Yenişehir Wiki
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
414. satır: 414. satır:
   
 
</div>
 
</div>
| style="vertical-align: top;"|<div lang="tr" dir="utf-8" style="font-size:1.5em;padding:0.25em;">Sığınmış olduğun '''zulmün görkemli sarayı''' pek''' sağlam'''
+
| style="vertical-align: top;"|<div lang="tr" dir="utf-8" style="font-size:1.5em;padding:0.25em;">'''Amansız sığınaklar''', Mutlak Kahredicinin heybetiyle,
  +
  +
Kökünden devrilip '''yerle bir oldu''' bir anda
   
Hayâl etmektesin... Lâkin ne '''kaleler''', ne '''güçlendirilmiş'''
 
 
</div>
 
</div>
 
| style="vertical-align: top;"|<div lang="ar" dir="utf-8" style="font-size:1.5em;padding:0.25em;">İngilizce Tercüme Buraya</div>
 
| style="vertical-align: top;"|<div lang="ar" dir="utf-8" style="font-size:1.5em;padding:0.25em;">İngilizce Tercüme Buraya</div>

07.49, 14 Aralık 2010 tarihindeki hâli

Disambig Bakınız: Acem Şahı/1 , Acem Şahı/2 , Acem Şahı/3 , Acem Şahı/4 , Acem Şahı/İngilizce , Acem Şahı/Farsça , Acem Şahı/Arapça
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme

Be-merdî ki mülk-i serâser zemin

Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”

Sâdî

Be-merdî Baştan başa bütün zemin mülkü
Değmez ki bir damla kanın yere dökülmesine

Sâdî
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Zulmünün ağır gürzünü, Ey kanlı alın

Altın yaldızlı duvarına as ziynetin diye!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meşâil-i mâtem- penâhını!

Al kanlı bir kefenle donat otağını

Canlarla yak mâtem sığınağının meşalelerini

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Mezar çukurlarının karanlık ağızları

Hınç ve kahrın dişlerini andıran kemikleri

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Yâd eylesin mezâlim ini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfen in!

Hatırlasın sonsuza değin senin zulümlerini

Ey alnı binlerce mezarın kitabesi olan cani

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,

Ey bir hayale feda eden binlerce hakikati

Ey demirden eliyle kazıp milletin kabrini

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Nûr-ı hayât ufuklarını herc ü merc eden

Leylin şedîd zulmetini rûha mezc eden’

Hayat ışığı ufuklarınıdarmadağın eden

Gecenin en derin karanlığını ruha meze eden

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!

Fikir güneşinin ışıklarını sen ey yerle bir eden

Ölülerin kemikleri gibi darmadağın eden

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların

Ey hâdimi matem saçan evceğizlerin

Zulmün kudurmuş atının ayakları altında kalanların

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Gül-gonce-imezârı mıdırtâc-ı devletin?

Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin,

Mezarını süsleyen gonca gül müdür devlet tacın

Tutmuşsa da bütün fikir dünyasını şöhretin

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir...

Sadî'lerinmezârçemen-ber-seriyledir.

Zannetme ki hükûmet tacını giydiğin içindir

Bu, mezarı çimen bağlamış Sadi'lerin sayesindedir

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...


Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!

Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç toprak...

Tahtınsa bir cihan ki senin gökleri kaplayacak!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...

Makber-güzîn olup dasükût eyliyenlerin

Lâkin o kabre bence fedâ olsun tahtın ve tacın...

Mezara çekilip de da sükût eyleyenlerin

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
.Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...

Mudhik gelir nigâhtemâşâma hâilen!

Son feryadına değmez bu patırtın

Gülünç görünür bana davranışların

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,

Bir şahsı şüphesizebedî kılmamak gerek.

Bin mülkü, milleti yok eden feleğin pençesi,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,

Milletlerin haziyre-i zair-cüdâsıdır

Mâzî ki işte mezarlar ötesidir,

Milletlerin ziyaretçisi olmayan türbesidir.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Atfeylesen nigâhını ka'r-ı zalâmına;

Milletlere gözün ilişir na'ş nâmına!

