Yenişehir Wiki
Advertisement
İ'di saidinizi tebrik ederim Marché des mountons á Seraskierat Constantinople Kurban bayramında Beyazıt sarayı Kurban Bayramı tebrikatı

İ'di saidinizi tebrik ederim Marché des mountons á Seraskierat Constantinople Kurban bayramında Beyazıt sarayı Kurban Bayramı tebrikatı.

Bayram_-_mehmet_akif_ersoy-_safahat_-_yusuf_ziya_özkan

Bayram - mehmet akif ersoy- safahat - yusuf ziya özkan

bayram - mehmet akif ersoy- safahat - yusuf ziya özkan

It’s_the_end_of_Ramadan_2023!_Eid_Mubarak_-_May_you_have_a_wonderful_Eid!_Alhamdulillah-2

It’s the end of Ramadan 2023! Eid Mubarak - May you have a wonderful Eid! Alhamdulillah-2

Yeni Zelandalı yeni mühtedi şu kızın bayram sevincine bakınca kendi keyifsiz bayramlarımdan utandım.

Bakınız

D
Bayram -
Bairam
Bayram/VP -
Bayram/WP Bayram yazıları .
İ'd .İyd . عيد
بایرام Farsça WP-
Bayram (Turkey)


Kâşgarlı Mahmud’un tesbitine göre kelimenin aslı Farsça beẕrem / beẕrâm (بذرام/بذرم) olup “sevinç ve eğlence günü” demektir ve beyrem / bayram telaffuzu Oğuzlar’a aittir (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, I, 263, 484; III, 176).
Steingass’ın sözlüğüne beẕrâm imlâsıyla aldığı ve “çok neşeli yer” şeklinde açıkladığı (Dictionary, s. 166),
Doerfer’in ise Farsça’ya Eski Türkçe’den geçtiğini söylediği (TMEN, II, 384-385) kelimenin etimolojisi yapılamamış, hangi dilden geldiği ve tam anlamı bulunamamıştır.
Ancak Farsça’da her zaman görülebilen ẕ/z (ز/ذ) değişimi (bk. Steingass, s. 556) göz önünde tutulduğunda kelimenin aslının Farsça olması ve beẕ(m)râm şeklinde tahlil edilmesi muhtemel görünmektedir.
Bu takdirde beẕrâmın, beẕm (بذم) “yiyip içme, konuşup eğlenme meclisi” kelimesinin m sesi düşmüş şekli olan bez (بز; Şükûn, I, 323) ile “hoş ve sevinçli” anlamını taşıyan râm (را م; Steingass, s. 564; Şükûn, II, 987) kelimesinin birleştirilmesi sonucu elde edilmiş, “neşeyle konuşup eğlenme, yiyip içme meclisi” anlamında bir birleşik isim olduğu kabul edilebilir.
Arapçada bayram yerine Iyd ve Hac kavram olup kökeni ve İbranicesinde Bayram olması
Bayram kelimesinin Arapça’sı, sözlüklerde “âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü” anlamlarıyla karşılanan îddir.
(el-ʿıyd/العيد). Bu kelimenin aslının ise ʿıvd (عود) olduğu ve “tekrar dönmek” anlamını taşıdığı bilinmekte ve bu durum İbnü’l-A‘râbî ve Zebîdî gibi lugatçılar tarafından, “çünkü o her yıl yeni bir sevinçle döner” şeklinde yorumlanarak mevsimlerin dönmesine bağlanmaktadır (geniş bilgi için bk. Lane, V, 2190).
Araplar’ın en büyük bayramı hacdır. Arapça’da “ziyaret etmek” şeklinde de açıklanan hac (الحجّ “geri dönme, tekrar gitme”) kelimesi İbrânîce’de “bayram” anlamında kullanılmakta olup (hag), hvg (bir şeyin etrafında dönmek, dolanmak) kökünden gelmektedir (Cohn, s. 209, 213).
Öte yandan hac ibadetinin en önemli rükünlerinden biri tavaftır (Kâbe’nin etrafında dönmek). Bu rüknün diğer adı ise dvr (دار/دور “devretmek, dönmek”) kökünden türeyen devârdır (الدوار) ve bu kelimenin de anlamı “bir şeyin etrafında dönme, dolanma”dır.
