azap, -bı Ar.
(I) a. (aza:bı) 1. Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç: “Aydınlık olunca günlerin devamı bir azap gibi geliyordu.” -H. R. Gürpınar. 2. İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza.
Güncel Türkçe Sözlük
azap, -bı Ar. ¤azab
(II) a. 1. Anadolu'nun birçok bölgesinde çiftlik uşağı: “Ertesi sabah, bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü.” -E. Işınsu. 2. tar. Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker: Tersane azabı. Kale azabı.
Güncel Türkçe Sözlük
azap
Erkek kekliğin bir yaşını geçmiş olanı.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
Bir yıllık tutulan erkek hizmetçi, uşak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
Dokumada bir ilmikteki iki çözgü telinden birincisi.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
Köy dışında çobanların ve hayvanların barınması için yapılan dam.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
Güçlü, kuvvetli.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
Evli olmayan.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
Bekar, evlenmemiş
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
azap
1. Anadolu beyliklerinde donanmadaki görevlerde kullanılan asker. 2. Osmanlılarda eyalet askerinden hafif piyade.
BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü 1974