Yenişehir Wiki
Advertisement
64/5 Teğabun Suresi
Kuran-ı Kerim
64/7


Arapça harfli ayet metni[]

6. ذَلِكَ بِأَنَّهُ كَانَت تَّأْتِيهِمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُوا أَبَشَرٌ يَهْدُونَنَا فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوا وَّاسْتَغْنَى اللَّهُ وَاللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٌ

Latin harflerine transcriptli metin[]

6. Zalike biennehu kanet te'tiyhim rusuluhum bilbeyyinati fekalu ebeşerun yehdunena fekeferu ve tevellev vestağnallahu vallahu ğanıyyun hamiydun.

Kelime anlamlı meal[]

  • . zâlike : işte bu
  • . bi : sebebiyle
  • . enne-hu : onların ..... olmaları
  • . kânet : oldu
  • . te'tî-him : onlara getirdi
  • . rusulu-hum : onların resûlleri
  • . bi el beyyinâti : açık delilleri
  • . fe kâlû : o zaman dediler
  • . e beşerun : bir beşer mi
  • . yehdûne-nâ : bizi hidayete erdirecek
  • . fe keferû : böylece inkâr ettiler
  • . ve tevellev : ve yüz çevirdiler
  • . vestagnâ : ve müstağni olduğunu gösterdi
  • . allâhu : Allah
  • . ve allâhu : ve Allah
  • . ganiyyun : ganidir, zengindir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur
  • . hamîdun : kendisine çok hamdedilen

Abdülbaki Gölpınarlı[]

6- Bu da, peygamberlerinin, apaçık delillerle onlara geldikleri halde onların, bir insan mı bize doğru yolu gösterecek deyip de kâfir olmalarından ve yüz çevirmelerindendir ve Allah da onlardan müstağnî olduğunu göstermiştir ve Allah, müstağnîdir ve hamde lâyık, odur.

Ali Bulaç Meali[]

Ahmet Varol Meali[]

Diyanet İşleri Meali(Eski)[]

Diyanet İşleri Meali(Yeni)[]

6. Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, "(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?" deyip de inkar etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layıktır.

Diyanet Vakfı Meali[]

Edip Yüksel Meali[]

Elmalılı Hamdi Yazır (sadeleştirilmiş metin)[]

6. Çünkü onlara peygamberleri apaçık mucizelerle geliyorlardı da onlar: "Bizi bir insan mı yola getirecek?" deyip küfretmişler ve aksine gitmişlerdi. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Öyle ya; Allah zengindir, her türlü övgüye layıktır.

Elmalılı Meali (Orjinal)[]

Ömer Nasuhi Bilmen[]

Muhammed Esed[]

6 böyledir, çünkü onlara elçileri hakikatin bütün kanıtları ile defalarca geldiler, 5 Yani, özellikle kendileriyle ilgili ilahî mesajların emanet edildiği kendi içlerinden çıkmış elçiler. “Defalarca” deyimi, tekrarı ve sürekliliği anlatan kânet te’tîhim ifadesinden çıkarılmıştır. ancak onlar [her defasında]: “Yalnızca ölümlü insanlar mı bizim rehberimiz olacak?” 6 Lafzen, “bize rehberlik edecek”. Bu olumsuz cevap, kendileri bütün manevî/ahlakî ölçülerden uzaklaşmış olmalarından dolayı, içgüdüsel olarak bütün beşerî olgulara karşı derin bir güvensizlik duyan ve bu nedenle, ilahî mesajın kendileri için “tabiatüstü” hiçbir anlam taşımayan sade bir beşer aracılığıyla tezahür edeceği düşüncesini kabul edemeyen insanların ayırıcı özelliğidir. şeklinde cevap verdiler. Böylece hakikati inkar ettiler ve ondan uzaklaştılar. Ama Allah [onlara] muhtaç değildi: çünkü Allah Kendine yeterlidir, övgüye layık olandır.

Suat Yıldırım[]

6. Böyle oldu... Çünkü peygamberleri onlara açık açık delillerle geldiler. Fakat bunlar: "Bizim gibi bir beşer mi bize yol gösterecekmiş!" dediler. Onların nübüvvetlerini inkâr edip, sırt çevirdiler, Allah da müstağnî olduğunu açıkladı. Gerçekten Allah ganîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere lâyık olan O'dur).

Süleyman Ateş Meali[]

Şaban Piriş Meali[]

Ümit Şimşek Meali[]

Yaşar Nuri Öztürk[]

6. Bu böyledir. Çünkü resulleri onlara apaçık deliller getirip dururken onlar: "Bir insan mı bize kılavuzluk edecek?!" deyip küfre saptılar ve yüz çevirdiler. Ve Allah hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah, sınırsız zenginliğin, sonsuz övgülerin sahibidir.

Yusuf Ali (English)[]

M. Pickthall (English)[]

Elmalı tefsiri (sadeleştirilmiş)[]

Elmalı tefsiri(orijinali)[]

Mevdudi tefhim-ül Kur'an tefsiri[]

Muhammed Esed Tefsiri[]

6 böyledir, çünkü onlara elçileri hakikatin bütün kanıtları ile defalarca geldiler, 5 Yani, özellikle kendileriyle ilgili ilahî mesajların emanet edildiği kendi içlerinden çıkmış elçiler. “Defalarca” deyimi, tekrarı ve sürekliliği anlatan kânet te’tîhim ifadesinden çıkarılmıştır. ancak onlar [her defasında]: “Yalnızca ölümlü insanlar mı bizim rehberimiz olacak?” 6 Lafzen, “bize rehberlik edecek”. Bu olumsuz cevap, kendileri bütün manevî/ahlakî ölçülerden uzaklaşmış olmalarından dolayı, içgüdüsel olarak bütün beşerî olgulara karşı derin bir güvensizlik duyan ve bu nedenle, ilahî mesajın kendileri için “tabiatüstü” hiçbir anlam taşımayan sade bir beşer aracılığıyla tezahür edeceği düşüncesini kabul edemeyen insanların ayırıcı özelliğidir. şeklinde cevap verdiler. Böylece hakikati inkar ettiler ve ondan uzaklaştılar. Ama Allah [onlara] muhtaç değildi: çünkü Allah Kendine yeterlidir, övgüye layık olandır.

Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri[]

Advertisement