فَأَوْجَسَ مِنْهُمْ خِيفَةً قَالُوا لَا تَخَفْ وَبَشَّرُوهُ بِغُلَامٍ عَلِيمٍ
Fe evcese minhum hîfeh(hîfeten), kâlû lâ tehaf, ve beşşerûhu bi gulâmin alîm(alîmin).
1. | fe | : fakat |
2. | evcese | : hissetti |
3. | min-hum | : onlardan |
4. | hîfeten | : korku |
5. | kâlû | : dediler |
6. | lâ tehaf | : korkma |
7. | ve beşşerû-hu | : ve onu müjdelediler |
8. | bi gulâmin | : erkek çocuk ile |
9. | alîmin | : alîm, bilgi sahibi, bilgin |
Diyanet İşleri | : | (Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim’in içine bir korku düştü. Onlar, “korkma” dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Derken onlardan, içine bir korkudur düşmüştü de korkma demişlerdi, ve ona, bilgi sâhibi bir oğlu olacağını müjdelemişlerdi. |
Adem Uğur | : | Derken onlardan korkmaya başladı. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. |
Ahmed Hulusi | : | (Yemediklerini görünce İbrahim'in içine) onlardan bir korku düştü! "Korkma" dediler ve Onu Aliym bir erkek çocuk ile müjdelediler. |
Ahmet Tekin | : | Derken, İbrâhim, onlardan dolayı içinde korkulacak bir hal olduğunu hissetti. Onlar: 'Korkma!' dediler. İbrâhim’e bilge bir oğul müjdelediler. |
Ahmet Varol | : | Bunun üzerine onlardan dolayı içine bir korku düştü. 'Korkma' dediler ve onu bilgin bir oğlanla müjdelediler. |
Ali Bulaç | : | (Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler. |
Ali Fikri Yavuz | : | O vakit onlardan (İbrahim’in) içine bir korku düştü. Onlar: “korkma!” dediler ve onu çok bilgin bir oğul ile müjdelediler. |
Bekir Sadak | : | (Yemediklerini gorunce) onlardan endiseye dustu; «Korkma» dediler ve ona bilgin bir ogul sahibi olacagini mujdelediler. |
Celal Yıldırım | : | (Yemediklerini görünce) onlardan içinde bir korku ve endişe doğdu. Onlar, ona ; «korkma» dediler ve onu bilgili (olacak) bir oğul ile müjdelediler |
Diyanet İşleri (eski) | : | (Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul sahibi olacağını müjdelediler. |
Diyanet Vakfi | : | Derken onlardan korkmaya başladı. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. |
Edip Yüksel | : | Onlardan bir korku duydu. Bunun üzerine onlar, 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul müjdelediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | O vakıt onlardan içine bir korku düştü. Korkma dediler ve kendisine alîm bir oğlan tebşir ettiler. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Onlardan ötürü içine bir korku düştü. «Korkma!» dediler ve kendisine bilgili bir oğlan müjdelediler. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Yemediklerini görünce onlardan içine bir korku düştü. Onlar İbrahim'e: «Korkma!» dediler ve onu çok bilgili bir oğul ile müjdelediler. |
Fizilal-il Kuran | : | Yemediklerini görünce içine bir korku düştü. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. |
Gültekin Onan | : | (Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler. |
Hasan Basri Çantay | : | Derken içine onlardan gizli bir korku çökdü. «Korkma» dediler ve onu çok bilgin bir oğulla müjdelediler. |
Hayrat Neşriyat | : | (Yemediklerini görünce,) onlardan dolayı içine bir korku düştü. (Onlar:) 'Korkma!' dediler. Ve onu çok âlim bir oğul (olacak İshâk) ile müjdelediler! |
İbni Kesir | : | Derken onlardan endişeye düşmüştü. Korkma; demişler ve onu bilgin bir oğulla müjdelemişlerdi. |
Muhammed Esed | : | (İbrahim, misafirlerin yemediklerini görünce,) onlardan endişeye kapıldı; (ama) onlar: "Korkma!" dediler ve derin bilgi ile donatılan bir erkek çocuk (sahibi olacağı) müjdesini verdiler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (28-29) O vakit onlardan kalbinde bir korku gizlendi. Dediler ki: «Korkma!» ve O'nu bir bilgin oğul ile müjdelediler. Bunun üzerine zevcesi bir sayha içinde yüzünü döndü de elini yüzüne çarpıverdi ve dedi ki: «Kısır bir koca kadın!» |
Ömer Öngüt | : | Onlardan ötürü içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. |
Şaban Piriş | : | Onlardan dolayı içine bir korku düştü. -Korkma, dediler. Ona bilgin bir erkek çocuğu müjdelediler. |
Suat Yıldırım | : | O sırada onlardan yana içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona büyüdüğünde âlim olacak bir çocuklarının dünyaya geleceğini müjdelediler. |
Süleyman Ateş | : | (Yemediklerini görünce) Onlardan içine bir korku düşürdü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. |
Tefhim-ul Kuran | : | (Onlar yemeyince) Bunun üzerine onlardan içine bir tür korku düştü. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler. |
Ümit Şimşek | : | Sonra içine bir korku düştü. 'Korkma' dediler ve onu bilge bir oğulla müjdelediler. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler. |