Ashab
ASHÂB (Eshâb) (Sahib. C.) Arkadaş olanlar. Sahip olanlar, kullanma yetkisine sahip kişiler.* Halk, ahali.* Sahabeler, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (A.S.M.) görmüş ve mü'min olarak ona ve onun mesleğine bağlı kalmış olan
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashab
ASHÂB
ASHÂB (Eshâb) (Sahib. C.) Arkadaş olanlar. Sahip olanlar, kullanma yetkisine sahip kişiler.* Halk, ahali.* Sahabeler, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (A.S.M.) görmüş ve mü'min olarak ona ve onun mesleğine bağlı kalmış olan
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/ASHÂB
Ashâb
Sohbet arkadaşları,alçak gönüllü dostlar;Hz.Peygamberin dostları
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb
Ashab-ı Fil
Vikipedi'den Ashab-ı Fil ile ilgili bir şeyler var. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ 1. أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ 2. أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ 3. وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْراً أَبَابِيلَ 4. تَرْمِيهِم
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashab-ı_Fil
Ashâb-ı Kehfimiz (roman)
Ömer Seyfettin (1884, Gönen-Balıkesir - 6 Mart 1920, İstanbul) Babası Ömer Şevki Bey, binbaşılığa kadar yükselmiş alaylı bir asker; annesi Fatma Hanım ise İsfendiyaroğulları’ndan bir asker kızıdır. Mahalle Mektebi’nden sonra İstanbul’da Mekteb
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb-ı_Kehfimiz_(roman)
ASHAB-I BEDİR
1Şablon:Bedir Ashabı bakınız ➡MURADI OLAN DİLEĞİ OLAN⬅
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/ASHAB-I_BEDİR
Ashab-ı Kehf
Ashâb-ı Kehf Kur'ân-ı Mu'ciz-ül Beyan'da bahsi geçen ve devirlerinin zâlim padişahından gizlenerek ve onun şerrine âlet olmaktan çekinerek, beraberce bir mağaraya saklanıp, Rabb-ı Rahimlerine (C.C.) sığınan, dindar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashab-ı_Kehf
ASHÂB-I KİRAM
ASHÂB-I BEDİR Hz. Peygamber (A.S.M.) ile Bedir muharebesinde bulunan sahâbeler (R.A.) ASHÂB-I CENNET Cennet ehli. Cennetlik olanlar, Cennetlik oldukları ümid edilenler veya cennete gidecekleri müjdelenmiş olanlar. (Bak: Aşere-i Mübeşşere)
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/ASHÂB-I_KİRAM
Ashabu'l-meymene- Ashabu'l-meş'eme
Yukarıdaki nakillerin ışığında, bu iki deyime verilen anlamları şöyle özetleyebiliriz: Ashabu'l-meymene:
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashabu'l-meymene-_Ashabu'l-meş'eme
Ashab-ı Kehf mescidi
'den Ashab-ı Kehf mescidi ile ilgili bir şeyler var.
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashab-ı_Kehf_mescidi
Ashâb-ı şimâl
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb-ı_şimâl
Ashâb-ı Meş'eme
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb-ı_Meş'eme
Ashâb-ı meymene
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb-ı_meymene
Ashâb-ı yemîn
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb-ı_yemîn
Ashab-ıl Yemin
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashab-ıl_Yemin
Ashâb-ı Yemin
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâb-ı_Yemin
Ashabı yemîn
Ashâb-ı Yemin Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashabı_yemîn
Ashabı nâr
ASHÂB-I CEHENNEM Cehennem ehli. Cehennemlik olanlar. Ateş ehli.
