Yenişehir Wiki
Register
Advertisement


وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ

Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr(mustekırrun).


1. ve kezzebû : ve yalanladılar
2. ve ittebeû : ve tâbî oldular
3. ehvâe-hum : kendi nefslerine (hevalarına)
4. ve kullu emrin : ve bütün işler
5. mustekırrun : kararlaştırılmış, belirlenmiş


Diyanet İşleri : Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve yalanlarlar ve dileklerine uyarlar ve her iş, kararlaştırılmıştır.
Adem Uğur : Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
Ahmed Hulusi : Yalanladılar ve hevâlarına (nefslerine hoş gelen şeylere, sonu boş arzularına) tâbi oldular! (Oysa) her hükmün gereği açığa çıkacaktır!
Ahmet Tekin : Ortaya konulan ilâhî plan mutlaka gerçekleşip hedefine vardığı halde, onlar peygamberleri yalanladılar, şahsî arzu ve ihtiraslarına uydular.
Ahmet Varol : Yalanladı ve kendi arzularına uydular. Oysa her iş yerini bulacaktır.
Ali Bulaç : Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.'
Ali Fikri Yavuz : (Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah’ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var.
Bekir Sadak : Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her isin karar kilacagi bir sonucu vardir.
Celal Yıldırım : (Hakk'ı) yalanladılar da kendi heveslerine uydular. Oysa her işin kararlaştırılmış bir vakti vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır.
Diyanet Vakfi : Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
Edip Yüksel : Yalanladılar; arzularına ve tümüyle statükoya uydular.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yalan dediler, arzularına uydular. Halbuki, her iş (Allah takdirinde) yerini almıştır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır.
Fizilal-il Kuran : Yalanladılar, keyfi arzularına uydular; ama herşey yerinde duruyor.
Gültekin Onan : Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular; oysa her buyruk 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır'.
Hasan Basri Çantay : (Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır.
Hayrat Neşriyat : (Peygamberi) yalanladılar ve (nefislerinin) arzularına uydular; hâlbuki (mukadder olan) her iş, yerini bulucudur (vakti geldiğinde olur).
İbni Kesir : Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır.
Muhammed Esed : çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır.
Ömer Öngüt : Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her iş kararlaşmıştır.
Şaban Piriş : Yalanlayıp, heveslerine uydular. Oysa her iş kararlaştırılmıştır.
Suat Yıldırım : Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır.
Süleyman Ateş : Yalanladılar, nefislerinin heveslerine uydular. Halbuki her iş, yerini bulacaktır (Allâh'ın kararına kimse engel olamaz).
Tefhim-ul Kuran : Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.
Ümit Şimşek : Onlar kendi heveslerine uyup Peygamberi yalanladılar. Oysa her iş için belirlenmiş bir hedef vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır.
Advertisement