←Asım II.Bölüm | Asım Mehmet Akif Ersoy |
Asım IV.Bölüm→ |
Asım (1924) - Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir. Eğitim-öğretim, ırkçılık, savaş vurgunculuğu, batıcılık, gibi pek çok konudan bahseder. Âsım, Mehmet Âkif’in sanatının önemli eseridir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Mehmet Âkif’i temsil eden Hocazade’nin Fatih’in Sarıgüzel Mahallesi’ndeki evinde dostu ve babasının öğrencisi Köse İmam’la karşılıklı konuşmalarından meydana gelen manzum bir diyalogdur. Eser aynı zamanda Âsım’ın neslinin Çanakkale’de gösterdiği direnişin destanıdır. Bu eserinden dolayı Cenap Şahabettin’in “yalnız asrımızın değil, hatta tarihimizin en büyük destanî şairi” olarak nitelediği Mehmet Âkif’in bu eseri, Türkçenin büyük söz ustası Süleyman Nazif’i de kendisine hayran bırakmıştır. Nazif Âsım için şöyle der: “Yarabbi!.. Şair bu mısraları senin arş-ı ilhâmından birer birer yeryüzüne indirirken, ruhu, kimbilir, heyecandan ne kadar sarsılmış; dimağı, kalbi, a’sâbı ne kadar yıpranmış… ve ne kadar harâb olmuş!.. Onun yazdıklarını biz yalnız okurken, bu kadar titredik ve sarardık.”
(Safahat kitapları: Birinci Kitap Safahat , İkinci Kitap Süleymaniye Kürsüsünde(1912) - Üçüncü Kitap Hakkın Sesleri(1913) - Dördüncü KitapFatih Kürsüsünde (1913) -Beşinci Kitap Hatıralar (1917) -Altıncı Kitap Asım (1924)Yedinci Kitap Gölgeler (1933) - Safahat Dışında kalmış Şiirler) |
Bakınız: Asım III/1 , Asım III/2, Asım III/3, Asım III/4, Asım III/İngilizce , Asım III/Farsça , Asım III/Arapça , Asım III/Açıklamalı |
Şiir Metni
|
Güncel Türkçesi
|
İngilizce Tercüme
|
Osmanlıca
|
'-Söyledik ya kuzum,'İşitmedin mi demin?
-Haklısın, devâm et: "Rum Cemâ´atinden" efendim ?filânenin? yazıver. -Yazıldı.
-Edeydi keşke! -"Diler Ve böyle mâlini beyhûde yolda imhâya Kıyâm eder" -Yavaş ol! Koş diyen de olmadı ya! - "Ver arz edildiği vech üzre emr-i infâkı" Ne i´tinâ bu! Yesârî misin, nesin? -Tıpkı! -Yazındı: "Kendine mahsus ve münhasır bulunan" Adam, cızıktırıver, bakma hüsn-i hatta, filân. "Küçük, büyük bütün evlâdlarıyle zevcesini" Yazıldı bitti ya? -Sabret, düzelteyim şu sini...Düzledi. -Yaz bakalım "Her cihetce pek mahrûm -Evet, oğlum, yazıldı, bekliyorum. -"İçinde ölmeye mahkûm" * '-Fenâ mı yoksa? -Hayır; Fena olur mu ya? - "Mumâileyhin" -İşte bu çok! -Ne çâre! "Şer´-i Şerîf cânibinden" oldu mu? - Yok... -Biraz yavaşça. -Peki... Haydi, şimdi bağlayıver: "Lüzûm-i hacrine dâir" yaz... ? İşbu ilmühaber?;"Mahallemizce" mi dersin?Dedinse "bi´t-tanzîm Huzûr-i hâkim-i şer´îye" sec´i bas: "Takdîm Kılındı. " Âferin, oğlum, imam da böyle yazar: -Onu bilmem, şu bitirdik ya nihâyet zor zar: Acabâ hacri muvâfık görecekler mi ki? -Ey... Hâkimin re´yine, vicdânına kalmış bir şey Sen de gör kendini bir kerre. -Peki, evlâdım, Göreyim... Başka ne yapsam ki, şaşırdım kaldım. Bittim artık bilemezsin ne kadar bittiğimi; Âh görsem şu cihandan yıkılıp gittiğimi! Ne gebermez, ne kütük bünye ki, hiç kağşamamıç! Bunu Rabbim, bana sağlık diye nerden yamamış? İstemem, kendinin olsun!
-Bırak flğlum, azıcık derdini döksün şu bunak. Bana dünyâda ne yer kaldı, emîn ol, ne de yâr; Aranma göçmek için başka zemin, başka diyâr, Bunalan rûhuma ister bir uzun boylu sefer; Yaşamaktan ne çıkar günlerim oldukça heder? Bir güler çehre sezip güldüğü yoktur yüzümün; Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün. Seneler var ki harâb olmadığım gün bilmem; Gezerim abdala çıkmış gibi sersem sersem. Dikilir karşıma hep görmediğim bilmediğim; Soranm kendime: Gurbette mi, hayrette miyim? Yoklarım taşları, toprakları: İzler kan izi; Yurdumun kan kusuyor mosmor uzanmış denizi! Tüter üç baca kalmış... O da seyrek seyrek... Âşinâ bir yuva olsun seçebilsem, diyerek... Bakınırken duyarım gözlerimin yandığını; Sarar âfâkımı binlerle sıcak kül yığını. Ne o gömgök dereler var, ne o zümrüt dağlar; Ne o çıldırmış ekinler, ne o coşkun bağlar. Şimdi kızgın günün altında pinekler, bekler, Sâde yalçın kayalar, sâde ıpıssız çöller. Yurdu baştanbaşa vîrâneye dönmüş Türk´ün; Dünkü şen, şâtır ocaklar yatıyor yerde bugün. Gündüz insan sesi duymaz, gece görmez bir ışık Yolcu haykırsa da baykuş gibi, çığlık çığlık. "Bu diyârın hani sâhipleri?" dersin; cinler, "Hani sâhipleri?.. " der, karşıki dağdan bu sefer! Nerde Ertuğrul´u koynunda büyütmüş obalar? Hani Osman gibi, Orhan gibi gürbüz babalar? Hani bir şanlı Süleyman Paşa? Bir kanlı Selîm? Âh, bir Yıldırım olsun göremezsin, ne elîm! Hani, cündîleri, şâhin gibi, ceylân kovalar, Köpürür, dalgalanır, yemyeşil engin ovalar? Hani târîhi soruldukça, mefâhir söyler, Kahramanlar yetişen toprağı zengin köyler? Hani onnan gibi âfâkı deşen mızraklar? Hani atlargibi sahrâyı eşen kısraklar? Hani ay parçası kızlar ki koşar oynardı? Hani dağ parçası milyonla bahâdır vardı? Bugün artık biri yok... Hepsi masal, hepsi yalan! Bir onulmaz yaradır, varsa yüreklerde kalan.
Dediler: "Kurna´da dünden beri var köy düğünü; Hoşlanırsan, hadi, olmaz mı?... " "Pekâla, gideriz; Hem biraz kır görürüz, hem de güreş seyrederiz. " Keşke, gitmem demiş olsaydım.. İlâhî, o ne hâl, O nasıl maskara demekti ki ta´rîfı muhâl. Topu kırk elli kadar köylü serilmiş bayıra, Bakıyor harmanın altındaki otsuz çayıra. Bet beniz sapsan bîçârelerin hepsinde; Ne olur bir kişi olsun görebilsem zinde! Şiş karın sıksa çocuklar gibi, kollar sarkık; Arka yusyumnı, göğüs çökmüş, omuzlar kalkık. Gözlerin busbulanık rengi, kapaklar şiş şiş; Yüz buruşmuş, uzamış, cebhe darâlmış, gitmiş. Gezecek yerde o âvâre nazarlar dalıyor Serilip düştü mü bir noktaya, kaldırması zor! * 'Sıtmadan boynu bükülmüş de o dimdik Türk´ün, Düşünüp durmada öksüz gibi küskün küskün. Gövde teşrihlere dönmüş, o bacaklar değnek; Daha yaş yirmi iken eller, ayaklar titrek. Öyle seksenlik adamlar aramak pek yanlış; Kırk onun ömrüne son merhale olmuş kalmış. Değişik sanki o arslan gibi ırkın torunu!
Kocamaz, derdim, asırlarca, sorulsaydı eğer, Ne çabuk elden ayaktan düşecekmiş o meğer...
Der demez, başladı kalbî sesi yırtık davulun. Güm güm ötmek ne gezer! Tık nefes olmuş kasnak: Göğsü tokmak gibi küt! küt! vuruyor hışlıyarak. Zurna hımhım mı nedir, söylemiyor bir türlü; Üfleyen çingenenin rengi mezar, kendi ölü. Güneç oldukça kızışmış, beni yormuştu sıcak; Hele birgölge bulup altıma çektim çabucak. Tam demiştim: Azıcık yaslanayım, dinleneyim... Biri tıksırdı ta ensemde.. Acâib, bu da kim? Ne göreydim: Kelebek tarlası olmuş da içi, Soluyup sümkürüyor sırtıma bir yaşlı keçi! ?Ama bak, aklıma gelmezse de hürmet talebi; O kadar fazla samîmiyyeti sevmem, çelebi; Sakalından çekerim, sonra, kanşmam... Hadi git!? Nerde!Aldırnıadı... Sordum, baş ödülmüş bu yiğit!.. * 'Hele sen geç yiğidim, geç bakalım, başka ne var? Bir çelimsiz sopa, boynunda üç arşın astar.
