklar
Madde 338- Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler.
Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar
zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.
B. Velâyetin kapsamı
I. Genel olarak
Madde 339- Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak
gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda
olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
Çocuğun adını ana ve babası koyar.
II. Eğitim
Madde 340- Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve
toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.
Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel özürlü olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun
düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.
III. Dinî eğitim
Madde 341- Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir.
Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir.
Ergin, dinini seçmekte özgürdür.
III. Velâyetin kaldırılması
1. Genel olarak
Madde 348- Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin
yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
1. (Değişik: 1/7/2005-5378/38 md.) Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması
veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde
savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.
2. Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde
Madde 349- Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez.
Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet
kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.
3. Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın yükümlülükleri
Madde 350- Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini
karşılama yükümlülükleri devam eder.
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır.
Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.
IV. Durumun değişmesi
Madde 351- Durumun değişmesi hâlinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara
uydurulması gerekir.
Velâyetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalkmışsa hâkim, re'sen ya da ana veya babanın istemi
üzerine velâyeti geri verir.
İKİNCİ AYIRIM
VESAYETİ GEREKTİREN HÂLLER
A. Küçüklük
Madde 404- Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.
Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî
makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
B. Kısıtlama
I. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı
Madde 405- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için
kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî
makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
II. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim
Madde 406- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını
kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu
yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin
kısıtlanır.
III. Özgürlüğü bağlayıcı ceza
Madde 407- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin
kısıtlanır.
Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine
vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
IV. İstek üzerine
Madde 408- Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi
yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.
C. Usul
I. İlgilinin dinlenilmesi ve bilirkişi raporu
Madde 409- Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü
yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar
verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
II. İlân
Madde 410- Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde
ilân olunur.
Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemez.
Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
YETKİ
A. Vesayet işlerinde yetki
Madde 411- Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.
B. Yerleşim yerinin değişmesi
Madde 412- Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez.
Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni
yerleşim yerinde ilân olunur.
ÜÇÜNCÜ KİTAP
MİRAS HUKUKU
BİRİNCİ KISIM
MİRASÇILAR
BİRİNCİ BÖLÜM
YASAL MİRASÇILAR
A. Kan hısımları
I. Altsoy
Madde 495- Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur.
Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
II. Ana ve baba
Madde 496- Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak
mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları
alır.
Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
III. Büyük ana ve büyük baba
Madde 497- Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana
ve büyük babalarıdır. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla
kendi altsoyları alır.
Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalardan biri altsoyu bulunmaksızın
mirasbırakandan önce ölmüşse, ona düşen pay aynı taraftaki mirasçılara kalır.
Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babaların ikisi de altsoyları bulunmaksızın
mirasbırakandan önce ölmüşlerse, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
Sağ kalan eş varsa, büyük ana ve büyük babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş olması hâlinde,
payı kendi çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya; bir taraftaki büyük ana ve büyük
babanın her ikisinin de ölmüş olmaları hâlinde onların payları diğer tarafa geçer.
IV. Evlilik dışı hısımlar
Madde 498- Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba
yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.
B. Sağ kalan eş
Madde 499- Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı
olur:
1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın
dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
C. Evlâtlık
Madde 500- Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki
mirasçılığı da devam eder.
Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.
D. Devlet
Madde 501- Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer.
İKİNCİ BÖLÜM
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR
BİRİNCİ AYIRIM
TASARRUF EHLİYETİ
A. Ehliyet
I. Vasiyette
Madde 502- Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak gerekir.
II. Miras sözleşmesinde
Madde 503- Miras sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmak, kısıtlı
bulunmamak gerekir.
B. İrade sakatlığı
Madde 504- Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı
tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya
zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf
geçerli sayılır.
Ölüme bağlı tasarrufta kişinin veya şeyin belirtilmesinde açık yanılma hâlinde mirasbırakanın gerçek
arzusu kesin olarak tespit edilebilirse, tasarruf bu arzuya göre düzeltilir.
Yürürlükten kaldırılan kanun
Madde 1028- 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
Madde 1029- Bu Kanun 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 1030- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
22/11/2001 TARİHLİ VE 4721 SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER
1 - 2/1/2003 tarihli ve 4778 sayılı Kanunun hükmüdür:
Madde 36 - Bu Kanunla değiştirilen Türk Medenî Kanununun 92 ncı maddesi hükmü, dernek ve vakıf
dışındaki diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlar hakkında da uygulanır.
