Yenişehir Wiki
Advertisement


قُلْ إِنِّي لَا أَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا


Kul innî lâ emliku lekum darren ve lâ reşedâ(reşeden).



1. kul : de
2. in-nî : muhakkak ki ben
3. lâ emliku : ben malik (sahip) değilim
4. lekum : size
5. darren : zarar verme
6. ve lâ : ve değil
7. raşeden : irşad olma, irşad etme



Muhammed Hamdi Yazır : De ki haberiniz olsun ben size kendiliğimden ne bir zarar, ne de bir irşad yapamam
Diyanet İşleri : De ki: “Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Benim, size bir zarar vermeye de gücüm yetmez, sizi doğru yola götürmeye de.
Adem Uğur : De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.
Ahmed Hulusi : De ki: "Kesinlikle, size ne bir zarar verebilirim ve ne de hakikati yaşama olgunluğu oluşturabilirim; (bunlar Allâh'ın sizde açığa çıkaracağı şeylerdir!)"
Ahmet Tekin : 'Ben size zarar verme yetkisine sahip değilim, size huzurlu ve aydınlık bir hayat sağlamak, hidayete erdirmek de benim yetkim dahilinde değil..
Ahmet Varol : De ki: 'Ben size ne bir zarar, ne de bir yarar dokundurma gücüne sahibim.'
Ali Bulaç : De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim."
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Ben, size, kendiliğimden ne bir zarar, ne de bir fayda yapma kudretine sahib değilim.”
Bekir Sadak : De ki: «Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir degilim.»
Celal Yıldırım : De ki: Ben size ne bir zarara, ne de doğru yolu gösterip yarar sağlamaya mâlik değilim.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir değilim.'
Diyanet Vakfi : De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.
Edip Yüksel : De ki, 'Ben size ne bir zarar ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim.'
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki haberiniz olsun ben size kendiliğimden ne bir zarar, ne de bir irşad yapamam
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir irşad yapabilirim.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki, «Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim.»
Fizilal-il Kuran : De ki: «Ben size ne zarar verebilirim ve ne de fayda sağlayabilirim.»
Gültekin Onan : De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim.
Hasan Basri Çantay : De ki: «Hakıykat ben sizin için ne bir zarar (yapmak), ne de bir hayır (getirmek kudretine) mâlik değilim».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Şübhesiz ki ben (kendi başıma), sizin için ne bir zarara, ne de bir faydaya sâhib olabilirim.'
İbni Kesir : De ki: Ben; size zarar vermeye de, iyilik yapmaya da muktedir değilim.
Muhammed Esed : De ki: "Size zarar vermek yahut doğruyu eğriden ayırd etme bilinciyle sizi donatmak benim elimde değildir".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Doğrusu ben sizin için ne bir zarara ve ne de bir faideye malik değilim.»
Ömer Öngüt : De ki: "Şüphesiz ki ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kâdir değilim. "
Şaban Piriş : De ki: -Benim size bir zarar vermeye de iyilik etmeye de gücüm yetmez.
Suat Yıldırım : De ki: "Benim size ne zarar vermeye ve ne de en büyük fayda olan hidâyete ulaştırmaya gücüm yeter.
Süleyman Ateş : De ki: "Ben size ne zarar, ne de akıl verme gücüne sâhip değilim."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim.»
Ümit Şimşek : De ki: Size ne bir zarar vermeye benim gücüm yeter, ne de iyilik yapmaya.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Ben size zarar verme gücüne de ışık ve aydınlık verme gücüne de sahip değilim."
Advertisement