Birbirinden daha bîçâre sekiz çıplak adam? Âh o soygunluğu rü´yâda gören korkardı: Çünkü gömlek gibi etten de soyunmuşlardı! Bir delik torbaya girnıiş kimi, kıspet yerine; Çekivernıiş kimi, bir lîme çuval dizlerine. Kiminin, giydiği çakşır, kiminin bez şalvar; Kiminin, uçkunı boynundan asılmı donu var. Acabâ yağ sürünürler mi desem, yağ nerede? Bereket versin onun ma´deni varmış derede: Sağ omuzlarda birer başları kertikli ağaç, Kadın, erkek suyu aktarmada bakraç bakraç. Sonra, nerdense gelip ?Yağlanınız haydi!? sesi, Çöktü meydanda duran kaplara artık hepsi. Palaz ördek gibi, bandıkça avuçlar bandı; Meşin ıslar gibi, kavruk deriler ıslandı. Bu merasim de bitip, başlıyacak dendi güreş, Çarpınıp çırpınarak çıktı nihâyet iki eş. Daha ilk elde boşansın mı alınlarından ter, O göğüsler sana ötsün mü körükten de beter? Baktım: Altından o bir çifte perîşan bağrın, Soluganlar gibi kalkıp iniyor çifte karın! Sonradan dizlere bir titremedir çökmüştü; Hele çok sürmiyerek dördü de cansız düştü.
"Kalkın artık!" dediler, lâkin o derman nerde! Güreşin böylesi hiç görnıediğim bir şeydi; Orta, baş, hepsi de bunlargibi âvâreydi.
Karşıdan tentesinin nısfı hasır, nısfı aba, Bir tekerlekleri alçak yana yatmış araba; Yerliden az kaba, Maltız keçisinden çok ufak İki mahzûn öküzün seyrine münkâd olarak; Ne yanık mersiyeler söyletiyor dingiline! Bunu gördüm, acımak geldi içimdem geline: Sana baksın da kızım, bahtın utansın... Ne deyim? O, senin, kimdi, bugün nerde yatar, bilmediğim, Ninenin rûhuna âgûş açıyorken melekût, Tertemiz na´şını gufran gibi örten tâbût, Şu gelinlik arabandan daha şâhâneydi. Geçti rü yâ gibi, Allâh´ım, o günler neydi! Şu bayırlarda - ki vaktiyle bütün bağlardı - Sesi dünyâyı tutan bir bereket çağlardı. Ya şu vâdi ki çırılçıplak uzanmış, bîtâb, Hiç yazın böyle fezâsında tüter miydi serâb? Şimdi âfâka alev püskürüyor her çatlak Yarılıp hasta dudaklar gibi, yer yer toprak. - Deşme, oğlum, yaradır, hem de yürekler yarası... - Neyde, yâ Rabbi, otuz kırk sene evvel burası? Dağlar onnan, tepeler bağ, ovalar hep tarla; Koca mer´â dolu baştan başa sağmallarla. İğne atsan yere düşmez: O ekin bir tûfan: Atlı girsen gömülür buğdayın altında kafan. Köylünün kırlan tutmuş, yayılırken davan, Sökemezsin, sarar âfâkını yün dalgalan! Dolaşır sal gibi göllerde hesabsız manda, Fil sanırsın, hani, bir çıksa da görsen karada. Geniş alnıyle yarar otlan binlerce öküz, Besiden her birinin sırtı, bakarsın, dümdüz. Ne de ıslak patı bunıundaki mosmor meneviş! Hadi gelsin bakalım damlann altında geviş. Diz çöker buldu mu yaslanmaya kâfi meydan; Sürünür toprağın üstünde o kat kat gerdan. Çifte gözler süzülür, tek çene durmaz çiğner; İki yandan yere şeffâf iki ipliktir iner. Bunların ağdalanır, maç maç öterken sakızı, Öteden bir sürü gürbüz, demevî köylü kızı, Tarayıp hepsini evlâd gibi, bir bir kınalar. Tepeden kuyruğu dikiş, ine dursun danalar, Dalar etrâfa köyün damgalı yüzlerce tayı; İnletir at sesi, kısrak sesi gömgök ovayı. Gündüzün kimse görünmez: Kadın erkek çalışır; Varsa meydanda gezen tostopaç oğlanlardır. Akşam olmaz mı, fakat, toplar ahâliyi ezan, Son cemâ´at yeri, hattâ, adam almaz ba´zan. Güneş âfâka henüz an-ı vedâ etmişken, Yükselir Kâ´be´ye doğrulmuş alınlar yerden. Önce bir dalgalanır, sonra eder hepsi karar; Örülür enli omuzlarla birer canlı hisar. Bu yaman safların âhengi hakîkat müdhiş: Sanki yalçın kayalar yanyana perçinlenmiş, Öyle bir cebhe kesilmiş ki: Müselsel îmân; Hangi îmâna dokunsan taşacak itmînân. Âh o yekpârelik eyyâmı hayâl oldu bugün; Milletin hâlini gör, sonra da mâzîyi düşün. Kim bu yalçın kayalar sarsılacaktır derdi? Öyle sarsıldı ki edvâra tezelzül verdi!
Köylünün bir şeyi yok sıhhati, ahlâkı bitik; Bak o sırtındaki mintan bile tiftik tiftik. Bir kemik bir deridir ölmedi kaldıysa diri; Nerde evvelki refâhın acabâ onda biri? Dam çökük, arsa rehin, bahçeyi "icrâ" ister; Bir kalem borca bedel fâizi defter defter! Hiç bakım görmediğinden mi nedendir, toprak Verilen tohmu da inkâr edecek öyle çorak Bire dört aldığı yıl köylü, emin ol, kudurur. Har vurur bitmiyecekmiş gibi, harman savurur. Uğramaz, gün kavuşur, çiftine yâhud evine; Sabah iskambil atar kahvede, akşam domine. Muhtasar gayr-ı müfid ilmi kadrdır dini; Ne evamir, ne nevâhî, seçemez hiçbirini. Namazın semtine bayramları uğrar sade; Hiç şu görmez yüzünün düşmanıdır seccâde. Hani, üç beş kişiden fazla musallî arama; Mescid ambarlık eder, başka ne yapsın, imama! Okumak bahsini geç... Çünkü o defter kapalı, Bir redif zâbiti mektepleri debboy yapalı. Sıtma, fuhş, içki, kumar türlü fecâyi´ salgın... Sonra söylenmiyecek şekli de var hastalığın. Bir taraftan bulanır levse hesapsız nâmûs; Bir taraftan serilir toprağa milyonla nüfûs. Hadi aldırmıyalım yükseledursun vefiyât, Nerde noksânı telâfı edecek tâze hayât? Evlenip âile teşkîli bugün zorgeliyor, Görüyorsun ya nikâhlar ne kadar seyreliyor!
Eskiden zurnalar öttükçe feza inlerdi; O ne dehşetli düğünler, o ne derneklerdi! Kurulur meydana harman gibi kırk elli sini, Tablalar yığmaya başlar koyunun beslisini Ense kat kat taşıp etrafa dökülmüş yakadan; Göğsün ed?adı kabardıkça gerilmiş camadan; Başta abani sarık tende hilali gömlek; Belde Lahur şalı, üstünde o som sırma yelek; Dizde kaytan çevrilmiş çuhadan sıkma potur; Amcalar lök gibi bağdaş kurarak halka olur Sofranın halesi şeklinde duran kutru geniş, Boyu çepçevre kılaptanla zarif işlenmiş Eni az peşkiri herkes götürür dizlerine. Çorbadan sonra etin türlüsü kalkıp yerine, Hamurun türlüsü devlet gibi kondukça konar. Sekiz on yerde güğümler mütemadi kaynar. Taze şerbet sunulur taze kesilmiş karla;
Öğle olmaz mı, cema?.atle kılarlar namazı Güreşin, gümler o esnada mehib incesazı Oturur besli davullar yere, şişman şişman, Perde göstermeye başlar kabalardan o zaman Öyle inler ki zemin: Kalb i feza ?Küt! Küt!? atar; Zurnanın tizleri dersen, yedi iklimi tutar Şimdi hayvanlı, yayan kız kadı oğlan erkek; Kuşatır ip çekilen meydanı yüzlerce öbek. Bir taraftan da iner nâ-mütenâhî araba... İner amma o kadar süslü ki dersin: ?Acaba Şu beyaz tenteler altında birer hacle mi var?
Iki baş manda, birer tay, dana, top top dokuma... Hele peşkir gibi peşkeşleri artık sorma. Yağ kazanlarla durur, tartısı yok ölçüsü hiç; Hani ister süıün, ister dökün, istersen iç!
Ne temâşâdır o, titrer durur insan tir tir. Birbirinden daha mevzun iki üç çift endâm, Atılıp sahneye şâhin gibi etmez mi hırâm; Ses, soluk çıkmaz olur, herkesi ürperme alır; O geniş yer de nefeslerle beraber daralır. Çünkü meydanda değil seyre bakanlarda bile, Asım´ın dengi heyâkil seçilir yüzlerle. Şimdi, sağ kolda, gümüş kaplı birer bâzû-bend, Boynu mıskayla donanmış, o yarım deste levend, Önce peşrev yaparak sonra tutuşmazlar mı, Güreş artık kızışır, hasmını tartar hasmı. Uzanırşimdi göğüsler, kavuşur; şimdi, yine Dalga çarpar gibi çarpar gerilip birbirine. Kimi tek çapraza girmiş, mütemâdî sürüyor. Kimi şîrâzeyi tartıp alıvermiş, yürüyor. Kimi sarmayla çevirsem diye sardıkça sarar; Kimi kılçık düşünür, atmak için fırsat arar |
-Söyledik ya kuzum, İşitmedin mi biraz önce?