Böylece tarihin ilk çağlarından beri Arabistan yarımadasının en önemli kült merkezi olan Kâbe’nin etrafında dönme ibadetine, hepsinin de kelime anlamı “dönme” olan hac, îd, tavaf ve devâr adlarının verildiği görülmektedir.
Bunlardan zamanla “îd”in Arapça, Süryânîce ve İbrânîce’de, haccın ise yalnız İbrânîce’de “bayram” anlamını kazandığı anlaşılmaktadır (Sür. ʿıdā, “bayram, tatil” [EI2, III, 1007]; İbr. Môʿadê YahwehYahve’nin bayramları” [NBD, s. 420]; Ar. muâyede “bayramlaşma”). Îd kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de bir defa zikredilir (el-Mâide 5/114), hadîs-i şeriflerde ise çok geçmektedir.
Nişanyan izahı:
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)
*badram Divan-i Lugat-it Türk (1070)
*beyrem Divan-i Lugat-it Türk (1070)
*bayram Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) : bayramḳa ḥāzır boldılar
Also many Albanian Muslims, Gorani people, Pomaks and Bosniaks, as well as Muslims from the Northern Caucasus, Azerbaijan, Crimea and other Turkic peoples refer only to Eid ul-Fitr as "Bayram", most likely because of the enduring Ottoman Turkish influence in these parts of South-Eastern Europe.
Bediuzzaman bir #arefe günü bir ahbabına "yarın S'aidin başını kesecekler" demiş. Ahbabı, "Aman Üstadım, Allah korusun!" deyince, Üstad; yarın Bayram, #Said in başındaki #sin kesilince '#iyd' (#bayram) olur" demiş.
Bayram günleri
Bayram mesajları
Bayram tebrikleri
Bayram tekbirleri
Teşrik tekbirleri
Bayram namazı
Evde bayram namazı
Salat-ul i'd
Salat-ul Iyd
Eid preyer
Ramazan bayramı
Iyd-ul Fıtır
عيد الفطر
Kurban bayramı
Iyd-ul Ezbaha -
Eid al-Adha
العيد الاضحى
İlk kurban
Habil ve Kabil'in kurbanları
Hz İsmail
Dinlerde kurban
Arefe
Arafe
Bayram - Şablon:Bayram üzerinden düzenlemeler eklenmeli.
Bayram - Mehmet Akif Ersoy - Safahat 2. sütun sadeleştirme devam ediyor. Aslına uymalı ve kafiye devam etmeli. 3 lü AL ve 4 lü SBL için sütunlar ekli değil. Eklenmeli
Bayram/1 Mısralar ayırılmalı
Bayram/2 Uyumlu sadeleştirme devam ediyor. Kafiyeye dikkat edilmemiş. Dikkat edilmeli.
Bayram/3
Bayram/4
Bayram/VİDEO Görsel ve işitsel sunu çalışmaları youtube ve buraya eklenmeli Bayram/Osmanlıca Taramaları aktar. ilk sayfadan Bayram/ Açıklama
Bayram/İngilizce Tercüme edildi. Tablolaştırılacak. Bayram/Azerice Bayram/Arapça Bayram/Kazakça Bayram/ Farsça Bayram/ Fransızca Bayram/ Almanca Bayram/Azerice
Bayramda niçin ağladım? Bu makale üzerine Milli Şair Mehmet Akif Ersoy Umar mıydın? şiirini yazar.
Bayram/Edirnekapı şehitliğinde
Bayram/Can Yücel Bayramlar bayram ola Abdurrahim Karakoç Mevla affede; bayram. o bayram olur! - Alvarlı Efe
Bayram şiirleri
Hacı Bayram-ı Veli
Ulusal Bayram Cumhuriyet Bayramı
Resmî Bayram Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
Dini Bayram Ramazan Bayramı Kurban Bayramı
Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun Ulusal Ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 2010 Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği 1981 ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ 2012 Milli Eğitim Bakanlığı Bayrak Törenleri Yönergesi
Şablon:Arefe

