Şablon:Anneler günü bakınız
Anneye Özel[]
- Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
- Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
- Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
- Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi
- Anne güllerin bezemesi, gülden deste
- Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
- Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
- Anne hasret bağırda, anne içimde aheste
- Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
- Anne baharda mazlum, hazanda güzün
- Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
- Anne bahtımda yazılı merhamet sözün
Anne Bak Üşüyorum[]
- Anne bak üşüyorum
- Isınmak istiyorum
- Kucağın nerde anne
- Şefkatin nerde
- Kucağın nerde anne
- Şefkatin nerde
- Ellerin nerde anne
- Yalnız gecelerimde
- Sokulduğum göğsün
- Ve içimde gülümseyen
- Yüzün nerde
- Nerde anne
Anne Nasıl Bir Şey[]
- Ben dünyaya gözlerimi açarken
- O dünyaya gözlerini kapamış
- Ben anne anne diyerek ağlarken
- Onun anneside ona ağlarmış.
- Anne dediler anne, baldan tatlı
- Anne dediler anne, çok şevkatli
- Anne dediler anne, kara bahtlı
- Ben annemi, annemi görmedimki.
- Koklamadan sevmeden yavrusunu
- Canından bir parça can yavrusunu
- Belkide çiğerinin yarısını
- Beni görmeden gözlerini kapamış.
- Anne dediler anne, baldan tatlı
- Anne dediler anne, çok şevkatli
- Anne dediler anne, kara bahtlı
- Ben annemi, annemi görmedimki
Serçe[]
- Sapan yiyen serçe
- Kıpırtısız düşer çimene
- Toprak çeker kanını içine
- Serçenin aklı kalır bebelerinde
- Anne anne canım anne
- Hani benim lokmam nerde
- Anne anne güzel anne
- N’olcak şimdi bana söyle
- Kim ısıtacak beni
- Soğuk kış gecelerinde
- Kimin kanadının altında
- Soluyacağım yükseklerde
- Anne anne canım anne
- Yetim kaldım bu ellerde
- Anne anne güzel anne
- Götür beni de gittiğin yere
- Avcı avcı yaman avcı
- İncimi elimden alan yabancı
- Düşürdün yüreğime bir acı
- Bilirim yoktur kimsede ilacı
Anne Hakkı[]
Atalarımız;[]
'Ana gibi yâr, vatan gibi diyâr olmaz.' demişlerdir.
Hakîkaten dünyâyı diyâr diyâr gezsek, anamız gibi bizi bağrına basarak sevecek ve şefkatle kucaklayacak bir ana bulamayız. İnsan, hanımı gibisini veya ondan daha iyisini her yerde bulabilir, fakat ana gibisini hiç bir diyârda bulamaz.
Âile içinde çocuk üzerinde en çok hakkı olan ve hizmeti geçen annedir. Anne, hâmile kaldığı andan itibâren çocuk yüzünden sıkıntı çekmeye başlar. Doğum sırasında bu sıkıntı, zirveye ulaşır. Kimi zaman doğum, annenin hayâtına mâl olur.
Annenin esas hizmeti, doğumdan sonra başlar. Çocuğun emzirilmesi, giydirilmesi, temizliğinin yapılması, terbiye edilmesi ve tedâvîsi gibi ardı arkası kesilmeden ömür boyu sürecek bir hizmet dönemi içersine girer.
Cenâb-ı Hakk’ın özellikle annelere lutfettiği şefkat duygusu, anneleri; istirâhatini, sıhhatini, yeme-içme ve giyinmesini düşünmeden bütün imkânlarıyla çocuğuna hizmete sevkeder.
Annenin bu sonu ve sınırı olmayan fedâkârlıklarının bedelini, evlâdın maddî bir karşlıkla ödemesi mümkün değildir.
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in huzuruna bir adam geldi ve:
'Yâ Rasûlallâh! Anam iyice ihtiyarladı. Ben onu kendi ellerimle yediriyor, içiriyor ve sırtımda taşıyorum.. Hâsılı her türlü ihtiyâcını karşılıyorum.. Mükâfâta hak kazandım mı? .' dedi.
Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz cevâben:
'Hayır, bu senin yaptıkların, ananın senin üzerindeki haklarının yüzde birine bile karşılık değildir. Fakat sen, iyilik ediyorsun. Allâh sana bu az iyilik karşılığında çok sevap verir.' buyurdular. (20)
Hz. Peygamber (s.a.v.) ’in:
'Cennet annelerin ayakları altındadır.' (21) hadîs-i şerîfi de annelerin lâyık oldukları yüce mertebeyi belirlemekte ve erkekle eşit olmaktan öte üstün haklara sahib bulunduklarına işaret etmektedir.
İbn-i Amr (r.a.) anlatıyor:
'Bir adam cihâda iştirâk etmek için Hz. Peygamber (s.a.v.) ’den izin istedi. Rasûlullâh (s.a.v.) :
'Annen, baban sağ mı? ' diye sordu. Adam:
'Evet.' deyince Rasûlullâh (s.a.v.) :
'Onlara hizmet de cihâd sayılır, sen onlara hizmet ederek cihâd yap! ' buyurdu. (22)