4721 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE
Kanun, KHK Yürürlüğe
No. Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler giriş tarihi
___________ _______________________________________________________ __________
4778 — 11/1/2003
5253 58, 61, 62, 64, 74, 77, 79, 92 ve 93 23/11/2004
5378 348 7/7/2005
5399 313 15/7/2005
Nüfus - Nüfus/Mersin - Population -Demografi - Demography Vatandaş - Azınlık - Vatandaşlık - Online vatandaşlık denemesi -Galebe-i nüfus Nüfus Ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü - İl Nüfus Ve Vatandaşlık Müdürlüğü - İlçe Nüfus Müdürlüğü | |
---|---|
Nüfus Hizmetleri Kanunu - 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu - | |
Kavramlar : | Nüfus -Nüfus olayları-Doğum-Ölüm-Evlenme-Boşanma-Adres -Nüfus- Nefis- Nefes -Enfes -Enfas- Nefese- Nefasat (Dişi nefesler) - Teneffüs-Neffasat (dişi üfürücüler) - Mekteb-i nefise |
Teşkilat: | Nüfus/Teşkilat - Teşkilat/Nüfus :
|
Yönetişim | Nüfus/Görev dağılımı |
Wiki | Portal:Nüfus Nüfus/VP - Nüfus/WP - |
KHS ve işlemler | Nüfus işlemleri - Nüfus cüzdanızı kaybederseniz -Nüfus İşlemlerinde Uyulacak Kamu Hizmeti Standartları Tablosu |
Vatandaşlık | Online vatandaşlık formu denemesi : https://eculum.typeform.com/to/cojuxF |
İŞLEMLER | Nüfus işlemleri - Nüfus kaydı - Nüfus kütüğü - Nüfus tescili |
Hizmetler | Doğum Doğum işlemleri ile ilgili neler yapılması gerekir? Doğum bildirim zorunluluğu ve süresi, bildirim şekli... Ölüm - Evlenme - Evlenme ehliyeti ve şartları, Evlenme engelleri, Evlenme dosyalarında bulunacak belgeler ve diğer herşey...
Boşanma Boşanma işlemleri, kanuni süreci ve boşanmanın iptaline ilişkin bilgilere bu bölümden ulaşabilirsiniz. Kayıt Düzeltme - Nüfus ve Aile Cüzdanı Nüfus Cüzdanı ve Uluslararası Aile Cüzdanı ile ilgili bilmek istediğiniz herşeye buradan ulaşabilirsiniz. Türk Vatandaşlığının KazanılmasıAnayasamızın 66. maddesi gereğince Türkiye Cumhuriyeti Devletine Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. [[Türk Vatandaşlığını Kaybedilmesi ]] Anayasamızın 66. maddesi gereğince Türkiye Cumhuriyeti Devletine Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. Çok Vatandaşlık Herhangi bir nedenle yabancı devlet vatandaşlığını kazananlar.. Aynı zamanda Türk vatandaşlığını da korumak isteyenler... [[Nüfus İstatistikleri ]] Canlı doğumların cinsiyet ve aylara göre dağılımı, Ölümlerin ve evlenmelerin aylara göre dağılımı ve diğer istatistikler... Sayılarla Türkiye -Anket - Diğer Evlat Edinme, Gaiplik, Türk Soylu Yabancılar, Soybağına İlişkin Esaslar... |
SİSTEM : | Adres < Adres Kayıt Sistemi < Ulusal Adres Veri Tabanı < Adres Standardı ve Adres Kayıt Sistemi < Kimlik Paylaşım Sistemi - Ulusal Adres Veri Tabanı -İkamete Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi - ADNKS - Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi -MAKS |
Rakamlar - | Nüfus/Mersin < Nüfus/Yenişehir < Nüfus/Türkiye
|
Kadro | Mersin |
Yenişehir | * Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü: Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü/Eski-Yeni Hali - Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü/Personel - Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü/Görev dağılımı - Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü/Brifing - Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü/Vatandaş rehberi - Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü/SSS -Yenişehir İlçe Nüfus Müdürlüğü - Nüfus/Yenişehir mahalleleri - Nüfus/Yenişehir seçmeni |
Müdürlük | İl Nüfus Müdürlüğü :Nüfus Müdürlüğü/Personel - Nüfus Müdürlüğü/Görev dağılımı -
|
Denetim: | *Mülkiye Müfettişleri için İlçe Nüfus Müdürlüğü Teftiş Rehberi
|
Hakkımızda | Tarihçe - Projeler - Etkinlikler - Nvi ile İlgili Haberler - Milletlerarası Ahvali Şahsiye Komisyonu-Duyurular-Sorgulamalar |
Nüfus mevzuatı - SSS/Nüfus - Portal:Nüfus Müdürlüğü -Portal:Nüfus *Diğer: Şablon:Nüfus AKSS - Şablon:Nüfus Brifing - Şablon:Nüfus Faaliyet Raporu -Şablon:Nüfus Müdürlüğü Personeli - Şablon:Nüfus QMatik |
Nüfus mevzuatı/Konularına göre | |
---|---|
x | |
Mavi kart | Mavi Kartlılar Kütüğü ve Beyan Edilen Nüfus Olaylarının Tutulması Hakkında Yönerge |
Vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler | 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 35. md (c) bendi |
Adres | Sahte adres beyanı |
x |