Bir göz atsan zulmün karanlıklarına;

Milletlere gözün ilişir ceset adına!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Dârâ'ların o nâsiye-i târumârını,

Ecdâdının izâmını, çökmüşmezârını

Hükümdarların o darmadağın alınlarını,

Atalarının kemiklerini, çökmüş mezârını

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
.Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!

İbret için gözünün önüne al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir avuç hâk için!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
İklîmler alan o muazzam Napolyon'un

Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun

İklîmler alan o muazzam Napolyon'un

Bir çukurdur kazandığı şey. İşte bak onun

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
En son serîri makbere-i mâtemîsidir,

Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!

En son tahtı matem mezarıdır,

Akreplerin sohbet arkadaşı, yılanlar dostudur!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Yer kalmamış sarâymuallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!

Yer kalmamış yüce sarayına bak utan:

Matem saraylarıyla dolu bütün vatan!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken

Cihanı emirleriyle dize getiren

Öncekiler -bugün düşünürsek -değil iken

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?

Toprak olan ağızları feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu büyüklenme patırtın nedir?

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Riyâset be-dest-i kesânî hatâst

Ki ez-destşan-i desthâ ber-hudâst

Sa'dî
"Baştan başa bütün dünya,

bir damla kanın yere dökülmesine değmez."

Sa'dî
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bumüdhiş velvelen İrândâim inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

Bu müdhiş velvelen İrân'ı dâim inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Zaferyâb olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?

Adâlet isteyen birkavmi vurmak gâlibiyyet mi?

Yenmiş olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?

Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
.Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?

Nasîbin yok mudur bir parça olsun insanlıktan?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopanâhı,

Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!

Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün Allah'ın lânetini

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pekmuhkem

Hayâl etmektesin...Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem

Sığınmış olduğun zulmün görkemli sarayı pek sağlam

Hayâl etmektesin... Lâkin ne kaleler, ne güçlendirilmiş

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Amansız sığınaklar, Mutlak Kahredicinin heybetiyle,

Kökünden devrilip yerle bir oldu bir anda

Amansız sığınaklar, Mutlak Kahredicinin heybetiyle,

Kökünden devrilip yerle bir oldu bir anda

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة





11. 12.

13

14.

15.

16. 17

18

19.

20.

21.

22. 23.


24.

25. 26

27.

28.

29.Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,

Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!


30.O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân

Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?


31.Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;

Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!


32."Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!


33.Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:

Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!


34.Livâü'1-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,

Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?


35.Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dân sâdâtı çiğnettin;

Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!


36.Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;

Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!


37.Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!


38.Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,

Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün..


39.Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!


40.O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


41.Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,


42.Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!

Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.


43.Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.


44.Şehâmet perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."


45.Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl

TüRKÇE


11.

12. 13.

14

15.

16.

17. 18.

19. 20.

21. 22.

23.


24.


25.

26. 27.

28.

29. 30.O, bir çok memleket yıkarak yaptırdığın eyvân

Harâb olmaz mı? Mezarlığa dönmüşken bütün İran?


31.Evet, İrân'ı mezara döndürdün, yok ettin;

Kefen yaptın ümit gömleğini parça parça ettin!


32."Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın temiz kanından!


33.Yüzünden ölçülü davranma perdesini artık kaldırıp attın:

Ne haldesin, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!


34.Özgürlük sancağı iken İslâm için amaç,

Neden zorbalığın ayakları altında çiğnenmekte sancak


35.Kazak getirip tâ Rusya'dân soyunu çiğnettin;

Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!


36. Cesaret edip binlerce Allah'ın evini bastırdın;

Yiğitlik taslayıp birçok Allah erini astırdın!


37.Ne Allah'tan utandın, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdin dinin yüce gayesini, yerle bir ettin!


38.Milletin kahramanlarını tuttun bir bir öldürdün,

Bütün Doğu'ı ağlattın, bütün Batı'yı güldürdün..


