Yenişehir Wiki
Advertisement
  • Beni o demir yığını nakliye kamyonuna bindiremeyecekler. Hayvan nakleder gibi. Duvarların içinde daha özgürüm. 
  • Bakın size çok net söyleyeyim, birisi hukukta hiçbir karşılığı olmayan ve herkesin suçlanmasını sağlayabilecek “paralel” kavramını kullanıyorsa, o adam AKP’nin faşizm öğüttüğü değirmenine su taşıyor demektir.[1]
  • Fıkra eski ama bizim siyasetçilerin yeni fıkraya da ihtiyacı yok, eski fıkralar onlara her zaman uyuyor.

Temel, Fransa’da giyotinle idama mahkum olmuş.

Vakit gelmiş, şafak vakti ensesini traş etmişler, gömleğinin yakasını kesmişler, ellerini arkasından bağlayıp avluya çıkarmışlar.

Avluda iki idam mahkumu daha varmış.

Birinci mahkumu alıp giyotinin altına uzatmışlar.

Cellat bıçağı bırakmış… Bıçak yarı yolda takılıp durmuş.

Bir daha denemiş cellat… Bıçak gene takılmış.

Bir daha… Gene takılmış.

Fransız yasalarına göre giyotin üç kere düşmezse mahkum affediliyormuş…

“Affedildin, git” demişler mahkuma, adam gitmiş.

İkinci mahkumu çıkarmışlar.

Onda da bıçak üç kere takılmış… Onu da affetmişler.

Temel’i çıkarmışlar.

Cellat tam bıçağı bırakacak, Temel başını kaldırmış:

“Hatanın nerede olduğunu buldum, hemen düzelteyim” demiş.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “dokunulmazlıkların kaldırılması için oy vereceklerini” söylediğini duyunca aklıma “giyotini tamir eden” Temel geldi.

Kılıçdaroğlu da kendisinin, partisinin, ülkesinin boynunu kopartacak olan “bıçağın” nasıl tamir edileceğini bulmuş, cellatına yardım ediyordu.

Üstelik başına neler geleceğini de bildiği, “biz hapishaneye girmeye hazırız” demesinden belliydi.

Bütün saygımla Kılıçdaroğlu’na bir şey söylemek istiyorum:

“Siz ana muhalefet partisinin liderisiniz, sizden beklenen hapse girmeniz değil, haksız yere hapse giren insanları korumanız.”

Tabii, CHP bu dokunulmazlıkların kaldırılmasına yardım ederse sonunda olacağı bu, bütün Kürt milletvekillerini hapsettikten sonra CHP’lileri de hapsedecekler.[2]

Advertisement