-Haklısın, devam et: "Rum Cemâtinden" efendim "filan kadının" yazıver. -Yazıldı.
-Edeydi keşke! -"Diler Ve bu suretle, malını gereksiz yere sarfedip tüketmeye Kalkışır" -Yavaş ol! Koş diyen de olmadı ya! -"Ve yukarıda arzedildiği gibi bakımı" Ne özenme bu! Yesârî misin, nesin? -Tıpkı! -Yaz bakalım: "Başka kimseleri olmayıp sadece kendine ait bulunan" Adam, cızıktırıver, bakma yazının güzelliğine filân. "Küçük, büyük bütün çocuklarıyla karısını" Yazıldı bitti ya! -Sabret, düzelteyim sin harfini... Düzledi. -Yaz bakalım: "Her yönden çok yoksun Ve ihtiyâç" -Evet, oğlum, yazıldı, bekliyorum. -"İçinde ölmeye mahkûm" -Eder mi? -Yok "bırakır" -Yazıldı. -"Olmakla" -Çok güzel! -Fena mı yoksa! -Hayır, Fena olur mu ya? - "Adı geçen kişinin" -İşte bu çok! -Ne çâre! "Yüce şeriat hükümleri uyarınca" oldu mu? -Yok... Biraz yavaşça. -Peki... Haydi, şimdi bağlayıver: "Malını kullanmasına yasak konmasının gerekli olduğuna dair" yaz... "İşte ilmühaber mahallemizce" mi dersin? Dedinse "düzenlendi Ve Şeriat hakiminin makamına "kafiye koy: "Arz edildi." -Aferin, oğlum, imam da böyle yazar. -Onu bilmem, şunu bitirdik ya sonunda zar zor. -Acaba yasaklamayı uygun görecekler mi ki? -Ey... Hâkimin fikrine vicdanına kalmış bir şey. Sen de gör kendini bir kere. -Peki, evlâdım. Göreyim... Başka ne yapsam ki, şaşırdım kaldım. Bittim artık, bilemezsin ne kadar bittiğimi; Ah görsem şu dünyadan yıkılıp gittiğimi! Ne gebermez, ne kütük bünye ki, hiç kağşamamış! Bunu Allah'ım, bana sağlık diye nerden yamamış? İstemem, kendinin olsun!
-Bırak oğlum, azıcık derdini döksün şu bunak. Bana dünyada ne yer kaldı, emin ol, ne de yâr; Ararım göçmek için başka yer, başka diyar Bunalan ruhum artık o uzun sefere çıkmak ister; Günlerim boşuna geçtikçe, yaşamaktan ne çıkar? Bir güler çehre sezip güldüğü yoktur yüzümün; Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün. Seneler var ki harab olmadığım gün bilmem; Gezerim, ortaoyunundaki abdal gibi sersem sersem. Dikilir karşıma hep görmediğim bilmediğim; Sorarım kendine: Gurbette mi, hayrette miyim? Yoklarım taşları, toprakları: İzler kan izi; Yurdumun kan kusuyor mosmor uzanmış denizi! Tüter üç beş baca kalmış... O da seyrek seyrek... Tanıdık bir yuva olsun seçebilsem, diyerek... Bakmırken duyarım gözlerimin yandığını: Sarar ufuklarımı binlerce sıcak kül yığını. Ne o gömgök dereler var, ne o zümrüt dağlar; Ne o çıldırmış ekinler, ne o coşkun bağlar. Şimdi kızgın günün altında pinekler, bekler, Sade yalçın kayalar, sade ıpıssız çöller. Yurdu baştanbaşa harabeye dönmüş Türk'ün; Dünkü şen, neşeli ocaklar yatıyor yerde bugün. Gündüz insan sesi duymaz, gece görmez bir ışık, Yolcu haykırsa da baykuş gibi, çığlık çığlık. "Bu diyarın hani sahipleri?" dersin; cinler, "Hani sahipleri?.." der, karşıki dağdan bu sefer! Nerde Ertuğrul'u koynunda büyütmüş obalar? Hani Osman gibi, Orhan gibi gürbüz babalar? Hani bir şanlı Süleyman Paşa? Bir kanlı Selim? Âh, bir Yıldırım olsun göremezsin, ne acı verici! Hani süvarileri şahin gibi ceylan kovalar, Köpürür, dalgalanır, yemyeşil engin ovalar? Hani tarihi soruldukça, kıvanç veren olaylar anlatır, Kahramanlar yetişen toprağı zengin köyler? Hani orman gibi ufukları deşen mızraklar? Hani atlar gibi sahrayı eşen kısraklar? Hani ay parçası kızlar ki koşar oynardı? Hani dağ parçası milyonla yiğit vardı? Bugün artık biri yok... Hepsi masal, hepsi yalan! Bir onulmaz yaradır, varsa yüreklerde kalan.
Dediler: "Kurna"da (1) dünden beri var köy düğünü; Hoşlanırsan, hadi, olmaz mı?.." "Pekâla, gideriz; Hem biraz kır görürüz, hem de güreş seyrederiz." Keşke, gitmem demiş olsaydım... İlâhî, o ne hâl, O nasıl maskara dernekti ki tarifi mümkün değil. Topu kırk elli kadar köylü serilmiş bayıra, Bakıyor harmanın altındaki otsuz çayıra. Bet beniz sapsarı zavallıların hepsinde; Ne olur bir kişi olsun görebilsem zinde! Şiş karın sıksa çocuklar gibi, kollar sarkık; Arka yusyumru, göğüs çökmüş, omuzlar kalkık. Gözlerin busbulanık rengi, kapaklar şiş şiş; Yüz buruşmuş, uzamış, alın daralmış, gitmiş. Gezecek yerde o şaşkın bakışlar dalıyor; Serilip düştü mü bir noktaya, kaldırması zor!
Düşünüp durmada öksüz gibi küskün küskün. Gövde kadavraya dönmüş, o bacaklar değnek; Daha yaş yirmi iken eller, ayaklar titrek. Öyle seksenlik adamlar aramak pek yanlış; Kırk onun ömrüne son durak olmuş kalmış. Değişik sanki o arslan gibi ırkın torunu!
Kocamaz derdim yüzyıllarca, sorulsaydı eğer, Ne çabuk elden, ayaktan düşecekmiş o meğer!..
Der demez, başladı yürekten gelen sesi yırtık davulun. Güm güm ötmek ne gezer! Tık nefes olmuş kasnak: Göğsü tokmak gibi küt! küt! Vuruyor hışlıyarak. Zurna hımhım mı nedir, söylemiyor bir türlü; Üfleyen çingenenin rengi mezar, kendi ölü. Güneş oldukça kızışmış, beni yormuştu sıcak; Hele bir gölge bulup altıma çektim çabucak. Tam demiştim: Azıcık yaslanayım, dinleneyim... Biri aksırdı ta ensemde... Acâip, bu da kim? Ne göreydim: Kelebek (1) tarlası olmuş da içi, Soluyup sümkürüyor sırtıma bir yaşlı keçi! "Ama bak, aklıma gelmezse de saygı isteği; O kadar fazla samimiyeti sevmem, çelebi; Sakalından çekerim sonra, karışmam... Hadi git!" Nerde! Aldırmadı... Sordum, baş ödülmüş bu yiğit!..
Bir çelimsiz sopa, boynunda üç arşın astar.
Birbirinden daha zavallı sekiz çıplak adam? Onların o soyunuk halini rüyada gören korkardı: Çünkü gömlek gibi etten de soyunmuşlardı! Bir delik torbaya girmiş kimi, kispet yerine; Çekivermiş kimi, bir eski çuval dizlerine. Kiminin, giydiği çakşır, kiminin bez şalvar; Kiminin, uçkuru boynundan asılmış, donu var. Acaba yağ sürünürler mi desem, yağ nerede? Bereket versin onun kaynağı varmış derede: Sağ omuzlarda birer başları kertikli ağaç Kadın, erkek, suyu aktarmada bakraç bakraç. Sonra, nerdense gelip "yağlanınız haydi!" sesi, Çöktü meydanda duran kaplara artık hepsi. Palaz ördek gibi, bandıkça avuçlar bandı; Meşin ıslar gibi, kavruk deriler ıslandı. Bu törende bitip, başlayacak dendi güreş, Çarpınıp çırpınarak çıktı sonunda iki eş. Daha ilk elde boşansın mı alınlardan ter, O göğüsler sana ötsün mü körükten de beter? Baktım: Altından o bir çifte perişan bağrın, Soluğanlar (1) gibi kalkıp iniyor çifte karın! Sonradan dizlere bir titremedir çökmüştü: Hele çok sürmeyerek dördü de cansız düştü.
"Kalkın artık!" dediler, fakat o kuvvet nerde! Güreşin böylesi hiç görmediğim bir şeydi; Orta, baş, hepsi de bunlar gibi cansız ve şaşkındı.
