وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr(mustekırrun).
1. | ve kezzebû | : ve yalanladılar |
2. | ve ittebeû | : ve tâbî oldular |
3. | ehvâe-hum | : kendi nefslerine (hevalarına) |
4. | ve kullu emrin | : ve bütün işler |
5. | mustekırrun | : kararlaştırılmış, belirlenmiş |
Diyanet İşleri | : | Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve yalanlarlar ve dileklerine uyarlar ve her iş, kararlaştırılmıştır. |
Adem Uğur | : | Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. |
Ahmed Hulusi | : | Yalanladılar ve hevâlarına (nefslerine hoş gelen şeylere, sonu boş arzularına) tâbi oldular! (Oysa) her hükmün gereği açığa çıkacaktır! |
Ahmet Tekin | : | Ortaya konulan ilâhî plan mutlaka gerçekleşip hedefine vardığı halde, onlar peygamberleri yalanladılar, şahsî arzu ve ihtiraslarına uydular. |
Ahmet Varol | : | Yalanladı ve kendi arzularına uydular. Oysa her iş yerini bulacaktır. |
Ali Bulaç | : | Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.' |
Ali Fikri Yavuz | : | (Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah’ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var. |
Bekir Sadak | : | Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her isin karar kilacagi bir sonucu vardir. |
Celal Yıldırım | : | (Hakk'ı) yalanladılar da kendi heveslerine uydular. Oysa her işin kararlaştırılmış bir vakti vardır. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır. |
Diyanet Vakfi | : | Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. |
Edip Yüksel | : | Yalanladılar; arzularına ve tümüyle statükoya uydular. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Yalan dediler, arzularına uydular. Halbuki, her iş (Allah takdirinde) yerini almıştır. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır. |
Fizilal-il Kuran | : | Yalanladılar, keyfi arzularına uydular; ama herşey yerinde duruyor. |
Gültekin Onan | : | Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular; oysa her buyruk 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır'. |
Hasan Basri Çantay | : | (Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır. |
Hayrat Neşriyat | : | (Peygamberi) yalanladılar ve (nefislerinin) arzularına uydular; hâlbuki (mukadder olan) her iş, yerini bulucudur (vakti geldiğinde olur). |
İbni Kesir | : | Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır. |
Muhammed Esed | : | çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır. |
Ömer Öngüt | : | Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her iş kararlaşmıştır. |
Şaban Piriş | : | Yalanlayıp, heveslerine uydular. Oysa her iş kararlaştırılmıştır. |
Suat Yıldırım | : | Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır. |
Süleyman Ateş | : | Yalanladılar, nefislerinin heveslerine uydular. Halbuki her iş, yerini bulacaktır (Allâh'ın kararına kimse engel olamaz). |
Tefhim-ul Kuran | : | Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır. |
Ümit Şimşek | : | Onlar kendi heveslerine uyup Peygamberi yalanladılar. Oysa her iş için belirlenmiş bir hedef vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır. |