39.Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Batı'nın da vicdânı,

Görüp mazlum cesetlerin sergilendiği İrân'ı!


40.O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


41.Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok irfan güneşinin

Işığından aydınlanmış iklîmi dünyânın,


42.Bugün baskısı altındadır bir fırka haydûdun!

Nedir gizli olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.


43.Hayır, bunları Ma'bûd'a yüklemekte yoktur mana:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.


44.Ey güçlü ve cüretkâr şah! Zaman, zulmü kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."


45.Bu zorbalığa artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl

Kör Neyzen Safahat Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
İstibdâd
Mehmet Akif bu manzumeyi Mithat Cemal ile beraber yazmışlardır. Birinci parça Mithat Cemal'e ait olup, ikinci parça Mehmet Akif'indir. Sadi'nin "Bütün dünyâ mülkü için bir damla kan çoktur" vecizesine kimi kasdediyorsa Akif, belki çalışmayan çanbalamayan ve ülkenin zalimler tarafından parçalanmasına direnmeyenleir kadediyor olabilir: "Sen, Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden! cani vs diyerek adl-i ilahiden korkmasını söylüyur.
Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

'Latin harflerine transkriptli metin Sadeleştirilmiş metin İngilizce Tercümesi

Be-merdî ki mülk-i serâser zemin

Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”

Sâdî

1.Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;

Eyvân-ı zer-cidârına as ziynetin diye!


2.Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meşâil-i mâtem- penâhını!


3.Makberlerin hufeyre-i muzlim-dehanları,

Dendân-ı gayz u kahra şebîh üstühanları


4.Yâd eylesin mezâlimini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfenin!


5.Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,


6.Nûr-ı hayât ufuklarını herc ü merc eden

Leylin şedîd zulmetini rûha mezc eden’


7.Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!


8.Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların


9.Gül-gonce-i mezârı mıdır tâc-ı devletin?

Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin,


10.Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir...

Sadî'lerin mezâr-ı çemen-ber-seriyledir.


11.Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...

Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!


12.Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...

Makber-güzîn olup da sükût eyliyenlerin


13.Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...

Mudhik gelir nigâh-ı temâşâma hâilen!


14.Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.


15.Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,

Milletlerin haziyre-i zair-cüdâsıdır


16.Atfeylesen nigâhını ka'r-ı zalâmına;

Milletlere gözün ilişir na'ş nâmına!


17Dârâ'ların o nâsiye-i târumârını,

Ecdâdının izâmını, çökmüş mezârını


18.Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!


19.İklîmler alan o muazzam Napolyon'un

Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun


20.En son serîri makbere-i mâtemîsidir,

Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!


21.Yer kalmamış sarây-ı muallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!


22.Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken


23.Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?


“Riyâset be-dest-i kesânî hatâst

Ki ez-destşan-i desthâ ber-hudâst

Sa'dî


24.Bu müdhiş velvelen İrân'ı dâim inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.


25. Zaferyâb olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?

Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?


26.Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?


27.Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!


28.Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pek muhkem

Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem


29.Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,

Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!


30.O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân

Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?


31.Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;

Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!


32."Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!


33.Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:

Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!


34.Livâü'1-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,

Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?


35.Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dân sâdâtı çiğnettin;

Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!


36.Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;

Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!


37.Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!


38.Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,

Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün..


39.Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!


40.O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


41.Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,


42.Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!

Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.


43.Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.


44.Şehâmet perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."


45.Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl!

Be-merdî Baştan başa bütün zemin mülkü

Değmez ki bir damla kanın yere dökülmesine

Sâdî

1.Zulmünün ağır gürzünü, Ey kanlı alın

Altın yaldızlı duvarına as ziynetin diye!