Karşıdan tentesinin yarısı hasır, yarısı aba, Bir tekerlekleri alçak, yana yatmış araba; Yerliden az kaba, Maltız keçisinden çok ufak, İki üzgün öküzün yürüyüşüne uyarak Ne yanık ağıtlar söyletiyor dingiline! Bunu gördüm, acımak geldi içimdem geline: Sana baksın da kızım, bahtın utansın... Ne diyeyim? O, senin, kimdi, bugün nerde yatar, bilmediğim, Ninenin ruhuna kucak açıyorken melekler, Tertemiz cenazesini Allah'ın affı gibi örten tâbut Şu gelinlik arabandan daha mükemmeldi, Geçti rüya gibi, Allah'ım, o günler neydi! Şu bayırlarda - ki bir zamanlar bütün bağlardı - Sesi dünyayı tutan bir bereket çağlardı. Ya şu vadi ki çırılçıplak uzanmış, bitkin, Hiç yazın böyle fezasında tüter miydi serâb? Şimdi ufuklara alev püskürüyor her çatlak, Yarılıp hasta dudaklar gibi, yer yer, toprak. - Deşme, oğlum, yaradır, hem de yürekler yarası... - Neydi, ya Rabbi, otuz kırk sene evvel burası? Dağlar orman, tepeler bağ, ovalar hep tarla; Koca otlak, dolu baştan başa sağmallarla. İğne atsan yere düşmez: O ekin bir tufan: Atlı girsen gömülür buğdayın altında kafan. Köylünün kırları tutmuş, yayılırken davarı, Sökemezsin, sarar ufuklarını yün dalgaları! Dolaşır sal gibi göllerde sayısız manda, Fil sanırsın, hani, bir çıksa da görsen karada. Geniş alnıyla yarar otları binlerce öküz, Besiden her birinin sırtı, bakarsın, dümdüz. Ne de ıslak patı burnundaki mosmor meneviş! Hadi gelsin bakalım damların altında geviş. Diz çöker buldu mu yaslanmaya yetecek meydan; Sürünür toprağın üstünde o kat kat gerdan. Çifte gözler süzülür, tek çene durmaz çiğner; İki yancfan yere şeffaf iki iplik iner. Bunların ağdalanır, maç maç öterken sakızı, Öteden bir sürü gürbüz, kanlı canlı köylü kızı, Tarayıp hepsini çocuk gibi, bir bir kınalar. Tepeden kuyruğu dikmiş, inedursun danalar, Dalar etrafa köyün damgalı yüzlerce tayı; İnletir at sesi, kısrak sesi gömgök ovayı. Gündüzün kimse görünmez: Kadın erkek çalışır; Varsa meydanda gezen tostopaç oğlanlardır. Akşam olmaz mı, fakat, toplar halkı ezan, Son cemaat yeri, hatta, adam almaz bazan. Güneş ufuklara henüz veda etmişken, Yükselir Kâ'be'ye doğrulmuş alınlar yerden. Önce bir dalgalanır, sonra eder hepsi karar; Örülür enli omuzlarla birer canlı hisar. Bu yaman safların uyumu gerçekten müdhiş: Sanki yalçın kayalar yanyana perçinlenmiş, Öyle bir cebhe kesilmiş ki: zincirleme îmân; Hangi îmâna dokunsan taşacak huzur Âh o birlik-bütünlük günleri hayâl oldu bugün; Milletin hâlini gör, sonra da geçmişi düşün. Kim bu yalçın kayalar sarsılacaktır derdi? Öyle sarsıldı ki devirleri depreme verdi.
Köylünün bir şeyi yok, sağlığı, ahlâkı bitik; Bak o sırtındaki gömlek bile tiftik tiftik. Bir kemik, bir deridir ölmedi kaldıysa diri; Nerde evvelki refahın acaba onda biri? Dam çökük, arsa rehin, bahçeyi "icra" ister; Bir kalem borca karşılık faizi defter defter! Hiç bakım görmediğinden mi nedendir, toprak, Verilen tohumu da inkâr edecek, öyle çorak, Bire dört aldığı yıl köylü, emin ol, kudurur: Har vurur bitmeyecekmiş gibi, harman savurur. Uğramaz, gün kavuşur, çiftine veya evine; Sabah iskambil atar kahvede, akşam domine. Kısıtlı ve yararı olmayan bilgisi ölçüsündedir dini; Ne Allah'ın emirleri ne de yasakları, seçemez hiçbirini. Namazın semtine bayramları uğrar sadece; Hiç su görmez yüzünün düşmanıdır seccade. Hani, üç beş kişiden fazla namaz kılan arama; Mescid ambarlık eder, başka ne yapsın, imama! Okumak konusunu geç... Çünkü o defter kapalı, Bir yedeksubay okulları depo yapalı Sıtma, fuhuş, içki, kumar türlü feci şeyler salgın... Sonra söylenmeyecek şekli de var hastalığın. Bir taraftan bulanır pisliğe sayısız nâmûs; Bir taraftan serilir toprağa milyonla nüfûs. Hadi aldırmayalım yükseledursun ölümler, Nerde eksikliği kapatacak taze hayat? Evlenip aile kurmak bugün zor geliyor; Görüyorsun ya nikâhlar ne kadar seyreliyor!
Eskiden zurnalar öttükçe feza inlerdi; O ne dehşetli düğünler, o ne derneklerdi! Kurulur meydana harman gibi kırk elli tepsi, Tablalar yığmaya başlar koyunun besilisini. Ense yakadan kat kat taşıp çevreye dökülmüş; Göğüsler kabarıp genişledikçe gömlekler gerilmiş; Başta nakışlı beyaz sarık, tende hilâl biçiminde gömlek; Belde Lahor şalı, üstünde o som sırma yelek; Dizde kaytan çevirilmiş çuhadan sıkma potur; Amcalar lök gibi bağdaş kurarak halka olur. Sofranın hâlesi şeklinde duran, çapı geniş, Boyu çepeçevre sırma iplikle zarif işlenmiş, Eni az peşkiri herkes götürür dizlerine. Çorbadan sonra etin türlüsü kalkıp, yerine, Hamurun türlüsü devlet gibi kondukça konar. Sekiz on yerde güğümler devamlı kaynar. Taze şerbet sunulur taze kesilmiş karla;
Öğle olmaz mı, cemaatle kılarlar namazı. Güreşin gümler o sırada heybetli incesazı: Oturur beşli davullar yere, şişman şişman, Perde göstermeye başlar kabalardan, o zaman, Öyle inler ki yer: Fezanın kalbi "küt! küt!" atar; Zurnanın tizleri, dersen, yedi iklimi tutar! Şimdi, hayvanlı, yayan, kız, kadın, oğlan, erkek; Kuşatır ip çekilen meydanı yüzlerce öbek. Bir taraftan da iner sayısız araba... İner ama o kadar süslü ki dersin: "Acaba, Şu beyaz tenteler altında birer gelin odası mı var?"
İki baş manda, birer tay, dana, top top dokuma... Hele peşkir gibi armağanları artık sorma. Yağ kazanlarla durur, tartısı yok, ölçüsü hiç; Hani ister sürün, ister dökün, istersen iç!
Ne seyirdir o, titrer durur insan tir tir. Birbirinden daha biçimli iki üç çift beden, Atılıp sahneye şahin gibi salınmaya başlayınca, Ses, soluk çıkmaz olur, herkesi ürperme alır; O geniş yer de nefeslerle beraber daralır. Çünkü meydanda değil, seyre bakanlarda bile, Âsim benzeri heykel vücutlar seçilir yüzlerle. Şimdi, sağ kolda, gümüş kaplı birer kol bağı, Boynu muskayla donanmış, o yarım deste levend, Önce peşrev (1) yaparak, sonra tutuşmazlar mı, Güreş artık kızışır, rakibini tartar rakibi. Uzanır şimdi göğüsler, kavuşur; şimdi, yine Dalga çarpar gibi çarpar gerilip birbirine. Kimi tek çapraza girmiş, devamlı sürüyor: Kimi şirâzeyi (2) tartıp alıvermiş, yürüyor. Kimi sarmayla çevirsem diye sardıkça sarar; Kimi kılçık düşünür, atmak için fırsat arar.
kısbetlerine vururak yaptıkları gösteri. (2) Şirâze: Kısbetin paçası |
'-We said my lamb, haven’t you heard before?'-You are right, continue
-Well, son.
What are you saying? Look at me!
What remained in place in the world to me, rest assured, nor the half;
There are days I do not know the years that I was not wasted;
Vomiting of blood lying on the sea of homeland livid!
Familiar choose get a home, saying ... I don’t look be burning my eyes:
What crops that crazy, how he connects the wild. Now, under the day angry, sleep wait, Simple rugged rocks, deserts, plain within the dark confines. Dormitory in ruins across the Turks; Yesterday merry, cheerful hearths where lies today.
Passenger scream such as the owl scream, scream. "You know the owners of this realm?" Course, the jinn, Behold the owners? .." He says, across the mountain this time!
where Osman, such as robust as Orhan fathers?
Behold the cavalry like a falcon chases a gazelle,
Born Behold questions proud to tell of events that
. Today, it does not exist ... All fairy tales, it's all a lie!
They said: "marble basin" in of yesterday have been in the village wedding; likes, come on, is not it? .. "" It 's okay, go; And we see a little bit country, as well as look at a wrestling. " . I wish I could, If I had said to go ...
That description of how the mascara that is not possible association. , Peasant laid the ball up to forty or fifty slope . Viewing blend grassless meadow below. Yellow color of the face in all of the poor; What happens to a person I could get fit!
Rear rotund, sunken chest, shoulders raised. very bullered color of eyes, swollen lids swollen;
Where he will tour the dive looks puzzled; Have you dropped a point, lay, lift hard!
Body corpse returned, she staffs the legs;
. Forty of his life had been the last stop. Different race as if it is a lion's grandson!
