Yenişehir Wiki
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
3. satır: 3. satır:
 
<span style="font-size: 10pt;"><b>Sonraki Ayet : [[9/129|129]]</b></span><br>
 
<span style="font-size: 10pt;"><b>Sonraki Ayet : [[9/129|129]]</b></span><br>
 
<span style="font-size: 10pt;"><b>Ayetin Tefsiri : </b></span>
 
<span style="font-size: 10pt;"><b>Ayetin Tefsiri : </b></span>
  +
<table style="border-collapse: collapse;" width="100%" bgcolor="#e8e8e8" border="1" bordercolor="#d0d0d0" id="table1">
  +
<tr>
  +
<td>{{tevbe}}</td>
  +
</tr>
  +
</table>
 
<p dir="rtl" style="color: rgb(0, 0, 0); font-family: 'Simplified Arabic','Arabic Transparent','arabca3','MS Sans Serif'; font-size: 2em;" align="center">
 
<p dir="rtl" style="color: rgb(0, 0, 0); font-family: 'Simplified Arabic','Arabic Transparent','arabca3','MS Sans Serif'; font-size: 2em;" align="center">
 
&#1604;&#1614;&#1602;&#1614;&#1583;&#1618; &#1580;&#1614;&#1575;&#1569;&#1603;&#1615;&#1605;&#1618; &#1585;&#1614;&#1587;&#1615;&#1608;&#1604;&#1612; &#1605;&#1617;&#1616;&#1606;&#1618; &#1571;&#1614;&#1606;&#1601;&#1615;&#1587;&#1616;&#1603;&#1615;&#1605;&#1618; &#1593;&#1614;&#1586;&#1616;&#1610;&#1586;&#1612; &#1593;&#1614;&#1604;&#1614;&#1610;&#1618;&#1607;&#1616; &#1605;&#1614;&#1575; &#1593;&#1614;&#1606;&#1616;&#1578;&#1617;&#1615;&#1605;&#1618; &#1581;&#1614;&#1585;&#1616;&#1610;&#1589;&#1612;
 
&#1604;&#1614;&#1602;&#1614;&#1583;&#1618; &#1580;&#1614;&#1575;&#1569;&#1603;&#1615;&#1605;&#1618; &#1585;&#1614;&#1587;&#1615;&#1608;&#1604;&#1612; &#1605;&#1617;&#1616;&#1606;&#1618; &#1571;&#1614;&#1606;&#1601;&#1615;&#1587;&#1616;&#1603;&#1615;&#1605;&#1618; &#1593;&#1614;&#1586;&#1616;&#1610;&#1586;&#1612; &#1593;&#1614;&#1604;&#1614;&#1610;&#1618;&#1607;&#1616; &#1605;&#1614;&#1575; &#1593;&#1614;&#1606;&#1616;&#1578;&#1617;&#1615;&#1605;&#1618; &#1581;&#1614;&#1585;&#1616;&#1610;&#1589;&#1612;
259. satır: 264. satır:
 
</tr>
 
</tr>
 
</table>
 
</table>
  +
{{KK}}

08.17, 5 Ağustos 2010 tarihindeki hâli

Kuran-ı Kerim » 9 / Tevbe - 128
Sonraki Ayet : 129
Ayetin Tefsiri :

لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun).

 

1. lekad : andolsun ki
2. câe-kum : size geldi
3. resûlun : bir resûl
4. min enfusi-kum : sizin içinizden
5. azîzun : azîz olan
6. aleyhi : onun üzerinde
7. mâ anittum : sizin üzüldüğünüz şey
8. harîsun : çok düşkün
9. aleykum : size
10. bi el mu'minîne : mü'minlere
11. raûfun : şefkatli
12. rahîmun : merhametli

