لَوَّاحَةٌ لِّلْبَشَرِ
Levvâhatun lil beşer(beşeri).
1. | levvâhatun | : etrafını (derilerini) yakıp kavurucu |
2. | li el beşeri | : insan için, insanın |
Muhammed Hamdi Yazır | : | Beşere susamış bir susuz |
Diyanet İşleri | : | Derileri kavurur. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Derileri tamâmıyla yakar kavurur. |
Adem Uğur | : | İnsanın derisini kavurur. |
Ahmed Hulusi | : | (O) beşeri yakıp karartandır! |
Ahmet Tekin | : | Cehennem, günahkâr, âsi bedenlere, insanlara ölçüsüz derecede susamıştır. |
Ahmet Varol | : | İnsan derisini yakıp kavurur. |
Ali Bulaç | : | Beşere delicesine susamıştır. |
Ali Fikri Yavuz | : | O cehennem, insanları yakıb kavurandır. |
Bekir Sadak | : | Insanin derisini kavurur; |
Celal Yıldırım | : | Deriyi iyice değiştirir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | İnsanın derisini kavurur; |
Diyanet Vakfi | : | İnsanın derisini kavurur. |
Edip Yüksel | : | Halklar için (evrensel) bir göstergedir/ekrandır. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Beşere susamış bir susuz |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | İnsana susamış bir susuzdur, |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Durmadan derileri kavurur. |
Fizilal-il Kuran | : | Bütün insanların dikkatlerini üzerinde yoğunlaştırır. |
Gültekin Onan | : | Beşere delicesine susamıştır. |
Hasan Basri Çantay | : | insana çok susamışdır. |
Hayrat Neşriyat | : | (28-29) (O,) ne (et, kemik) bırakır, ne de terk eder! (Ölmezler ki kurtulsunlar!) İnsana çok susamıştır! |
İbni Kesir | : | Deriyi kavurandır. |
Muhammed Esed | : | ölümlü insana (nihai hakikati) gösterir. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | İnsan için çok yakıcıdır. |
Ömer Öngüt | : | Durmadan deriler kavurur. |
Şaban Piriş | : | Derileri yakıp kavurur. |
Suat Yıldırım | : | Sürekli olarak derileri kavurur. |
Süleyman Ateş | : | Durmadan deriler kavurur. |
Tefhim-ul Kuran | : | Beşere delicesine susamıştır. |
Ümit Şimşek | : | O insana susamıştır. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | İnsan için tablolar/levhalar/ekranlar sunandır o. |