,not old is wrong for centuries, if ask, .. How fast hand, it seems that outpatient falldown . Anyway,officer came and said: "Let the square, beware!" . Der not say from the heart was torn from the sound of the drum. What travels in authority thud thud! Has been breath-Click pulley:
What Do Zurna ahem, say a kind;
The sun is very intense during recent years, tired me warm;
Full said: I recline a little, rest a ... ? Someone in sneeze down my neck ... strange, this is who? What saw :Butterfly within the field has been, Breathe and blows “an old goat on my back! "But look, my mind does not respect the request; I do not like so much sincerity, Celeste; Then pull his beard, interfere ... " Let's Go! " Where!
I asked the head of this valiant award.. (1). Butterfly: name of an animal disease.
. A frail stick his neck lining three cubits.
. saying,shed Sir. Poor naked man, eight people from each other? Their offspring become a dream, who would be afraid of it: Because the flesh, such as the stripped shirt! Who entered a hole in the bag, instead of dress; Draw some, an old sack his knees. Who, wore old dress who baggy cloth; Who, neck hung, there is frost. Could say that smuggle oil, oil where? Fortunately the creek had its source: The heads of the right shoulder by one notch tree Women, men, water transferring Bakrac Bakrac. Then, come where in greasy come on!" tone, Now it all collapsed in the square standing container.
Leather gets wet, such as the broken skins wet. This ends the ceremony, was said to begin wrestling, , Do you get the very first let sweat pour from forehead, Did you break breasts herbaceous He also worse? I looked: a double gold that wretched bosom, Swell (1) up and coming down like a double belly! Subsequently a flickering knees had collapsed: . Especially at four very not a little life fell lifeless.
Download awning half mesh, half of the coat
, Less than natives overall, a very small Maltese goat, Two sad march following the ox What burns söyletiyor hinge wails!
.. Baksi you the girl, baht conspiracy theories ... What do I say? , He is yours, who was, where lies today, I do not know, embrace the spirit of the angels,
On your car than the perfect wedding dress,
But brave Toro on - which was once all wore - Çağlardı an abundance of sound that holds the world. , Or that this valley stretched out naked, exhausted, Did you ever write such smoke in the sky mirage? , Now, every crack in sprays flame heights, . cracks patient lips, as in some places, soil. - wounds of my heart to harm my son...
(2)Şiraze: The trotter of pant. |
—سويادك يا قوزوم، —ايشيتمدكمى دمين؟ —حقليسين،دوام ايت: ’ روم جماعتندن‘افندم’فلاننين‘يازيوير. —يازيلدى. ’—اوستن ايتمك‘ —ايدهيدى كشكه! ’—ديلر و بويله مالنى بيهوده يولده امحايه قيام ايدر‘ —ياواش اول!قوش ديينده اولمادىيا! ’—و عرز يدلديكى وجر يوزر امر انفاقى‘ —نه عتنا نه! يسارى ميسين، نهسين؟ —طبقى! —يازيكدى: ’كندينه محصوص و مونهصر بولنان‘ آدام،جيزيقديريوير، ياقمه حسن خطه،فلان. ’ كوچوك، بويوك بوتون اولادلريله زوجسن. يازيلدى بيتدى يا؟ —صبر ايت دوز لتهيم شو سينى... دوزلدى. ياز باقالم: ’ هر جهتج پك مهروم و ايحتيياچ‘ —أوت، يوغلم، يازيلدى،بكليورم. ’—يچينده أولميهماكرم‘ —ايدرمى؟ —يوق’ بيراقير‘ —يازيلدي.
’—اولمغين‘ —اعلا! —فنامى يوقسه؟ —خايير، فنا اولورمىيا؟ ’—مومىاليهك‘ —ايشته بو چوق! —نه چاره! ’شرعشريف جانيبندنا‘ ولديمى؟ —يوق… بيراز ياواشچه. —پكى...هايدى،شيمدى ياغلاييوير: ’ لززم هجرينه داىر‘ياز... ’ يشبو علموخبر‘ ’ محلمزجه‘مى ديرسين؟ديدكسه’بالتنظيم حضرى حاكم شرعىيه‘سجعى باص: ’ تقديم قيلندى ‘ . —آفرين،اوغلم،امامده بويله يازار. —عجبا حجرى موافق كورهجكلرمى كه؟ —اىى... حاكمك رأينه،وجداننه قالمش بر شى. سنده كور كندينى بر كره. —پكى،اولادم، كورهيم...باشقه نه ياپسهمكه،شاشيردم قلدم. بيتدم آرتيق،بيلهمز سين نه قادار بيتديكمى؛ آهكورسهم شو جهاندن ييقيلوب كيتديكمى! نه كبرمز، ن كوتوك بنيه كه هيچ قاغشامامش! بونى ربم بكا صاغلق دييه بردن يامامش؟ ايسته، كندينك اولون!
نه دييورسين؟هله باق! — بيراق اوغلم، آزيجق دردينى دوكسون شو بوناق.— بكا دنياده نه يرقالدى،امين اول،نه ده يار؛ آرارم كوچمك ايچون ياشقه زمين، ياشقه ديار؛ بو كالان روهمه ايستر بر اوزون بويلو سفر؛ ياشامقدن نه چيقار كونلرم اولدقجه هدر؟ بر كولر چهره سزوب كولديكى يوقدر يوزيمك؛ كيجهدن فرقنى كورمش دكلم كوندوزيمك سنهلر وار كه خراب اولماديغم كون بيلمم؛ كزرم آبداله چيقمش كبى سرسم سرسم * . ديكيلير قارشيمه هپ كورمديكم، بيلمديكم؛ صرارم كنديمه:غربتدهمى،حيرتدهمىيم؟ يوقلارم طاشلرى،طوپراقلرى:ايزلر قان ايزى؛ يورديمك قان قوصويور موسمور اوزانمش دهكيزى! توتر اوچ بش باجا قالمش...اوده سيرك سيرك... آشنا بر يوا اولسون سچه بيلسه،دييهرك... باقينير كن طويارم كوزلرميك يانديغنى: صارا افاقمى بيكالرله صيجاق كول ييغينى. نه او كوم كوك درهلر وار،نه اوزمند طاغلر؛ نه او چيلديرمش اكينلر،نه او جوشقون باغلر. شيمدى قيزغين كونك آلتنده پينكلر،بكلر، ساده يالچين قايالر،ساده ايپ ايصز چوللر. يوردو باشدن باشه ويرانه دونمش يوركك؛ دونكى شن،شاطر اوجاقلر ايرده بو كون. كوندوز انسن سى طويماز،كيجه كورمز برايشيق، يولجى هايقيرسهده بايقوش كبى،چيغليق چيغليق. ’بوديارك هانى صاحنلرى؟‘ديرسين؛جنلر، ’هانى صاحنلرى؟.‘.دير،قارشيكى طاغدن بوسفر: نرده ارطغرلى قويننده بويوتمش اوبالر؟
’*آبداله چيقمق‘ اورته اويوننده آبدال اويوننى اوينامقدر. صيمته دن بو ينى بو كو لمش ده اوديم ديك تور كك، دو شو نوب طور ما ده او كسوز كې سكون كو سكون. گو گده تشر عحلره دو نمش، اوباجاقلر د كنك؛ دها ياش يكرمىايكن اللر، آياقلر تيتره ك. اويله سكس نلك آدا ملر آرامق پك يا كليش ؛ قير قاو بك عمر ينه صوك من حله اولمش قالمش. ن كيشيك صا نكه او آ رسلان كې عم قك طورونى! بنسه اسلا مك او كوربو، اوجو ان انص ې، قو جاماز، ديردم، اصر لر جه، صورو لسه يدي ا كر، به .ابوق الدن، آياقدن دوشه جكمش اومكر!...