The_answers_to_the_most_common_questions_about_Ramadan!-2

The answers to the most common questions about Ramadan!-2

The answers to the most common questions about Ramadan!-2

Bayram_şiiri_-_mehmet_akif_ersoy-_safahat_-_yusuf_ziya_özkan

Bayram şiiri - mehmet akif ersoy- safahat - yusuf ziya özkan

bayram - mehmet akif ersoy- safahat - yusuf ziya özkan

Bayramlar_Bayram_Ola_♪♪♪_Yorum_Bedirhan_Gökçe(Şair_Abdürrahim_Karakoç)

Bayramlar Bayram Ola ♪♪♪ Yorum Bedirhan Gökçe(Şair Abdürrahim Karakoç)

Bayram 1

Mehmet Akif Ersoy'un Bayram şiiri

Bayram 2

Mehmet Akif Ersoy'un Bayram şiiri

Bayram 3

Mehmet Akif Ersoy'un Bayram şiiri

Bayram 4

Mehmet Akif Ersoy'un Bayram şiiri

Bir bayram diliyorum...[]

Neydi bayram sevinci?

Şimdi reklamlarda yine ailenin bir araya geldiği, yaşlıların ellerinin öpüldüğü, şekerlerin, mendillerin havada uçuştuğu, çocukların başının okşandığı filmler izleyeceğiz.

Sanki bir bayram yetecekmiş gibi bizi birbirimizle barıştırmaya, kavuşturmaya, gözlerimiz dolsun diye uğraşacaklar. Oysa eminim herkes, kendini zor attığı kalabalık sahillerden mecburi gönül alma telefonları açacak aile büyüklerine.

“Nerede o eski bayramlar?” demek istemiyorum. Biz büyüdük ve kirlendi dünya, farkındayım.

Ama çocukluğumda adına “bayram sevinci” denen bir duygu vardı, onu da özlemeden edemiyorum.

Arife günlerinde temizinden bir elbise giyilirdi de birinci güne saklanırdı yeni giysiler. Yeni giysi dediğin, dönemlerden Sümerbank devri. Verirler memur ailesine kuponları, beklerler yetirsin diye. Yetmezdi dört kişilik ailenin ihtiyacına. Kumaş alırdık biz de. Eskinin köy enstitüleri, öğretmen okulları sağ olsun, vals yapmayı ve bir ens-trüman çalmayı bildiği gibi, biçki dikişten de anlardı bu okul mezunları.

Annem, ödünç alınmış ya da içindekiler çok cazipse paraya kıyıp alınmış Burda dergilerini sererdi önüme. Beraber model beğenirdik, dikilme süresi ve zorluğuna göre.

Kolları fırfırlı, eteği su taşlı şeyler beğenirdim. Sonrası mezuralar, kalıplar, teğeller ve heyecanlı bekleyiş.

Bayramlık dediğin, sezonun yegane yeni giysisi olurdu çoğu zaman. Biraz da bundandı o heyecan.

Şimdi İtalyan filmlerinde izleyip çok beğendiğimiz şekil, her kapının ardından biri çıkardı evlerde. Torun-torba, gelin-görümce ve bacanaklar...

Sürekli bir mutfak trafiği olurdu, bir hüner gösterisi dört koldan. Kekler kabarır, börekler kızarır, kısırlar ekşitilir, mangallar yellenirdi.

Ben ayırt etmezdim bayram ha yaza denk gelmiş ha kışa. Sonuçta bahçede dedemin dallar arasına astığı renkli ampuller altındaki kalabalık masaları ayrı severdim, sobanın üzerinde kızarttığımız ekmeklerle yerde sini üzerinde ettiğimiz kalabalık kış kahvaltılarını ayrı.

Büyükler konuşurken sıkıldığımı hiç hatırlamam bayram akşamları. S-400’müş, seçimmiş, devalüasyonmuş lafı geçmezdi.

Dayılar, amcalar, halalar, teyzeler, dedeler, nineler bildikleri tüm oyunları oynatırdı, sonra her bir torun bir dize koyardı başını, saçlarımızla oynanırken anlatılan masallar sonrası biz uyuyakaldıktan sonra açılırdı belki anlamadığımız ekonomik konular.

Rahmetli dedem ahşap kasalarda gofret alırdı, çuvalla çerez bir de keseler dolusu akide şekeri. Bayramlarda dişler çürümez, şekere limit konulmazdı.