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashabı_nâr
Ashâbu'l-eşhâs
Ashâbu'l-eşhâs, ashâbu'1-heyâkil gibi, aracının şart olduğuna, ruhaniyetin ve ruhanilerin bu aracılar olduğuna, bunlarla görüşmek ve konuşmak mümkün olmadığı için, ancak heykelleri vasıtasıyla bunlara yaklaşılabildiğine, hatta heykellerin bile bazen görünüp, bazan kaybolduklarına
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâbu'l-eşhâs
Ashâbu'l-Uhdûd
imanlarından vazgeçirmek için, içi ateş dolu hendekler hazırlayarak, bu hendeklerin içine atmışlardır., Böyle hendek yaptıkları için bunlar Ashâb-ı Uhdûd [262]Buruc: 85/4. ismini almışlardır., Bunların, Yemen'de, Necran'da, Irak'da,Şam'da
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâbu'l-Uhdûd
Ashâbu'l-Kâlib
Ashabı Kalib,Bedr Savaşı'nda katledilip kuyuya atılmış olan müşriklerdir. [236]Mehmet Yaşar Soyalan, Elmalılı Tefsirinde Kur’ani Terimler ve Deyimler, Ağaç Yayınları: 65. (4398)
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâbu'l-Kâlib
Ashâbu'l-Heyâkil
Ashâb-ı Heyâkil, "Heykel ashabı" da denilir. Heykellere ve yıldızlara taparlar. Allah'a yaklaşmak için ruhanilere, ruhanilere yaklaşmak için ruhanileri temsil eden heykellere, ibadet ederler., Allah'a yaklaşmak için aracıların gerekliliğine ve bu aracıların da
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashâbu'l-Heyâkil
ASHÂB-I CENNET
ASHÂB-I CENNET Cennet ehli. Cennetlik olanlar, Cennetlik oldukları ümid edilenler veya cennete gidecekleri müjdelenmiş olanlar. (Bak: Aşere-i Mübeşşere) Cennet Allah'a (C.C.) inanan ve O'na ibadet ve itaat edenlerin, iman ve
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/ASHÂB-I_CENNET
Ashabı
Ashab ASHÂB (Eshâb) (Sahib. C.) Arkadaş olanlar. Sahip olanlar, kullanma yetkisine sahip kişiler.* Halk, ahali.* Sahabeler, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (A.S.M.) görmüş ve mü'min olarak ona ve onun mesleğine bağlı kalmış
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Ashabı
Ashab-ül Eyke
Eyke Sık ve birbirine karışmış ağaç. Yumuşak
ASHÂB (Eshâb) (Sahib. C.) Arkadaş olanlar. Sahip olanlar, kullanma yetkisine sahip kişiler.
- Halk, ahali.
- Sahabeler, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (A.S.M.) görmüş ve mü'min olarak ona ve onun mesleğine bağlı kalmış olan zatlar.
Bu kişiler, insanlık, doğruluk ve her türlü faziletlerde en ileri seviyede bulunan şahsiyetlerdir.Onlar Peygamberimizi (A.S.M.) her an yakın alâka ile takip ederler ve O'na, her cihetle ittibaa çalışırlardı. Dâima sıdk ve sadakatten, doğruluk ve faziletten ayrılmamak cehdi içinde idiler. İslâmiyetin neşir ve tâmimi için her çeşit fedakarlıktan çekinmezlerdi.
Risale-i Nur Külliyatından Mektubat isimli eserde denildiği gibi:
"Âl ve Ashâb nâmında bu zevat-ı kirâm, nev-i beşerin enbiyadan sonra ferâset ve dirâyet ve kemâlâtla en meşhur, en muhterem, en nâmdar, en dindar ve en keskin nazarlı tâife-i azimesi" dirler.(R.A.)
ASHÂB-I BEDİR Hz. Peygamber (A.S.M.) ile Bedir muharebesinde bulunan sahâbeler (R.A.)
ASHÂB-I CENNET Cennet ehli. Cennetlik olanlar, Cennetlik oldukları ümid edilenler veya cennete gidecekleri müjdelenmiş olanlar. (Bak: Aşere-i Mübeşşere)
ASHÂB-I DEVLET Devlete mensub olanlar. Devlet adamları.
ASHÂB-I EYKE (Ashâb-ı Leyke) Şuayb'ın (A.S.) Allah tarafından kendilerine gönderildiği kavmin adı. Yerleri ağaçlı olduğundan bu isim verilmiştir.
ASHÂB-I FERÂİZ Mirascılar. Ölen kimsenin malında hissesi olan akrabâları.
ASHÂB-I FİL İslâmiyetten önce Kâbe-i Muazzamayı tahrib için Mekke'ye hücum eden Habeş ordusunun ismi ( Önlerinde fil bulunduğundan, zırhlı vasıtalar gibi ondan faydalandıklarından bu isim verilmiş olduğu nakledilir.
ASHÂB-I GÜZİN Mümtaz ve en meşhur sahâbeler.
ASHÂB-I KALEM Kalem ashabı. Memurlar.