İmam İskender Ali Mihr

: Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin

üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer). Size çok düşkün,

mü'minlere şefkatli ve merhametlidir.
Diyanet İşleri : Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki,

sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün,

mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun, size içinizden, sizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki bir

sıkıntıya düşmeniz pek ağır gelir ona, pek düşkündür size, müminleri

esirger, rahîmdir.
Adem Uğur : Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin

sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere

karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.
Ali Bulaç : Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.
Ali Fikri Yavuz : Andolsun, size, içinizden bir Peygamber geldi ki, zahmet çekmeniz

onu incitir ve üzer. Size çok düşkündür; müminlere çok merhametlidir,

onlara hayır diler.
Bekir Sadak : Ey inananlar! And olsun ki, icinizden size, sikintiya ugramaniz

kendisine agir gelen, size duskun, inanananlara sefkatli ve merhametli

bir peygamber gelmistir.
Celal Yıldırım : And olsun ki size sizden bir Peygamber geldi. Meşakkat ve sıkıntıya

uğramanız ona ağır gelir; (doğru yolu bulup imân nimeti içinde hayra yönelmenizi) çok arzu eder, mü' minlere karşı çok şefkatli, çok

merhametlidir.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! And olsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız

kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli bir

peygamber gelmiştir.
Diyanet Vakfi : Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin

sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere

karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.
Edip Yüksel : İçinizden size öyle bir elçi gelmiş bulunuyor ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, inananlara şefkatli, merhametlidir
Elmalılı Hamdi Yazır : Şanım hakkı için size bir Resul geldi ki: kendinizden, gayet

ızzetli, zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze hırs ile titriyor,

mü'minlere raûf, rahîmdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, size kendinizden gayet izzetli bir peygamber geldi;

zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze çokça titriyor; mü'minlere karşı

çok şefkatli, çok merhametlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli

ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer,

müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.
Fizilal-il Kuran : Size kendinizden öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz

ağırına gider, size son derece düşkün, mü'minlere karşı şefkatli ve

merhametlidir.
Gültekin Onan : Andolsun, size içinizden, sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden,

size pek düşkün, inançlılara şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi

gelmiştir.
Hasan Basri Çantay : Andolsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmişdir ki sizin

sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve güc gelir. Üstünüze çok düşkündür.

Mü'minleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır o..
İbni Kesir : Andolsun ki; size kendinizden bir peygamber gelmiştir. Sıkıntıya

uğramanız kendisine ağır gelir. Sizin üzerinize düşkündür, mü'minlere

rauf ve rahim' dir.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, (ey insanlar,) size kendi içinizden bir Elçi

gelmiştir: sizin (öte dünyada) çekmek zorunda kalabileceğiniz sıkıntıdan ötürü kendini (zihnen) büyük bir yük altında hisseden; size çok düşkün

(ve) müminlere karşı şefkat ve merhametle dolu bir Elçi...
Ömer Nasuhi Bilmen : Kasem olsun, size kendi cinsinizden bir peygamber geldi ki, sizin

sıkıntıya uğramanız O'nun üzerine pek güç gelir, üzerinize çok

düşkündür. Mü'minler hakkında pek şefkatli ve pek merhametlidir.
Şaban Piriş : Andolsun ki, içinizden size, sizin sıkıntıya uğramanız kendisine

ağır gelen, size düşkün, müminlere şefkatli ve merhametli bir resul

gelmiştir.
Suat Yıldırım : Size kendi aranızdan öyle bir Peygamber geldi ki zahmete uğramanız

ona ağır gelir. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve

merhametlidir.
Süleyman Ateş : Andolsun, içinizden size öyle bir Elçi geldi ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, mü'minlere şefkatli, merhametlidir.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, size içinizden sıkıntıya düşmeniz onun gücüne giden, size

pek düşkün, mü'minlere de şefkatli ve esirgeyici olan bir peygamber

gelmiştir.
Ümit Şimşek : Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya

uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, mü'minlere çok şefkatli,

çok merhametlidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi

rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha

şefkatli, daha merhametlidir.
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET