14. satır: | 14. satır: | ||
== Kelime anlamlı meal == |
== Kelime anlamlı meal == |
||
− | + | * e : mi |
|
− | + | * lem ye'ti-kum : size gelmedi |
|
− | + | * nebeû : haber |
|
− | + | * ellezîne : o kimseler, onlar |
|
− | + | * keferû : inkâr ettiler |
|
− | + | * min kablu : önceden, daha önce |
|
− | + | * fe zâkû : o zaman tattılar |
|
− | + | * vebâle : vebal, kötü netice |
|
− | + | * emri-him : onların işleri, işleri |
|
− | + | * ve lehum : ve onlar için vardır |
|
− | + | * azâbun : azap |
|
− | + | * elîmun : elîm, acı |
|
[[Kategori:Kuran-ı Kerim]] |
[[Kategori:Kuran-ı Kerim]] |
||
11.29, 15 Temmuz 2010 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
64/4 | Teğabun Suresi Kuran-ı Kerim |
64/6 |
Arapça harfli ayet metni[]
5. أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِن قَبْلُ فَذَاقُوا وَبَالَ أَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Latin harflerine transcriptli metin[]
5. Elem ye'tikum nebeulleziyne keferu min kablu fezaku vebale emrihim ve lehum 'azabun eliymun.
Kelime anlamlı meal[]
- e : mi
- lem ye'ti-kum : size gelmedi
- nebeû : haber
- ellezîne : o kimseler, onlar
- keferû : inkâr ettiler
- min kablu : önceden, daha önce
- fe zâkû : o zaman tattılar
- vebâle : vebal, kötü netice
- emri-him : onların işleri, işleri
- ve lehum : ve onlar için vardır
- azâbun : azap
- elîmun : elîm, acı
Abdülbaki Gölpınarlı[]
5- Daha önce kâfir olanların haberi gelmedi mi size? Yaptıkları işin vebâlini tattılar ve onlara elemli bir azap var.
Ali Bulaç Meali[]
Ahmet Varol Meali[]
Diyanet İşleri Meali(Eski)[]
Diyanet İşleri Meali(Yeni)[]
5. Daha önce inkar edip de inkarlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır.
Diyanet Vakfı Meali[]
Edip Yüksel Meali[]
Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş metin)[]
5. Bundan önce küfredenlerin haberi gelmedi mi size? Ki, yaptıklarının vebalini tattılar, ayrıca onlara acı bir azap da var.
Elmalılı Meali (Orjinal)[]
Ömer Nasuhi Bilmen[]
Muhammed Esed[]
5 GEÇMİŞTE hakikati kabule yanaşmayanların kıssasından haberin yok mu? [Onlar hakikati inkar ettiler] ve böylece yaptıklarının sonucuna katlanmak zorunda kaldılar,4 [öteki dünyada da] onları bekleyen şiddetli bir azap [vardır]: 4 Bu, tarihin gösterdiği gibi, temel ahlakî hakikatleri ve dolayısıyla bütün maneviyat ve ahlak ölçülerini reddetmiş olan her toplumun veya milletin kaçınılmaz bir şekilde uğrayacağı felaketlere ve belalara bir işarettir.
Suat Yıldırım[]
5. Daha önceki inkârcıların başlarına gelen olaylardan haberiniz olmadı mı? Onlar yaptıkları işlerin cezasını dünyada çektiler, âhirette de onlara gayet acı bir azap vardır.
Süleyman Ateş Meali[]
Şaban Piriş Meali[]
Ümit Şimşek Meali[]
Yaşar Nuri Öztürk[]
5. Sizden önce küfre sapanların haberleri gelmedi mi size? Onlar, yapıp ettiklerinin vebalini tattılar. Ve onlar için korkunç bir azap vardır.
Yusuf Ali (English)[]
M. Pickthall (English)[]
Elmalı tefsiri (sadeleştirilmiş)[]
Elmalı tefsiri(orijinali)[]
Mevdudi tefhim-ül Kur'an tefsiri[]
Muhammed Esed Tefsiri[]
5 GEÇMİŞTE hakikati kabule yanaşmayanların kıssasından haberin yok mu? [Onlar hakikati inkar ettiler] ve böylece yaptıklarının sonucuna katlanmak zorunda kaldılar,4 [öteki dünyada da] onları bekleyen şiddetli bir azap [vardır]: 4 Bu, tarihin gösterdiği gibi, temel ahlakî hakikatleri ve dolayısıyla bütün maneviyat ve ahlak ölçülerini reddetmiş olan her toplumun veya milletin kaçınılmaz bir şekilde uğrayacağı felaketlere ve belalara bir işarettir.