ASHÂB-I KALİB Bedirde öldürülüp kuyuya atılmış olan müşrikler.
ASHÂB-I KEHF Kur'ân-ı Mu'ciz-ül Beyan'da bahsi geçen ve devirlerinin zâlim padişahından gizlenerek ve onun şerrine âlet olmaktan çekinerek, beraberce bir mağaraya saklanıp, Rabb-ı Rahimlerine (C.C.) sığınan, dindar ve makbul büyük zâtlar. İsimleri rivâvette şöyle sıralanır: Yemlihâ, Mekselinâ, Mislinâ, Mernüş, Debernüş, Sâzenüş, Kefeştatâyüş. Kendilerine sâdık köpeklerinin adı da Kıtmir'dir.
ASHÂB-I KİRAM Hz. Muhammedin (A.S.M.) Ashabı, sahabeleri.
ASHÂB-I MATLUB Huk : İflâs hâlinde bulunan şahsın, kanuni alacaklılarının yekûnü.
ASHÂB-I MEŞ'EME Uğursuz, kötü, dine muhalif olanlar.* Solak, sol tarafta, alçak mevkide bulunanlar.
ASHÂB-I MEYMENE Dinen ihtiram mevkiinde bulunan yüksek haysiyet sahibleri. Hayırlı kimseler.
ASHÂB-I RESS Kur'anda bahsi geçen bir kavim adıdır. Kimler oldukları kati bir şekilde tesbit edilemiyor. Râvilerin ekserisi, peygamberlerine isyan eden ve onu öldürüp kuyuya atan, bundan dolayı da Cenab-ı Hakkın helâk ettiği bir kavim olduğu hakkında ittifak etmektedir. (Furkan Suresi, 38 inci Ayet)
ASHÂB-I RIDVÂN Cenab-ı Hakkın rızâsıyla müjdelenen sahâbeler. (R.A.) (Bak: Bi'at-ı Rıdvan)
ASHÂB-I SUFFA Suffa ehli. Bunlar, Hz. Peygamberin (A.S.M.) mescidine bitişik üstü örtülü, etrafı açık bir yerde otururlardı ve orada yaşarlardı. Bu zatların yaşayışları ve hâlleri din hizmeti, hayatı bakımından büyük değer taşımaktadır. Bütün hayatları Peygamberimiz'in (A.S.M.) yanında bulunarak Kur'ânın en yüksek derslerini alır, öğrenirler ve öğretirlerdi. İslâmiyeti öğrenmek, öğretmek ve yaymak için her türlü şahsi menfaatlerini terkederek tam bir İslâm fedaisi olarak yaşarlardı. Bunlar evlenmezler ve dünya işleriyle uğraşmazlardı. Ashab-ı Suffa'nın bu hizmetleri sebebiyle ve bu çok büyük fedakârlıkları vesilesiyle İslâmiyet az zamanda çok yayılmış ve kökleşmiştir. Peygamberimiz'in (A.S.M.) hadis-i şerifleri mükemmel bir şekilde muhafaza altına alınmış ve zamanımıza kadar hatta kıyamete kadar sağlam bir şekilde devam etmesi sağlanmıştır.Bu Ehl-i Suffa'nın ahvâli Kur'an-ı Kerim hizmetine ilk ve en mühim başlangıç olduğu ve herkese büyük ibret ve ders teşkil edeceği için, Sahih-i Buhâri Tercemesi Yedinci Cildinin 62 ve 63 üncü sahifelerindeki alâkalı kısmı naklediyoruz: "Suffa, Kamus Müterciminin dediği gibi ve hepimizin bildiği veçhile, eski yerlerdeki "sed", "seki" gibi yüksekçe eyvana denir. Lisanımızda tahrifle "sofa" tâbir olunur. Ehl-i suffa buna izâfe edilmiştir. Ashâb-ı Suffa; aileden cüdâ, gaile-i dünyeviyeden âzâde ve bütün mânası ile feragatkâr bir hayata mâlik olan bir zümre-i mübârekenin ekseri vakitleri Resül-i Ekremin (A.S.M.) huzurunda geçerdi. Dâima Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) ahz-ı feyz ederlerdi. Taraf-ı Peygamberiden tâyin buyurulan muallimler mârifetiyle de kendilerine Kur'ân tâlim edilirdi. Bunlardan yetişenler müslüman olan kabilelere tâlim-i Kur'ân için gönderilirdi. Bu