Sabah erkenden, hep bir mezarlığa gidilirdi. Büyükleri ziyarete, çiçekleri sulamaya. Güzel bir gelenekti, mezarlıkta lokum dağıtırlardı çocuklara. İnsana, ölümden korkmamayı, mezar ziyaretlerinden bıkmamayı, hayatı tatlandırmaktan vazgeçmemeyi öğretiyordu.

Açık hava sinemamız vardı, her köy ve kasabada olduğu gibi. Bayram hatırına her güne ayrı film oynardı.

Bir de bitmeyen misafirliklerde halılara yayılıp izlediğimiz Kemal Sunal filmleri.

Sanki her yerden hayat fışkırırdı, sanki hiç gam yükümüz yokmuş, o bayram ziyaretleri için yol paraları borç alınmamış gibi, yepyeni elbiselerimiz, boyanmış pabuçlarımız, ince lastik tarak izleriyle sıkıca bağlanıp kurdelelenmiş saçlarımız, bozukluk da olsa yekünü çocuk için çok eden ve bakkalda harcanmasına izin verilen harçlıklarımızla, bolluk ve bereketin, neşe ve kahkahanın günleri olurdu.

Herkes sever tertemiz giyinmiş, yüzü gülen, mızıklamayan çocukları, sevgi çemberinden geçmekti bayram zamanları.

Şimdi bakınca halimize, değil bahçeli bir köy evi içinde elimde leğenler dolusu mis kokulu taze sebze ve meyve ile bir yerden bir yere seyirtmek, yattığımız şezlongdan kalkıp suya gidecek mecal var mı? Yoksa bir garson mu bekliyorsunuz yanınızdan geçsin diye diliniz damağınıza yapışık?

İşte bir bayram diliyorum hepimiz için, adı konmuşların tümünden bambaşka. Çocukluğumuzdaki gibi bir huzur, tepesinde renkli lambalar takılı bahçelerde uzun sofralarda, sonunda bir derdimiz kalmamışçasına birlikte eğlenebildiğimiz, büyük dertlerden kurtulduğumuz, tüm aileyle kavuşur gibi tahliyelerde kucaklaştığımız, yepyeni bayramlık giyer gibi maaşımızı sayarken tatmin olduğumuz, torunlara elleriyle börek yediren neneler gibi kendimizi yeniden adayacak bir şeyler bulup, birilerini mutlu etmekten yeniden keyif alacağımız, zaman hiç aleyhte işlemez ve at koşturmaz gibi geçmeden, her bir dakikanın, anın tadına varacağımız bir bayram diliyorum. Bugün değilse de yakın bir gün.

Yarın Nâzım Hikmet’in ölüm yıl dönümü. Onun hayalindeki çınar ağacı gölgesi gibi ferah günler diliyorum bayram niyetine.

Onun satırlarıyla kutluyorum bayramınızı, buruk, sitemkar yine de umut var, hakkımızdır dünya gözüyle bir bayram.

Bitsin bu hasret: özgürlüğe olan.

Sonrası ha bir gün ha her gün bayram…

Bayram sabahı ailece yapılan sabah kahvaltılarına özlemdi.

Kapıyı çalacak çocuklara bir gün evvelden hazırlanırdı hediye mendiller ve lokumlar.

Mahalle arasına kurulan seyyar lunaparklar, macunlar ve pamuk helvalar.

El öpenlere el öpenlerin çok olsun derdi büyükler.

Ama onların çok olmayacaktı el öpenleri.

Çünkü her geçen bayram biraz daha azalacaktı öpülen eller.

Ve her geçen bayram biraz daha azalacaktı biten dargınlıklar.

Bayram gelmiş kime ne anam garibem diye bir türkü duyulacaktı memleketten.

Ve bayram bile bayram olduğuna pişman olacaktı belki…

Ama yine de o türküyü dinleyerek eriyecekti yollar.

Gurbetten sılaya bir yolculuk değildi bizimkisi.

Bir ömürdü iki şehir arası, bir ömürdü iki ülke hatta iki dünya arası.

Hep bir gün bu hasret bitecek ve herkes köyüne geri dönecek diye süren,

Ama kimsenin hiçbir zaman köyüne dönemediği bir yolculuktu bizimkisi.

Ha bu gece bayram gecesi,

Ha her gece bayram gecesi.

Advertisement