Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Bir idarenin veya dairenin umur ve işlerine bakan en büyük memur. Bir işin idaresine memur reis.

  • Kabine azalarından herbiri. Nâzır. Vekil. Bakan.
  • Vâsinin yapacağı tasarruflara nezarette bulunmak üzere musi veya hâkim tarafından tayin olunan zat. (Ist. Fık. K.)

(Bir noktayı tam yerinde icad etmek için, bütün kâinatı icad edecek bir kudret-i gayr-ı mütenahî lâzımdır. Zira, şu kitab-ı kebir-i kâinatın herbir harfinin, bâhusus zihayat herbir harfinin, herbir cümlesine müteveccih birer yüzü, nâzır birer gözü vardır. M.)

Açıklama: Nazır veya Bakan kullanımı Osmanlı'da esaslı bir quran kültüründen kaynaklanmaktadır. Ayette kendiniz için "raina" güdünüz demeyin , "unzurna" nazırlık ediniz yani bakanlık ediniz, deyin yani bakınız deyiniz, denmektedir. Bu açıklamanın patent hakkı ESK ya aittir. Bakınız: 2/104

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقُولُواْ رَاعِنَا وَقُولُواْ انظُرْنَا وَاسْمَعُوا ْوَلِلكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûlû râinâ ve kûlûnzurnâ vesmeû ve lil kâfirîne azâbun elîm(elîmun).


1. yâ eyyuhâ : ey
2. ellezîne : o kimseler, onlar
3. âmenû : âmenû oldular, îmân ettiler
4. lâ tekûlû : söylemeyin, demeyin
5. râi-nâ : bizi gözet (yahudi lisanında "ey ahmak" anlamında)
6. ve kûlû : ve söyleyin, deyin
7. unzur-nâ : bize bak
8. ve ismeû : ve dinleyin
9. ve li el kâfirîne : ve kâfirlere (vardır)
10. azâbun : azap
11. elîmun : elîm, acıklı
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey iman edenler! «râinâ» demeyin «unzurnâ» deyin ve dinleyin ki kâfirler için elîm bir azab var
Advertisement