cihetle bunlara "Kurrâ" denilirdi. Bu suffaya da "Darul-Kurrâ" demek en münâsib bir isimdir. Nur-u Kur'an'ın "lemhat-ül basar" denilebilecek derecede az bir zaman zarfında âfâk-ı âleme intişar etmesi, bu ilim ocağının yetiştirdiği güzideler sâyesinde müyesser olmuştur. Mütevâzi ve fakat çok feyyaz olan dörtyüz, beşyüz raddesinde dâimâ Kur'ân ile, icâbında gazâ ile meşgul olan bir irfân-ı Kur'ân ordusu bulunuyordu. İçlerinden teehhül edenler kadro haricine çıkardı. Fakat, yenileri ile ikmal edilirdi. Burası bütün mânası ile leyli ve meccâni bir dâr-ul-ilim idi. Müdâvimleri ne ticaretle, ne bir san'at ve harâsetle iştigal etmezdi. Maişetleri taraf-ı risâlet-penâhiden ve ağniyâ-ı ashâb tarafından te'min edilirdi. Bu hakikatı, Ehl-i Suffa'nın mübarek simâlarından birisi olan Ebu Hureyre (R.A.) kendisinin çok hadis rivâvet ettiğinden şikâyet edenlere karşı verdiği şu müskit cevabında pek güzel ifâde etmiştir: "Benim kesret-i rivâyetim çok görülmesin; muhacir kardeşlerimiz çarşıdaki, pazardaki ticaretleri ile, "Ensar" kardeşlerimiz de tarlalardaki, bahçelerdeki ziraatleri ile meşgul bulundukları sırada, Ebu Hureyre, Peygamberin (A.S.M.) mübârek nasihatlerini hıfzediyordu..." demişti.Resul-i Ekrem (A.S.M.) Ashâb-ı Suffa'nın maişeti ile, tâlim ve terbiyesi ile pek yakından alâkadar olurdu. Hattâ saadet-hâneleri ihtiyacatı ile ikinci derecede meşgul bulunurdu. Bir kerre Hz. Fâtıma (R.A.) el değirmeni ile un öğütmekten usandığından şikâyet ederek bir hizmetçi istediğinde, Resül-i Ekrem (A.S.M.) - "Kızım! Sen ne söylüyorsun?... Henüz Ehl-i Suffa'nın maişetini yoluna koyamadım" buyurmuştu.Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) hiç bir mev'izaları, hiç bir hitâbeleri yoktur ki, bunun irâdı sırasında Ashâb-ı Suffa orada hazır bulunmasın, dinleyip, hıfzederek diğer ashâba nakletmesin... Bu suretle ahkâm-ı İslâmiyyenin hıfz ve naklinde Ehl-i suffanın pek müstesna te'sirleri görülmüştür.İçlerinde Ebu Hureyre (R.A.) gibi müstesnâlar yetiştiği gibi, ilmi varlık göstermiyenler de vardı. Fakat, hangi türlü tedris gösterilebilir ki, umumi surette böyle sihir-âmiz bir feyz verebilmiş olsun.."Hak Dini Kur'ân Dili Cilt 2, sahife: 939, 940, 941 de de şu izahat vardır:"Bir gün Resul-i Ekrem (A.S.M.) Ashâb-ı Suffa'nın başlarında durmuş, hallerini nazar-ı tetkikten geçirmişti. Fakirliklerini, çekmekte oldukları zahmetlerini gördü ve kalblerini tatyib edip onlara buyurdu ki: - "Ey Ashâb-ı Suffa! Sizlere müjdeler olsun ki; her kim şu sizin bulunduğunuz hâl-ı sıfâtta ve bulunduğu halden râzı olarak bana mülâki olursa, o benim refiklerimdendir... "
ASHÂB-I SUYÛF Bizzat harbe iştirak edip kılıçları ile cihad edenler.
ASHÂB-ÜŞ-ŞİMÂL Amel defterleri sol taraflarından verilecek olan cehennemlik kimseler. Solcular.
ASHÂB-I ŞUHÛD (Bak: Ehl-i Şuhûd)
ASHÂB-I TAHRİC (Bak: Tahric)
ASHÂB-I UHDÛD Cenab-ı Hakka imân ve itâat edenleri çukurlara doldurup yakan veya sopa ile döven, fir'avn gibi zâlim kimseler.