2.Al kanlı bir kefenle donat otağını

Canlarla yak mâtem sığınağının meşalelerini


3.Mezar çukurlarının karanlık ağızları

Hınç ve kahrın dişlerini andıran kemikleri


4.Hatırlasın sonsuza değin senin zulümlerini

Ey alnı binlerce mezarın kitabesi olan cani


5.Ey bir hayale feda eden binlerce hakikati

Ey demirden eliyle kazıp milletin kabrini


6.Hayat ışığı ufuklarını darmadağın eden

Gecenin en derin karanlığını ruha meze eden


7.Fikir güneşinin ışıklarını sen ey yerle bir eden

Ölülerin kemikleri gibi darmadağın eden


8.Ey hâdimi matem saçan evceğizlerin

Zulmün kudurmuş atının ayakları altında kalanların


9. Mezarını süsleyen gonca gül müdür devlet tacın

Tutmuşsa da bütün fikir dünyasını şöhretin


10. Zannetme ki hükûmet tacını giydiğin içindir

Bu, mezarı çimen bağlamış Sadi'lerin sayesindedir


11. Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç toprak...

Tahtınsa bir cihan ki senin gökleri kaplayacak!


12.Lâkin o kabre bence fedâ olsun tahtın ve tacın...

Mezara çekilip de da sükût eyleyenlerin


13.Son feryadına değmez bu patırtın

Gülünç görünür bana davranışların


14.Bin mülkü, milleti yok eden feleğin pençesi,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.


15.Mâzî ki işte mezarlar ötesidir,

Milletlerin ziyaretçisi olmayan türbesidir.


16.Bir göz atsan zulmün karanlıklarına;

Milletlere gözün ilişir ceset adına!


17. Hükümdarların o darmadağın alınlarını,

Atalarının kemiklerini, çökmüş mezârını


18.İbret için gözünün önüne al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir avuç hâk için!


19.İklîmler alan o muazzam Napolyon'un

Bir çukurdur kazandığı şey. İşte bak onun


20.En son tahtı matem mezarıdır,

Akreplerin sohbet arkadaşı, yılanlar dostudur!


21.Yer kalmamış yüce sarayına bak utan:

Matem saraylarıyla dolu bütün vatan!


22.Cihanı emirleriyle dize getiren

Öncekiler -bugün düşünürsek -değil iken


23.Toprak olan ağızları feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu büyüklenme patırtın nedir?


"Baştan başa bütün dünya,

bir damla kanın yere dökülmesine değmez."

Sa'dî


24.Bu müdhiş velvelen İrân'ı dâim inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.


25.Yenmiş olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?

Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?


26.Nasîbin yok mudur bir parça olsun insanlıktan?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?


27.Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün Allah'ın lânetini


28.

29.Amansız sığınaklar, Mutlak Kahredicinin heybetiyle,

Kökünden devrilip yerle bir oldu bir anda


30.O, bir çok memleket yıkarak yaptırdığın eyvân

Harâb olmaz mı? Mezarlığa dönmüşken bütün İran?


31.Evet, İrân'ı mezara döndürdün, yok ettin;

Kefen yaptın ümit gömleğini parça parça ettin!


32."Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın temiz kanından!


33.Yüzünden ölçülü davranma perdesini artık kaldırıp attın:

Ne haldesin, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!


34.Özgürlük sancağı iken İslâm için amaç,

Neden zorbalığın ayakları altında çiğnenmekte sancak


35.Kazak getirip tâ Rusya'dân soyunu çiğnettin;

Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!


36. Cesaret edip binlerce Allah'ın evini bastırdın;

Yiğitlik taslayıp birçok Allah erini astırdın!


37.Ne Allah'tan utandın, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdin dinin yüce gayesini, yerle bir ettin!


38.Milletin kahramanlarını tuttun bir bir öldürdün,

Bütün Doğu'ı ağlattın, bütün Batı'yı güldürdün..


39.Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Batı'nın da vicdânı,

Görüp mazlum cesetlerin sergilendiği İrân'ı!


40.O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


41.Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok irfan güneşinin

Işığından aydınlanmış iklîmi dünyânın,


42.Bugün baskısı altındadır bir fırka haydûdun!

Nedir gizli olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.


43.Hayır, bunları Ma'bûd'a yüklemekte yoktur mana:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.


44.Ey güçlü ve cüretkâr şah! Zaman, zulmü kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."


45.Bu zorbalığa artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl!