Arş Bağ çardağı.
Gölgelik.
Kürsü, taht, yüce makam. En yüksek gök. Allahın kudret ve saltanatının tecelli yeri. (Arş kâinatı kaplar. Allah'ın kudreti ve ilmi de herşeyi kaplar.)
Fevkiyyet, ulviyyet.
Arş-ı Alâ, Arş-ı Rahman, Arş-ı İlâhi, Arş-ı Yezdan, Felek-i Eflâk, Felek-i Atlâs, Felek-i Azâm gibi isimlerle Cenab-ı Hakkın izzet ve saltanatından kinaye olarak söylenir. (O.S) (... Arş: Zâhir, Bâtın, Evvel, Âhir isimlerinin halita ve karışığıdır. Bu halitada dahil olan İsm-i Zâhir itibarı ile Arş Mülk; kevn, Melekut olur. İsm-i Bâtın itibarı ile Arş, Melekut; kevn, Mülk olur. Demek Arşa ism-i Zâhir nazarı ile bakılırsa; kendisi zarf, Kevn de mazruf olur. İsm-i Bâtın gözü ile bakılırsa; kendisi mazruf, kevn zarf olur. Ve kezâ ism-i Evvel itibârı ile
Sözlükte "yükseklik, tavan, çadır, çardak, ayağın tümsek yeri ve taht" anlamına gelen arş (çoğulu urûş); ıstılahta, gerçek mahiyetini, ölçü ve sınırını insan aklının kavrayamayacağı, gerçek içeriğini sadece Yüce Allah'ın bildiği, bütün âlem denilen yeri, gökleri, cenneti, cehennemi, sidreyi, kürsiyi kaplayan ilâhî taht ve hükümranlık demektir.
Arş konusunda genel olarak üç görüş vardır:
1- Arş ile en büyük cisim kastedilmiştir. Bu anlamda kurulmuş, çatılmış ve tamamlanmış her binaya da arş denir. Cenab-ı Hak da gökleri ve yeri yarattıktan sonra bunların her birinin şeklini, yüksekliğini, birbirleriyle uyum ve orantı özelliklerini de vermiştir. Bu husus Kur'ân'da şöyle açıklanmıştır. "Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra arşa istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır." (Ra'd, 13/2)
2- İslâm bilginlerinin çoğuna göre arş ile kastedilen, gökleri kaplayan o büyük cisimdir. İşte kâinattaki bütün cisimleri kuşatan ve mahiyetini bilemediğimiz bu arş, her şeyden önce yaratılmıştır. Daha sonra sırasıyla su, gök ve yer yaratılmıştır. "O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır." (Hûd, 11/7)
3- Arş'tan maksat mülktür. "Falan kimse, arşına hakim oldu" denir. Bu ifade o kimsenin, mülküne sahip olduğu anlamına gelir. Şu âyetlerdeki "arş" kelimesi de Hz. Yusuf'un ve Saba Melikesi Belkıs'ın tahtı anlamında kullanılmıştır. "Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar" (Yûsuf, 12/100). "(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?" (Neml, 27/38) Arş hakkındaki müşterek kanaatı şu şekilde özetlemek mümkündür: Mahiyeti Allah ve kâinatla ilişkisi ne olursa olsun, Arş'ın varlığını kabul etmek gerekmektedir. Çünkü ilâhî azamet ve saltanatın sembolü sayılan ve meleklerce taşınıp çevresinde dönülen ulvî bir makam olduğunu inkâr etmek, Nasslara aykırı düşmektedir. (F.K.)
İçindekiler
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ünlem[düzenle | kaynağı değiştir]
- [1] Islâm dinî inanışına göre göğün en yüksek katı
- [1] (Arapça)
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad[düzenle | kaynağı değiştir]
- [1] Gök, gök yüzü, göğün en yukarı katı
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad[düzenle | kaynağı değiştir]
- Türk Dil Kurumu: "Arşı"
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad[düzenle | kaynağı değiştir]
Durum | Tekil | Çoğul |
---|---|---|
Yalın | gök | gökler |
Belirtme (-i) | göğü | gökleri |
Yönelme (-e) | göğe | göklere |
Bulunma (-de) | gökte | göklerde |
Çıkma (-den) | gökten | göklerden |
Tamlayan | göğün | göklerin |
- [1] Belirli bir yerden görünen kubbe şeklindeki hava yuvarı, atmosfer
- [2] [[{{{2}}}##ECECEC|{{{2}}}]] Gök rengi, mavi #ECECEC
- [2] (Eski Türkçe)
- Almanca: Luft f, Himmel m
- Arapça: سَمَاء (sámaː’) f, سَمَوَات (samawáːt) pl
- Baskça: zeru
- Bulgarca: небе n
- Çekçe: nebe n
- Çince: 天 (tiān)
- Endonezce: langit
- Esperanto: ĉielo
- Şablon:Fi: taivas
- Fransızca: ciel m
- Galce: wybr, wybrau
- İbranice: שמיים (šamayím) f
- İngilizce: sky ,blue
- İspanyolca: cielo m, firmamento m
- İsveççe: himmel c, sky c
- İtalyanca: cielo m
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- Japonca: 空 (そら, sóra), 天 (てん, ten)
- Korece: 하늘 (haneul)
- Latince: caelum n
- Litvanca: dangus m
- Macarca: ég
- Mançuca: abka
- Norveççe: himmel m
- Ojibwe dili: giizhig, giizhigoon pl
- Portekizce: céu m
- Romence: cer n
- Rusça: небо (nébo) n, небеса (nebesá) pl
- Sanskritçe: आकाश (ākāsha) m
- Slovence: nebo n
- Vietnamca: thiên
Şablon:Elbakınız - d {{El}}
El Masaj El masajı Ayak masajı
Nefes darlığı ve ayak masajı Nefes darlığı ve el masajı
Peygamberleri el mucizeleri
|}
|}
- Türkmence: [[asman#Türkmence|asman]] (tk)
- Şablon:Krc: [[kök#Şablon:Krc|kök]] (krc)
- Kırım Tatarca: [[kök#Kırım Tatarca|kök]] (crh)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- Eski Türkçe: Tenri (tr)
- Azerice: göy
- Uygurca: كۆك، ئاسمان
|}
|}
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad[düzenle | kaynağı değiştir]
- [1] mavi, asman
- [2] yahşi
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad[düzenle | kaynağı değiştir]
- [1] gök
- Bostan gök iken pazaryapılmaz
- Değirmende doğan sıçan gök gürültüsünden korkmaz
- Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz
- Gök gürlemeden yağmur yağmaz
- Şimşek çakmadan gök gürlemez
- (İngilizce): [1] [[sky#(İngilizce)|sky]] (en)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad ,
Sıfat[düzenle | kaynağı değiştir]
- Kitap Zemahşeri Siccîn kelimesi kitap demektir, diyor.
. Google books Google kitaplar https://play.google.com/books/publish Google Kitap Ortağı Programı'na giriş https://play.google.com/books/publish/u/0/
- Faturalandırma Kimliğiniz: 5663-8645-7807
- Forum[1]
- Tüm google forums[2]
- Canlı[3]
- https://support.google.com/googleplay/#topic=3364260 Kendine yardım
Adsence Google Adsence ESK Hesabı:AdSense pub-2400628805201023 jaseem.a@.com ve jaseem@.com- https://play.google.com/books/publish/a/18104069427442984398#home
[düzenle | kaynağı değiştir]
Ad ,
Sıfat[düzenle | kaynağı değiştir]
- [1] mavi
- Türkçe sözcükler
- Ünlem (Türkçe)
- Ünlem
- Anlamı olan Maddeler
- Kökeni Olan Maddeler
- Arapça kökenli sözcükler
- Arapça kökenli sözcükler (Türkçe)
- Türkmence sözcükler
- Ad (Türkmence)
- Ad
- Osmanlıca sözcükler
- Ad (Osmanlıca)
- Kaynak Verilmiş Maddeler
- Ad (Türkçe)
- Eski Türkçe kökenli sözcükler
- Eski Türkçe kökenli sözcükler (Türkçe)
- Eş Anlamı olan Maddeler
- Deyime Bağlantısı Olan Maddeler
- Diğer Dillere Çevrilmiş Maddeler
- Türk Dillerine Bağlantılı Maddeler
- Çağatayca sözcükler
- Ad (Çağatayca)
- Gagavuzca sözcükler
- Ad (Gagavuzca)
- Atasözüne Bağlantısı Olan Maddeler
- Eski Türkçe sözcükler
- Ad (Eski Türkçe)
- Sıfat (Eski Türkçe)
- Sıfat
- Sıfat (Türkmence)