ASHÂB-I YEMİN Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar. Sağcılar. Mukaddesatçılar. Kur'an ve İmân yolunda Allah (C.C.) için çalışanlar ve bunlara taraftar olanlar. Sağlam ve helâl dâiresinde çalışan kimseler. Cennetlik olanlar.
SAHABÎ
Sözlükte "arkadaş, dost" anlamlarına gelir. Çoğulu sahabe veya ashabdır. Terim olarak, Hz. Peygamber devrine yetişmiş, Müslüman olarak Hz. Peygamber'i görmüş, O'nun sohbetinde bulunmuş ve Müslüman olarak ölmüş olan kimselere sahabî denir. Sahabî kadın olursa, sahabiyye ismini alır.
Hz. Peygamberin sohbetinde bulunan görme özürlü kimselerle, iyiyi kötüden ayırt edebilen henüz ergenlik yaşına ulaşmadığı halde Peygamber (a.s.)'i gören çocuklar da sahabîdir.
Sahabenin sayısı hakkında kesin bir rakam söylenmemekle beraber çoğu kaynaklar, Hz. Peygamberin vefatında yüz binin üzerinde sahabî bulunduğunu ifade etmişlerdir. En son sahabî hicrî 110 yılında vefat etmiştir.
Ehli sünnet âlimleri Kur'ân ve hadisle ilgili konularda her sahabînin adaletli olduğunu kabul etmişlerdir. Çünkü sahabenin adaleti Allah ve Rasûlü'nün işaretiyle sâbit olmuştur. Hadis rivâyet edip de zabt yönünden kusurlu olan bir sahabîye de rastlanmamıştır. Bundan dolayı sahabe, hadisçiler tarafından cerh ve ta'dil işlemine tâbi tutulmamıştır.
Kur'ân-ı Kerim'de, sahabenin adaletine şu âyet işaret etmektedir: "(İslâm Dinî'ne girme konusunda) ilk öne geçen Muhacirler ve Ensarla birlikte, güzel amelde onlara tâbi olanlardan Allah razı olmuştur. Onlar da Allah'tan razı olmuşlardır..." (Tevbe: 9/100).
Bu ve benzeri âyetler, sahabenin adaletli olduğu konusunda kesinlik ifade etmektedir. Hz. Peygamberin bir çok hadisi de bu konuyu pekiştirmektedir: "İnsanların en hayırlısı, benim yaşadığı devirde yaşayanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenlerdir." (Buhârî, Şehâdât, 9; Fedâil-ü Ashabı'n-Nebî, 1).
Gerek hadis rivâyetinde, gerekse Kur'ân'ın sonraki nesillere muhafaza edilerek aktarılıp öğretilmesinde, ilk kaynak olmaları bakımından sahabenin önemi büyüktür. Onlar İslâm'ın korunması ve yayılması yolunda hayatlarını ve her türlü değerlerini ortaya koymuşlardır. Allah Rasûlü ile omuz omuza cihat ederek fedakârlıkta bulunmuşlardır. Bundan dolayı Müslümanların en hayırlı nesli olma şerefine ermişlerdir. (A.G.)
[]
Ad[]
- اصحاب
[]
Ad[]
- [1] Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş; gönüldaş, iyi görüşülen kimse.
- [2] Düşman karşıtı, müttefik.
- [3] Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki yaşadığı kimse, metres, zamazingo.
- [1] Köken dôst
- Avestçe "zeoşe", eski Farsca "deuş(+ter)", Sanskritçe "coşe", orta Farsca "dôst" (doost), yeni Farsca ise "dust". Kürtçe ise "dost" denir.