نه يسه ، د كنكحې كلوب: ميدان آ چليسين، صا و لك! د يرد عمز، باشلادى قلې سى يير تيق داولك. گوم گوم ا و تمك نه كزر! طيق نفس اولمش قاصناق: گوم كسى طو قما ق كې كو ت! كوت! اورو يور ضيشلا يه رق. زور نا ضيم ضيم مى نه در ، سويله ميور برتور لو ؛ اوفله ين چنكا نه نك رنكى من ار، كندى أو لو. كو نشاو لد قجه قيز يشمش، بى يورمشدى صيجاق؛ هله بر كو لكه بو لوب آلتمه چكدم چابوجاق. تام دميشدم: آز حبق يا صلا نه يم ، ديكله نه يم... برى طيقسيردى تا ا كسه مده... عجا ﺌب، بو ده كيم؟ نهكورهيدم:كله بك تارلا سى اولمش ده ايحپى، صو لو يو ب سو مكو رو يو ر صير تمه بر يا شلى كچى! آما باق، عقلمه كلمز سه ده حر مت طلې ؛ او قا دار فضله سميميتي سو معم، چلې ؛ صا قا لكدن چكرم ، صو كره، قار يشما م.. هل دى كيت! نر ده! آ لد ير ما دى.. صوردم، باش أودولمش بوييكيت! * ------------------------------------------------------ (*)أودول - كولشلر ده، يا ر شار ده غا لب طر فه وير يلن مكا فا ت. ا ملا ى قد يمى: او كدول. هله سن كچ ييكيد م ، كچ باقا ليم، با شقه وار ؟ بر چايمسز صو پا، بو يتدهاو چ آ دام ؟
پملوانلر هانى ؟ دير كن ، سوكو وير من مى ، خو اجه م، بربر ندن داها بيچاره سكز چيپلاق آدام ؟ آه او صو يغو ناغى رؤ يا ده كورن قور قا ردى: چو نكه كو ملك كې أتدن ده صو يو نمشلردى! بردليك طوربا يه كير مش كيميى ، قيسپت ير ينه ؛ چكيو ير مش كيمى، بر ليمه چوال د يز لر ينه. كيمنك ، كيد يكى .ا قشير ، كيمنك بز شالو ار ؛ كيمنك ، اوچقورى بو يتدن آصيا مش ، طو نى وار . عجبا يا غ سو رونور لر مى ديسه م ، ياغ نره ده ؟ بر كت وير سين او بك معد نى وار مش در ه ده: صاغ او مو زلر د ه برر، با شار ى كر تيكلى ، آغاچ، قادين، ار كك، صويى آ قطار مه د ه با قر اچ با قراچ. صو كره ، نرد نسه كلو ب - يا غلانيكز ها يد ى! - سسو چو كد ى ميد انده طوران قا باره آ رتيق هپسى. پالاز اوردك كې ، با ند قجه آو و جار با ندى ؛ مسين ا يصلا ر كې ، قا وروق در يلر ايصلاندى. بو مرا سم ده بيتوب، با شلا يه جق ديند ى كو لش ، چار پينوب چير پينه رق چيقدى نما يت ايكى آش. دا ها ايلك الده بو شا نسين مى آ ليبلر دن تر، او گوگسلر سكا اوتسو ن مىكورو كد ن ده بتر ؟ با قدم: آ لتند ن او بر چيفته پر يشان با غر ك ، صو او غا نار كې قا لقو ب ا ينيور چيفته قر ين! صو كر ه د ن د يز لر ه بر تيتر ه مه در چو كمشدى ؛ هلم چوق سو ر ميه رك دردىده جا نسز دوشدى. ايكى بيچاره سر يلمش ، ياتيور كن ير ده، - قا لقيك آ ر تيق! - دت-يد يار، لكن اودو مان نر ده! كولشك بويله سى هيچ كورمديكم برشيدى؛ اورته، باش، هپسىده بونلر كبى آواره يدى. قارشيدن تنته سنك نصفى حصير، نصفى عبا، برتكرلكلرى آلچاق، يانه ياتمش آرابه؛ يرليرن آز قابا، مالطيز كچيسندن چوق اوفاق، ايكى محزون اوكوزك سيرينه منقاد اوله رق؛ نه يانيق مرثيه لر سويله دييور دينكيلنه! بونى كوردم، آجيمق كلدى ايچمدن كلينه: سكا باقسين ده قيزم، بحتيك اوتانسين... نه ديييم او، سنك، كيمدى، بوكون نرده ياتار، بيلمديكم نينه ڭك روحنه آغوش آچييوركن ملكوت، ترتميز نعشنى غفران كبى اورتن تابوت، شو كلينلك آراباڭدن داها شاهانه يدى. كچدى رويا كبى، اللهم، او كونلر نه يدى! شو باييرلرده- كه وقتيله بوتون باغلردى- سسى دنيايى طوتان بر بركت چاغلاردى. ياشوادى كه چيريل چيپلاق اوزانمش، بىتاب، هيچ يازين بويله فضاسنده توترميدى سراب? شيمدى آفاقه آلو پوسكوريور هر چاتلاق، ياريلوب خسته دوداقلر كبى ، ير ير ، طوپراق. -دشمه، اوغلم، يارهدر، هم ده يوركلر ياره سى. -نهيدى ، يا رابى، اوتوز قيرق سنه اول بوراسى? طاغلر اورمان ، تپهل، باغ، او و الر هپ تارلا؛ قو جه مر عى طولو بآشدن باشه صاغمللارله. يكنه اتسه ڭ يره دوشمز: او اكين بر توفان؛ ڭكومولور بوغدايك آلتينده قعا ڭكيرسه آتلى. قيرلرى طوطمش ، يآيىلىر كن داوارى كويلونك ، دالغه لرى ڭمزسين، صارار آفاقك ىيوسوكه! صال كبى كوللر ده حسابسز ماندا طولاشير ، ده قار ه ڭ صانيرسين، هانى ، بر چيقسه ده كورسه فيل. آلنييله يارار اوتلار ى بيكار جه اوكوز كنيش ، بسيدن هر برينك سيرتى ، باقارسن ، دومدوز. نه ده ايصلاق پاتى بورننده كى موس مور منويش! هادى كلسين باقالم طاملرك آلتنده كويش. ديز چوكر بولديمى ياصلانمايه كافى ميدان؛ راغك اوستنده اوقات قات كردانسورونور طوپ. طورماز چيكنر؛ ڭهچيفته كوزلر سوزولور، تك چڭه ياندن يره شفاف ايكى ىچلىكدر اينر يكى ا. آغده لانير، ماچ ماچ اوتركن ساقيزى ڭبونلر دن بر سورو كوربوز، دموى كويلى قيزى اوته ، ولاد كبى ، بر بر قىنالارا سنىهپ طارايوب. وغى ديكمش، اينه طورسون طانالريردن قو تپه ، طالار اطرافه كويك دامغالى يوزلرجه طايى؛ ايكلدير آت سسى، قيصراق سسى كوم كوك اوايى كوندوزين كيمسه كورونمز: كادين، ركك چاليشير؛ وارسه ميدانده كزن طوس طوپا چ اوغلانلردر. آقشام اولماز مى ، فقط، طوپلار اهالى يى ازان، صوك جماعت يرى ، حتى ، آدام آلماز بعضن. كو نش آفاقه هنوز عرزى وادع ايتشكن، يوكسه لير كعبه يه طوغرولمش آلينلر يردن. ونجه بر دالغه لانر ، صو كره ايدر هپسى قرار؛ أورولور أكلى اوموزلر له برر جانلى حصار. بو يامان صفلرك آهنكى حقيقت مدهش: صانكه يالجين قيالر يان يانه ر چينلنمش، ويله بير جبه كسيلمش كه: مسلسل ايمان؛ هانكى ايمنه طوقونسه ك طاشه جق اطمينان. آه او يكپار ه لك ايامى حيا ل اولدى بوكون؛ ملتك حاكنى كور، صوكر هده ماضى يى ضوشون. كىم بو يالجين كايالر صارصيله جقدر ديردى? اويله صارصيلدى كه ادوره تزلز ل وردى! كويلونك بر شيى يوق صحتى ، احلآقى بىطىك؛ بآق او صير تنده كى مينتان بيله تيفتيك تيفتيك. بر كميك بر دريدر آوللدى ق الديسه ديرى ؛ نرد ه اولكص رفا هك عجبا اوننده برى? طام چوكوك ، عرصه رهين ، باغچه يى اجرا ايستر؛ بير قلم بپرجه بدل فا أضى دفتر دفتر! هيچ باقيم كورمديكندن مى نه د ندر توپراق؛ ويريلن تحمى ده انكار ايد ه جك اويله چوراق. بر ه درت الديغى يىل كويلو آمىن ول قوضورور. حار اورور بيتميه جكمش كبى حرمن صاورور. اوغراماز ،، كون قاوشور، چيفتينه ياحو د آوينه؛ صبا ح اسقامبيل آتار قهو ه ده ، آقشام دومينه.
محتصر، غير مفيد علمى قاداردر دينى؛ نه اوامر، نه نواهى، صچح مز هيچ برينىى نمازك سمتنه بايراملرى اوغرار ساده؛ هيچ صو كورمز يوزينك دوشمانيدر سجاده. هانى، اوچ بش كيشيدن فضله مصلى آرامه؛ مسجد آنبارلق ايدر، باشقه نهياپسين، امامه وقومق نحثنى كچ... چونكه اودفتر قاپالى، بررديف ضابطى مكتبلرى دنوى ياپپهلى. سيطمه، فحش، ايچكى، قومار دورلو فجايع صالغين... صوڭره سويلنميه جك شكلى ده وار خسته لغك. بر طرفدن بولانير لوثه حسابسز ناموس؛ بر طرفدن سريلير طوپراغه ميليونله نفوس. هادى آلديرمايه لم يوكسه له طورسون وفيات، نرده نقصانى طلافى ايدهجك تازه حيات? أوله نوب عاﺌله تشكيلى بوكون زوركليور؛ كورويورسين يا نكاحلر نه قادار سيره ليور!
اسكيدن زورنالر اوتدكجه فضا ايكلردى
او نه دهشتلى ضوكو نلر، آونه در نكلردى قورولور ميدا نه خرمنكبى قيرق اللى سينى
يقوشاتير ايپ چكيلن ميدانى يوزلرجه آوبك بر طرفدن ده اينر بامتنا هى آرابه اينر أما او قادار سوسلو كه ، ديرسين: عجبا شو بياض تنلر آلتند ه برر حجله مى وار
چكيلير ديركن اودوللر: سكز اون سچمه داوار ايكى باش ماندا ، برر طاى ، طانا ، طوپ طوپ طوقوما هله پشكير كبى پشكشلرى آرتيق صورما ياغ قازانلر له طورور ، ط ارتيسى يوق اولچوسى هيچ هانى ايستر سورون ا، ايستر دوكون ، ايسترسه ك ايچ!
