لَقَدْ كُنتَ فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ
Lekad kunte fî gafletin min hâzâ fe keşefnâ anke gıtâeke fe besarukel yevme hadîdun.
1. | lekad | : andolsun |
2. | kunte | : sen idin, oldun |
3. | fî gafletin | : gaflet içinde |
4. | min hâzâ | : bundan |
5. | fe | : böylece, işte |
6. | keşef-nâ | : kaldırdık (keşfini açtık) |
7. | an-ke | : senden |
8. | gıtâe-ke | : senin perden |
9. | fe besaru-ke | : artık senin görüşün |
10. | el yevme | : bugün |
11. | hadîdun | : keskindir |
Diyanet İşleri | : | (Ona) “Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir” (denir.) |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Andolsun ki gafletteydin bundan, derken perdeyi kaldırdık gözünden, artık gözün keskin bugün. |
Adem Uğur | : | Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir). |
Ahmed Hulusi | : | "Andolsun bundan gaflet içinde (kozanda yaşıyor) idin. . . Senden perdeni kaldırdık! Bugün artık görme kuvven pek keskindir!" (denilir). |
Ahmet Tekin | : | 'Böyle bir günü tasavvur edemiyordun, gaflet içindeydin. İşte biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün, aklın, dünyada inkâr ettiklerini görecek, kavrayacak kadar keskindir.' |
Ahmet Varol | : | 'Andolsun sen bundan habersizdin. Şimdi (gözündeki) perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün pek keskindir.' |
Ali Bulaç | : | "Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün keskindir." |
Ali Fikri Yavuz | : | (Allah ona buyurur ki, ey insanoğlu! Dünyada iken) bugünden gaflette idin. Şimdi senden (gaflet) perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir, (gerçeği görüyorsun). |
Bekir Sadak | : | Ona: «And olsun ki, sen, bundan gafildin; iste senden gaflet perdesini kaldirdik, bugun artik gorusun keskindir» denir. |
Celal Yıldırım | : | And olsun ki, sen bundan (bu günden) habersizdin. Artık senden perdeyi kaldırıverdik; o nedenle bugün gözün oldukça keskindir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Ona: 'And olsun ki, sen, bundan gafildin; işte senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir' denir. |
Diyanet Vakfi | : | Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir). |
Edip Yüksel | : | Sen tümüyle bundan gafildin. Şimdi biz örtünü kaldırdık; bugün gözün çelik gibi keskindir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin. Şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir, |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Andolsun ki, sen bundan bir gaflet içindeydin, şimdi senden perdeni açtık. Artık bugün gözün keskindir. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | (Allah ona) «Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir.» der. |
Fizilal-il Kuran | : | Ona: «Andolsun ki, sen, bundan gafilsin; işte senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir» denir. |
Gültekin Onan | : | "Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin. İşte biz de senin üzerindeki örtüyü açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün keskindir." |
Hasan Basri Çantay | : | Andolsun ki sen (dünyâda) bundan gafletde idin. İşte senden perdeni kaldırıb açdık. Bugün gözün (ne kadar) keskindir! |
Hayrat Neşriyat | : | (Ona şöyle denilir:) 'And olsun ki, (sen) bundan gaflette idin; şimdi senden perdeni(kaldırıp) açtık; bu gün artık gözün keskindir!' |
İbni Kesir | : | Andolsun ki; sen, bundan gaflette idin. İşte senin perdeni kaldırdık. Bugün artık görüşün keskindir. |
Muhammed Esed | : | (ve ona,) "Sen," (denilecek,) "bu (Hesap Günü)nü umursamıyordun, ama şimdi Biz senin (gözündeki) perdeni kaldırdık, bakışın bugün artık daha keskindir!" |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Muhakkak ki, sen bundan bir gaflet içinde idin, imdi senden perdeni kaldırıp açtık, artık bugün senin gözün keskindir, nâfizdir. |
Ömer Öngüt | : | Ona: "Andolsun ki sen bundan gâfildin, işte şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık gözün keskindir. " denir. |
Şaban Piriş | : | -Sen, bundan gafil idin. Gözünden perdeyi kaldırdık. Artık bugün görüşün keskindir. |
Suat Yıldırım | : | Allah ona buyurur: "Sen bundan gaflet içindeydin. İşte gözünün önünden perdeyi kaldırdık, şimdi artık gözün pek keskindir!" |
Süleyman Ateş | : | (Allâh ona): "Andolsun, sen bundan gaflet içinde idin. Biz sen(in gözün)den perdeni açtık; bugün artık gözün keskindir" (dedi). |
Tefhim-ul Kuran | : | «Andolsun, sen bundan bir gaflet içindeydin; işte biz de senin üzerindeki örtüyü açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün oldukça keskindir.» |
Ümit Şimşek | : | Doğrusu sen bunu umursamıyordun. Ama üzerinden perdeyi kaldırdık; bugün gözün pek keskindir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin. |