وَلَا يَسْتَثْنُونَ
Ve lâ yestesnûn(yestesnûne).
1. | ve | : ve |
2. | lâ yestesnûne | : istisna yapmıyorlar |
Muhammed Hamdi Yazır | : | Bir istisna da yapmıyorlardı |
Diyanet İşleri | : | (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. (“İnşaallah” demiyorlardı.) |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve Tanrı dilerse de dememişlerdi. |
Adem Uğur | : | Onlar istisna da etmiyorlardı. |
Ahmed Hulusi | : | (İnşâAllâh diye) istisna yapmıyorlardı! |
Ahmet Tekin | : | Yeminlerini 'Allah izin verirse...' ile kayıtlamıyorlar, muhtaçları bile istisna etmiyorlardı. |
Ahmet Varol | : | Hiç istisna da etmiyorlardı. [3] |
Ali Bulaç | : | (Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı. |
Ali Fikri Yavuz | : | İstisna da yapmıyorlaradı, (İnşaallah demiyorlardı). |
Bekir Sadak | : | (17-18) Biz bunlari, vaktiyle bahce sahiplerini denedigimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahceyi devsireceklerine bir istisna payi birakmaksizin yemin etmislerdi. |
Celal Yıldırım | : | (17-18) Şüphesiz ki biz, onları ürünlerini sabahladıklarında devşireceklerine yemin eden ve hiçbir istisna yapmayan bahçe sahiplerini belâya uğratıp denediğimiz gibi belâya uğratıp denedik. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (17-18) Biz bunları, vaktiyle bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahçeyi devşireceklerine bir istisna payı bırakmaksızın yemin etmişlerdi. |
Diyanet Vakfi | : | (17-18) Biz, vaktiyle «bahçe sahipleri»ne belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi. Onlar istisna da etmiyorlardı. |
Edip Yüksel | : | Bundan hiç bir kuşkuları yoktu. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Bir istisna da yapmıyorlardı |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | (Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | İstisna da etmiyorlardı («inşaallah» demiyorlardı). |
Fizilal-il Kuran | : | Onlar istisna da etmiyorlardı. |
Gültekin Onan | : | (Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı. |
Hasan Basri Çantay | : | (Bu babda) istisna da yapmıyorlardı. |
Hayrat Neşriyat | : | (İnşâallah diyerek) istisnâ da yapmıyorlardı. |
İbni Kesir | : | Bir istisna da yapmıyorlardı. |
Muhammed Esed | : | ve onlar (Allah'ın iradesi ile ilgili) hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı: |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (18-19) Bir istisnada da bulunmuyorlardı. Derken onlar uykuda iken o bostanın üzerine Rabbin tarafından bir azap (beliyye) dolaşıverdi. |
Ömer Öngüt | : | Bir istisna da yapmıyorlardı. |
Şaban Piriş | : | Hiçbir istisna da yapmıyorlardı. |
Suat Yıldırım | : | (17-18) Biz tıpkı o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, bunları da sınadık. Onlar sabah erken mahsulü devşireceklerini yeminle pekiştirip kesin söylemiş, (inşaallah dememiş), Allah’ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi. |
Süleyman Ateş | : | İstisnâ da etmiyorlar (Allâh dilerse biçeriz demiyorlar)dı. |
Tefhim-ul Kuran | : | (Bu konuda) Hiçbir istisna da yapmıyorlardı. |
Ümit Şimşek | : | Bir istisna da yapmamışlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Hiçbir istisna tanımıyorlardı. |
Community content is available under CC-BY-SA unless otherwise noted.