إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ
İnnel muttekîne fî cennâtin ve uyûnin.
1. | inne | : muhakkak |
2. | el muttekîne | : müttekiler, takva sahipleri |
3. | fî cennâtin | : cennetlerde |
4. | ve uyûnin | : ve pınarlar |
İmam İskender Ali Mihr | : | Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve pınarlardadır. |
Diyanet İşleri | : | (15-16) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, pınar başlarında. |
Adem Uğur | : | Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. |
Ahmed Hulusi | : | Muhakkak ki korunanlar cennetlerde ve kaynaklardadırlar. |
Ahmet Tekin | : | Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla özgürce şahsiyetlerini geliştiren, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler Cennetlerde, akarsu kıyılarında, pınar başlarındadır. |
Ahmet Varol | : | Şüphesiz takva sahipleri cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. |
Ali Bulaç | : | Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; |
Ali Fikri Yavuz | : | Gerçekten takvâ sahibleri, cennetlerde pınar başlarındadır. |
Bekir Sadak | : | (15-16) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, Rablerinin kendilerine verdigini almis olarak bahcelerde ve pinar baslarindadirlar. Cunku onlar, bundan once iyi davrananlardi. |
Celal Yıldırım | : | Şüphesiz ki muttakîler (=Allah'tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınan mü'minler) Cennetlerde ve pınarlar başındadırlar. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (15-16) Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı. |
Diyanet Vakfi | : | (15-16) Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. |
Edip Yüksel | : | Erdemliler cennetlerdedir, pınar başlarındadır. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Şübhesiz ki müttekiler Cennetlerde pınar başlarındadır |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar, |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | (15-16) Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı. |
Fizilal-il Kuran | : | Doğrusu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, cennetlerde, pınar başlarındadırlar. |
Gültekin Onan | : | Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; |
Hasan Basri Çantay | : | (15-16) Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği (sevabı) ahz (-ü kabul) etmiş (ve bundan raazî olmuş) olarak, cennetlerde, pınarlar (ın başların) dadırlar. Çünkü onlar bundan evvel iyi amel (ve hareket) edenlerdi. |
Hayrat Neşriyat | : | (15-16) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Rablerinin kendilerine verdiğini almış kimseler olarak, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. Çünki onlar, bundan önce iyilik eden kimselerdi. |
İbni Kesir | : | Muhakkak ki muttakiler; cennetlerde ve çeşmelerdedirler. |
Muhammed Esed | : | (Ama,) Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulacaklar, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Şüphe yok ki, muttakî olanlar cennetlerde ve pınarlarda. |
Ömer Öngüt | : | Muttakiler cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. |
Şaban Piriş | : | Korunanlar, cennetlerde ve pınarlardadır. |
Suat Yıldırım | : | Ama müttakiler bahçelerde, pınar başlarındadırlar. |
Süleyman Ateş | : | Korunanlar, cennetlerde, çeşme başlarındadırlar; |
Tefhim-ul Kuran | : | Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; |
Ümit Şimşek | : | Takvâ sahipleri ise Cennet bahçelerinde, pınar başlarındadır. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır; |
Zariyat Suresi -Dosya:51-Zariyat.pdf. Zariyat Suresi/1-23. Zariyat Suresi/24-46. Zariyat Suresi/47-60. Zariyat Suresi/Albanian. Zariyat Suresi/Azerice | |
---|---|
51/1 - 51/2 - 51/3 - 51/4 - 51/5 - 51/6 - 51/7 - 51/8 - 51/9 - 51/10 - 51/11 - 51/12 - 51/13 - 51/14 - 51/15 - 51/16 - 51/17 - 51/18 - 51/19 - 51/20 - 51/21 - 51/22 - 51/23 - 51/24 - 51/25 - 51/26 - 51/27 - 51/28 - 51/29 - 51/30 - 51/31 - 51/32 - 51/33 - 51/34 - 51/35 - 51/36 - 51/37 - 51/38 - 51/39 - 51/40 - 51/41 - 51/42 - 51/43 - 51/44 - 51/45 - 51/46 - 51/47 - 51/48 - 51/49 - 51/50 - 51/51 - 51/52 - 51/53 - 51/54 - 51/55 - 51/56 - 51/57 - 51/58 - 51/59 - 51/60 | |
HDKD/Zariyat. KHMK/Zariyat Ayet Ayet KK -Ayet Ayet Kur'an-ı Kerim Sureleri |