بونلرك هپسى بيتر ، بر هيجاندر بليرير نه تماشادر او ، تيترر طورور انسان تير تير بربرندن داها موزون ايكى اوچ چيفت اندام آتيلب صحنه يه شاهين كبى اتمز مى حرام سس ا صولوق چيقماز اولور، هركسى اورپرمه آلير او دنيش ير ده نفسلر له برابر طارالير چونكه ميداند ه دكل ، سيره باقانلر ده بيله عصمك دنكى هياكل سچيلير يوزلرله شيمدى ، صاغ قولده ، كوموش قپلى برر بازو بند بوينى ميصقه يله دونانمش ، او ياريم دسته لوند اوكجه پشرو ياپهرق ، صو كره طوتشمازلر مى كولش آرتيق قيزيشير، حصمى طارتار حصمى وزانير شيمدى كوكسلر ا، قاوشو ؛ شيمدى ، ينه طالغه چارپار كبى چارپار كريلو ب بربرينه كيمى تك چاپرازه كيرمش، متمادى سورويور كيمى شيراز ه يى طارتو ب آليويرمش، يورويور كيمى صارمه يله چوىرسه م دييه صاردقجه صارار كيمى قيلچيق دوشونور، آتمق ايچون فرصت آرار |
Safahat besteleri - Safahat | |
---|---|
Şiirlere göre | Ezelden Aşinanım - Hüseyni Ney Taksimi - Nihavend Marşı -Acem Asiran Tambur Taksimi - Acem Asiran Istiklal Marsı -Nihavend Violonsel Taksimi Nihavend Istiklal Marsı Rast Keman Taksimi Rast Istiklal Marsi
Rast Marş Istiklal Marsi (Acemsiran) Istiklal Marsi (Nihavend) Istiklal Marsi (Rast1)Istiklal Marsi (Rast2) Cenk Marşı Ey Bu Topraklar İçin Toprağa Düşmüş AskerBağlantı başlığı |
Makamlara göre | x |
Dosyalar | Mehmet Akif Ersoy/Bestelenen şiirleri (→Cenk Marşı)
Mehmet Akif Ersoy/Bestelenen şiirleri Istiklal Marsi (Rast2) Istiklal Marsi (Rast1) Istiklal Marsi (Nihavend) Istiklal Marsi (Acemsiran) Rast Marş Rast Keman Taksimi Nihavend Istiklal Marsı Nihavend Istiklal Marsı Nihavend Violonsel Taksimi Acem Asiran Istiklal Marsı Acem Asiran Tambur Taksimi İstiklal Marşı/Nihavend Ezelden Aşinanım Ey Bu Topraklar İçin Toprağa Düşmüş Asker Bütün Dünyaya Küskündüm Mehmet Akif Ersoy/Bestelenen şiirleri |
Tasnif et:
Türk Halk Müziği Vurmalı Çalgılar Dosya:Anadolu ateşi davul Türk Halk Müziği Vurmalı Çalgılar Dosya:Davul Oyunlari-1 Dosya:Anadolu Atesi Davul Show Dosya:DAVUL & DARBUKA SHOW Türk Halk Müziği Telli Çalgılar 'DIVAN SAZI Okan Murat Öztürk - Nihavend Saz Semaisi […') Dosya:DIVAN SAZI (added video DIVAN SAZI) Dosya:Okan Murat Öztürk - Nihavend Saz Semaisi (added video Okan Murat Öztürk - Nihavend Saz Semaisi) Dosya:Okan Murat Öztürk - Kaytağı Şablon:Türk Müziği Türk Halk Müziği Vurmalı Çalgılar Dosya:Daff.jpg Dosya:Daf-isfahan.jpg Dosya:Pandei inter.jpg Dosya:Rhythm Tech tambourine.jpg Vurmalı Çalgılar Dosya:Kudum.jpg Dosya:Koltukdavul.jpg Dosya:Davul.jpg Dosya:Darbuka.jpg Şablon:Türk Müziği Dosya:Zils.jpg Vurmalı Çalgılar Zil Dosya:İstanbul Vurmalı Çalgılar Topluluğu |
II.Kitap (1912): Süleymaniye Kürsüsünde
Süleymaniye Kürsüsünde 2 - Süleymaniye Kürsüsünde 3 - Süleymaniye Kürsüsünde 4 - Süleymaniye Kürsüsünde 5 - Süleymaniye Kürsüsünde 6 - Süleymaniye Kürsüsünde 7 - Süleymaniye Kürsüsünde 8 - Süleymaniye Kürsüsünde 9 - Süleymaniye Kürsüsünde 10 | |
---|---|
Safahat/II. Kitap ( Süleymaniye Kürsüsünde ) | Süleymaniye Kürsüsünde adlı tek bir şiirden oluşmaktadır.(Süleymaniye Kürsüsünde 32 kb.büyük olduğu için 10 bölüme ayrılmıştır.) Süleymaniye Kürsüsünde 2 - Süleymaniye Kürsüsünde 3 - Süleymaniye Kürsüsünde 4 - Süleymaniye Kürsüsünde 5 - Süleymaniye Kürsüsünde 6 - Süleymaniye Kürsüsünde 7 - Süleymaniye Kürsüsünde 8 - Süleymaniye Kürsüsünde 9 - Süleymaniye Kürsüsünde 10 |
Video | [[Dosya:Süleymaniye kürsüsünde2 2. bölüm - mehmet akif ersoy - safahat]] - |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
IV. Kitap (1913) : Fatih Kürsüsünde İki Arkadaş Fatih Yolunda - Vaiz Kürsüde | |
---|---|
Safahat/IV. Kitap (Fatih Kürsüsünde) | Fatih Kürsüsünde: İki Arkadaş Fatih Yolunda - Vaiz Kürsüde |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
V.Kitap: (1917) Hatıralar Mehmet Akif'in kaybedilen vatan karşısında isyanlarını ve tevbelerini cem eden şiirleri....Koca Osmanlı Çınarının yıkılışı ve şairin ÇIĞLIKLARI.... Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah - UYAN - Ne irfandır veren ahlâka yükseklik. Ne vicdandır - Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile - Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden - Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını - Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır - El-Uksur'da - Berlin Hatıraları - Necid Çöllerinden Medine'ye | |
---|---|
Safahat/V. Kitap ( Hatıralar ) | Hatıralar:Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah-UYAN-Ne irfandır veren ahlâka yükseklik. Ne vicdandır-Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile-Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden-Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını-Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır-El-Uksur'da-Berlin Hatıraları-Necid Çöllerinden Medine'ye |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
VI.Kitap (1924) Asım Çanakkale şehitlerine şiiri de bu şiir içinde yer alır. Şair Asım'ın neslini ordumuzda görmektedir. Entellektüel ama bir o kadarda duası göklerden çevrilmeyecek kadar maneviyatlı bir gençlik ister. Oğlunun adınıda zaten Asım koyar. (Bakınız: Hz. Asım) | |
---|---|
Safahat/VI. Kitap ( Asım ) | Asım şiiri olup uzunca bir şiirdir Çanakkale şehitlerine şiiri de bu şiir içinde yer alır: Asım(I.Bölüm)- Asım II.Bölüm - Asım III.Bölüm - Asım IV.Bölüm - Asım V.Bölüm - Asım VI.Bölüm - Asım VII.Bölüm (Çanakkale şehitlerine şiirini içerir) - Asım VIII.Bölüm |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
VİDEO SAFAHAT : Safahatın Audio Video Sunumu Projesi Milli Şairimizin Safahat adlı eserinin Video olarak sunumu projesinde 1.aşama: güzel okuma çalışmaları; 2.aşama: alt yazılı şiirlerin sunumu; 3.aşama;tercümelerinin sunumu ; 4. aşama: görsel konuyu anlatacak ögelerle video çalışması; 5.aşama: Videoların youtube yüklenmesi; 6.aşama; | |
---|---|
Yusuf Ziya Özkan'ın Safahat okumaları | * Cenk Marşı [2]
|
Adnan Özçelik AL okumaları | x |
Yenişehir SBAL okumaları | x |
Safahat Tercümeleri Safahat/İngilizce - Safahat/Almanca - Safahat/Azerice | |
---|---|
* Safahat'ın ingilizceye tercümesi projesi -
|
İstiklal Marşı Oratoryosu - İstiklal Marşı - Safahat - Şablon:İMO
İstiklal marşı online döküman | |
---|---|
İMO/Ekibi | Proje sahibi:Eyüp Sabri Kartal - Mersin Yenişehir Kaymakamı
genel koordinatör:murat çınarlı nevit kodallı gssl. md. yrd. görsel uygulamalar: murat çınarlı nevit kodallı gssl. md. yrd. metin ve canlandırma: murat çınarlı nevit kodallı gssl md. yrd. nimet kabur nevit kodallı gssl edb. öğrt. bayram özfırat ö. yıldırımhan lisesi edb. öğrt. demet gürbüz dumlupınar lisesi edb. öğrt. muhammet benli sabancı lisesi edb. öğrt. müzikler:n. kodallı gssl ibrahim özişler koro öğrt. |
İMO/Proje oluşumu | İMO - İstiklal Marşı Oratoryosu Projesi |
İMO/İcraları | İstiklal Marşı Oratoryosu/2011-
İstiklal Marşı Oratoryosu/2011 - Yenişehir İstiklal Marşı Oratoryosu/2011 metin İstiklal Marşı Oratoryosu/2010 İstiklal Marşı Oratoryosu/2009 İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Müftülüğü İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Kaymakamlığı
İstiklal Marşı Oratoryosu/Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi İstiklal Marşı Oratoryosu/Şevket Pozcu Lisesi İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Dumlupınar Lisesi İstiklâl Marşı Oratoryosu/Yenişehir Mehmet Adnan Özçelik Anadolu Lisesi |
İMO/Tasarımları | İstiklal Marşı Oratoryası/Kitapçık - İstiklal Marşı Oratoryası/A4 |
Kaynak | *İstiklal Marşı Oratoryosu/linkler
|
Yapılacaklar | *İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Güzel Sanatlar Lisesi Performans videosu youtube ve dailmotion sitelerine yüklenerek bu sayfaya konacaktır . Slaytlar google documanda ise webde yayınlanarak konmalıdır. Slayt resimleri de bu siteye eklenmelidir.