[]
Ad[]
- [1] arkadaş
Gagavuzca[]
Ad[]
- [1] dost
- Aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- Bin dost az, bir düşman çok
- Doğruluk dost kapısı
- Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz
- Dost acı söyler
- Dost ağlatır, düşman güldürür
- dost kazığı
- sadık dost
- (İngilizce): [1] [[friend#(İngilizce)|friend]] (en)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
- Şablon:Kaynak-EtymDict
[]
Ad[]
- [1] arkadaş
Türkmence[]
Ad[]
- [1] arkadaş
Çekçe[]
Zarf[]
- [1] Yeterince, yeteri kadar
[]
Ad[]
Durum | Tekil | Çoğul |
---|---|---|
Yalın | arkadaş | arkadaşlar |
Belirtme (-i) | arkadaşı | arkadaşları |
Yönelme (-e) | arkadaşa | arkadaşlara |
Bulunma (-de) | arkadaşda | arkadaşlarda |
Çıkma (-den) | arkadaşdan | arkadaşlardan |
Tamlayan | arkadaşın | arkadaşların |
- [1] Aralarında cinsel veya akrabalık bağları haricinde duygusal bir bağ olan, karşılıklı sevgi ve anlayış besleyen kimselerden her biri.
- [2] (teklifsiz konuşma) Kız veya erkek arkadaş, sevgili.
- [3] (teklifsiz konuşma) Çoğunlukla karşıdaki kişinin davranışlarından rahatsız olunduğunda kullanılan bir hitap sözü.
- [4] (teklifsiz konuşma) Kim olduğu bilinmeyen kimselere seslenirken kullanılan bir hitap sözü.
- [5] Bir işte birlikte bulunanlardan her biri.
- [1] "Ahmet benim en iyi arkadaşımdır."
- [2] "kızınızın bir arkadaşı olup olmadığını merak etmiştik."
- [3] "Bak arkadaş, seni iki kere ikaz ettim."
- [4] "Arkadaşım bir saniye bakar mısın lütfen?"
- [1] (Eski Türkçe) yar + kadaş
- [1] dost, kanka, yaren, ahbap
- arkadaş değil arka taşı
- [1] arkadaş değil arka taşı
Şablon:Atasözleri
- [1] Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim
- [1] arkadaşlık
- [1] arkadaş olmak, arkadaşlık etmek , arkadaş canlısı
- Azerice: [[dost#Azerice|dost]] (az)
- Türkmence: [[dost#Türkmence|dost]] (tk)
- Azerice: [[yoldaş#Azerice|yoldaş]] (az)
- Kırım Tatarca: [[kaday#Kırım Tatarca|kaday]] (crh), [[dost#Kırım Tatarca|dost]] (crh)
- {{{1}}}: [[qärdäş#{{{1}}}|qärdäş]] (tt), [[iptäş#{{{1}}}|iptäş]] (tt)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- Şablon:Krc: [[nöger#Şablon:Krc|nöger]] (krc)
|}
|}
- Arapça: [1] صديق (ar) (ʂadíeq)
- Şablon:De: [1] Freund (de), Freundin (de)
- Chinese: {{{1}}}: [1] [[朋友#Chinese: {{{1}}}|朋友]] (zh) (péngyǒu)
- Şablon:Fi: [1] ystävä (fi), kaveri (fi)
- Şablon:Fr: [1] ami (fr), amie (fr)
- (İngilizce): [1] [[friend#(İngilizce)|friend]] (en)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- Hollandaca: vriend, vriendje m., vriendin, vriendinnetje f., maatje m. or f.
- Ido: amiko (cinssiz), amikino f., amikulo m.
- Şablon:Es: [1] amigo (es), amiga (es)
- (İtalyanca): [1] amico (it), amica (it)
- Japonca: [1] 友達 (ja) (ともだち, tomodachí)
- Korece: 친구 [親舊] (jingu)
- Şablon:Ku: [1] heval (ku)
- Macarca: barát
- Rusça: приятель (prijátel’) m., друг (drug) m.
|}
|}
Gagavuzca[]
Ad[]
- [1] arkadaş
- Şablon:Kaynak-EtymDict
Karaçay Balkarca[]
Ad[]
- [1] Halk, millet
[]
Ad[]
- [1] Bir ülkede, şehirde, bölgede yaşayan insan topluluğu
- Türkmence: [[iil#Türkmence|iil]] (tk)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
- Chinese: {{{1}}}: [[人民#Chinese: {{{1}}}|人民]] (zh), rénmín
- Şablon:Fi: kansa (fi)
- (İngilizce): [[people#(İngilizce)|people]] (en)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- Şablon:Ku: gel (ku)
|}
|}
[]
Ad[]
- [1] boğaz
- حلق
Ad[]
- خلق
Gagavuzca[]
Ad[]
- [1] halk
- Şablon:Kaynak-EtymDict
Türkmence[]
Ad[]
- [1] ulus, halk
Şablon:Ashab