|
Yapılanlar | x |
Yorumlar | İMO/Öğretmen tepkileri |
Kavramlar | *Ortam: Sevr anlaşması ve sevr mağarası kıyaslaması. En korkulacak 2 hal.
|
İstiklal marşı oratoryosu
İstiklal Marşı Oratoryosu İstiklal Marşı/Oratoryo İstiklal Marşı Istiklal Marsi (Acemsiran) Şablon:İMO |
İstiklal Marşının Dünya Dillerine Tercümesi Projesi (Şimdilik sadece 24 dile çevrildi...) | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
İstiklal Marşı/Arapça - İstiklal Marşı/Çince - İstiklal Marşı/Belarusça - İstiklâl Marşı/İngilizce -
|
Safahat Tercümeleri Safahat/İngilizce - Safahat/Almanca - Safahat/Azerice | |
---|---|
* Safahat'ın ingilizceye tercümesi projesi -
|
Safahat dışı şiir ve nesirleri İstiklâl Marşı - Sadi - SA'Dî - DESTÛR - GAZEL - KUR'ÂN'A HİTÂB - EL-HAKKU YA'LÛ | |
---|---|
http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Safahat_D%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda_kalm%C4%B1%C5%9F_%C5%9Eiirler | |
Safahat dışı şiirleri | İstiklâl Marşı - Sadi - SA'Dî - DESTÛR - GAZEL - KUR'ÂN'A HİTÂB - EL-HAKKU YA'LÛ - |
Tercüme ve makaleleri | x |
Tercüme çalışmaları[25] | Kur'an meali çalışması - Müslüman Kadını (1909) - Hanoto’nun Hücumuna Karşı Şeyh Muhammed Abduh’un Müdafaası (1915) - İçkinin Hayat-ı Beşerde Açtığı Rahneler (1923) - Anglikan Kilisesine Cevap (1924) - İslâmlaşmak (1919) - İslâm’da Teşkilât-ı Siyasiye (1922). |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
Safahat Alfabetik Sıraya Göre Şiirler | |
---|---|
A | *Acem Şahı - Âhiret Yolu - Alınlar Terlemeli - Âmin Alayı - Âsım - Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak - Azim - Azimden Sonra Tevekkül - |
B | *Bayram - Bebek Yâhud Hakk-ı Karâr . Berlin Hatıraları . Bir Ariza - Bir Gece - Bir Mersiye - Bir Mezar Taşına Yazılmış İdi - Bir Resmin Akasına Yazılmış İdi - Bu Da Bir Mezar Taşı İçin Yazılmış İdi - Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti - Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz - Biz ki yarmıştık şu'unun büyük ummanını - Bülbül - |
C | * Cânan Yurdu - Cenk Marşı |
Ç | Çanakkale Şehidlerine - Çanakkale Şehitlerine - Çık da bir seyret baharın cuş-i rengârengini - Çocuklara - |
D | *Derviş Ahmed - Dirvâs - Durmayalım - Dur Yolcu (Bu şiir bizde yok bakalım |
E | *Edirne - El Uskur'da . Ezanlar - Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah - Ey milletimin lahzada halkettiği ordu |
F | *Fatih camii . Fatih Camii Şiiri . Fatih Kürsüsünde . İki Arkadaş Fatih Yolunda - Firavun İle Yüzyüze |
G | *Gece - Geçinme Belâsı - Gül,Bülbül - |
H | *Hakkın Sesleri . Hakkın Sesleri/Mehmet Akif Ersoy . Hatıralar . Hasta - Hasır - Hasbihal - Hayat Arkadaşıma - Hicran - Hüsâm Efendi Hoca - Hüsran - Hüsran-ı Mübin -Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi - |
İ | İmam : Köse İmam (Akif'in örnek imam modeli) |
J - K | *Japon'lar
|
L | * |
M | *Mahalle Kahvesi - Mahalle Kavgası - Meal-i Celili - Mehmet Ali'ye - Mehmer Ali'ye - Meyhane - Mevlid-i Nebi - Mezarlık - Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile -Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi - |
N | *Ne Eser, Ne de Semer - Necid Çöllerinden Medine'ye . Nefs-i Nefis - Nevruz'a - Nerdesin? - Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden |
O | *Ordunun Duası İstiklal Marşı gibi bu da millete ve orduya ait olduğundan Safahata alınmamıştır.
|
Ö | * |
P | *Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi - |
R | *Resim İçin - Resmim İçin - Ressam Haklı - |
S | Şark |
Ş | *Şair Huzurunda Münekkid - Şark- Şehitler Abidesi İçin - Şeytan |
T | *Tebrik - Tek Hakikat - Tevhid Yâhud Feryâd- Umar mıydın? - - Tercümedir - tercümedir1 (İkinci tercümedir) |
U | *Uyan |
V | *Vahdet - Vaiz Kürsüde . |
Y | *Yâ Râb Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabâhı? . Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı? . Yaş Altmış - Yeis Yok! - Yemişçi İhtiyar |
Safahat konu indeksi | |
---|---|
Safahat kelime indeki | |
A | *Acem şahı
|
B | *Balkanlar : Cenk Marşı
|
C | Cehalet : Olmaz ya... Tabii... Biri İnsan, Biri Hayvan!
|
Ç | *Çalışmak :Küfe - Durmayalım -Uyan
|
D | * |
E | * Edirne - Edirne kal'esi (Edirne)
|
F | * |
G | * |
H | Akif'in manzum hikayeleri: Kocakarı ile Ömer(Hz. Ömerin idareciliği) - Köse İmam (Karı boşama derdindeki adama karşı köse imamın itabı ve halden dertlenmesi)
|
İ | İmam : Köse İmam (Akif'in örnek imam modeli)
|
J - K | *Japon'lar -
|
L | *Lala Şahin (Edirne) - |
M | Mahkeme Asım şiiri içinde
|
N | * |
O | *Ordu:Ey milletimin lahzada halkettiği ordu - Ordunun duası -Cenk Marşı - İstiklâl Marşı |
Ö | * |
P | * |
R | Ramazan Vak'ası(Asım'dan)
|
S | Şark - Acemi Semerci |
Ş | Şeriat :Köse İmam
|
T | *Tosunum (Köse İmam)
|
U | *Utanma :Durmayalım
|
V | * |
Y | *Yediği Herze :Köse İmam |
Z | *Zalim idareci : Acem şahı |
MAE Mevzuat | |
---|---|
Mehmet Akif Ersoy - Mehmet Akif Ersoy kitapları - Mehmet Akif Ersoy mevzuatı | |
MAE hakkında | MAE/Hakkında vecizeler |
Wiki linkleri | x |
Kabulü | İstiklal Marşının Kabülü Hakkında Kanun |
Anma günü | İstiklal marşının kabul edildiği gün ve Mehmet Akif Ersoy'u anma günü hakkında kanun İstiklâl Marşının kabul edildiği günü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma günü hakkında yönetmelik |
Yenişehir Kaymakamlığı Safahat Çalışma Grubu | |
---|---|
Yahya Günsür Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi/TL11CW | |
Organize Safahat Grubu | Kullanıcı:Vahit - Kullanıcı:Semiha
Kullanıcı:Kayadelen Kullanıcı:Ayse ER Kullanıcı:Eylem GÜNER Kullanıcı:Ragıp ALKAN |
Bilgisayar Lisesi | *Kullanıcı:Elif Aydemir - Müd. Yrd.(Edebiyat öğretmeni)
|
Sosyal Bilimler Lisesi | *Mürşit Tekin
|
M.Adnan Özçelik Lisesi | xxx |
Safahat okulararası görev dağılımı | *Safahat/I. Kitap 'ı Sosyal Bilimler Lisesi,Yahya Günsür Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Şevket Pozcu Lisesi
|
Diğer Safahat Çalışanları | Kullanıcı:Cagriorki
Kullanıcı:İkizlerim Kullanıcı:Ayhankaya1971 Kullanıcı:M.Murşit Tekin Kullanıcı:Msbl düzgün Kullanıcı:Çiğdem bilir Kullanıcı:Sait Yılmaz Kullanıcı:Sibel inan Kullanıcı:Elifköse Sevilşen Kullanıcı:Metinkilic1975 Kullanıcı:Kimsesizseyyah GSL md yd Murat Çınarlı Kullanıcı:Abdulvahap Müftülük Kullanıcı:Muhammet altan Kullanıcı:Mehmet Boz Kullanıcı:Mehmet Ömer Kesilmiş Kullanıcı:Aysegultokdemir Kullanıcı:Çevlik Kullanıcı:Gunay sendilmen Kullanıcı:Betul Demır Kullanıcı:Mehmet KAVACIK Kullanıcı:Ayşeüncücan Kullanıcı:Elifaydemir Kullanıcı:Halim bozkurt Kullanıcı:Atik77 Kullanıcı:Mustafa Ekici |
Mehmet Akif Ersoy Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
Safahat çalışmaları | |
---|---|
Makaleler | x |
Basım çalışmaları | *Gençler için safahat - Mersin Yenişehir Kaymakamlığınca
|
Safahat sunuları | * Safahat AV sunumu - Mersin Yenişehir Kaymakamlığınca |
Safahat Tasarım Çalışmaları | *Safahat Kitap tasarımları
|
Safahat programları | *Safahat Kutlamaları -
|
Safahat okumaları | *Adnan Özçelik AL Safahat Okumaları
|
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi